| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve ona rüzgârı râm etmiştik de emriyle dilediği yere hafif hafif esip giderdi.
|
| Abdullah Parlıyan |
Bunun üzerine rüzgarı O'nun emrine verdik ki, O'nun emriyle istediği yöne doğru, tatlı tatlı eserdi.
|
| Adem Uğur |
Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.
|
| Ahmed Hulusi |
Bunun üzerine rüzgârı (gibi akıp gideni) Onun hizmetine verdik; Onun emriyle, dilediği yere, hiçbir şeyi sarsmadan - yıkmadan akıp giderdi.
|
| Ahmet Tekin |
Bunun üzerine, biz rüzgârı onun faydalanması için koyduğumuz kurala boyun eğdirdik. Onun yaptığı plan dahilinde, ulaşması gereken hedefe doğru kolayca akar giderdi.
|
| Ahmet Varol |
Böylece biz de rüzgârı onun buyruğuna verdik. Onun emriyle dilediği tarafa yumuşak bir şekilde akıp gidiyordu.
|
| Ali Bulaç |
Böylece rüzgarı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Bunun üzerine rüzgârı onun emrine bağlı kıldık; emriyle istediği yere rahatça akar giderdi.
|
| Ali Ünal |
Biz de (duasını kabul buyurduk ve) rüzgârı hizmetine sunduk; rüzgâr, O’nun emri altında ve dilediği yere tatlı tatlı eserdi.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Bunun üzerine biz, rüzgârı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yöne doğru tatlı tatlı esiyordu.
|
| Bekir Sadak |
(36-38) Bunun uzerine Biz de, istedigi yere onun buyrugu ile kolayca giden ruzgari, bina kuran ve dalgiclik yapan seytanlari, demir halkalarla bagli digerlerini onun buyrugu altina verdik.
|
| Celal Yıldırım |
Rüzgârı onun emrine verdik. Rüzgâr Onun emriyle tatlı tatlı istediği yana eserdi.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Böylece rüzgârı onun emrine verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(36-38) Bunun üzerine Biz de, istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğerlerini onun buyruğu altına verdik.
|
| Diyanet Vakfi |
(36-38) Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğer yaratıkları onun emrine verdik.
|
| Edip Yüksel |
Bunun üzerine komutuyla hareket eden rüzgarı onun emrine verdik. Dilediği yere yağmur yağdırırdı.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Bunun üzerine ona rüzgârı müsahhar ettik, emriyle istediği yere yumuşacık cereyan ederdi
|
| Erhan Aktaş |
Bunun üzerine rüzgârı onun emrine verdik. Onun emri ile dilediği yere yumuşak bir esinti ile akıp gidiyordu.
|
| Gültekin Onan |
Böylece rüzgarı onun kullanımına / boyunduruğuna verdik. Onun buyruğuyla dilediği yöne yumuşakça eserdi.
|
| Hakkı Yılmaz |
36-38 Bunun üzerine Biz de, o'nun emriyle istediği yere yumuşacık akıp giden rüzgârı, şeytânları; tüm dalgıç ve yapı ustalarını ve zincirlere bağlanmış olan diğerlerini o'nun emrine verdik.
|
| Harun Yıldırım |
Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik.Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.
|
| Hasan Basri Çantay |
Bunun üzerine biz de ona rüzgârı müsahhar etdik ki bu, onun emriyle, onun dilediği yere yumuşacık akar giderdi.
|
| Hayrat Neşriyat |
Bunun üzerine rüzgârı ona boyun eğdirdik; onun emriyle istediği yere yumuşak olarak akıp giderdi.
|
| İbni Kesir |
Bunun üzerine Biz de rüzgarı emrine verdik. Emri ile istediği yere kolayca giderdi.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Bunun üzerine rüzgârı ona musahhar (emre amade) kıldık. Onun emri ile dilediği yere hafif hafif eserek giderdi.
|
| Kadri Çelik |
Böylece biz, rüzgârı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Sonunda böylece rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle dilediği tarafa yumuşakça eser.
|
| Mehmet Okuyan |
Bunun üzerine O’nun (Allah’ın) emriyle istediği yere yumuşakça akan rüzgârı hizmetine vermiştik.
|
| Muhammed Celal Şems |
Biz, onun hizmetine emriyle hafifçe esen rüzgârı vermiştik. (O da) onun gitmek istediği yere (doğru eserdi).
|
| Muhammed Esed |
Bunun üzerine rüzgarı o'nun emrine verdik ki o'nun direktifi ile istediği yöne doğru kolayca essin;
|
| Mustafa Çevik |
Biz de onun duasını kabul edip ülkesindeki rüzgârı hizmetine musahhar kıl dık ki Süleyman emrindeki gemileri istediği yere doğru yüzdürebilsin.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Bunun ardından rüzgarı ona amade kıldık ki, onun emriyle (çalışan gemileri) istediği yöne doğru kolayca yüzdürebilsin;
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(36-37) Artık onun için rüzgarı musahhar kıldık, O'nun emriyle dilediği yere mülâyemetle akar giderdi. Şeytanları da, herbir bina yapıcı ve dalgıç olanı da (Musahhar kıldık).
|
| Ömer Öngüt |
Biz rüzgârı onun emrine verdik, onun emri ile istediği yere akıp gidiyordu.
|
| Şaban Piriş |
Rüzgarı ona boyun eğdirmiştik. Emri ile dilediği yere yumuşak bir şekilde eserdi.
|
| Sadık Türkmen |
Biz de onun emrine, istediği yere emri ile yumuşakça akıp giden rüzgârı verdik.
|
| Seyyid Kutub |
Bunun üzerine Süleyman'ın buyruğu ile istediği yere kolayca giden rüzgârı emrine verdik.
|
| Suat Yıldırım |
Biz rüzgârı onun emrine verdik. Rüzgâr, onun emriyle istediği yere tatlı tatlı eserdi.
|
| Süleyman Ateş |
Biz, rüzgârı ona boyun eğdirdik. Onun buyruğuyla, onun istediği yere tatlı tatlı eserdi.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Bunun üzerine rüzgarı emrine verdik; onun belirlediği tarafa tatlı tatlı eserdi.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Böylece biz, rüzgârı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.
|
| Ümit Şimşek |
Biz de rüzgârı ona boyun eğdirdik ki, onun emriyle istediği yöne doğru tatlı tatlı eserdi.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Bunun üzerine, rüzgârı onun emrine verdik; onun emriyle onun istediği yere uysal uysal/tatlı tatlı akıp giderdi.
|