| Abdulbaki Gölpınarlı |
Bu da onlara verdiğimiz nîmetlere nankörlük edip dünyâda geçinip gitmeleri içindir, fakat yakında bilecek onlar.
|
| Abdullah Parlıyan |
Ki, şimdilik kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsinler ve şu geçici dünya hayatından zevk alsınlar bakalım, fakat yakında bilecekler.
|
| Adem Uğur |
Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve sefa sürsünler bakalım! Ama yakında bilecekler!
|
| Ahmed Hulusi |
Kendilerine verdiklerimize (hakikatlerindeki kuvvelere) nankörlük yapsınlar ve (geçici şeylerden) faydalansınlar diye (şirke dönerler)! Yakında anlayacaklar!
|
| Ahmet Tekin |
Kendilerine ihsan ettiklerimize karşılık bize nankörlük etsinler, sefa sürsünler bakalım! Ama yakında âkıbetlerinin nasıl olduğunu öğrenecekler.
|
| Ahmet Varol |
Kendilerine verdiğimize karşı nankörlük etsinler ve yararlansınlar diye (böyle yaparlar). Ancak yakında bilecekler.
|
| Ali Bulaç |
Kendilerine verdiğimiz (nimetler)e nankörlük etsinler ve yararlanıp metalansınlar diye. Ancak onlar yakında bileceklerdir.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Kendilerine verdiğimiz nimeti (kurtuluş nimetini) inkâr etsinler ve (geçici dünya hayatından) zevk alsınlar diye (eski tutumları olan şirke dönerler)...Fakat yakında (onlara ne azab yapılacağını) bileceklerdir.
|
| Ali Ünal |
Kendilerine bahşettiğimiz onca nimetlere karşı nankörlükte ısrar etsinler bakalım; salsınlar bakalım kendilerini dünya hayatının geçici zevklerine. (Bir gün gelecek ve yaptıklarının ne demek olduğunu) elbette bileceklerdir.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Böylece kendilerine bahşettiğimiz nimetlere karşı nankörlük yapar ve dünyadaki hayatlarından zevk almaya devam ederler. Fakat yakında bileceklerdir.
|
| Bekir Sadak |
(65-66) Gemiye bindikleri zaman,dini yalniz Allah'a haskilarak O'na yalvarirlar; ama Allah onlari karaya cikararak kurtarinca, kendilerine verdigi nimete nankorluk ederek O'na hemen es kosarlar. Zevklensinler bakalim, yakinda bileceklerdir.
|
| Celal Yıldırım |
Böylece kendilerine verdiğimiz nimetlere karşı nankörlük etsinler ve bir süre yararlanıp geçinsinler ; ileride (bunun nasıl bir kötülük ve şuursuzluk olduğunu) bilecekler.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsinler ve bir süre daha faydalansınlar bakalım! (Başlarına gelecekleri) ileride bilecekler!
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(65-66) Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na yalvarırlar; ama Allah onları karaya çıkararak kurtarınca, kendilerine verdiği nimete nankörlük ederek O'na hemen eş koşarlar. Zevklensinler bakalım, yakında bileceklerdir.
|
| Diyanet Vakfi |
Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve sefa sürsünler bakalım! Ama yakında bilecekler!
|
| Edip Yüksel |
Bırak, kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler, zevklensinler. İleride bilecekler.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ki kendilerine verdiğimiz ni'mete nankörlük etsinler ve hayattan zevk alsınlar diye, fakat ileride bilirler
|
| Erhan Aktaş |
Onlar, kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsinler ve gönüllerince yaşasınlar! Yakında neyin ne olduğunu görecekler!
|
| Gültekin Onan |
Kendilerine verdiğimiz (nimetler)e küfretsinler ve yararlanıp metalansınlar diye. Ancak onlar yakında bileceklerdir.
|
| Hakkı Yılmaz |
(65,66) İşte onlar, gemiye bindiklerinde, dini yalnız Allah'a özgü kılarak O'na yalvarırlar. Sonra ne zaman ki onları karaya çıkarıp kurtardı, bir de bakarsın ki onlar, kendilerine verdiklerimize iyilikbilmezlik etmek ve kazançlı çıkmak için Allah'ın ortakları olduğunu kabul ediyorlar. Artık onlar, yakında bilecekler.
|
| Harun Yıldırım |
Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve sefa sürsünler bakalım! Ama yakında bilecekler!
|
| Hasan Basri Çantay |
Ki (bu suretle) kendilerine verdiğimiz (ni'metler) e nankörlük etsinler ve (hayâtdan) zevk alsınlar diye. Fakat onlar yakında bileceklerdir.
|
| Hayrat Neşriyat |
Tâ ki kendilerine verdiğimiz şeylere (ni'metlere) nankörlük etsinler ve zevkedalsınlar! Fakat (onlar yaptıklarının âkıbetini) ileride bilecekler!
|
| İbni Kesir |
Kendilerine verdiğimize küfretsinler, eğlensinler bakalım. Yakında bileceklerdir.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Onlara verdiğimiz şeyleri inkâr etsinler (nankörlük etsinler) ve metalansınlar (faydalansınlar) diye. Ama yakında bilecekler.
|
| Kadri Çelik |
Kendilerine verdiğimize nankörlük etsinler ve yararlanıp faydalansınlar bakalım; ancak onlar yakında bileceklerdir.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Eh kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsin, zevk alsınlar. Ancak yakında bilecekler
|
| Mehmet Okuyan |
65-66 Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O’na özgü kılarak Allah’a yalvarırlar. Fakat onları karaya kurtarınca (çıkarınca), bir de bakarsın ki kendilerine verdiklerimize karşılık nankörlük etmeleri için (Allah’a) ortak koşmaktadırlar. (Bir süre daha) yararlansınlar (bakalım)! İleride (gerçeği) bilecekler!
|
| Muhammed Celal Şems |
Bunun sonucu, kendilerine verdiklerimize nankörlük ederler ve geçici olarak (dünya mallarından) faydalanırlar. Ancak onlar, yakında (onun) neticesini öğrenecekler.
|
| Muhammed Esed |
böylece kendilerine bahşettiğimiz her türlü (nimete) karşı nankörlük yapar ve dünyadaki hayatlarından (ahmakça) zevk almaya devam ederler; fakat, günü gelince (gerçeği) öğrenecekler.
|
| Mustafa Çevik |
65-66 Allah’ın Rabliği ve ilahlığını örterek yaşamayı seçenler, denizde bir gemi içinde azgın dalgalara yakalanıp ölümle yüz yüze geldiklerinde hemen Allah’la birlikte ilah edindiklerini unutup yalnız O’na yönelerek yalvarıp yakarırlar. Fakat Allah onları kurtarıp da karaya çıkardığında bir de bakarsın ki tekrar Allah’la birlikte ilah edindiklerine döner, müşrik ve kâfir olarak yaşamaya devam ederler. Böylece kendilerine bahşettiğimiz her türlü nimete ve yardıma karşı nankörlük eder, kısacık dünya hayatının cazibesi ile âhireti unuturlar, fakat günü gelince gerçekle yüzleşecek ve çok pişman olacaklar.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Sonuçta kendilerine verdiklerimize nankörlük etmiş ve kısa vadeli bir hazzı tüketmiş olurlar: Fakat zamanı gelince (gerçeği) anlayacaklar.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Kendilerine verdiğimiz şeye nankörlük etsinler ve istifadede bulunsunlar diye. Fakat yakında bileceklerdir.
|
| Ömer Öngüt |
Kendilerine verdiğimiz nimetleri inkâr etsinler ve sefa sürsünler bakalım! Yakında bilecekler!
|
| Şaban Piriş |
Kendilerine verdiklerimize nankörlük edip, dünyada geçinip gitsinler bakalım, yakında öğrenecekler.
|
| Sadık Türkmen |
Kendilerine verdiğimiz nimete nankörlük etsinler ve zevklenip eğlensinler diye (mi?) Oysa yakında bilecekler!
|
| Seyyid Kutub |
Böylece kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsinler ve dünyada zevkleri ile oyalansınlar bakalım! Nasıl olsa ilerde gerçeği öğreneceklerdir.!
|
| Suat Yıldırım |
Neticede kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük edip, güya geçici bir zevk alırlar. Alsınlar bakalım, yakında öğrenirler!
|
| Süleyman Ateş |
Ki kendilerine verdiğimiz (ni'metler)e nankörlük etsinler ve (şu geçici hayâtta) zevk içinde yaşasınlar. Ama yakında (gerçeği) bileceklerdir.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Bunu, Allah’ın onlara verdiğini görmemek ve günlerini gün etmek için yaparlar. Onlar yakında öğreneceklerdir.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Kendilerine verdiğimiz (nimetler)e nankörlük etsinler ve yararlanıp metalansınlar diye. Ancak onlar yakında bileceklerdir.
|
| Ümit Şimşek |
Nankörlük etsinler verdiklerimize, nasiplenedursunlar. Yakında görecekler.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve birazcık zevklensinler diye... Yakında bilecekler.
|