| Abdulbaki Gölpınarlı |
Sonra gene bir yol tuttu.
|
| Abdullah Parlıyan |
Zülkarneyn yine bir yol daha tuttu.
|
| Adem Uğur |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Ahmed Hulusi |
Sonra (Zül-Karneyn) bir yolu daha kullandı.
|
| Ahmet Tekin |
Sonra yine doğru sebep ve vesilelere, meşrû araçlara başvurarak bir hedefe daha yöneldi.
|
| Ahmet Varol |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Ali Bulaç |
Sonra bir yol (daha) tuttu.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Sonra da (güneyden kuzeye doğru üçüncü) bir yol tuttu.
|
| Ali Ünal |
Zülkarneyn, bunun da ardından, gerekli imkânlarla donanmış olarak yeni bir sefere çıktı.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Sonra yine bir yol tutup gitti.
|
| Bekir Sadak |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Celal Yıldırım |
Sonra o başka bir yol tuttu.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(92-93) Arkasından yine bir sebebe sarılarak yola koyuldu. Sonunda iki dağ arasına varınca setlerin eteğinde neredeyse hiç söz anlamayan (dil bilmeyen) bir topluluk buldu.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Diyanet Vakfi |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Edip Yüksel |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Sonra da diğer bir sebebi ta'kıb etti
|
| Erhan Aktaş |
Sonra bir sebebe tabi oldu.
|
| Gültekin Onan |
Sonra bir yol (daha) tuttu.
|
| Hakkı Yılmaz |
Sonra iki çağ sahibi, bir sebebe uydu.
|
| Harun Yıldırım |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Hasan Basri Çantay |
Sonra yine bir yol tutdu.
|
| Hayrat Neşriyat |
Sonra bir sebeb (bir yol daha) tuttu.
|
| İbni Kesir |
Sonra da bir yol tuttu.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Sonra (başka) bir sebebe tâbî oldu (yola koyuldu).
|
| Kadri Çelik |
Sonra (yine) bir yol tuttu.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Farklı bir yol daha tuttu gitti sonra. Ta ki iki set arasına ulaştı
|
| Mehmet Okuyan |
Sonra (farklı) bir yol tutmuştu.
|
| Muhammed Celal Şems |
Sonra o, (yine) bir yolu takip etti.
|
| Muhammed Esed |
Ve o (böylece, doğru bir amaca ulaşmak için) bir kere daha, doğru aracı seçmiş oldu.
|
| Mustafa Çevik |
89-92 Bir süre sonra Zülkarneyn oradan ayrılıp yeni bir görev için güneşin doğduğu yöne doğru ulaşabildiği en son yere ulaştı, oraya varınca da güneşin üzerlerinden hiç eksik olmadığı, aylarca güneş gören bir halk ile karşılaştı. İşte Biz Zülkarneyn’e buralara ve böylesi toplumlara ulaşabilecek kadar ilim, güç ve imkân vermiştik. Şüphesiz ona bahşettiklerimizin sınırını ve neler olduğunu da Biz biliriz.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Yeniden kendisini (amacına) ulaştıracak bir araca başvurdu.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Sonra diğer bir yolu takibe başladı.
|
| Ömer Öngüt |
Sonra yine bir yol tutup gitti.
|
| Şaban Piriş |
Sonra yoluna devam etti.
|
| Sadık Türkmen |
SONRA yine bir yol tuttu.
|
| Seyyid Kutub |
Arkasından yine bir sebebe sarılarak yola koyuldu.
|
| Suat Yıldırım |
Sonra o başka bir yol tuttu.
|
| Süleyman Ateş |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Sonra yine başka bir yol tuttu.
|
| Tefhim-ul Kuran |
(92-93) Sonra (yine) bir yol tuttu. Nihayet iki dağ arasına ulaştığı zaman orada hiç söz anlamayan bir kavim buldu.
|
| Ümit Şimşek |
Sonra yine bir sebebi izledi.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Sonra yine bir sebebi izledi.
|