43 - Zuhruf suresi 47. âyet meali

فَلَمَّا جَاءهُم بِآيَاتِنَا إِذَا هُم مِّنْهَا يَضْحَكُونَ
Fe lemmâ câehum bi âyâtinâ izâhum minhâ yadhakûn(yadhakûne).
  
fe o zaman, böylece
lemmâ olduğu zaman
câe-hum onlara geldi
bi âyâtinâ âyetlerimizi
izâ-hum o zaman onlar
min-hâ on(lar)dan, oradan (orada)
yadhakûne gülüyorlar, alay ediyorlar
   
Abdulbaki Gölpınarlı Onlara delillerimizle gelince o delillere gülmeye başladılar.
Abdullah Parlıyan Musa onlara delillerimizle gelince, onlar birdenbire işi alaya alıp, gülmeye başladılar.
Adem Uğur Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.
Ahmed Hulusi Onlara işaretlerimizle geldiğinde, onlar hemen bunlara güldüler!
Ahmet Tekin Mûsâ onlara âyetlerimizi, mûcizelerimizi getirince, o sırada mûcizelerle alay ederek güldüler.
Ahmet Varol Fakat, onlara ayetlerimizi getirince bir de ne görsün: Onlarla alay ediyorlar.
Ali Bulaç Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar.
Ali Fikri Yavuz Fakat onlara böyle mucizelerimizle varınca, hemen onlar bunlara gülüverdiler.
Ali Ünal Önlerinde delillerimizi sergileyiverince, gülüp o delillerle alay ettiler.
Bayraktar Bayraklı Onlara mucizelerimizi getirince mucizelere gülüvermişlerdi.
Bekir Sadak Onlara mucizelerimizi getirdigi zaman, bunlara guluvermislerdi.
Celal Yıldırım Ne vakit ki onlara mu'cizelerimizle geldi, onlar birdenbire (işi alaya alıp) buna gülüverdiler.
Cemal Külünkoğlu Musa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.
Diyanet İşleri (eski) Onlara mucizelerimizi getirdiği zaman, bunlara gülüvermişlerdi.
Diyanet Vakfi Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.
Edip Yüksel Mucizelerimizi kendilerine götürdüğü zaman, o mucizelere gülmüşlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır Vaktâ ki onlara böyle âyetlerimizle vardı, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler
Erhan Aktaş Fakat Musa onlara âyetlerimizle1 gelince, onlar hemen alay etmeye başladılar.

1- Mucizelerimizle, kanıtlarımızla.
Gültekin Onan Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar.
Hakkı Yılmaz Sonra da Mûsâ âyetlerimizi/ alâmetlerimizi/ göstergelerimizi onlara getirince, onlar hemen âyetlere gülüverdiler.
Harun Yıldırım Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün onlar bunlara gülüyorlar.
Hasan Basri Çantay Fakat onlara âyetlerimiz gelince bir de ne görsünler, onlar bu (âyetlere) gülüyorlar!
Hayrat Neşriyat Fakat onlara mu'cizelerimizi getirdiğinde, o vakit onlar bunlara gülüverdiler.
İbni Kesir Onlara ayetlerimizle varınca, onlar bunlara gülüvermişlerdi.
İskender Evrenosoğlu Fakat (Musa A.S), onlara âyetlerimizle (mucizelerimizle) gelince, onlar o zaman onlara (mucizelere) gülüyorlardı (alay ediyorlardı).
Kadri Çelik Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler.
Mehmet Ali Eroğlu Zelilce, alaya alarak gülmeye başladılar, Musa onlara ayetlerimizle gelince böyle yaptılar.
Mehmet Okuyan Onlara delillerimizi getirince hemen onlara gülmüşlerdi.
Muhammed Celal Şems Kendilerine mucizelerimizle geldiğinde, hemen (alay edip,) onlara gülmeye başladılar.
Muhammed Esed Ama önlerine (mucizevi) işaretlerimizi getirince, hemen onları alaya aldılar,
Mustafa Çevik 46-56 Vaktiyle Musa’yı da apaçık âyetlerimiz ve mucizelerle birlikte, Firavun ve kavmine göndermiştik. Musa onlara gidip, “Ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim.” demişti. Fakat onlar peygamberliğinin delili olan mucizeleri de görmelerine rağmen, Musa’ya inanmayıp onunla alay ettiler. Bunun üzerine belki düşünür, gerçeği görür anlarlar diye birbirinden daha güçlü ve etkili mucizelerle Musa’yı destekledik. Firavun ve kavmini bu mucizelerle uyardık fakat onlar karşılaştıkları her mucize ve musibetten sonra Musa’ya gelip, “Ey yüce insan ve ey büyük sihirbaz! Rabbinin sana lütfettiği peygamberlik hatırına, O’na dua et de bizi bu musibetlerden kurtarsın. Biz artık senin davet ettiğin o yolda yürüyeceğiz.” dediler. Ne zaman Biz de onları başlarına gelen uyarıcı musibetlerden kurtardıysak hemen sözlerinden döndüler. Sonra Firavun kavmine dönüp şöyle demeye başladı: “Ey kavmim! Mısır ülkesinin hükümranlığı bana ait değil mi, şu ayaklarımın altında akıp giden nehir benim değil mi? Benim bu muhteşem kudret ve saltanatı mı görmüyor musunuz? Ben bu Musa denen, güçsüz ve zavallı adamdan daha güçlü efendiniz değil miyim? Hem bir baksanız ya, ne demek istediği ve amacının ne olduğu bile belli değil, şimdi onunla ben bir miyim? Musa gerçekten peygamber olarak görevlendirilmiş ise boynunda altın gerdanlıkları, kollarında altın bilezikleri ve yanında ona yardımcı meleklerle, ihtişamlı ve güçlü olarak karşımıza çıkması gerekmez miydi?” Firavun bu sözleri ile zaten yozlaşmaya müşrik, kâfir ve nankör olmaya yatkın olan kavmini etkisi altına aldı ve onlar da Firavun’a boyun eğip ona kulluk etmeye devam ettiler. Böylece Bize sırtlarını dönüp de gazabımızı üzerlerine çekince, hak ettikleri azaba çarptırıp hepsini suda boğduk ve onları Allah’la birlikte başkalarını da Rab ve ilah edinenler için kötü bir örnek olmak üzere gelecek nesillere ibretlik kıldık.
Mustafa İslamoğlu Fakat ardından, onların önüne mucizevi ayetlerimizi sürünce, onlar hemen alay etmeye başladılar.
Ömer Nasuhi Bilmen (46-47) Andolsun ki, Mûsa'yı âyetlerimizle Fir'avun'a ve onun cemaatine gönderdik. Binaenaleyh dedi ki: «Ben şüphe yok âlemlerin Rabbinin bir Resûlüyüm.» Vaktâ ki onlara Bizim âyetlerimizle geldi, onlar o zaman, bunlardan gülüşür oldular.
Ömer Öngüt Onlara âyetlerimizle varınca, bunlara gülüvermişlerdi.
Şaban Piriş Onlara ayetlerle geldiği zaman onlar, ona gülüp geçmişlerdi.
Sadık Türkmen Fakat ayetlerimizle onlara gelince, onlar o zama, onlarla alay ederek gülüyorlar!
Seyyid Kutub Onlara ayetlerimizi getirince, birden bire onlarla alay etmeye koyuldular.
Suat Yıldırım O, delillerimizle onlara gidince onlar alay edip gülmeye koyuldular.
Süleyman Ateş Onlara âyetlerimizi getirince onlar o âyetlerle alay edip gülmeğe başladılar.
Süleymaniye Vakfı Onlara belgelerimizi getirince hemen gülüverdiler.
Tefhim-ul Kuran Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar.
Ümit Şimşek Onlara âyetlerimizi getirdiğinde, onlar buna güldüler.
Yaşar Nuri Öztürk Mûsa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.