| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve denizler, kaynayıp karışınca.
|
| Abdullah Parlıyan |
ve denizler kabarıp kaynayıp birbiriyle karıştığında,
|
| Adem Uğur |
Denizler birbirine katıldığı zaman,
|
| Ahmed Hulusi |
Denizler kaynayıp fışkırtıldığında,
|
| Ahmet Tekin |
Denizler yarılıp akıtıldığı vakit, kişi öğrenip bilecektir.
|
| Ahmet Varol |
Denizler birbirine karıştırıldığı zaman,
|
| Ali Bulaç |
Denizler, fışkırtılıp taşırıldığı zaman,
|
| Ali Fikri Yavuz |
Denizler kaynatılıb birbirine karıştırıldığı zaman,
|
| Ali Ünal |
Denizler, sınırlarından taşıp birbirine karıştığı zaman;
|
| Bayraktar Bayraklı |
Denizler fışkırtıldığında,
|
| Bekir Sadak |
Denizler kaynastigi zaman,
|
| Celal Yıldırım |
Denizler birbirine kaynayıp karıştığında,
|
| Cemal Külünkoğlu |
Denizler kaynayıp birbirine karıştırıldığı,
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Denizler kaynaştığı zaman,
|
| Diyanet Vakfi |
(1-5) Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar.
|
| Edip Yüksel |
Denizler akıtılıp taşırıldığı zaman,
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ve denizler akıtıldığı vakıt
|
| Erhan Aktaş |
Denizler kabarıp taştığı zaman,
|
| Gültekin Onan |
Denizler, fışkırtılıp taşırıldığı zaman,
|
| Hakkı Yılmaz |
(1-5) Gök çatladığı zaman, yıldızlar dökülüp dağıldığı zaman, denizler yarılıp akıtıldığı zaman, kabirler altüst edildiği zaman; kişi, önünden gönderdiği ve geri bıraktığı şeyleri öğrenmiştir.
|
| Harun Yıldırım |
Denizler fışkırtıldığında,
|
| Hasan Basri Çantay |
Denizler fışkırtıldığı zaman,
|
| Hayrat Neşriyat |
Denizler, (birbirine) açıldığı (ve yeryüzü düzlenerek hepsi bir deniz olduğu) zaman!
|
| İbni Kesir |
Denizler kaynaştığı zaman;
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve denizler kabarıp karıştığı zaman.
|
| İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu |
Denizler fışkırtılıp-taşırıldığı zaman
|
| Kadri Çelik |
Ve denizler fışkırtılıp taşırıldığı zaman.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Nice denizler fışkırıp da bir birine kaynaştığı zamanda.
|
| Mehmet Okuyan |
Denizler fışkırtıl(ıp kabar)tıldığında,
|
| Muhammed Celal Şems |
Denizler yarılıp (birleştirileceği) zaman;
|
| Muhammed Esed |
denizler kabarıp taştığında,
|
| Mustafa Çevik |
1-5 Bir kitap gibi dürüp topladığımız gökyüzünü, tekrar yarıp, açarak yaydığımızda, yıldızları serpiştirip göğü donattığımızda, denizleri yeniden ortaya çıkarıp kabarttığımızda, kabirleri alt üst edip, içinde olanları diriltip Hesap Günü’nü başlattığımızda. İşte O Gün her insana peygamber ve kitaplarla davet edildiği hayat nizamına karşı takındığı tavrı apaçık gösterilecek.
|
| Mustafa İslamoğlu |
denizler yeniden yükselip kabardığında,
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(3-5) Ve denizlerin kaynayıp aktığı vakit. Ve mezarların alt üst olduğu vakit. Herkes, neyi ileri sürmüş ve neyi geriye bırakmış olduğunu bilir.
|
| Ömer Öngüt |
Denizler (akıtılıp) birbirine karıştığı zaman.
|
| Şaban Piriş |
Denizler taşırıldığı..
|
| Sadık Türkmen |
denizler kabarıp taştığında,
|
| Seyyid Kutub |
Denizler patladığı zaman.
|
| Suat Yıldırım |
Denizler birbirine katılıp tek deniz haline geldiği zaman...
|
| Süleyman Ateş |
Denizler fışkırtıldığı zaman,
|
| Süleymaniye Vakfı |
Denizler taşırılmış[*]
[*] سجر karıştırma, yakma ve doldurma anlamlarına gelir.(Mekâyîs s.134) Yürütülen dağlar denize karıştırılacağı için kelimeye karıştırma; denizleri dolduracağı için doldurma, deniz dibinden lav çıkıp denizi buharlaştırabileceği için de kelimeye yakma anlamı verilebilir. Her durumda karalar sular altında kalır. Kelimeyi “taşırılınca” diye tercüme etmemizin sebebi budur. Bundan sonra Âdem aleyhisselamın yaratıldığı ortam, balçık ve kokuşmuş çamur ortamı oluşur. Ölülerin vücutlarından kalan ve onun bütün özelliğini taşıyan parçacıklar, tarlaya serpilmiş tohumlar gibi bölünür, gelişir ve yeniden yaratılış gerçekleşir. Bkz. (Mearic 70/4 ve devamı) , (Kaf 50/4) (Lokman 31/28), (Araf 7/29).
|
| Tefhim-ul Kuran |
Denizler, fışkırtılıp taşırıldığı zaman,
|
| Ümit Şimşek |
Denizler taştığında,
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Denizler fışkırtıldığı zaman,
|