| Abdulbaki Gölpınarlı |
Artık yüzçevir onlardan ve de ki: Esenlik size, yakında bilip anlarlar.
|
| Abdullah Parlıyan |
Ey Muhammed! Şimdi sen, onlardan yüz çevir, vazgeç ve size “Selam deyiver!” yakında bilecekler.
|
| Adem Uğur |
Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu.
|
| Ahmed Hulusi |
(Rasûlüm!) Sen onlara aldırma ve: "Selâm" de! Yakında bilecekler (işin hakikatini)!
|
| Ahmet Tekin |
Gene de, sen onlara azarlamadan, kınamadan müsamaha göster ve:'Bizden uzak durun' de. Onlar yakında vaziyeti öğrenecekler.
|
| Ahmet Varol |
Şimdi sen onlardan geç ve: 'Selâm' de! Yakında bilecekler.
|
| Ali Bulaç |
Şimdi sen, 'aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir' ve: "Selam" de. Artık onlar bileceklerdir.
|
| Ali Fikri Yavuz |
(Ey Rasûlüm), şimdilik onlardan yüz çevir, (kendilerini terk et) de “Selâm= anlaşma var” söyle. Artık yakında (başlarına gelecek felâketi) bileceklerdir.
|
| Ali Ünal |
Madem öyle (ey Rasûlüm), aldırma onlara, (söylediklerini duymazdan, yaptıklarını görmezden gel) ve kendilerine selâmet dileyerek yoluna devam et. Gün gelecek, elbette bileceklerdir.
|
| Bayraktar Bayraklı |
“Onlara karşı dikkatli ol ve “selam” size de! İleride gerçeği anlayacaklardır.”
|
| Bekir Sadak |
(88-89) Onlar hakkinda: «Ey Rabbim! Bunlar inanmayan bir millettir» demesi uzerine Allah: «Oralari gec, esenlik dile; yakinda bileceklerdir» buyurdu. *
|
| Celal Yıldırım |
(88-89) (Peygamberin) «Ey Rabbim ! Şüphesiz ki bunlar imân etmeyen bir millettir», sözüne karşılık, «sen, onlardan vazgeç de selâm (size), ileride bileceklerdir.» (buyuruldu).
|
| Cemal Külünkoğlu |
(Ey Resulüm!) sen onların yaptıklarına dayan/aldırma ve de ki: “Selam (olsun size)!” Çünkü onlar zamanı geldiğinde (hakikati) anlayacaklar.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(88-89) Onlar hakkında: 'Ey Rabbim! Bunlar inanmayan bir millettir' demesi üzerine Allah: 'Onlardan geç, esenlik dile; yakında bileceklerdir' buyurdu.
|
| Diyanet Vakfi |
(88-89) (Resûlullah'ın:) Yâ Rabbi! Bunlar, iman etmeyen bir kavimdir, demesine karşı Allah: Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu.
|
| Edip Yüksel |
Onlara aldırma ve “Selam“ (barış ve esenlik) de; yakında bilecekler.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Şimdi sen onlardan sarfı nazar et de 'selâm!' de, artık ileride bileceklerdir!
|
| Erhan Aktaş |
Onları kendi hallerine bırak: “Selam olsun.” de. Yakında gerçeği görecekler.
|
| Gültekin Onan |
Şimdi sen 'aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir' ve "selam" de. Artık onlar bileceklerdir.
|
| Hakkı Yılmaz |
Artık sen onlardan vazgeç ve “Selâm!” de. Artık onlar yakında bileceklerdir.
|
| Harun Yıldırım |
Şimdi sen aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir ve: “Selam.” de. Yakında bileceklerdir.
|
| Hasan Basri Çantay |
Şimdilik sen (Habîbim) onlardan yüz çevir, «Selâm» de. Artık yakında bileceklerdir.
|
| Hayrat Neşriyat |
(Ey Resûlüm!) Şimdi onlardan yüz çevir ve 'Selâm! (Allah selâmet versin!)' de! Artık ileride bileceklerdir.
|
| İbni Kesir |
Şimdilik sen, onlardan yüz çevir ve; selam, de. Yakında bileceklerdir.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Bundan sonra onlardan vazgeç ve: “Selâm olsun.” de. Artık yakında bilecekler.
|
| Kadri Çelik |
Şimdilik sen onlara aldırma ve “Selâm” (yumuşak söz) de. Onlar yakında bilecekler!
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Fiilen sen şimdi onlardan yüz çevir ve "Selam size!" deArtık onlar yakında bileceklerdir.
|
| Mehmet Okuyan |
(Şimdilik) onlardan yüz çevir ve (onlara) “Selam!” de! İleride (gerçeği) bilecekler!
|
| Muhammed Celal Şems |
(Biz cevaben dedik ki:) “Sen onları affet ve (kendilerine Allah’ın) selamı (üzerinize olsun) de. Bunun sonucu (onlar hakkı) pek yakında öğrenecekler.
|
| Muhammed Esed |
Ama sen onlar(ın yaptıkların)a dayan ve de ki: "Selam (olsun size)!" Çünkü onlar zamanı geldiğinde (hakikati) anlayacaklar.
|
| Mustafa Çevik |
Ey Peygamber! Sen onların söyleyip durduklarına ve yaptıklarına sabırla diren ve aldırış da etme. “Selam olsun size.” diyerek kendi hallerine bırak, bataklıklarında oyalanıp dursunlar. Nasıl olsa günü geldiğinde gerçeği görüp anlayacaklar, fakat iş işten çoktan geçmiş olacak. Artık anlamış olmalarının da onlara hiçbir yararı olmayacak.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Fakat sen (verdikleri selamı) güzel bir karşılıkla al, yani "(Size de) selam olsun!" de. Nasıl olsa zamanı geldiğinde (gerçeği) öğrenecekler.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(88-89) Ve onun, «Yarabbi! Muhakkak ki, onlar imân etmez bir kavimdir,» demesi de indallah malumdur. Şimdi onlardan iraz et ve «Selâm,» deyiver, artık ileride bileceklerdir.
|
| Ömer Öngüt |
Resulüm! Şimdilik sen onlardan yüz çevir. De ki: "Size selâm olsun!" Yakında bilecekler.
|
| Şaban Piriş |
Öyleyse onları boş ver ve “selam” de, nasıl olsa öğrenecekler.
|
| Sadık Türkmen |
Sen onlardan vazgeç/ayrıl: “Size selâm olsun/iyi günler” diyerek! Çünkü yakında bilecekler!
|
| Seyyid Kutub |
Ey Muhammed! Sen şimdilik onlardan yüz çevir ve esenlik dile; yakında bileceklerdir.
|
| Suat Yıldırım |
Şimdi sen onlardan yüz çevir ve: "Selâm size!" de. Artık yakında mâruz kalacakları âkıbeti öğrenirler.
|
| Süleyman Ateş |
Şimdi sen onlardan geç ve : "Size esenlik (dilerim)" de. Yakında bileceklerdir.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Onlara göz yum da “selam” deyip geçiver; nasıl olsa yakında öğrenecekler.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Şimdi sen, 'aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir' ve: «Selam» de. Artık onlar bileceklerdir.
|
| Ümit Şimşek |
Sen onlara aldırma ve 'Size selâm olsun' de. Yakında onlar da görecekler.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Artık sen onlara aldırma, "Selam!" deyiver. Yakında bilecekler.
|