5 - Mâide suresi 103. âyet meali

مَا جَعَلَ اللّهُ مِن بَحِيرَةٍ وَلاَ سَآئِبَةٍ وَلاَ وَصِيلَةٍ وَلاَ حَامٍ وَلَكِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ وَأَكْثَرُهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ
Mâ cealallâhu min bahîratin ve lâ sâibetin ve lâ vasîletin ve lâ hâmin ve lâkinnellezîne keferû yefterûne alâllâhi kezib(kezibe) ve ekseruhum lâ ya’kılûn(ya’kılûne).
  
mâ ceale olmadı
allâhu Allah
min den
bahîretin putlar için ayırılan ve kulağı yarılan deve
ve lâ ve olmaz, olmasın
sâibetin putlar için ayrılan ve otlaması için serbest bırakılan hayvan
ve lâ ve olmaz, olmasın
vasîletin erkek ve dişi olarak doğan davarların dişisi
ve lâ ve olmaz, olmasın
hâmin üzerine binilmesi yasak olan ve tüyleri kesilmeyen erkek deve
ve lâkinne ve lâkin, fakat
ellezîne keferû inkâr edenler
yefterûne iftira ediyorlar
alâ allâhi Allah'ın üzerine
el kezibe yalan söyledi
ve ekseru-hum ve onların çoğu
lâ ya'kılûne akıl etmiyorlar
   
Abdulbaki Gölpınarlı Allah, ne bahîreyi meşru kılmıştır, ne sâibeyi, ne vasîlayı, ne de hâmı; fakat kâfir olanlar, Allah'a, yalan yere iftirâ ederler ve onların çoğunun da aklı ermez.
Abdullah Parlıyan Bazı hayvan cinslerinin, batıl inanç ve düşüncelerle binilmemesi, kesilmemesi ve batıl ilahlara adanması şeklinde işaretlenmesi ve insanların kullanımından alıkonması, Allah'ın emri değildir. Ama Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, kendi uydurdukları yalanları Allah'a yakıştırırlar ve onların çoğu akıllarını asla kullanmazlar.
Adem Uğur Allah bahîra, sâibe, vasîle ve hâm diye bir şey (meşru) kılmamıştır. Fakat kâfirler, yalan yere Allah'a iftira etmektedirler ve onların çoğunun da kafaları çalışmaz.
Ahmed Hulusi Allâh Bahire, Saibe, Vasıyle ve Ham (isimleriyle tanımlanan bir kısım kurbanlıklar) diye bir şey hükmetmemiştir (bu bir kısım insanların uydurmacılık geleneğidir). Ne var ki, hakikat bilgisini inkâr edenler, Allâh üzerine yalan uyduruyorlar! Onların çoğunluğu aklını kullanmaz!
Ahmet Tekin Beş batın yavru veren, beşinci batın yavrusu erkek olan devenin, faydalanılmaktan vazgeçilerek kulağının yarılıp salıverilmesinin; dertten kurtuluş adağı olarak bir hayvanın faydalanılmaktan vazgeçilip putlara adanarak salma gezer halde bırakılmasının; peşpeşe birkaç dişi yavru doğuran devenin (veya koyunun) doğurduğu erkek yavrunun putlara adanmasının; on batın döl veren erkek devenin sırtına yük vurulmamasının, başıboş bırakılarak yayılmasının ve su içmesinin engellenmemesinin kutsallığının meşruiyyetiyle ilgili Allah herhangi bir hüküm koymamıştır. Fakat kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler Allah adına yalan uydurarak iftira etmektedirler. Onların çoğu akıllarını kullanarak dinin hakikatini kavrayamıyorlar.
Ahmet Varol Kulağı yarılıp salıverilen, putlara adanan, erkek dişi ikizler doğuran ve on defa yavru yapmasından dolayı sırtına yük vurulmayan hayvanlarla ilgili uygulamaların hiçbirini Allah emretmemiştir. Ancak kâfirler Allah'a karşı yalan uyduruyorlar. Onların çoğu akıl erdiremiyor. [18]
Ali Bulaç Allah Bahiyre'den Saibe'den Vasiyle'den ve Ham'dan hiç birini (meşru) kılmamıştır. Ancak inkâr edenler, Allah'a karşı yalan düzüp uyduruyorlar. Onların çoğu akıl erdirmez.
Ali Fikri Yavuz Allah, (câhiliyyet devrindeki âdet üzere) kulağı yarılıp salıverilen ve putlara adak yapılan develerle, putlar için kesilen erkek koyunların ve sırtı yüke haram kılınan develerin hiç birini meşru kılmamıştır. Fakat, küfredenler, Allah’a yalan uydururlar. Onların çoğunun akılları ermez.
Ali Ünal Allah, beşincide erkek doğuran devenin sütünü putlara bırakmayı da, adak adayıp adağı yerine gelince dişi veya erkek deveyi salıverip ondan faydalanmayı nefsine haram etmeyi de, biri erkek diğeri dişi ikiz doğuran koyun veya devenin erkek yavrusunu putlar için serbest bırakmayı da, on nesli dölleyen erkek deveyi salıp ondan istifadeyi nefsine haram kılmayı da emretmedi (insanların kendiliklerinden hükümler koyup, sonra da bunları Allah’a, Din’e atfetmelerine kesinlikle izin vermedi). Fakat o küfredenler, (Din adına) yalanlar uydurup, sanki bunları Allah emretmiş gibi O’na iftirada bulunmaktadırlar. Esasen o küfredenlerin çoğu, düşünüp akletmekte değillerdir.
Bayraktar Bayraklı Allah bahîre, sâibe, vasîle ve hâm diye bir şey yapmamıştır. Fakat inkârcılar, kendi uydurdukları yalanları Allah'a yakıştırırlar ve onların birçoğu akıllarını asla kullanmazlar.
Bekir Sadak Allah, kulagi centilen, saliverilen, erkek disi ikizler doguran, on defa yavrulanmasindan oturu yuk vurulmayan hayvanlarin adanmasini emretmemistir; fakat inkar edenler Allah'a karsi yalan uydururlar ve cogu da akletmezler.
Celal Yıldırım Allah ne bahire, ne sâibe, ne vesile, ne de hâm'dan hiç biriyle emretmemiş ve meşru' da kılmamıştır. Ama o küfredenler Allah'a karşı yalan uydurup iftirada bulunuyorlar; çoğunun da aklı ermemektedir.
Cemal Külünkoğlu Allah, (cahiliye devrindeki âdet üzere hayvanlar için) “bahire”, “saibe”, “vesile” ve “ham” diye bir şey meşru kılmamıştır. Fakat inkârcılar, Allah'a yalan uydururlar. Zaten onların çoğu akıllarını kullanmazlar (körü körüne tabi olurlar).
Diyanet İşleri (eski) Allah, kulağı çentilen, salıverilen, erkek dişi ikizler doğuran, on defa yavrulamasından ötürü yük vurulmayan hayvanların adanmasını emretmemiştir; fakat inkar edenler Allah'a karşı yalan uydururlar ve çoğu da akletmezler.
Diyanet Vakfi Allah bahîra, sâibe, vasîle ve hâm diye bir şey (meşru) kılmamıştır. Fakat kâfirler, yalan yere Allah'a iftira etmektedirler ve onların çoğunun da kafaları çalışmaz.
Edip Yüksel Belli bir erkek ve dişi kombinasyonuyla yavrulayanların, yemin sonucu salıverilenlerin, arka arkaya iki erkek doğuranların ve on kez döl veren erkek develerin haram edilişini ALLAH onaylamıyor; inkârcılar ALLAH’a iftira ediyor. Çoğu akletmez onların.
Elmalılı Hamdi Yazır ne bahıyre, ne sâibe, ne vasıyle, ne ham'dan hiç birini Allah meşru' kılmadı, lâkin küfretmekte olan kimseler, Allah namına yalan söyliyerek ona iftira ediyorlar, çoklarının da aklı irmez
Erhan Aktaş Allah, ne “Bahîre” ne “Sâibe” ne “Vâsile” ne de “Ham”1 diye bir şeyi meşru kılmadı. Fakat gerçeği yalanlayan nankörler, yalan söyleyerek Allah’a iftira ediyorlar. Ve onların çoğu akıllarını kullanmıyorlar.

1- Bu isimler; Arapların, putlara kurban ettikleri ya da onlar adına değerlendirdikleri hayvanlara verdikleri isimlerdir.
Gültekin Onan Tanrı Bahriye'den Saibe'den, Vasiyle'den ve Ham'dan hiç birini (meşru) kılmamıştır. Ancak küfredenler, Tanrı'ya karşı yalan düzüp uyduruyorlar. Onların çoğu akletmez.
Hakkı Yılmaz Allah, bahîre'den sâibe'den vasîle'den ve hâm'dan 403 hiç birini öngörmemiştir. Ancak kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, Allah'a karşı yalan düzüp uyduruyorlar. Ve onların pek çoğu akıl erdirmez.
Harun Yıldırım Allah, bahire, saibe, vasile, ham diye bir şey belirlememiştir. Halbuki kâfirler yalan söyleyerek Allah’a iftira ediyorlar. Çünkü onların pek çoğunun aklı ermez.
Hasan Basri Çantay Allah ne «Bahıyre den, ne «Sâbibe» den, ne «Vasiyle den, ne de «Ham» dan hiç birini (meşru) kılmamışdır. Fakat o küfredenler Allaha karşı («Bize bunları o emretmişdir» diye) yalan düzerler. Onların çoğunun (avamının) ise akılları ermez.
Hayrat Neşriyat Allah, ne bahîre, ne sâibe, ne vasîle, ne de hâm’dan hiçbirini (meşrû')kılmamıştır; fakat inkâr edenler Allah’a karşı yalan uyduruyorlar! Çünki onların çoğu akıl erdiremezler.
İbni Kesir Allah; ne Bahire'den, ne Saibe'den, ne Vasile'den, ne de Ham'dan hiç birini meşru kılmamıştır. Fakat küfredenler; Allah'a karşı yalan uydurdular. Onların çoğunun ise akılları ermez.
İskender Evrenosoğlu Allah, ''bahîre, sâibe, vasîle ve hâm” diye bir şey yapmamıştır (meşru kılmamıştır). Ama o kâfirler (inkâr edenler), Allah'a karşı yalan iftirada bulunuyorlar (uyduruyorlar). Onların çoğu aklını kullanmıyor.
Kadri Çelik Allah, beşinci doğurduğu erkek olan kulağı çentilmiş deveyi, adak olarak adanan deveyi, dişi ve erkek olmak üzere ikiz doğuran koyunu ve dölünden on deve meydan gelmiş olan erkek deveyi (kesmemek, yememek ve binmemek üzere salıvermeyi) karar kılmamıştır. Fakat küfre sapanlar Allah'a karşı yalan uydururlar ve çoğu da akıl etmezler.
Mehmet Ali Eroğlu Allah, Bahire'yi, Saibe'yi, Vasila'yı ve Ham'ı meşru kılmamıştır. Ancak küfredenler İşte onlar yalan yere Allah'a iftira atıp uyduruyorlar. Onların çoğu akıl erdirmezler.
Mehmet Okuyan Allah bahîrah, sâibeh, vasîleh ve hâm diye bir şey (haram) kılmamıştır. Fakat kâfir olanlar, Allah’a yalan uydurur. Onların çoğu akıl etmez.
Muhammed Celal Şems Allah, (hayvanlardan) Bahire, Sâibe, Vasîle ve Hâm (diye bir şey yapılmasını) emretmemiştir. Ancak, kâfirlik edenler yalan söyleyip, Allah’a iftira ederler. Onların çoğu da akıl etmezler.

( Bahire: Kulaklarına çentik atılmış dişi deveye denir. Cahiliye devrinde Araplar, on kere yavru vermiş dişi devenin kulaklarını yarıp serbest bırakırlardı. Hiç kimse ona binmez, yük yüklemezdi. (Müfredat)
Sâibe: Otlaklarda serbest bırakılan dişi deveye denir. Bu da cahiliye devrine ait bir adetti. Eskiden Araplar, beş kere yavru vermiş bir dişi deveyi serbest bırakırlardı. Sulaklar ile tarlalara girmekten onu alıkoymazlardı.
Vasile: Bu da cahiliye dönemine ait başka bir adetti. Bir keçi, dişi ve erkek olarak ikiz doğurduğunda, Araplar o ikizleri birbirinden ayırıp kesmezlerdi ki, biri diğerinin ölümünü görüp acı çekmesin.
Hâm: Dölünden on yavru doğmuş erkek hayvana denilirdi. Araplar onu da hiçbir yerde çalıştırmayıp serbest bırakırlardı.)
Muhammed Esed Bazı hayvan cinslerinin batıl inançlarla işaretlenmesi ve insanların kullanımından alıkonulması, Allahın emri değildir: Ama hakikati inkara şartlanmış olanlar, kendi uydurdukları yalanları Allaha yakıştırırlar. Ve onların bir çoğu akıllarını asla kullanmaz:
Mustafa Çevik 103-104 Allah’ın helal kıldığı fakat müşriklerin kesilmesini, yenilmesini yahut başka şekilde yararlanılmasını, kendilerine haram saydıkları bir kısım hayvanları Bahire, Saibe, Vasile ve Ham gibi sözcüklerle isimlendirmeleri onların batıl inançlarından kaynaklanmaktadır. Allah o hayvanlardan yararlanılmasının haramlığı konusunda bir hüküm bildirmemiştir. Müşrikler Allah adına uydurdukları yalanları ile Allah’a iftira etmekteler. Zaten böyleleri akıllarını kullanmazlar! Böylelerine “Gelin şu batıl, anlamsız inançlarınızdan vazgeçip Allah’ın daveti olan gerçeklere yönelin” denildiğinde, “Biz, atalarımızdan beri gelen hayat tarzımızdan memnunuz” derler. Peki ya ataları hiçbir şey bilmeyen ve doğru yolda da olmayan kimseler olarak yaşamışlarsa, yine de onların takipçileri olmayı mı sürdürecekler?
Mustafa İslamoğlu Ne bahira ve saibe, ne de vasile ve ham (adı altında, hayvanların batıl inançlarlar yaratılış amacı dışına çıkarılmaları) Allah'ın emri değildir. Fakat hakikati inkarda ısrar edenler, kendi uydurdukları yalanları Allah'a yakıştırıyorlar. Zira onların çoğu kafalarını kullanmıyorlar.
Ömer Nasuhi Bilmen Allah Teâlâ bahireden, saibeden, vasileden ve hâmden hiçbirini (meşru) kılmamıştır. Fakat kâfir olanlar Allah Teâlâ'ya karşı yalan söyleyerek iftirada bulunurlar. Ve onların çokları ise akıl erdiremezler.
Ömer Öngüt Allah bahîre, sâibe, vasîle ve hâm diye bir şey meşru kılmamıştır. Fakat kâfirler Allah'a karşı yalan uydururlar. Onların çoğunun akılları ermez.
Şaban Piriş Allah, bahîre, sâibe, vesîle ve hâm (diye bir şeyler) belirlemedi. Fakat küfredenler Allah’a yalan yere iftira ediyorlar. Onların çoğu akletmezler.
Sadık Türkmen ALLAH (cahiliyet devrindeki adet üzere); ne “Bahîre” (kulağı yarılıp salıverilen develerle), ne “Sâibe” (putlar için ayrılan hayvan), ne “Vasîle” (davarların dişisi), ne de “Hâm” (binilmesi yasak olan hayvan) diye bir şey meşru kılmamıştır. Fakat, inkâr edenler Allah’a karşı yalan uyduruyorlar. Zaten birçokları da ilerisini düşünmüyorlar.
Seyyid Kutub Allah, Bahire, Saibe, Vesile ve Hami diye bir şey koymamıştır. Fakat kâfirler Allah adına yalan uydururlar. Onların çoğu düşünme yeteneğinden yoksundur.
Suat Yıldırım Allah ne bahîre, ne sâibe, ne vasîle, ne de hâm diye bir şey bildirmemiştir. Fakat, o kâfirler bu inançlarını Allah’a mal ederek O’na iftira etmişlerdir. Onların ekserisinin akılları ermez.
Süleyman Ateş Allâh, bahire, sâibe, vasile ve hâm diye bir şey yapmamıştır. Fakat inkâr edenler, Allah'a yalan uyduruyorlar ve çokları da akıl erdiremiyorlar.
Süleymaniye Vakfı Allah ne Bahîre’yi ne Sâibe’yi ne Vasîle’yi ve ne de Hâmî’yi meşru kılmıştır. Fakat kâfirlik edenler yalanlarını Allah’a mal ediyorlar. Onların çoğu aklını kullanmaz[*].

[*] Bahîre; Cahiliye Arapları tarafından sütünün içilmesinin, sırtına binilmesinin ve yük yüklenmesinin haram olduğunu göstermek için kulakları yarılan dişi develer anlamına gelmektedir.

Sâibe; on batın yavrulayan ve yavrularının hepsi dişi olan ve bu yüzden sahipleri tarafından ölünceye kadar etinden, sütünden ve yününden yararlanılmayan deveye denildiği gibi, bir nimete şükür olarak adanan veya bir hastalıktan kurtulan birinin adak olarak serbest bıraktığı hayvana da aynı isim verilmiştir.

Cahiliye Arapları beş batında ikiz olarak toplam on dişi doğuran koyunu Vasîle olarak adlandırırlardı. Eğer hayvan bundan sonra tekrar doğurursa doğan yavrular erkeklerin olur, kadınlar ondan yiyemezlerdi. Ancak bu yavru ölürse o zaman kadın erkek herkes bunun etini yiyebilirdi.

Hâmî ise Cahiliye Araplarının, sulbünden fazlaca döl alınan ve yaşlanmış olan erkek deveye verdikleri isimdir. Bu deveyi putlarına adayarak serbest bırakırlar ve ölünceye kadar hiçbir şekilde ondan yararlanmazlardı.

Buraya kadar özellikleri anlatılan hayvanların tariflerinde karışıklıklar ve hatta çelişkiler görülmektedir. Mesela bir görüşe göre bahîre için verilen tanım, başka bir görüşe göre sâibe veya vasîle için verilebilmektedir. Tanımlardaki bu ihtilaflara tefsirinde yer veren Taberî şu açıklamayı yapmaktadır:

“Cahiliye Araplarının yaptıkları bu işlerle ilgili olarak varit olan haberler ihtilaflıdır. Karışıklıktan dolayı (hangi ismin hangi hayvana tekabül ettiğini) işin iç yüzünü/keyfiyetini bilemeyebiliriz Bunun bir zararı da olmaz. Burada önemli olan, o dönemde bazı insanların şeytana uyarak Allah’ın haram kılmadığı bir takım hayvanları kendi başlarına haram kılmış olmalarıdır. Bu yüzden Allah onları kınamış / azarlamış ve bu şeylerin hepsinin helal olduğunu bildirmiştir.” (Taberî, Tefsîr, c: 5, s. 93)

Tanımlardaki bu karışıklık, muhtemelen söz konusu hayvanlarda ortak özelliklerin çok olmasından kaynaklanmaktadır. Zira yukarıda sayılan dört tür hayvanla ilgili olarak zikredilen rivayetlerde en çok tekrarlanan hususlar; bunların bir sebepten dolayı serbest bırakılmaları, etlerinden, sütlerinden ve yünlerinden ölünceye kadar yararlanılmamaları ve bazılarının sadece erkeklere helal, kadınlara haram sayılmasıdır.

Bu dört tür hayvanın özelliklerinden yola çıkarak -Muhammed Esed’in yaptığı gibi- dördüne birden “müşrik Araplar tarafından kutsanmış hayvanlar” tanımı yapılabilir. Zira dördünün de ortak özelliği kutsanmış olmalarıdır.

Tefhim-ul Kuran Allah Bahiyre'den Saibe'den Vasiyle'den ve Hâm'dan hiç birini (meşru) kılmamıştır. Ancak küfredenler, Allah'a karşı yalan düzüp uyduruyorlar. Onların çoğu akıl erdirmez.
Ümit Şimşek Bahîre, sâibe, vasîle ve hâm'ı Allah size bildirmiş değildir; kâfirler Allah adına yalan uyduruyorlar. Zaten onların çoğunun aklı ermez.
Yaşar Nuri Öztürk Allah ne bahîre yapmıştır ne sâibe ne vasîle ne de hâm. Ne var ki küfre sapanlar yalan uydurarak Allah'a iftira ediyorlar ve çokları da akıl erdiremiyorlar.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.