| Abdulbaki Gölpınarlı |
De ki: Aramda ve aranızda tanık olarak Allah yeter; bilir ne varsa göklerde ve yeryüzünde ve bâtıla inanıp Allah'a kâfir olanlara gelince: Onlardır ziyan edenlerin ta kendileri.
|
| Abdullah Parlıyan |
İman etmeyecek olanlara de ki: “Benimle sizin aranızda, şahit olarak Allah yeter. O göklerde ve yerde olan herşeyi bilir. Geçersiz ve uydurma şeylere inananlara ve Allah'ı inkâr edenlere gelince, işte gerçek zarar eden onlardır.”
|
| Adem Uğur |
De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Bâtıla inanıp Allah'ı inkâr edenler (var ya), işte ziyana uğrayacaklar onlardır.
|
| Ahmed Hulusi |
De ki: "Benimle aranızda şahitlik itibarıyla Esmâ'sıyla hakikatim olan Allâh yeterlidir! Semâlarda ve arzda olanı bilir! Bâtıla inanıp (kendilerini toprak olacak beden kabul edip); Esmâ'sıyla nefslerinin hakikati olan Allâh'ı inkâr edenlere gelince, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir!"
|
| Ahmet Tekin |
'Benimle sizin aranızdaki konularda, benim hak peygamber olduğum konusunda şâhit olarak Allah yeter. O, göklerdekileri ve yerdekileri bilir. Bâtıla inanıp, Allah’ı inkârda ısrar edenler, işte ziyana uğrayacak olanlar onlardır.' de.
|
| Ahmet Varol |
De ki: 'Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Batıla inanıp Allah'ı inkar edenler ise, işte onlar ziyana uğrayanlardır.'
|
| Ali Bulaç |
De ki: "Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. Batıla inanan ve Allah'ı inkâr edenler ise, işte onlar hüsrana uğrayanlardır."
|
| Ali Fikri Yavuz |
(Ey Rasûlüm), de ki: “- Benimle sizin aranızda (peygamber olduğuma dair) Allah şahid olarak yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir. Batıla inanıb Allah’ı inkâr edenler, (küfre varanlar) işte onlar, tamamen aldananlardır.
|
| Ali Ünal |
De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olan, olupbiten her şeyi bilir. Gerçek dururken bâtıla iman edip, (indirdiği Kitabı ve gönderdiği Rasûl’ü inkâr ederek) Allah’ı reddedenler, işte onlardır gerçekten kaybedenler ve kendilerini helâke sürükleyenler.
|
| Bayraktar Bayraklı |
De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Bâtıla inanıp Allah'ı inkâr edenler var ya, işte ziyana uğrayacaklar onlardır.”
|
| Bekir Sadak |
De ki: «Allah benimle sizin aranizda sahit olarak yeter. O, goklerde ve yerde olani, batila inananlari ve Allah'i inkar edenleri bilir.» Iste kaybedenler bunlardir.
|
| Celal Yıldırım |
De ki: Aramızda şâhid olarak Allah yeter; O göklerde ve yerde olanları bilir. Bâtıla inananlar ve Allah'ı inkâr edenler var ya, işte onlar zarara uğrayanlardır.
|
| Cemal Külünkoğlu |
De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter! O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Batıla inanıp Allah'ı inkâr edenler var ya, işte hüsrana uğrayanlar onlardır!
|
| Diyanet İşleri (eski) |
De ki: 'Allah benimle sizin aranızda şahit olarak yeter. O, göklerde ve yerde olanı, batıla inananları ve Allah'ı inkar edenleri bilir.' İşte kaybedenler bunlardır.
|
| Diyanet Vakfi |
De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Bâtıla inanıp Allah'ı inkâr edenler (var ya), işte ziyana uğrayacaklar onlardır.
|
| Edip Yüksel |
De ki: “Benimle sizin aranızda tanık olarak ALLAH yeter. Göklerde ve yerde ne varsa bilir. Yanlışı gerçek diye onaylayıp, ALLAH’ı onaylamayanlar, asıl zarara uğrayanlardır.”
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
De ki benimle sizin aranızda şâhid, Allah yeter, o Göklerde ve Yerde ne varsa bilir, bâtıla iyman edip de Allaha küfredenler, işte onlardır hep husrâna düşenler
|
| Erhan Aktaş |
De ki: “Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir.” Batıla inananlar ve Allah’ı yalanlayan kimseler, işte onlar hüsranda olanlardır.
|
| Gültekin Onan |
De ki: "Benimle sizin aranızda şahid olarak Tanrı yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. Batıla inanan ve Tanrı'ya küfredenler ise, işte onlar hüsrana uğrayanlardır."
|
| Hakkı Yılmaz |
De ki: “Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olan şeyleri bilir. Bâtıla inanan ve Allah'ı bilerek reddeden/ inanmayan kimseler, işte onlar, zarara/ kayba uğrayıp acı çekenlerin ta kendileridir.
|
| Harun Yıldırım |
De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Bâtıla inanıp Allah'ı inkâr edenler (var ya), işte ziyana uğrayacaklar onlardır.
|
| Hasan Basri Çantay |
De ki: «Benimle sizin aranızda Allahın hakkıyle şâhid olması yeter. Göklerde, yerde ne varsa O bilir. Baatıla îman ve Allâhı (inkâr ile) kâfir olanlar (Yok mu?) İşte onlar hüsranda kalanların ta kendileridir.
|
| Hayrat Neşriyat |
De ki: 'Benimle sizin aranızda şâhid olarak, Allah yeter! (O,) göklerde ve yerde ne varsa bilir. Bâtıla inanıp Allah’ı inkâr edenler ise, işte onlar hüsrâna uğrayanların ta kendileridir!'
|
| İbni Kesir |
De ki: Şahid olarak benimle sizin aranızda Allah yeter. O; göklerde ve yerde olanı bilir. Batıla inanıp Allah'a küfredenler, işte onlar hüsrana uğrayanların kendileridir.
|
| İskender Evrenosoğlu |
De ki: "Sizinle benim aramda şahit olarak Allah, kâfidir. Göklerde ve yerde ne varsa bilir." Batıla inananlar ve Allah'ı inkâr edenler, işte onlar hüsranda olanlardır.
|
| Kadri Çelik |
De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. Batıla inanan ve Allah'ı inkâr edenler (var ya), işte onlar hüsrana uğrayanlardır.”
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Uzlaşma için benimle sizin aranızda Allah'ın şahit olması yeter. Batıla iman edeni Allah bilir. Tamamıyla gökte ve yerde olanı hakkıyla haberdardır. İşte gerçekten kaybedenler bunlardır.
|
| Mehmet Okuyan |
De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Göklerde ve yerde ne varsa (hepsini) bilir.” Batıla inanıp Allah’ı inkâr edenler (var ya), işte onlar kaybedenlerin ta kendileridir.
|
| Muhammed Celal Şems |
De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak, Allah yeterlidir.” O, göklerde ve yerde olanları bilir. Batıla inanan ve Allah’ı inkâr edenlerse, işte zarara uğrayanlar (da,) ancak bunlardır.
|
| Muhammed Esed |
(İman etmeyecek olanlara) De ki: "Benim ile sizin aranızda şahit olarak Allah yeter! O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Geçersiz ve uydurma şeylere inananlara ve bu suretle Allah'ı inkara şartlanmış olanlara gelince; işte ziyanda olanlar onlardır!"
|
| Mustafa Çevik |
Bunca öğüt ve uyarılara aldırmayıp, müşrik ve kâfir kalmakta ısrarla direnen nankörlere de ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları da olacakları da bilir.” Allah’la birlikte başka ilahlar edinip de onlara uyanlar, sonunda mutlaka hüsrana uğrayacaklar.
|
| Mustafa İslamoğlu |
(Onlara) de ki: "Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter; O göklerde ve yerde olan her şeyi bilir; yine (bilir) ki: Batıl inançlara saplanan ve Allah'a nankörlük eden kimseler hüsrana uğrayacak olanların ta kendisidirler."
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
De ki: «Benimle sizin aranızda Allah Teâlâ'nın şahit olması kifâyet eder. Göklerde ve yerde ne olduğunu bilir. Ve o kimseler ki, bâtıla inanmışlar ve Allah'ı inkar etmişlerdir. İşte hüsrâna düşmüş olanlar, ancak onlardır.»
|
| Ömer Öngüt |
De ki: “Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. Bâtıla inanan ve Allah'ı inkâr edenler; işte onlar hüsrana uğrayanların tâ kendileridir. ”
|
| Şaban Piriş |
De ki:-Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. Batıla inananlar ve Allah’ı tanımayanlar ise, işte onlar, hüsrana uğrayacak olanlardır.
|
| Sadık Türkmen |
DE Kİ: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Göklerde ve yeryüzünde ne varsa onları bilir. Gerçek dışı şeylere/bâtıla/yalana inanıp da, Allah’a karşı nankörlük edenler; işte onlar zarara uğrayanların ta kendileridir.”
|
| Seyyid Kutub |
Onlara de ki; «Benimle sizin aranızda Allah'ın tanıklığı yeterlidir. O göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir. Batıla, eğriye inanıp Allah'ı inkar edenler var ya, onlar hüsrana uğrayacak kimselerdir.»
|
| Suat Yıldırım |
De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Gerçek ortada iken, batıla iman edip Allah’ı inkâr edenler, işte asıl ziyana ve hüsrana uğrayanlar onlar olacaktır."
|
| Süleyman Ateş |
De ki: "Benimle sizin aranızda şâhid olarak Allâh yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir. Bâtıla inanıp Allah'a karşı nankörlük edenler, işte ziyana uğrayacaklar onlardır."
|
| Süleymaniye Vakfı |
De ki: “Sizinle aramızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir.” Allah’ı görmezlikten gelerek batıla inananlar var ya, kaybedecek olanlar işte onlardır.
|
| Tefhim-ul Kuran |
De ki: «Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. Batıla inanan ve Allah'ı inkâr edip küfredenler ise, işte onlar hüsrana uğrayanlardır.»
|
| Ümit Şimşek |
De ki: Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olan herşeyi bilir. Allah'ı inkâr ederek bâtıla inananlar ise hüsrana düşenlerin tâ kendileridir.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
De ki: "Sizinle benim aramda tanık olarak Allah yeter. Göklerde ne var, yerde ne var biliyor O. Bâtıla iman edip Allah'ı inkâr edenlere gelince, işte onlar hüsrana uğramışların ta kendileridir."
|