| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve bu emîn şehre.
|
| Abdullah Parlıyan |
ve güvenli bu Mekke şehrine yemin olsun ki,
|
| Adem Uğur |
Ve şu emîn beldeye yemin ederim ki,
|
| Ahmed Hulusi |
Şu emin beldeye ki,
|
| Ahmet Tekin |
Şu emin beldeye, Mekke’ye andolsun!
|
| Ahmet Varol |
Ve şu güvenli beldeye ki,
|
| Ali Bulaç |
Ve şu emin beldeye (güvenilir şehre).
|
| Ali Fikri Yavuz |
Bir de bu emîn şehre (Mekke’ye) ki:
|
| Ali Ünal |
Ve bu güvenli Belde’ye:
|
| Bayraktar Bayraklı |
Bu güvenli beldeye yemin olsun ki,
|
| Bekir Sadak |
And olsun bu guvenli Mekke sehrine ki:
|
| Celal Yıldırım |
Ve güven veren bu şehre (Mekke'ye) and olsun ki,
|
| Cemal Külünkoğlu |
(1-4) İncire, zeytine, (Musa'nın, Rabbine münacatta bulunduğu) Sina dağına, bu güvenli şehre (Mekke'ye) andolsun ki, biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
And olsun bu güvenli Mekke şehrine ki:
|
| Diyanet Vakfi |
(1-5) İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.
|
| Edip Yüksel |
Ve andolsun bu güvenilir kente (Mekke’ye) ki;
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ve Bu beled-i emîne
|
| Erhan Aktaş |
Ve bu güvenli kente.
|
| Gültekin Onan |
Ve şu güvenli (emin) beldeye (güvenilir şehre).
|
| Hakkı Yılmaz |
1-3 Ege bölgesi halkını, Akdeniz bölgesi halkını, Orta doğu halkını ve Arabistan halkını; dünyanın her yerindeki insanları kanıt gösteririm ki,
|
| Harun Yıldırım |
Ve şu emin beldeye ki;
|
| Hasan Basri Çantay |
ve şu emîn şehre ki,
|
| Hayrat Neşriyat |
Ve bu emîn beldeye (Mekke’ye)!
|
| İbni Kesir |
Ve şu emin kente,
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve bu emin beldeye (Mekke Şehri'ne) (andolsun).
|
| Kadri Çelik |
Ve şu güvenli şehre.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Nasıl bir belde ki; emin olan yer hakkı için.
|
| Mehmet Okuyan |
Bu güvenli şehre (Mekke’ye) ki
|
| Muhammed Celal Şems |
(1-3) Ben, incir ile zeytini, Tûr-ı Sinîn’i ve bu emniyetli şehri şahit olarak gösteriyorum.
|
| Muhammed Esed |
ve bu güvenli toprakları!
|
| Mustafa Çevik |
1-5 İncire, zeytine, Sîna Dağı’na ve üzerinde yaşadığınız topraklara andolsun ki
Biz, insanı bir amaç için en güzel biçimde yarattık ve bu amaca uygun nasıl yaşaması
gerektiğini de peygamberler ve kitaplarla bildirdik.
Yaratılış amacının dışına çıkıp, kendisi ya da kendisi gibi yaratılmış kimselerin
peşine düşüp onlara uyanları aşağıların aşağısına döndürürüz.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Bu güvenli belde şahittir:
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve bu emin olan beldeye.
|
| Ömer Öngüt |
Bu güvenilir şehre andolsun ki!
|
| Şaban Piriş |
Ve bu güvenli beldeye.
|
| Sadık Türkmen |
Ve bu güvenli kente!
|
| Seyyid Kutub |
Andolsun bu güvenli Mekke şehrine,
|
| Suat Yıldırım |
Bu emin belde hakkı için ki:
|
| Süleyman Ateş |
Ve bu güvenli Şehre andolsun ki,
|
| Süleymaniye Vakfı |
Bu güvenli şehrin hakkı için[*]!
[*] Buraya kadar olan üç âyette Allah yemin etmektedir. Allah’ın bir şeye yemin etmesi, onun ve ondan sonra anlatılan şeyin önemine vurgu yapmak içindir. Bu yüzden biz, bu anlama uygun meal verdik.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Ve şu emin beldeye (güvenilir şehre).
|
| Ümit Şimşek |
Ve bu güvenli beldeye:
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Ve şu güvenli kente ki,
|