86 - Târık suresi 17. âyet meali

فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًا
Fe mehhilil kâfirîne emhilhum ruveydâ(ruveyden).
  
fe o zaman, böylece
mehhil(i) mühlet ver
el kâfirîne kâfirler
emhil-hum onlara süre tanı (kendi hallerine bırak)
ruveyden biraz
   
Abdulbaki Gölpınarlı Artık mühlet ver kâfirlere mühlet ver onlara az bir müddet.
Abdullah Parlıyan O halde sen onları kendi hallerine bırak. Onlara ne yapacağımı göreceksin.
Adem Uğur Onun için Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).
Ahmed Hulusi Bu yüzden o hakikat bilgisini inkâr edenlere mühlet ver, onlara az bir süre tanı.
Ahmet Tekin Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere, nankörlere mühlet ver. Onları biraz daha kendi hallerine bırak.
Ahmet Varol Sen inkârcılara biraz mühlet ver; onlara biraz süre tanı.
Ali Bulaç Sen kâfirlere bir mühlet ver, az bir süre tanı.
Ali Fikri Yavuz Onun için, o kâfirlere mühlet ver. Onlara az bir mühlet ver...
Ali Ünal O halde, kendileriyle baş başa bırak o kâfirleri, bırak az bir süre daha kalsınlar kendi halleriyle başbaşa.
Bayraktar Bayraklı (11-17) Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur'ân, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı!
Bekir Sadak Sen inkarcilara mehil ver; onlara mukabeleyi biraz geri birak. *
Celal Yıldırım Onun için sen, inkarcılara mehil ver, onları bir süre (kendi hallerine) bırak..
Cemal Külünkoğlu Onun için, sen o inkârcılara bir mühlet ver, az bir süre tanı (pek yakında desteğimiz sana gelecektir).
Diyanet İşleri (eski) Sen inkarcılara mehil ver; onlara mukabeleyi biraz geri bırak.
Diyanet Vakfi (11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).
Edip Yüksel Öyleyse inkârcılara az bir süre daha tanı.
Elmalılı Hamdi Yazır Onun için kâfirleri imhal eyle! Mühlet ver onlara biraz.
Erhan Aktaş Gerçeği yalanlayan nankörlere biraz daha süre tanı, onları kendi hallerine bırak.
Gültekin Onan Sen kafirlere bir mühlet ver, az bir süre tanı.
Hakkı Yılmaz Bu yüzden sen kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere mühlet ver, onlara azıcık zaman tanı.
Harun Yıldırım Kâfirlere mühlet ver, onlara biraz süre tanı.
Hasan Basri Çantay (Habîbim) sen şimdilik o kâfirlere mühlet ver, onları biraz gecikdiriver.
Hayrat Neşriyat (Ey Habîbim!) O hâlde kâfirlere (azâb edeceğimiz vakte kadar) mühlet ver; onlara azıcık süre tanımakla, biraz (kendi hâllerine) bırak!
İbni Kesir Sen; şimdilik kafirlere mühlet ver, onları biraz geciktir.
İskender Evrenosoğlu Artık kâfirlere mühlet ver, onlara biraz süre tanı.
Kadri Çelik Sen şimdi kâfirlere bir mühlet ver, kendilerine az bir süre tanı.
Mehmet Ali Eroğlu Rahatına, kendi hallerine bırak kafirleri, sana elbet gelecektir. İman ettiyseniz Hakkın kudretine elbette desteğimiz gelecektir. Kafirler ellerinden geleni yapacaktır. Allah üstesinden gelecektir.
Mehmet Okuyan Kâfirlere mühlet ver, onlara biraz zaman tanı.
Muhammed Celal Şems (Ey Peygamber!) Onun için kâfirlere zaman tanı. Onlara, az bir süre için mühlet ver.
Muhammed Esed Öyleyse bırak, hakikati inkar edenler dilediklerini yapsınlar, yapsınlar kısa bir süre!
Mustafa Çevik Ey Peygamber! Gerçeği görüp anlayabilmeleri için onlara bir süre daha sabırla muamele et.
Mustafa İslamoğlu Şu halde kafirlere süre ver, sadece kısa bir süre…
Ömer Nasuhi Bilmen Artık kâfirlere mühlet ver, onları biraz bırak.
Ömer Öngüt Hele sen o kâfirlere mühlet ver, (onları biraz kendi hallerine bırak!).
Şaban Piriş Kafirlere mühlet ver, onlara biraz süre tanı.
Sadık Türkmen Şimdi sen gerçeği bildiği halde reddeden(kâfir)lere bir süre tanı, kısa bir süre!
Seyyid Kutub Sen kâfirlere mühlet ver. Onlara biraz zaman tanı.
Suat Yıldırım Öyleyse o kâfirleri kendi hallerine bırak! (yakında sana desteğimiz gelecektir.)
Süleyman Ateş Hele sen o kâfirlere mühlet ver, biraz bırak onları (bildiklerine gitsinler).
Süleymaniye Vakfı Öyleyse o kâfirlere[*] süre (fırsat) ver. Evet, onlara biraz süre (fırsat) ver.

[*] Bunları görmek istemeyenlere…

Tefhim-ul Kuran Sen şimdi küfretmekte olanlara bir mühlet ver, kendilerine az bir süre tanı.
Ümit Şimşek Onun için sen o kâfirlere mühlet ver; bir süre onları kendi hallerine bırak.
Yaşar Nuri Öztürk O halde, o küfre batmışlara mühlet ver, süre tanı onlara birazcık...

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.