2 - Bakara suresi 66. âyet meali

Fâtiha suresi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 Sonraki Tümü Âl-i İmrân suresi
فَجَعَلْنَاهَا نَكَالاً لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهَا وَمَا خَلْفَهَا وَمَوْعِظَةً لِّلْمُتَّقِينَ
Fe cealnâhâ nekâlen li mâ beyne yedeyhâ ve mâ halfehâ ve mev’ızaten lil muttakîn(muttakîne).
  
fe o zaman, böylece
cealnâ-hâ biz onu kıldık
nekâlen nakledilecek olay, ibret
li mâ o şeyi
beyne arasında
yedey-hâ (beyne yedeyha) onun elleri (onun önündeki)
ve mâ ve şey
halfe-hâ onun arkasında
ve mev'ızaten ve vaaz, öğüt, nasihat
li el muttakîne takva sahipleri için
   
Abdulbaki Gölpınarlı O zaman bunu görenlerle sonradan gelenlere ibret, sakınanlara da bir öğüt olmak üzere onları maymun şekline sokmuştuk.
Abdullah Parlıyan Ve o maymunlaşmış insanları, görenlerle sonradan gelenlere uyarıcı bir örnek ortaya koyduk. Yolunu Allah'ın kitabıyla bulanlara, ibret alınacak bir ders haline getirdik.
Adem Uğur Biz bunu (maymunlaşmış insanları), hadiseyi bizzat görenlere ve sonradan gelenlere bir ibret dersi, müttakîler için de bir öğüt vesilesi kıldık.
Ahmed Hulusi Bu; olayı yaşayanlara ve onlardan sonra gelenlere ibret bir ceza olsun; korunmak isteyenler de bundan öğüt alsınlar, diyedir.
Ahmet Tekin Bu ibret dolu cezayı, bizzat görenlere ve sonraki nesillere bir ders, bir gözdağı, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlara, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlere de unutamayacakları bir öğüt, bir ibret vesilesi kıldık.
Ahmet Varol Bu olayı, öncekilere ve sonradan geleceklere ders verici bir ceza ve takva sahipleri için de bir öğüt kıldık.
Ali Bulaç Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara 'ibret verici bir ceza', takva sahipleri için de bir öğüt kıldık.
Ali Fikri Yavuz Biz, o azâbı; onlarla bulunanlara, onlardan sonra gelip duyanlara, ibret; ve takvâ sâhibi müminlere de bir nasihat kıldık.
Ali Ünal Bunu, o anda yaşayanlara ve daha sonra geleceklere ağır bir dersi ibret ve müttakîler için üzerinde düşünecekleri ve ikaz, irşad adına başkalarına da anlatacakları bir öğüt vesilesi kıldık.
Bayraktar Bayraklı Biz bu cezayı, bizzat görenlere ve sonradan gelenlere bir ders, sakınanlar için de bir öğüt vesilesi kıldık.
Bekir Sadak (65-66) Icinizden cumartesi gunu azginlik edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara «Asagilik birer maymun olunuz» dedik"; bunu, cagdaslarina ve sonradan geleceklere bir ceza ornegi ve Allah'a karsi gelmekten sakinanlara ogut olsun diye yaptik.
Celal Yıldırım İşte Biz bu (milletin tutumunu ve başlarına gelen kötü sonuçları) kendi devirlerinde yaşayanlara ve sonradan gelecek olanlara bir ibret ve takva (Allah'tan korkup kötülüklerden sakınan irfan) sahiplerine bir öğüt kıldık.
Cemal Külünkoğlu Biz bunu hem o zamandakilere hem de sonradan geleceklere bir ibret ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara da bir nasihat kıldık.
Diyanet İşleri (eski) (65-66) İçinizden cumartesi günü azgınlık edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara 'Aşağılık birer maymun olunuz' dedik; bunu, çağdaşlarına ve sonradan geleceklere bir ceza örneği ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara öğüt olsun diye yaptık.
Diyanet Vakfi Biz bunu (maymunlaşmış insanları), hadiseyi bizzat görenlere ve sonradan gelenlere bir ibret dersi, müttakîler için de bir öğüt vesilesi kıldık.
Edip Yüksel Bu cezayı çağdaşlarına ve sonraki kuşaklara bir ibret ve erdemli insanlar için de bir öğüt yaptık.
Elmalılı Hamdi Yazır ve bu ukubeti önündekilere ve arkasındakilere bir dersi ibret ve korunacaklara bir va'z-u nasıhat olmak üzere yaptık.
Erhan Aktaş Biz bunu, onlara ve onlardan sonra gelecek kuşaklara ibret; muttakilere1 de öğüt olarak yaptık.

1- Korunanlara; Allah’ın buyruklarına içtenlikle uyarak; o buyruklarla, kötü ve zararlı şeylere karşı kendisini korumaya, güvenceye alanlara.
Gültekin Onan Bunu çağdaşlarına / yanında olanlara (lima beyne yedeyha) ve sonraki kuşaklara / gelecek olanlara (halfeha) bir ceza / azab / ibret verici ceza (nekalen) ve muttakiler için de bir öğüt / nasihat (mevızaten) yaptık.
Hakkı Yılmaz Sonra da aşağılık maymunluğu, çağdaşlarına ve sonrakilere müthiş bir ders ve Allah'ın koruması altına girmiş kişiler için bir nasihat/öğüt yaptık.
Harun Yıldırım Onu öncekileri ve sonrakileri için ibret verici bir ceza, muttakîler için de bir öğüt kıldık.
Hasan Basri Çantay Binâen'aleyh onu hem önündekilere (o zaman hazır olanlara), hem ardındakilere (sonradan geleceklere) ibret verici ceza ve (mü'minlerden) takvaaye erenler de bir öğüd yaptık.
Hayrat Neşriyat Böylece bunu (bu hâdiseyi) önündekilere ve arkasındakilere (o zamanda bulunanlara ve ardından geleceklere) ibret verici bir cezâ, takvâ sâhiblerine ise bir nasîhat kıldık.
İbni Kesir Artık bunu hem önündekilere, hem de ardındakilere ibret verici bir ceza, hem de müttakilere bir öğüt kıldık.
İskender Evrenosoğlu Böylece onu (bu cezayı), hayatta olanlara ve onların arkasından gelecek olanlara bir ibret ve takva sahipleri için bir öğüt kıldık.
Kadri Çelik Böylece (o anda) yaptıkları ve (daha önce) yapmış oldukları şeylere karşılık bunu ibret verici bir ceza ve takva sahipleri için de bir öğüt vesilesi kıldık.
Mehmet Ali Eroğlu Bunu hem öncekiler hem de sonradan gelecek olanlara ibretlik bir ders kıldık Arkadan gelen akıl sahibi takva ehline ibret alınacak güzel bir öğüt kıldık.
Mehmet Okuyan Bunu öndekilere (onları görenlere) ve arkalarındakilere (ibretlik) bir ceza, muttakîler (duyarlı olanlar) için de bir öğüt kılmıştık.
Muhammed Celal Şems (Biz bu hadiseyi) orada bulunanlara ve onlardan sonra gelenlere bir ibret, takva sahiplerine (de) bir öğüt vesilesi kıldık.
Muhammed Esed Ve onları hem kendi zamanları, hem de bütün gelecek zamanlar için uyarıcı bir örnek kıldık, Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlara da ibret alınacak bir ders.
Mustafa Çevik 63-66 Ey İsrailoğulları! Sizin atalarınızın üzerine Sina Dağı’nı şahit tutarak onlardan yalnız Allah’ı Rab ve ilah edinip de davetine iman edeceklerine dair söz almıştık. Bunun üzerine Biz de: “Söz verdiğiniz hayat nizamına sımsıkı sarılın, gereklerini bilinçle yerine getirin, kitabınızın içindekileri aklınızdan çıkarmayın.” demiştik. Fakat bir süre sonra bu sözlerinden de döndüler. Şayet Allah merhamet ve rahmetiyle muamele edip tevbe etmeleri için süre tanımasaydı, muhakkak helak edilip hüsrana uğrayacaklardı. Nitekim Sebt (Cumartesi) gününün yasaklarını ihlal edip, isyan ederek azgınlaşanların başlarına geleni de biliyorsunuz. Bu sebeple Biz onlara “Aşağılık maymunlar gibi olun, onlardan bir farkınız kalmadı.” diyerek onları hem kendi zamanları hem de gelecek nesiller için ibretlik bir ceza ve uyarı vesilesi kıldık.
Mustafa İslamoğlu Ve onları, hem ilk kuşaklar hem de sonraki nesiller için bir ibret vesikası, (taklitten) sakınanlar içinde uyarıcı bir örnek kıldık.
Ömer Nasuhi Bilmen Artık bunu o zamandakilere ve ondan sonrakilere bir ibret, müttekiler için de bir nasihat kıldık.
Ömer Öngüt İşte biz bu (maymunlaşma cezasını), kendi devirlerinde yaşayıp hadiseyi bizzat görenlere ve sonradan gelecek olanlara bir ibret dersi, takvâ sahibi müminlere de bir öğüt yaptık.
Şaban Piriş Böylece onların akıbetini hem önlerinde bulunanlar için, hem de kendilerinden sonra gelecekler için bir ibret ve Allah’tan korkanlar için de bir öğüt vesilesi yaptık.
Sadık Türkmen Biz bunu hem onu görenlere, hem de sonra geleceklere bir ibret ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara da bir öğüt kıldık.
Seyyid Kutub Bu cezayı, onu görenlere ve sonradan gelip işitenlere ibret ve takva sahiplerine öğüt yaptık.
Suat Yıldırım Bunu, hem bu hâdiseye şahit olanlara, hem de sonradan gelecek olan nesillere bir ibret ve korunacaklara da bir öğüt kıldık.
Süleyman Ateş Ve bunu, önündekilere ve ardından geleceklere ibret bir cezâ, (Allâh'ın azâbından) korunanlara da bir öğüt yaptık.
Süleymaniye Vakfı Bunu, o gün yaşayanlara ve arkadan gelenlere ders ve müttakîlere [*] öğüt olsun diye yapmıştık.

[*] Müttakî, kendi yapısını bozmayan kişidir. 

Tefhim-ul Kuran Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonradan gelecek olanlara 'ders verici bir ceza,' takva sahipleri için de bir öğüd kıldık.
Ümit Şimşek Bunu da, hem onların çağdaşlarına, hem de sonradan geleceklere bir ibret, sakınanlara ise bir öğüt olsun diye yaptık.
Yaşar Nuri Öztürk Bu durumu, o zamankilere ve onların ardından geleceklere ibret dolu bir ceza, takva sahiplerine de bir öğüt yaptık.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.