| Abdulbaki Gölpınarlı |
İbrâhim, işiniz nedir ey elçiler demişti.
|
| Abdullah Parlıyan |
İbrahim: “Ey elçiler! Göreviniz nedir?” deyince;
|
| Adem Uğur |
(İbrahim:) O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi.
|
| Ahmed Hulusi |
(İbrahim): "Ey irsâl olunanlar. . . (Esas) işiniz (amacınız) nedir?" dedi.
|
| Ahmet Tekin |
İbrahim: 'Asıl önemli işiniz nedir, ey elçiler?' dedi.
|
| Ahmet Varol |
(Sonra): 'Peki sizin işiniz nedir ey elçiler!' dedi.
|
| Ali Bulaç |
(İbrahim) dedi ki: "Şu halde sizin asıl isteğiniz nedir, ey elçiler?"
|
| Ali Fikri Yavuz |
(Hz. İbrahim, kendisine misafir olarak gelen meleklere) dedi ki: “- O halde istediğiniz nedir? (Niçin gönderildiniz)? Ey elçiler!...”
|
| Ali Ünal |
(İbrahim,) “Ey (Allah’ın) elçileri, gelişinizin asıl sebebi nedir?” diye sordu.
|
| Bayraktar Bayraklı |
İbrâhim, “Ey elçiler! Sizin göreviniz nedir?” dedi.
|
| Bekir Sadak |
Ibrahim: «Ey Elciler! Goreviniz nedir?» dedi.
|
| Celal Yıldırım |
İbrahim, onlara : «Ey elçiler! Sizin iş ve isteğiniz nedir?» dedi.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(İbrahim, onların melek olduğunu anlayınca:) “O hâlde asıl işiniz nedir ey elçiler?” dedi.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
İbrahim: 'Ey Elçiler! Göreviniz nedir?' dedi.
|
| Diyanet Vakfi |
(İbrahim:) O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi.
|
| Edip Yüksel |
(İbrahim:) “Ey elçiler asıl göreviniz nedir?“ dedi.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
İbrahim, o halde asıl me'muriyyetiniz nedir? ey mürselûn, dedi
|
| Erhan Aktaş |
İbrahim: “O halde ey elçiler! Sizin geliş amacınız nedir? dedi.
|
| Gültekin Onan |
(İbrahim) dedi ki: "Şu halde sizin asıl isteğiniz nedir, ey elçiler?"
|
| Hakkı Yılmaz |
Bunun üzerine İbrâhîm, “Sizin önemli işiniz nedir ey elçiler?” dedi.
|
| Harun Yıldırım |
Dedi ki: “Ey elçiler, o halde asıl işiniz nedir?”
|
| Hasan Basri Çantay |
(İbrâhîm) «Ey gönderilmiş (melekler) sizin haal-ü şanınız nedir?» dedi.
|
| Hayrat Neşriyat |
(İbrâhîm:) 'O hâlde (asıl) mühim işiniz nedir, ey elçiler?' dedi.
|
| İbni Kesir |
Ey elçiler, işiniz nedir? dedi.
|
| İskender Evrenosoğlu |
(Hz. İbrâhîm): “Öyleyse ey elçiler! Söylemek istediğiniz şey nedir?” dedi.
|
| Kadri Çelik |
(İbrahim) Dedi ki: “O halde sizin asıl isteğiniz nedir, ey elçiler?”
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
"Açıkçası sizin sebep-i ziyaretinizi öğrenebilir miyim ey elçiler?" demiştir.
|
| Mehmet Okuyan |
(İbrahim:) “Ey elçiler (melekler)! (Başka) ne işiniz var?” diye sormuştu.
|
| Muhammed Celal Şems |
Bunun üzerine (İbrahim,) “Ey elçiler! Hangi önemli işle (görevlendirildiniz?)” (diye) sordu.
|
| Muhammed Esed |
(İbrahim,) "Peki" dedi, "(başka) ne görüyorsunuz, ey (semavi) elçiler?"
|
| Mustafa Çevik |
24-34 Ey Peygamber! İnsanlara, İbrahim ve ona gelen şerefli misafirlerin kıssasını da anlat. Hani onlar İbrahim’in kapısını çalıp selam vermişler, İbrahim de selamlarını alıp buyur ettikten sonra kendi kendine “Bunlar tanıdık kimseler değiller, acaba ne için geldiler?” demişti. Daha sonra da hanımının yanına gidip, misafirlerine ikram etmek üzere kızarmış bir dana eti getirerek onlara buyur etmişti. Misafirlerinin yemeğe el sürmediklerini görünce de, onlardan şüphelenip içine bir korku düşmüştü. Bunun üzerine misafirleri İbrahim’e: “Korkma!” dediler ve ona âlim, ilmiyle amel edecek ahlak timsali bir erkek evlat müjdesi verdiler. Bunu işiten İbrahim’in karısı heyecanla çığlık atıp elini de yüzüne vurarak “Ne yani, ben kocamış ve de üstelik kısır bir kadın olarak bugüne kadar yaşamışken, bundan sonra nasıl olur da çocuk sahibi olurum?” dedi. Misafirler de ona: “Evet öyle, fakat Rabbin böyle buyurdu. Şüphesiz O dilediğini yapmaya güç yetirendir; O her şeyin en doğru olanını bilir; üstün ilim, kudret, hüküm ve hikmet sahibidir.” dediler. İbrahim de onlara: “Ey elçiler! Buraya gelişinizin sebebi bize bu müjdeyi vermek mi, yoksa başka sebepleri de var mı?” diye sordu. Elçi melekler İbrahim’e: “Biz tamamına yakını iman etmekten yüz çevirmiş olan Lût halkını helak etmek için de görevlendirildik. Onların üzerlerine pişmiş çamurdan taşlar yağdıracağız. Bu taşların azgınlaşmış, Allah’a başkaldırmış, haddi aşan o toplumdan kime isabet edeceği de belirlenmiştir.” dediler.
|
| Mustafa İslamoğlu |
(İbrahim): "Peki ey Elçiler!" dedi, "Nedir bu olağandışı ziyaretinizin (gerçek) sebebi?"
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(31-32) (İbrahim aleyhisselâm) Dedi ki: «O halde mühim işiniz neden ibarettir ey gönderilmiş zâtlar?» (O melekler de) Dediler ki: «Şüphe yok, biz günahkârlar olan bir kavme gönderildik.»
|
| Ömer Öngüt |
İbrahim: "O halde işiniz nedir ey elçiler?" dedi.
|
| Şaban Piriş |
-Sizin asıl göreviniz nedir, ey elçiler? dedi.
|
| Sadık Türkmen |
(İBRAHİM): “Ey elçiler, asıl göreviniz nedir?” dedi.
|
| Seyyid Kutub |
İbrahim: «O halde işiniz nedir ey elçiler?» dedi.
|
| Suat Yıldırım |
İbrâhim: "Peki sizin gelişinizin asıl sebebini öğrenebilir miyim ey değerli elçiler?" dedi.
|
| Süleyman Ateş |
(İbrâhim): "O halde göreviniz nedir ey elçiler?" dedi.
|
| Süleymaniye Vakfı |
İbrahim: “Elçiler! Asıl göreviniz nedir?” diye sordu.
|
| Tefhim-ul Kuran |
(İbrahim) Dedi ki: «Şu halde sizin asıl isteğiniz nedir, ey elçiler?»
|
| Ümit Şimşek |
İbrahim 'Elçiler, işiniz nedir?' diye sordu.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
İbrahim sordu: "Amacınız ne, ey elçiler?"
|