| Abdulbaki Gölpınarlı |
Sonra, bir yol daha tuttu.
|
| Abdullah Parlıyan |
Zülkarneyn bir yol daha tuttu.
|
| Adem Uğur |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Ahmed Hulusi |
Sonra (Zül-Karneyn diğer) bir yolu kullandı.
|
| Ahmet Tekin |
Sonra doğru sebep ve vesilelere, meşrû araçlara başvurarak başka bir hedefe yöneldi.
|
| Ahmet Varol |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Ali Bulaç |
Sonra (yine) bir yol tuttu.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Sonra Zül’-Karneyn (Doğuya doğru) bir yol tuttu.
|
| Ali Ünal |
Sonra, gerekli imkânla donanmış olarak yeni bir yol tuttu.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Sonra yine bir yol tutup gitti.
|
| Bekir Sadak |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Celal Yıldırım |
Sonra o başka bir yol tuttu.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(89-90) (Zülkarneyn) sonra (doğuya doğru) bir yol tuttu. Nihayet güneşin doğduğu yere (uzak doğuya) vardığı zaman, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız (çıplak) bir halk üzerine doğar buldu.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Diyanet Vakfi |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Edip Yüksel |
Sonra bir yol tuttu.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Sonra da bir sebebi ta'kıb etti
|
| Erhan Aktaş |
Sonra bir sebebe1 tabi oldu.
1- Amacına ulaştıracak bir yola koyuldu.
|
| Gültekin Onan |
Sonra (yine) bir yol tuttu.
|
| Hakkı Yılmaz |
Sonra iki çağ sahibi, bir sebebe uydu.
|
| Harun Yıldırım |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Hasan Basri Çantay |
Sonra o, başka bir yol tutdu.
|
| Hayrat Neşriyat |
Sonra (başka) bir sebeb (doğuya doğru, bir yol) ta'kib etti.
|
| İbni Kesir |
Sonra o, bir yol tuttu.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Sonra bir sebebe tâbî oldu (yola koyuldu).
|
| Kadri Çelik |
Sonra (Zülkarneyn yine) bir yol tutmuş oldu.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Kendisi yine bir yol tuttu. Gide gide güneşin doğduğu yere ulaştı
|
| Mehmet Okuyan |
Sonra (doğuya doğru) bir yol tutmuştu.
|
| Muhammed Celal Şems |
Sonra o, (yine) bir yolu takip etti.
|
| Muhammed Esed |
Ve (Zulkarneyn, doğru bir amaca varmak için, böylece) bir kere daha doğru aracı seçti.
|
| Mustafa Çevik |
89-92 Bir süre sonra Zülkarneyn oradan ayrılıp yeni bir görev için güneşin doğduğu yöne doğru ulaşabildiği en son yere ulaştı, oraya varınca da güneşin üzerlerinden hiç eksik olmadığı, aylarca güneş gören bir halk ile karşılaştı. İşte Biz Zülkarneyn’e buralara ve böylesi toplumlara ulaşabilecek kadar ilim, güç ve imkân vermiştik. Şüphesiz ona bahşettiklerimizin sınırını ve neler olduğunu da Biz biliriz.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Sonra o, yeni (amacına) ulaştıracak bir araca yine başvurdu.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Sonra da başka bir yol takip etti.
|
| Ömer Öngüt |
Sonra yine bir yol tutup gitti.
|
| Şaban Piriş |
Sonra bir yol tuttu.
|
| Sadık Türkmen |
SONRA yine bir yol tuttu.
|
| Seyyid Kutub |
Arkasından yine bir sebebe sarılarak yola koyuldu.
|
| Suat Yıldırım |
Zülkarneyn bu sefer yine bir yol tuttu.
|
| Süleyman Ateş |
Sonra yine bir yol tuttu.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Sonra o (Zülkarneyn), bir yola girdi.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Sonra (yine) bir yol tutmuş oldu.
|
| Ümit Şimşek |
Sonra yine bir sebebi izledi.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Sonra bir sebebi daha izledi.
|