| Abdulbaki Gölpınarlı |
Onların çoğu, ancak zanna kapılmışlardır. Şüphe yok ki zan, gerçek karşısında hiçbir şeye yaramaz. Şüphe yok ki Allah, onlar ne yapıyorlarsa hepsini bilir.
|
| Abdullah Parlıyan |
Onların çoğu, sadece zanna uymaktadırlar. Oysa zan hiçbir şekilde gerçeğin yerini tutamaz. Gerçek şu ki, Allah onların yaptıklarını bütünüyle bilmektedir.
|
| Adem Uğur |
Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz. Allah onların yapmakta olduklarını pek iyi bilendir.
|
| Ahmed Hulusi |
Onlardan çoğunluğunun tâbi olduğu, varsandıklarıdır! Muhakkak ki varsayım, gerçeğin yerini tutmaz! Şüphesiz ki Allâh yapmakta olduklarını (Esmâ'sıyla hakikatleri olarak) Bilen'dir.
|
| Ahmet Tekin |
Onların çoğu sadece zanla, tahminle karar verdikleri şeylere uyarlar. Halbuki zan, hiçbir şekilde hakkın, Allah’tan gelen vahyin, ilmin yerini tutmaz. Allah onların sergilemeye devam ettikleri davranışlarını biliyor.
|
| Ahmet Varol |
Onların çoğu zandan başka bir şeye uymamaktadır. Zan ise gerçek açısından bir şey kazandırmaz. Allah onların yaptıklarını bilmektedir.
|
| Ali Bulaç |
Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiç bir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Kâfirlerin çoğu, sırf kuru bir zan ardında gider. Fakat zan, gerçekten hiç bir şey ifade etmez. Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını tamamen bilmektedir.
|
| Ali Ünal |
Onların çoğu, ancak bir zanna takılmış gitmektedir. Zan ise, gerçek adına hiçbir şey ifade etmez. Hiç şüphesiz Allah, onlar ne yapıyorlarsa hepsini hakkıyla bilmektedir.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Onların çoğu, zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan hiçbir şeyin yerini tutmaz. Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilendir.
|
| Bekir Sadak |
Onlarin cogu zanna uyarlar; gercekte ise zan, hakikat karsisinda bir sey ifade etmez. Allah, yaptiklarini suphesiz bilir.
|
| Celal Yıldırım |
Çoğu ancak zanna uyarlar; doğrusu zan haktan yana hiçbir anlam taşımaz (onun yerine hiçbir zaman geçmez). Şüphesiz ki Allah onların yapageldiklerini çok iyi bilir.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Onların çoğu sadece zanna (asılsız bilgiye/kuruntuya) dayanırlar. Oysa zan, hiçbir şekilde gerçeğin yerini tutmaz. Hiç şüphesiz Allah onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Onların çoğu zanna uyarlar; gerçekte ise zan, hakikat karşısında bir şey ifade etmez. Allah, yaptıklarını şüphesiz bilir.
|
| Diyanet Vakfi |
Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz. Allah onların yapmakta olduklarını pek iyi bilendir.
|
| Edip Yüksel |
Onların çoğu, ancak zanna uyarlar. Zan ise gerçeğin yerini tutamaz. ALLAH onların yaptıklarını Bilendir.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Maamafih ekserisi sırf bir zan ardında gider fakat zan, hakdan hiç bir şey ifade etmez, her halde Allah, onların ne yaptıklarını bilib duruyor
|
| Erhan Aktaş |
Onların çoğu, ancak zanna uyarlar. Kuşkusuz zan hakkın yerini tutamaz. Allah, onların ne yaptıklarını çok iyi bilendir.
|
| Gültekin Onan |
Onlann çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiç bir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Tanrı, onların işlemekte olduklarını bilendir.
|
| Hakkı Yılmaz |
Ve onların çoğu, ancak bir zanna uyarlar. Şüphesiz ki zan, “hak”tan hiçbir şey kazandırmaz. Şüphesiz Allah, onların yaptıklarını çok iyi bilir.
|
| Harun Yıldırım |
Onların çoğu zandan başkasına uymaz. Zann ise hiç şüphesiz hak olan hiçbir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz ki Allah yaptıklarını çok iyi bilendir.
|
| Hasan Basri Çantay |
Onların çoğu (kupkuru bir) zandan başkasına tâbi' olmaz. Hakıykatde zan ise hakdan hiç bir şey'in yerini tutmaz. Şübhesiz ki Allah, onlar ne işlerlerse kemaliyle bilendir.
|
| Hayrat Neşriyat |
Hâlbuki onların çoğu, zandan başka bir şeye tâbi' olmaz. Elbette zan, haktan(ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz! Şübhesiz ki Allah, onlar ne yaparlarsa hakkıyla bilendir.
|
| İbni Kesir |
Onların çoğu, sadece zanna tabi olurlar. Şüphe yok ki zann, hakikat karşısında bir şey ifade etmez. Doğrusu Allah, onların bütün işlediklerini bilendir.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve onların çoğu zandan başka bir şeye tâbî olmaz. Şüphesiz zan, haktan bir şey kazandırmaz. Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını bilendir.
|
| İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu |
Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Doğrusu zan gerçek adına hiçbir şey ifade etmez. Şüphesiz Allah onların yaptıklarını bilendir.
|
| Kadri Çelik |
Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiç bir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Şüphesiz zan gerçeğin karşısında bir işe yaramaz. Onların çoğu zanna kapılmıştır. Yaptıkları her ne olursa olsun, onların yaptığı her şeyi şüphesiz ki Allah bilir.
|
| Mehmet Okuyan |
Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz ki zan, gerçeklik bakımından hiçbir şey ifade etmez. Şüphesiz ki Allah onların yapmakta olduklarını bilendir.
|
| Muhammed Celal Şems |
Onların çoğu, (kendi) zanlarından başka bir şeye uymazlar. Şüphesiz zan, hakkın yerini (zerre kadar) tutmaz. Şüphesiz Allah, onların bütün yaptıklarını çok iyi bilir.
|
| Muhammed Esed |
Onların çoğu sadece zanna uymaktadırlar. Oysa, zan hiçbir şekilde hakkın yerini tutamaz. Gerçek şu ki, Allah onların yaptıklarını bütünüyle bilmektedir.
|
| Mustafa Çevik |
İnsanların çoğu hayat nizamlarını seçerken zanna uymaktalar, oysa zan hiçbir zaman gerçeğin, hak olanın yerini tutmaz. Allah her insanın seçimini neye göre yaptığını en ince ayrıntılarına kadar bilmektedir.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Bir de, onların çoğu sadece zannın peşine takılırlar. Oysa ki hiç bir zan, insanı hakikatten hiçbir şekilde müstağni kılmaz. Elbette Allah onların yaptıklarını çok iyi bilmektedir.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Onların ekserisi zandan başka bir şeye tâbi olmaz. Zan ise şüphe yok ki, hiçbir şey ile haktan müstağni kılamaz. Allah Teâlâ ise muhakkak ki, ne yaptıklarını tamamıyla bilicidir.
|
| Ömer Öngüt |
Onların çoğu zanna uyarlar. Gerçekte ise zan hakikat karşısında hiçbir şey ifade etmez. Şüphesiz ki Allah onların yaptıklarının tamamını bilmektedir.
|
| Şaban Piriş |
Onların çoğu sadece zanna uyarlar. Gerçekte zan hakikat karşısında bir şey ifade etmez. Şüphesiz ki Allah, onların ne yaptıklarını bilendir.
|
| Sadık Türkmen |
Onların çoğu, zandan/teorilerinden başkasına uymuyorlar. Teori/zan ise gerçekliği kanıtlanmayan iddialardır. Şüphesiz ki Allah onların yaptıkları şeyleri çok iyi bilmektedir.
|
| Seyyid Kutub |
Onların çoğu sadece zayıf bilgiye, zanna dayanıyor. Oysa zan, zayıf bilgi, gerçeğin bir noktasının bile yerini tutamaz. Hiç şüphesiz Allah onların ne yaptıklarını bilir.
|
| Suat Yıldırım |
Onların çoğu sadece zanna uyarlar. Halbuki zan asla gerçeğin yerini tutamaz. Allah onların bütün yaptıklarını hakkıyla bilir.
|
| Süleyman Ateş |
Onların çoğu, zandan başka bir şeye uymuyorlar. Zan ise gerçekten hiçbir şey kazandırmaz. Muhakkak ki Allâh, onların ne yaptıklarını bilir.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Onların çoğu, sadece kendi varsayımlarının peşine takılırlar. Varsayım, hiçbir şekilde gerçeğin yerini tutmaz. Allah, onların ne yaptıklarını bilir.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiç bir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir.
|
| Ümit Şimşek |
Onların çoğu bir zanna kapılmıştır, o kadar. Zan ise asla gerçeğin yerini tutmaz. Onların neler işleyip durduğunu hiç şüphesiz Allah biliyor.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Onların çoğu sanıdan başka bir şeyin ardınca gitmiyor. Doğrusu da şu ki sanı, haktan hiçbir şey ifade etmez. Allah, onların yaptıklarını iyice bilmektedir.
|