| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve oradan hiç ayrılmazlar.
|
| Abdullah Parlıyan |
Ve ondan asla kurtulmaları ve kaçıp kaybolmaları da mümkün olmayacaktır.
|
| Adem Uğur |
Onlar (kâfirler) oradan bir daha da ayrılmazlar.
|
| Ahmed Hulusi |
Onlar her an cehennemi müşahede eder hâldedirler!
|
| Ahmet Tekin |
Onlar Cehennem’den ayrılıp uzaklaşamazlar, kurtulamazlar.
|
| Ahmet Varol |
Onlar oradan (bir yere) kaybolacak değildirler.
|
| Ali Bulaç |
Ve ondan ayrılıp kaybolacak değildirler.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Oradan asla çıkacak değillerdir.
|
| Ali Ünal |
Oradan uzak olmayacaklardır bir an bile.
|
| Bayraktar Bayraklı |
(15-16) Yargı günü oraya girecekler ve süreli orada kalacaklardır.
|
| Bekir Sadak |
Oradan bir daha ayrilamazlar.
|
| Celal Yıldırım |
Oradan artık ayrılıp uzaklaşamıyacaklar.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Artık onlar, oradan bir daha ayrılamazlar.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Oradan bir daha ayrılamazlar.
|
| Diyanet Vakfi |
(13-16) İyiler muhakkak cennette, kötüler de cehennemdedirler. Ceza gününde oraya girerler. Onlar (kâfirler) oradan bir daha da ayrılmazlar.
|
| Edip Yüksel |
Oradan hiç ayrılamazlar.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ve ondan gâib olmıyacaklardır
|
| Erhan Aktaş |
Onlar, onda yanıp bitecek değillerdir.
|
| Gültekin Onan |
Ve ondan ayrılıp kaybolacak değildirler.
|
| Hakkı Yılmaz |
(14-16) Din-iman tanımayıp kötülüğe batmış olanlar da kesinlikle cehennemdedirler. Din Günü ondan kaybolmamak üzere oraya yaslanacaklardır.
|
| Harun Yıldırım |
Onlar bir daha oradan kaybolmayacaklardır.
|
| Hasan Basri Çantay |
Ve onlar bundan ayrılanlar da değildir.
|
| Hayrat Neşriyat |
Onlar oradan (çıkıp) kaybolacak kimseler de değildir!
|
| İbni Kesir |
Ve orada kaybolacak değildirler.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve onlar, ondan (alevli ateşten) gaib olacak (kaybolacak, yanıp bitecek) değillerdir.
|
| Kadri Çelik |
Kendileri ondan ayrılıp kaybolacaklar değillerdir.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(16-17) Ayrılmazlar oradan, O din gününü sen bilir misin nedir?
|
| Mehmet Okuyan |
Oradan asla kurtulamayacaklardır.
|
| Muhammed Celal Şems |
Ondan (aslâ) kaybolamazlar.
|
| Muhammed Esed |
ve ondan kurtulmaları mümkün olmaz.
|
| Mustafa Çevik |
14-16 Kendisine verilen zamanı ve nimetleri, Allah’ın davetinden yüz çevirerek kullananlar ise hak ettikleri cehennem ateşine atılacak ve oradan çıkarılmayacaklar.
|
| Mustafa İslamoğlu |
ondan kurtulmaları asla mümkün olmayacak.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(14-16) Ve muhakkak ki, facirler de yakıcı ateş içindedirler. Ceza günü oraya yaslanacaklardır. Ve onlar, ondan gaip olanlar değildirler.
|
| Ömer Öngüt |
Onlar oradan bir daha da ayrılamazlar.
|
| Şaban Piriş |
Onlar, oradan kaybolacak değillerdir.
|
| Sadık Türkmen |
Ve onlar, ondan bir daha ayrılıp kaybolamazlar.
|
| Seyyid Kutub |
Oradan bir daha çıkamazlar.
|
| Suat Yıldırım |
Hem oradan hiç ayrılmazlar.
|
| Süleyman Ateş |
Onlar ondan (hiçbir yere kaçıp) kaybolacak değillerdir.
|
| Süleymaniye Vakfı |
oradan kaçıp kurtulamayacaklardır.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Ve kendileri ondan ayrılıp kaybolacak değildirler.
|
| Ümit Şimşek |
Bir daha da oradan çıkamazlar.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Onlar ondan, görülmeyecek şekilde uzaklaşmış değillerdir.
|