| Abdulbaki Gölpınarlı |
O bilir, onların önlerinde ve artlarında ne varsa ve Tanrı rızâsına mazhar olandan başkasına şefâat de edemezler ve onlar, onun korkusundan ürkerler.
|
| Abdullah Parlıyan |
Allah onların yaptıklarını da, yapacaklarını da bilir ve onlar Allah'ın hoşnut olacağı kimselere, şefaat edebilirler ve hepsi de, Allah korkusundan dolayı titrerler.
|
| Adem Uğur |
Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını da, yapacaklarını da) bilir. Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler!
|
| Ahmed Hulusi |
Onların önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. . . Onlar, ancak rızasını kazanmış kişilere şefaat ederler. . . Onlar, O'nun haşyetinden titrerler.
|
| Ahmet Tekin |
Allah onların aşikâre, saklı, gizli yaptıklarını, yapacaklarını bilir. Allah’ın rızasına mazhar olmuş kullarından başkasına şefaat etmezler. Onlar korku içinde, Allah’ın emirlerine itina göstererek, saygıdan titrerler.
|
| Ahmet Varol |
O (Allah) onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O'nun hoşnut olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler. O'nun korkusuyla titremektedirler.
|
| Ali Bulaç |
O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir; onlar şefaat etmezler (kendisinden) hoşnut olunandan başka. Ve onlar, O'nun haşmetinden içleri titremekte olanlardır.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Allah, onların önlerindekinide, arkalarındakini de (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir ve onlar, O’nun rıza verdiği kimselerden başkasına şefaat edemezler. Hepsi O’nun korkusundan titrerler.
|
| Ali Ünal |
O, onların yaptıklarını da, yapmakta olduklarını ve yapacaklarını da bilir; onlar, ancak O’nun razı olduğu mü’min kulları hakkında şefaatte bulunabilir, (onlar için bağışlanma diler ve dua eder)ler; (yoksa müşriklerin iddia ettikleri gibi, Allah katında onlar hakkında şefaatte bulunacak değillerdir). Hepsi de, O’na duydukları derin saygı ve tazim sebebiyle kalbleri tir tir titrer.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Allah'ın rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler.
|
| Bekir Sadak |
Allah, onlarin yaptiklarini ve yapmakta olduklarini bilir. Onlar Allah'in hosnut oldugu kimseden baskasina sefaat edemezler; O'nun korkusundan titrerler.
|
| Celal Yıldırım |
Allah onların önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ancak Allah'ın razı olacağı kimse için şefaat ederler ve onlar Allah korkusundan saygıyla titrerler.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Allah, onların yaptıklarını da yapacaklarını da bilir. Onlar, O'nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O'na olan saygılarından titrerler.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Allah, onların yaptıklarını ve yapmakta olduklarını bilir. Onlar Allah'ın hoşnut olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler; O'nun korkusundan titrerler.
|
| Diyanet Vakfi |
Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını da, yapacaklarını da) bilir. Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler!
|
| Edip Yüksel |
O onların geçmişini ve geleceğini bilir. Onlar O’nun hoşnut olduğu kullarından başkası için şefaat etmezler. Onlar bile O’nun karşısında saygıyla titrerler.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
O onların önlerindekini arkalarındakini bilir ve onlar onun rıza verdiği kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi onun haşyetinden titrerler
|
| Erhan Aktaş |
Allah, onların bütün yapıp ettiklerini bilir. Ve onlar, rızasına ermiş olanlardan başkasına şefaat1 edemezler. Onlar, O’na duydukları derin saygıdan titrerler.
1- Yardım.
|
| Gültekin Onan |
O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir onlar şefaat etmezler (kendisinden) hoşnut olunandan başka. Ve onlar, O'nun haşmetinden içleri titremekte olanlardır.
|
| Hakkı Yılmaz |
(26-28) Ve onlar: “Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah],
çocuk edindi” dediler. Rahmân, bundan arınıktır. Aksine onlar armağanlar verilmiş kullardır.
Onlar, O'nun sözünün önüne geçemezler; onlar, yalnız O'nun emriyle iş yaparlar. O, Rahmân'ın
çocukları saydıkları şeylerin önlerinde olanı ve arkalarında olanı bilir. Ve onlar, O'nun hoşnut
olduğu kimselerden başkasına yardımda/destekte bulunmazlar. Bununla birlikte onlar O'na
duydukları derin saygı ve sevgiden dolayı ondan uzaklaşma korkusundan tir tir titrerler.
|
| Harun Yıldırım |
Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını da, yapacaklarını da) bilir. Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler!
|
| Hasan Basri Çantay |
Önlerindekini de, arkalarındakini de O bilir. Bunlar, Onun rızâsına ermiş olandan başka kimseye şefaat etmezler. Bunlar Onun korkusundan titreyenlerdir.
|
| Hayrat Neşriyat |
(Allah) onların önlerindekini ve arkalarındakini (yaptıklarını ve yapacaklarını)bilir; (O’nun) râzı olduğu kimseden başkasına şefâat etmezler ve onlar O’nun korkusundan titreyen kimselerdir.
|
| İbni Kesir |
O, onların önlerindekilerini de bilir, arkalarındakini de bilir. Onlar, Allah'ın hoşnud olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler ve O'nun korkusundan titrerler.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Onların önünde ve arkasında olan şeyleri (muhafız melekleri) bilir. Ve onlar, (Allah'ın) rızasına ermiş olanlardan başkasına şefaat etmezler. Ve onlar, O'nun (Allah'ın) haşyetinden korkanlardır.
|
| Kadri Çelik |
O, önlerindekini de arkalarındakini de bilmektedir. Onlar (kendisinden) hoşnut olunandan başkasına şefaat de etmezler ve onlar, O'nun haşyetinden içleri titremekte olanlardır.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Allah, onların evvelini ve ardındakileri de bilir. O'nun rızasından başkasına şefaat edemezler En önemlisi de onlar Allah'ın emirlerine itaat eder, O'nun korkusundan titremektedirler.
|
| Mehmet Okuyan |
(Allah) onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. (Allah’ın) razı olduğundan başkasına şefaat edemezler. Onlar (Allah’a) saygıları nedeniyle titrerler!
|
| Muhammed Celal Şems |
O, onların önünde ve ardında ne varsa, hepsini bilir. Onlar, ancak (Allah’ın) razı olduğu dışında, kimse için şefaat etmezler ve (hepsi) O’nun korkusundan titrerler.
|
| Muhammed Esed |
O, onların gözünün önünde olanları da bilir, onlardan gizli tutulan şeyleri de bilir; bunun içindir ki, onlar, O'nun (zaten) hoşnut olduğu insanların dışında kimseye yan çıkıp kayıramazlar; çünkü (herkesten önce) onların kendileri O'nun korkusuyla titrerler.
|
| Mustafa Çevik |
26-30 Müşriklerin bir kısmı “Allah evlat edindi” dediler. Hâşâ, Allah onların yakıştırmalarından münezzehtir, aksine Allah’ın çocukları dedikleri melekler de O’nun yarattığı şerefli, seçkin, emirlerine ittiba eden kullarıdır. Onlar Allah’ın razı olduğu kimselerden başkasına yardım etmez, O’nun razı olmadığı şeyleri de asla söylemez ve yapmazlar. O’na saygısızlık yapmak endişesiyle titrerler. Şayet onlardan herhangi biri, “Allah’la birlikte ben de ilahım.” demeye kalksaydı onu da cehennemle cezalandırırdık. Biz haddini aşıp Allah’la birlikte ilahlık iddiasında olanları azap üstüne azapla cezalandırırız. Bunlar gökleri ve yeri bir bütün olarak yaratıp, sonra da onu ikiye ayırıp bütün canlıları sudan yarattığımız gerçeğine de inanmazlar.
|
| Mustafa İslamoğlu |
O, onların bildiklerini de bilmediklerini de bilir. Ki zaten onlar, O'nun hoşnut ve razı olmadığı hiç kimseye şefaat edemezler: zira onlar O'nun yüceliği karşısında derin bir saygıyla titrerler.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Onların ilerilerindekini de gerilerindekini de bilir ve razı olduğundan başkasına şefaat de edemezler ve onlar O'nun mehabetinden kemal-i itina ile korkar kimselerdir.
|
| Ömer Öngüt |
Allah, onların öndekilerini de bilir, arkalarındakini de bilir. Onlar, Allah'ın râzı olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler ve O'nun korkusundan titrerler.
|
| Şaban Piriş |
Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Allah’ın razı olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler. O’nun korkusundan tir tir titrerler.
|
| Sadık Türkmen |
Allah onların önlerinde ve arkalarında ne varsa, bilir. Allah’ın razı olduğu kimseden başkasına aracılık/şahitlik/şefaat edemezler. Onlar, O’nun korkusundan saygıyla titrerler.
|
| Seyyid Kutub |
Allah, onların önlerindekini ve arkalarında bıraktıklarını (yapacaklarını ve yaptıklarını) bilir. Onlar sadece Allah'ın hoşnut olduğu kimselere şefaat ederler ve Allah'ın korkusundan titrerler.
|
| Suat Yıldırım |
O onların yaptıklarını da yapacaklarını da, açıkladıklarını da gizlediklerini de bilir. Onlar, sadece O’nun razı olduğu kimse hakkında şefaat ederler. O’na duydukları tazimden ötürü çekinir, titrerler.
|
| Süleyman Ateş |
(Allâh) Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. (Allâh'ın) râzı olduğundan başkasına şefâ'at edemezler ve onlar, O'nun korkusundan titrerler.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Yaptıklarını da geriye bıraktıklarını da O bilir. O’nun razı olduğu kişiden başkası lehine destek veremezler[*]. Onlar Allah korkusundan titrerler.
[*] Dua edemezler.
|
| Tefhim-ul Kuran |
O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilmektedir; onlar şefaat de etmezler; (kendisinden) hoşnut olunandan başka. Ve onlar, O'nun haşmetinden içleri titremekte olanlardır.
|
| Ümit Şimşek |
Allah onların geçmişini de bilir, geleceğini de. Onlar, ancak Allah'ın rıza göstereceği kimseler için şefaat ederler; Onun korkusuyla da ürpermektedirler.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat etmezler. Ve onlar O'nun korkusundan titrerler.
|