| Abdulbaki Gölpınarlı |
Öyle ki yalanlamıştır o ve yüzünü döndürmüştür.
|
| Abdullah Parlıyan |
Gerçekleri yalanlayan ve ondan yüz çeviren azgınlar o cehenneme girerler.
|
| Adem Uğur |
Öyle kötü ki, yalanlayıp yüz çevirmiştir.
|
| Ahmed Hulusi |
O ki, yalanlamış ve (hakikatinden) yüz çevirmişti!
|
| Ahmet Tekin |
Kur’ân’ı yalanlayan ve Allah’a, peygamberlerine imandan ve itaatten yüz çeviren, güç ve iktidarlarını kullanarak, halkı istedikleri istikamete yönlendiren ateşe yaslanır.
|
| Ahmet Varol |
Ki o yalanlamış ve yüz çevirmişti.
|
| Ali Bulaç |
Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
|
| Ali Fikri Yavuz |
(Peygamberleri) inkâr eden ve (imandan) yüz çeviren...
|
| Ali Ünal |
(Mesajımı ve elçilerimi) yalanlayan ve (Bana inanıp, ibadet etmekten) yüz çeviren.
|
| Bayraktar Bayraklı |
(15-16) O ateşe, yalanlayıp yüz çeviren bedbahtan başkası girmez.
|
| Bekir Sadak |
(15-16) Oraya, yalanlayip yuz cevirmis olan o en azgindan baskasi yaslanmaz.
|
| Celal Yıldırım |
O bedbaht ki (Hakk'ı) yalanlayıp arkasını dönmüştür.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(15-16) O ateşe asi/kötü olandan, (peygamberleri) yalanlayandan ve (imandan) yüz çevirenden başkası girmez.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(15-16) Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz.
|
| Diyanet Vakfi |
(15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren kötüler girer.
|
| Edip Yüksel |
O ki yalanladı ve sırtını döndü.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
O, ki tekzib etmiş ve tersine gitmiştir
|
| Erhan Aktaş |
O ki yalanladı ve yüz çevirdi.
|
| Gültekin Onan |
Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
|
| Hakkı Yılmaz |
14-16 İşte bu nedenle, yalanlayan, yüz çeviren, en çok mutsuz olacak olan kişiden başkasının girmediği, alevlendikçe alevlenen bir ateşe karşı Ben sizi uyardım.
|
| Harun Yıldırım |
Ki o, yalanladı ve yüz çevirdi.
|
| Hasan Basri Çantay |
(öyle bedbaht ki) o, hakkı yalanlamış, (îmandan) yüz çevirmişdir.
|
| Hayrat Neşriyat |
(15-16) Ona ancak (peygamberi) yalanlayan ve (îmandan) yüz çeviren o en bedbaht(kâfirler) girer!
|
| İbni Kesir |
Yalanlayıp yüz çevirmiş olan,
|
| İskender Evrenosoğlu |
O ki (çok şâkî olan), (Hüsna'yı) yalanladı ve yüz çevirdi.
|
| Kadri Çelik |
O yalanlayıp yüz çeviren kimse.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Lakin; dini yalanlayan, ona sırtını dönenler girer, her kimse
|
| Mehmet Okuyan |
O ki yalanladı ve sırtını döndü.
|
| Muhammed Celal Şems |
(15-16) Ona, (hakkı) yalanlayan ve sırtını çeviren en büyük bahtsız dışında, kimse girmeyecek.
|
| Muhammed Esed |
hakikati yalanlayan ve (ondan) yüz çeviren (azgınlar).
|
| Mustafa Çevik |
13-16 Şüphesiz dünyanın da, âhiretin de gerçek sahibi Biziz, her ikisinde de nizam kurup hüküm koyma hakkı Bize aittir. Ey insanlar! Yaratılış sebebinizden yüz çevirip de kendinizi ateşe atmayın. Allah’ın davetine iman edip, önemini kavrayıp, sorumluluklarınızın bilinci ile yaşayın.
|
| Mustafa İslamoğlu |
o ki, (vahyi) yalanladı ve (gerçeğe) sırt döndü.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Öyle şakî ki, tekzîb etmiş ve yüz çevirmiştir.
|
| Ömer Öngüt |
Yalanlayan ve yüz çeviren.
|
| Şaban Piriş |
Yalanlayan, yüz çeviren..
|
| Sadık Türkmen |
o ki yalanlamış ve yüz çevirmiştir.
|
| Seyyid Kutub |
O ki yalanladı ve döndü.
|
| Suat Yıldırım |
(15-16) O ateş ki dini yalan sayan ve ona sırtını dönenden başkası oraya girmez.
|
| Süleyman Ateş |
O ki, yalanlandı ve sırtını döndü.
|
| Süleymaniye Vakfı |
O, yalana sarılan ve sırt çeviren kişidir.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
|
| Ümit Şimşek |
O, dini yalanlayan ve yüz çevirendir.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Yalanlamış, sırtını dönmüştü o.
|