| Abdullah Parlıyan |
Pek büyük bir gün ki, hesaba çekilecekler.
|
| Ahmet Tekin |
Büyük, tehlikeli, sıkıntılı bir gün dolayısıyla diriltilecekler.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Şiddetli büyük bir günde (kıyamette)?...
|
| Bayraktar Bayraklı |
(4-6) Onlar, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracaklarları büyük gün için tekrar dirileceklerine inanmıyorlar mı?
|
| Bekir Sadak |
(4-5) Bunlar, buyuk bir gunde tekrar dirileceklerini sanmiyorlar mi?
|
| Celal Yıldırım |
(4-5) Sahi bunlar büyük bir gün için dirilip kaldırılacaklarını zannetmiyorlar mı ?
|
| Cemal Külünkoğlu |
(4-5) Yoksa onlar, büyük bir günde (kıyamette) diriltileceklerini sanmıyorlar mı?
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(4-5) Bunlar, büyük bir günde tekrar dirileceklerini sanmıyorlar mı?
|
| Diyanet Vakfi |
(4-6) Onlar düşünmezler mi ki, büyük bir günde (hesap vermek için) diriltilecekler! Öyle bir gün ki, insanlar o günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardır.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
(4-5) Zannetmez mi bunlar ki büyük bir gün için ba's olunacaklar?
|
| Hakkı Yılmaz |
(4-6) Onlar, büyük bir gün için; insanların âlemlerin Rabbi için ayakta dikilecekleri gün için tekrar diriltileceklerini bilmiyorlar mı?
|
| Hayrat Neşriyat |
(4-5) Onlar, gerçekten kendilerinin, (dehşeti pek) büyük bir gün için yeniden diriltilecek kimseler olduklarını sanmıyor(lar) mı?
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(4-5) Ahirette diriltileceklerini bilmezler mi? İşte büyük gün
|
| Mehmet Okuyan |
4-6 Büyük bir günde yani insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları günde diriltileceklerini hiç düşünmezler mi?
|
| Muhammed Celal Şems |
(4-5) Bunlar, büyük günün (kararını dinlemek üzere) kaldırılacaklarını bilmiyorlar mı?
|
| Muhammed Esed |
(ve) korkunç bir Gün'de (hesaba çekilecekler);
|
| Mustafa Çevik |
1-17 Yazıklar olsun ölçüp tartarken hile yapanlara!... Onlar insanlardan bir şey alırken tam olarak ölçüp tartılmasını isterler fakat kendileri başkaları için ölçüp tartarken hile yaparak eksik ölçüp tartarlar. Onlara yeniden diriltildiklerinde yaptıklarının hesabının sorulacağı bildirilmesine rağmen, buna yürekten inanmamakta, yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını sanmaktalar. Gerçek hiç de onların sandığı gibi değil, yaptıklarının kayıtları Siccin’de tutulmaktadır. Bugüne kadar sana ne olduğunu bildirmediğimiz Siccin’in ne olduğunu elbette ki bilemezdin. O, Allah’ın âyetleri ile yapılan uyarıları umursamayıp inanmayan ve ona göre davranmayanların, yaptıkları her şeyin eksiksiz kayıt altına alındığı, silinmez, yok olmaz defterlerinin adıdır. İnanmadıkları Hesap Günü gelip de, kayıtlarının tutulduğu defterleri önlerine konulanların o gün vay hallerine. Allah’ı layıkıyla tanımak istemeyenler Hesap Günü’nün gerçekleşeceğine inanmazlar. Onlara Allah’ın âyetleri ne zaman tebliğ edilip de doğru olana davet edilseler, “Bunlar hep eskilerin masalları” derler. Gerçekleri kabul etmemekte inatla direnmeleri sebebi ile onların vicdanları körelmiş, kalpleri katılaşıp kararmış, pas tutmuştur. Elbette ki böyleleri, Rablerinin şefkat ve merhametinden yoksun kalacak, yaptıklarının karşılığı olarak azap ile cezalandırılmak üzere ateşe girecekler ve kendilerine, “İşte dünyada uyarılmanıza rağmen inanmadığınız cehennem burasıdır.” denilecek.
|
| Mustafa İslamoğlu |
dehşetli bir günde (hesaba çekilecekler);
|
| Suat Yıldırım |
(4-6) Sahi onlar, o en mühim günde, yani bütün insanların Rabbülâlemin’in divanında duracakları günde, diriltilip toplanacaklarını düşünmezler mi?
|