| Abdulbaki Gölpınarlı |
Bu söze mi şaştınız siz?
|
| Abdullah Parlıyan |
Siz bu sözü ve bu haberleri mi tuhaf buluyorsunuz?
|
| Adem Uğur |
Şimdi siz bu söze (Kur'an'a) mı şaşıyorsunuz?
|
| Ahmed Hulusi |
Şimdi siz bu olayı (ölümle başlayan ölümsüz hayatı) acayip mi buluyorsunuz?
|
| Ahmet Tekin |
Şimdi siz, bu sözden, Kur’ân’dan dolayı mı hayretler içindesiniz?
|
| Ahmet Varol |
Şimdi siz bu söze mi hayret ediyorsunuz?
|
| Ali Bulaç |
Şimdi siz, bu sözden mi şaşkınlığa düşüyorsunuz?
|
| Ali Fikri Yavuz |
Şimdi siz, bu Kur’an’a mı şaşıyorsunuz? (Ey Mekke’liler).
|
| Ali Ünal |
Öyleyken, (sizi ebedî mutluluğa çağıran) bu Söz’e mi şaşıyorsunuz?
|
| Bayraktar Bayraklı |
Şimdi bu kitaba mı hayret ediyorsunuz?
|
| Bekir Sadak |
Bu soze mi sasiyorsunuz?
|
| Celal Yıldırım |
Yoksa bu söze mi şaşıyorsunuz?
|
| Cemal Külünkoğlu |
(59-61) Şimdi siz bu söze (Kur'an'a) mı şaşırıyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz! Gaflet içinde eğlenip duruyorsunuz!
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Bu söze mi şaşıyorsunuz?
|
| Diyanet Vakfi |
Şimdi siz bu söze (Kur'an'a) mı şaşıyorsunuz?
|
| Edip Yüksel |
Bu sözü mü tuhaf karşılıyorsunuz?
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Şimdi siz bu kelâma mı teaccüb ediyorsunuz
|
| Erhan Aktaş |
Bu sözlere mi şaşırıyorsunuz?
|
| Gültekin Onan |
Şimdi siz, bu sözden mi şaşkınlığa düşüyorsunuz?
|
| Hakkı Yılmaz |
Peki, şimdi siz bu sözden mi hayrete düşüyorsunuz?
|
| Harun Yıldırım |
Şimdi siz bu sözden dolayı mı hayret edersiniz?
|
| Hasan Basri Çantay |
Şimdi siz bu söze mi şaşıyorsunuz?
|
| Hayrat Neşriyat |
(59-60) Şimdi (siz) bu sözden mi (Kur’ân’dan mı) şaşıyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz!
|
| İbni Kesir |
Bu söze mi şaşıyorsunuz siz?
|
| İskender Evrenosoğlu |
Yoksa bu söz size acayip mi geldi?
|
| Kadri Çelik |
Şimdi siz bu sözden mi şaşkınlığa düşüyorsunuz?
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(59-60) Cevherli söze (Kur'an'a) mı şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz sizler!.
|
| Mehmet Okuyan |
Şimdi siz bu sözü mü tuhaf buluyorsunuz!
|
| Muhammed Celal Şems |
Öyleyse bu sözden dolayı mı hayret ediyorsunuz?
|
| Muhammed Esed |
Siz bu haberleri tuhaf mı buluyorsunuz?
|
| Mustafa Çevik |
-62 Uyarılmakta olduğunuz son ile karşılaşmadan önce, size yapılan davetin
önemini kavrayıp başınıza geleceklere üzüleceğiniz yerde, önemsemeyip, gülüp, eğlenmeye devam ediyorsunuz. Hiç olmazsa bundan sonra aklınızı kullanıp Allah’ın davetine yönelin.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Ne yani, siz bu (kaçınılmaz) olayın haberini tuhaf mı buluyorsunuz?
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(59-60) Şimdi siz bu kelâmdan mı teaccüb ediyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
|
| Ömer Öngüt |
Şimdi siz bu söze mi şaşıyorsunuz?
|
| Şaban Piriş |
Bu söze mi şaşıyorsunuz?
|
| Sadık Türkmen |
Şimdi, siz bu sözden mi hayrete düşüyorsunuz?
|
| Seyyid Kutub |
Bu Kur'an sizin tuhafınıza mı gidiyor?
|
| Suat Yıldırım |
(59-62) Şimdi siz bu söze mi şaşırıyorsunuz? Hep gülüyorsunuz, ama ağlamıyorsunuz. Üstelik kafa tutuyor, oyalanıyorsunuz. Haydi artık (bırakın bu gafleti de) Allah’a secde ve ibadet edin!
|
| Süleyman Ateş |
Şimdi siz bu söze mi hayret ediyorsunuz?
|
| Süleymaniye Vakfı |
Yoksa bu sözler sizi şaşırtıyor mu?
|
| Tefhim-ul Kuran |
Şimdi siz, bu sözden mi şaşkınlığa düşüyorsunuz?
|
| Ümit Şimşek |
Siz bu söze mi şaşıyorsunuz?
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Şimdi siz bu sözden mi hayrete düşüyorsunuz?
|