76 - İnsan suresi 20. âyet meali

وَإِذَا رَأَيْتَ ثَمَّ رَأَيْتَ نَعِيمًا وَمُلْكًا كَبِيرًا
Ve izâ reeyte semme reeyte naîmen ve mulken kebîrâ(kebîren).
  
ve izâ raeyte ve gördüğün zaman, baktığın zaman
semme orada
raeyte sen gördün
naîmen ni'metler
ve mulken mülk ve saltanat
kebîren büyük, yaşlı
   
Abdulbaki Gölpınarlı Ne yana baksan nîmetler görürsün, ne yana baksan, pek büyük ve zevalsiz bir saltanat ve devletler.
Abdullah Parlıyan Orada nereye baksan hep nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
Adem Uğur Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün.
Ahmed Hulusi Nereye baksan (sırf) nimet ve büyük bir mülk olarak görürsün.
Ahmet Tekin Orada, nereye baksan bir nimet ve pek büyük bir sultan ve saltanat görürsün.
Ahmet Varol Her nereye baksan bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
Ali Bulaç Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
Ali Fikri Yavuz Orada her nereye baksan, bir nimet ve pek büyük bir mülk (saltanat) görürsün.
Ali Ünal Ne tarafa baksan hayale gelmez nimetler, ihtişam ve büyük bir saltanat görürsün.
Bayraktar Bayraklı Orada nereye bakarsan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
Bekir Sadak Oranin neresine baksan, nimet ve buyuk bir saltanat gorursun.
Celal Yıldırım Orada nereye baksan hep nîmet ve büyük bir mülk görürsün.
Cemal Külünkoğlu Orada her nereye baksan, bir nimet ve pek büyük bir mülk (saltanat) görürsün.
Diyanet İşleri (eski) Oranın neresine baksan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
Diyanet Vakfi Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün.
Edip Yüksel Nereye baksan nimetler ve büyük bir yönetim görürsün.
Elmalılı Hamdi Yazır Ve gördüğün zaman orada bir na'îm ve pek büyük bir mülk görürsün
Erhan Aktaş Nereye baksan orada nimetler, büyük bir mülk ve saltanat görürsün.
Gültekin Onan Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
Hakkı Yılmaz (5-22) Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah sevgisi için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler.

Allah da, bu yüzden onları, o günün kötülüğünden korur; onlara aydınlık ve sevinç rastlayacak, sabretmelerine karşılık onlara cenneti ve ipekleri verecek; orada tahtlara kurulmuş olarak kalacaklar; orada bir güneş de, dondurucu bir soğuk da görmeyecekler ve bahçenin gölgeleri onların üzerlerine sarkacak ve alçaltıldıkça alçaltılacak. Ve aralarında gümüş bir kap ve billûr kâseler dolaştırılacak, -kendilerinin ayarladığı billûrları gümüştendir-.

Ve orada onlar, karışımı zencefil olan bir tastan sulanırlar, orada Selsebil denilen bir pınardan...

Ve aralarında büyümez, yaşlanmaz çocuklar dolaşır; onları gördüğünde, saçılmış birer inci sanacaksın! Orayı gördüğünde, mutluluk ve büyük bir mülk ve yönetim göreceksin; üzerlerinde ince, yeşil ipekli, parlak atlastan giysiler olacak; gümüş bileziklerle süslenmiş olacaklar; Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecek.

Şüphesiz ki bu, sizin için karşılıktır. Çalışmalarınız da karşılık ödenecek niteliktedir.
Harun Yıldırım Her nereye bakarsan orada pek çok nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
Hasan Basri Çantay Orada herhangi bir yeri gördüğün zaman (büyük) bir ni'met, bol bir (ihtişam ve) saltanat görürsün.
Hayrat Neşriyat (Orada) nereyi görsen, (ta'rîfi mümkün olmayan) bir ni'met ve büyük bir mülk görürsün!
İbni Kesir Nereye baksan; orada bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
İskender Evrenosoğlu Ve baktığın zaman orada ni'metler, büyük bir mülk ve saltanat görmüş olursun.
Kadri Çelik Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
Mehmet Ali Eroğlu İşte baktığında, gördüğün büyük bir mülk ve nimettir.
Mehmet Okuyan (Cennette) her nereye bakarsan, (pek çok) nimet ve büyük bir otorite görürsün.
Muhammed Celal Şems Sen (onlara) baktığında, orada büyük bir nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
Muhammed Esed ve (nereye) baksan, (yalnız) kutsanmışlık ve aşkın bir düzen göreceksin.
Mustafa Çevik 20-22 Allah’ın cennetine layık gördüğü bu kimselerin ipek ve atlastan giysileri, kollarında gümüşten künyeleri olacak ve Rableri onlara tertemiz lezzetli mi lezzetli içecekler ikram edecek ve onlara şöyle denilecek. “Bu mükâfatlar size yalnız Allah’ı Rab ve ilah edinmeniz ve O’nun daveti olan İslam nizamı ve onun ahlakı ile yaşamak uğrunda gösterdiğiniz gayretinizin karşılığıdır.”
Mustafa İslamoğlu Nereden bakacak olsan, sınırsız bir nimet deryası ve görkemli bir iktidar göreceksin.
Ömer Nasuhi Bilmen (19-20) Onların etrafında ebedîler olan genç hizmetçiler dolaşır, onları göreceğin zaman onları birer saçılmış inci sanırsın. Ve orada göreceğin zaman, bir nîmet ve bir büyük mülk görmüş olursun.
Ömer Öngüt Orada her nereye baksan, bir nimet ve pek büyük bir saltanat görürsün.
Şaban Piriş Nereye baksan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
Sadık Türkmen Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
Seyyid Kutub Nereye baksan bir nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
Suat Yıldırım Hangi tarafa baksan hep nimet, servet, ihtişam, büyük bir saltanat görürsün.
Süleyman Ateş Orada nereye baksan, bir ni'met ve büyük bir mülk görürsün.
Süleymaniye Vakfı Orayı gördüğünde nimetleri ve büyük bir saltanatı da görmüş olursun.
Tefhim-ul Kuran Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
Ümit Şimşek Nereye baksan bir dolu nimet ve bir büyük saltanat görürsün.
Yaşar Nuri Öztürk Oraya baktığında, nereye göz atsan büyük bir nimet, büyük bir mülk ve yönetim görürsün.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.