18 - Kehf suresi 90. âyet meali

حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَطْلِعَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَطْلُعُ عَلَى قَوْمٍ لَّمْ نَجْعَل لَّهُم مِّن دُونِهَا سِتْرًا
Hattâ izâ belega matlıaş şemsi vecedehâ tatluu alâ kavmin lem nec’al lehum min dûnihâ sitrâ(sitren).
  
hattâ izâ hatta olunca, olduğu zaman
belega erişti, ulaştı
matlıa eş şemsi (talaa) güneşin (tulû ettiği) doğduğu yer (doğdu)
vecede-hâ onu buldu
tatluu doğuyor
alâ kavmin bir kavme
lem nec'al kılmadık, yapmadık
lehum onlarındır, onlar için vardır
min dûni-hâ ondan başka
sitren bir örtü, perde
   
Abdulbaki Gölpınarlı Da gide gide güneşin doğduğu yere vardı, orada öyle bir topluluk buldu ki onların güneşten başka hiçbir elbisesi yoktu, öyle bir topluluğa doğmadaydı güneş orada.
Abdullah Parlıyan Gide gide, güneşin doğduğu yere vardığında, güneşe karşı sığınacak bir örtü vermediğimiz bir halk üzerine güneşi doğuyor buldu.
Adem Uğur Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık.
Ahmed Hulusi Tâ Güneş'in başlangıcının olduğu yere geldi (kuzeyde Güneş'in batmadan en alt noktadan tekrar yükseldiği bölge). Onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için ona (Güneş'e) karşı bir örtü oluşturmamıştık (Güneş hiç kaybolmuyordu).
Ahmet Tekin Nihayet, güneşin doğup da batmadığı, gündüzün aralıksız uzun süre devam ettiği yere ulaştığında, o bölgede, güneşin, kendilerini koruyacak elbiseyi ve barınağı öğretmediğimiz çıplak, ilkel bir kavmin üzerine doğduğunu görmüştü.
Ahmet Varol Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca onu, kendilerine güneşe karşı bir siper yapmadığımız bir kavmin üzerine doğar gördü.
Ali Bulaç Sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu.
Ali Fikri Yavuz Nihayet güneşin doğduğu yere (uzak şarka) vardığı zaman güneşi, öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onlara, güneşten kendilerini koruyacak bir siper (ev veya elbise gibi bir barınak) yapmamıştık.
Ali Ünal Sonunda güneşin doğduğu yere ulaştı ve onun kendilerini sıcaktan koruyacak bir siper, ev, örtü nasip etmediğimiz bir halkın üzerine doğduğunu gördü.
Bayraktar Bayraklı Sonunda güneşin doğduğu yere varınca, güneşi, kendilerine güneşten başka bir örtü vermediğimiz bir topluluğun üzerine doğuyor buldu.
Bekir Sadak Sonunda gunesin dogdugu yere ulasinca, gunesi, kendilerini elbise, bina gibi seylerle ortmedigimiz bir millet uzerine doguyor buldu.
Celal Yıldırım Tâ ki Güneş'in doğduğu yere (iyice doğu kesimine) ulaşınca, Güneş'i öyle bir millet üzerine doğuyor buldu ki, onlara Güneş'ten korunacak bir siper yapmamıştık.
Cemal Külünkoğlu (89-90) (Zülkarneyn) sonra (doğuya doğru) bir yol tuttu. Nihayet güneşin doğduğu yere (uzak doğuya) vardığı zaman, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız (çıplak) bir halk üzerine doğar buldu.
Diyanet İşleri (eski) Sonunda güneşin doğduğu yere ulaşınca, güneşi, kendilerini elbise, bina gibi şeylerle örtmediğimiz bir millet üzerine doğuyor buldu.
Diyanet Vakfi Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık.
Edip Yüksel Uzak doğuya varınca, güneşi, kendilerini güneşten koruyacak herhangi bir şeye sahip olmayan bir topluluk üzerine doğar buldu.
Elmalılı Hamdi Yazır Tâ gün doğu cihetine vardığı vakıt onu bir kavm üzerine doğuyor buldu ki onlara güneşin önünden bir siper yapmamıştık
Erhan Aktaş Nihayet Güneş’in doğduğu yere vardığı zaman, onu, kendilerini Güneş’e karşı koruyacak bir örtü yapmadığımız bir toplumun üzerine doğarken buldu.
Gültekin Onan Sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu.
Hakkı Yılmaz Sonunda, vahyin doğduğu yere vardı. Vahyi bir toplum üzerine doğuyor buldu. Öyle ki Biz onlar için, vahiy olmayan bilgilerle bir siper yapmıştık.
Harun Yıldırım Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık.
Hasan Basri Çantay Nihayet üstüne güneşin (ilk önce) doğduğu yere ulaşdığı zaman onu öyle bir kavmin üzerine doğuyor buldu ki biz onlar için buna karşı (korunacak) hiç bir siper yapmamışdık.
Hayrat Neşriyat Nihâyet güneşin doğduğu yere (doğu cihetindeki memleketlere) varınca, onu öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onun (o güneş ışıklarının) altında kendileri(ni korumak) için bir siper (dağlar ve ağaçlar) yapmamıştık.
İbni Kesir Nihayet güneşin doğduğu yere ulaştığında; onun, güneşe karşı hiç bir siper yapmadığımız bir kavmin üzerine doğduğunu gördü.
İskender Evrenosoğlu Güneşin doğduğu yere ulaştığı zaman onu (güneşi), ondan (güneşten) korunacak bir örtü yapmadığımız bir kavmin üzerine doğarken buldu.
Kadri Çelik Sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştığında güneşi, kendileri için ona karşı bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu.
Mehmet Ali Eroğlu Erişince oraya, kendilerine örtü vermediğimiz bir kavme güneş doğar gördü
Mehmet Okuyan Sonunda güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir toplum üzerine doğar buldu ki onlar için onun ardında (güneşe karşı) bir örtü yapmamıştık.
Muhammed Celal Şems Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca onu, kendileriyle o (güneşin) arasında engel koymadığımız bir kavmin üzerine doğar buldu.
Muhammed Esed (Ve doğuya doğru yürüyerek) günün birinde güneşin doğduğu yere vardığında onu, kendilerini güneşe karşı bir örtüyle örtmediğimiz bir kavmin üzerine doğar buldu:
Mustafa Çevik 89-92 Bir süre sonra Zülkarneyn oradan ayrılıp yeni bir görev için güneşin doğduğu yöne doğru ulaşabildiği en son yere ulaştı, oraya varınca da güneşin üzerlerinden hiç eksik olmadığı, aylarca güneş gören bir halk ile karşılaştı. İşte Biz Zülkarneyn’e buralara ve böylesi toplumlara ulaşabilecek kadar ilim, güç ve imkân vermiştik. Şüphesiz ona bahşettiklerimizin sınırını ve neler olduğunu da Biz biliriz.
Mustafa İslamoğlu En sonunda güneşin doğduğu yere ulaştı; onu kendileri için güneş ışığından gayrı bir örtü takdir etmediğimiz bir topluluk üzerine doğar halde buldu:
Ömer Nasuhi Bilmen Vaktâ ki güneşin doğduğu bir cihete kavuştu, onu bir kavim üzerine tulû eder buldu ki, onlar için güneşe karşı bir siper yapmış değildik.
Ömer Öngüt Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca onu öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onlara güneşin önünde bir siper yapmamıştık.
Şaban Piriş Sonunda, güneşin doğduğu yere vardığında onun, güneşe karşı hiçbir siper yapmadığımız bir kavmin üzerine doğduğunu gördü.
Sadık Türkmen Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu bir kavmin üzerine doğar halde buldu. Onlara güneşten koruyan bir siper yapmamıştık.
Seyyid Kutub Sonunda güneşin doğduğu yere varınca güneşi, öyle bir toplumun üzerine doğarken buldu ki, bu adamlar ile güneşin ışınları arasında hiçbir engel, hiçbir sütre koymamıştık.
Suat Yıldırım Güneşin doğduğu yere varınca onun, kendilerini sıcaktan koruyacak bir siper nasib etmediğimiz bir halk üzerine doğduğunu gördü.
Süleyman Ateş Nihâyet güneşin doğduğu yere ulaşınca onu, güneşe karşı kendilerine siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğar buldu.
Süleymaniye Vakfı Güneşin gözüktüğü yere kadar vardı. Baktı ki bir topluluğun üzerinde gözüküyor; onunla(güneşle) o topluluk arasına örtü koymamışız. (Güneş hiç batmıyor)
Tefhim-ul Kuran Sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştı ve onu (güneşi), kendileri için ona karşı bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu.
Ümit Şimşek Nihayet doğuya vardığında, güneşi, kendilerini ondan koruyacak bir siper vermediğimiz bir kavim üzerine doğarken gördü.
Yaşar Nuri Öztürk Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.