| Abdulbaki Gölpınarlı |
Bunlar, öyle kişilerdir ki, onlardan önce cinden ve insanlardan gelip geçen ümmetler içinde, onlara da, azâba uğrayacaklarına dâir söylenen söz hak olmuştur; şüphe yok ki onlar, ziyana uğramışlardır.
|
| Abdullah Parlıyan |
İşte bu ve benzerleri, kendilerine azap sözü gerekli olmuş kimselerdir. Kendilerinden önce geçen cin ve insan toplulukları arasında, azabın içinde bulunacaklardır. Bunlar kesinlikle kaybedenlerdir.
|
| Adem Uğur |
İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında azabın gerçekleştiği kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır.
|
| Ahmed Hulusi |
İşte bunlar, cin ve insten, onlardan önce gelip - geçmiş ümmetler hakkındaki azap hükmü, bunlar aleyhine de gerçekleşecek kimselerdir. . . Muhakkak ki onlar hüsrana uğrayanlardı.
|
| Ahmet Tekin |
İşte onlar, hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, peygamberlere ve kutsal kitaplara itibar etmedikleri için, kendilerinden önce yaşayıp geçip gitmiş olan cin ve insan toplulukları içinde azap ile ilgili gerekçeli kararı hak eden kimselerdir. Onlar gerçekte hüsrana uğramış kimselerdir.
|
| Ahmet Varol |
İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce geçmiş ümmetler içinde üzerlerine (azap) sözü gerçekleşmiş kimselerdir. Şüphesiz onlar ziyana uğrayanlardır.
|
| Ali Bulaç |
İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip geçmiş ümmetler içinde (azab) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.
|
| Ali Fikri Yavuz |
İşte bu inançta olanlar, kendilerinden daha evvel gelib geçen insan ve cinlerden, üzerlerine azab gerçekleşmiş ümmetlerle beraberdirler. Çünkü bunlar, aldanıb hep ziyana uğrayanlardır.
|
| Ali Ünal |
Böyleleri, kendilerinden önce gelip geçmiş benzeri cin ve insan toplulukları hakkında verilmiş ve uygulanmış olan ceza hükmünü aynen hak etmiş olanlardır. Bütünüyle kaybetmiş olanlardır onlar.
|
| Bayraktar Bayraklı |
İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında azabın gerçekleştiği kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır.
|
| Bekir Sadak |
(17-18) Annesine babasina: «Of ikinizden ; benden once nice nesiller gelip gecmisken beni tekrar diriltilmemle mi tehdit ediyorsunuz?» diyen kimseye, anne babasi Allah'a siginarak: «Sana yaziklar olsun! Inan; dogrusu Allah'in sozu gercektir» dedikleri halde: «Bu, Kuran oncekilerin masallarindan baska bir sey degildir» diye cevap verenler iste onlar kendilerinden once cinlerden ve insanlardan gelip gecmis ummetler icinde, Allah'in azap vadinin aleyhlerinde gerceklestigi kimselerdir. Dogrusu onlar husranda olanlardir.
|
| Celal Yıldırım |
İşte bunlar kendilerinden önce cinlerden ve, insanlardan gelip geçen ümmetler hakkında (azâb va'di ve hükmü) gerçekleşen kimselerdir. Şüphesiz ki bunlar hüsran içinde kalanlardır.
|
| Cemal Külünkoğlu |
İşte onlar da, kendilerinden önce insanlardan ve cinlerden gelmiş geçmiş topluluklar içinde, haklarında azap hükmü kesinleşmiş olanlardır. Çünkü onlar hüsrana uğramış kimselerdir.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(17-18) Annesine babasına: 'Of ikinizden; benden önce nice nesiller gelip geçmişken beni tekrar diriltilmemle mi tehdit ediyorsunuz?' diyen kimseye, anne babası Allah'a sığınarak: 'Sana yazıklar olsun! İnan; doğrusu Allah'ın sözü gerçektir' dedikleri halde: 'Bu, Kuran öncekilerin masallarından başka bir şey değildir' diye cevap verenler işte onlar kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde, Allah'ın azap vadinin aleyhlerinde gerçekleştiği kimselerdir. Doğrusu onlar hüsranda olanlardır.
|
| Diyanet Vakfi |
İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında azabın gerçekleştiği kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır.
|
| Edip Yüksel |
Bu gibiler, gelip geçmiş cin ve insan toplumları arasında azap sözünü haketmiş kimselerdir. Onlar kaybedenlerdir.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
İşte bunlar İns-ü Cinden önlerinde geçen ümmetler içinde üzerlerine söz hakk olmuş olan kimselerdir, çünkü bunlar hep husrana mahkûm olmuşlardır
|
| Erhan Aktaş |
İşte onlar ki, kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin1 ve ins1 toplumlarında aleyhlerinde “sözü”2 hak etmiş kimselerdir. Kuşkusuz onlar, hüsranda olanlardır.
1- Tanınan–tanınmayan, bilinen-bilinmeyen, yerli-yabacı, her kesimden insan topluluğu. 2- Yaptıklarından hesaba çekileceklerine, azabın gerçek olduğuna dair Allah’ın sözü.
|
| Gültekin Onan |
İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip geçmiş ümmetler içinde (azab) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.
|
| Hakkı Yılmaz |
İşte anası-babası ile inanç çatışması olan, âhirete inanmayan çocuklar, kendilerinden önce gelip geçmiş olan bilinen-bilinmeyen tüm kesimden önderli toplumlar içerisinde aleyhlerinde Söz hak olmuş kimselerdir. Şüphesiz onlar, gerçekten kayba/ zarara uğrayıp acı çeken kimseler idiler.
|
| Harun Yıldırım |
İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelipgeçmiş ümmetler içinde aleyhlerine söz hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.
|
| Hasan Basri Çantay |
İşte o (ve benzerleri) cinden ve insandan kendilerinden evvel gelib geçen ümmetler arasında, üzerlerine (azâb) söz (ü) hak olmuş (kimseler) dir. Çünkü bunlar hüsrana uğramış olanlardır.
|
| Hayrat Neşriyat |
İşte bunlar, cin ve insandan, kendilerinden önce gelip geçmiş topluluklar içinde üzerlerine (azâba dâir) söz, hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar hüsrâna uğrayanlardır.
|
| İbni Kesir |
İşte onlar; kendilerinden önce cinnlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde üzerlerine söz hak olmuş kimselerdir. Doğrusu onlar, hüsrana uğrayanlardandırlar.
|
| İskender Evrenosoğlu |
İşte onlar ki, onlardan evvel gelip geçmiş olan cin ve insan toplumlarında, üzerlerine (azap) sözü hak olmuştur. Muhakkak ki onlar, hüsranda olanlardır.
|
| Kadri Çelik |
İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce geçen ümmetler içinde üzerlerine söz (azap) hak olmuş kimselerdir. Doğrusu onlar, hüsrana uğrayanlardır.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Haklarında azap hükmü kesinleşmiş kimseler, işte onlardır ki; Geçmiş topluluklar, Kendilerinden önce insanlardan ve cinler içindedir. Çünkü onlar hüsrana uğramışlardır.
|
| Mehmet Okuyan |
İşte onlar, kendilerinden önce geçen cinler ve insanlardan oluşan ümmetler hakkında (uygulanacak azap) sözü kendileri için de gerçekleşmiş olanlardır. Şüphesiz ki onlar kaybedenlerdi.
|
| Muhammed Celal Şems |
İster cinlerden, ister insanlardan olsun, kendilerinden önce geçmiş kavimlerden (haklarında azap) sözü gerçekleşmiş olanlar (da,) ancak bunlardır. Şüphesiz onların (hepsi) hüsrana uğrayanlardır.
|
| Muhammed Esed |
İşte bunlar, kendilerinden önce geçip gitmiş (öteki günahkar) insanlar ve görünmeyen varlıklar toplulukları ile birlikte (yok olup gitme) cezasına çarptırılacak olanlardır. Onlar, kesinlikle kaybedenlerden olacaktır.
|
| Mustafa Çevik |
15-18 Biz insana ana babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu nice zorluklarla karnında taşıyıp, nice zahmetle dünyaya getirmiştir. Çocuğun ana karnında taşınması ile birlikte, sütten kesilmesi otuz ayı bulmaktadır. Nihayet bir kısmı kırk yaşına gelip tam olgunluk çağına erişince: “Rabbim! Bana, anne ve babama verdiğin nimetlerden dolayı sana şükretmeyi ve razı olacağın bir hayatı yaşamayı nasip et ve soyumdan gelecek nesillere de rızana uygun yaşama arzusu ve gayreti bahşet. Rabbim! Bu zamana kadar işlemiş olduğum günahlardan tevbe edip bütün kalbimle sana yöneliyor ve teslim oluyorum.” diye dua ederler. Biz de günahlarından tevbe edip, doğru olanı yaşamak ve yaşatmak için ellerinden gelen gayreti gösterenleri bağışlayıp, verdiğimiz sözün gereği cennetlikler arasına katacağız. Bununla birlikte öyle evlatlar da vardır ki, annesi ve babası onu Allah’ın davetine uymaya çağırdığında, onlara şöyle cevap verirler: “İkinize de yazıklar olsun! Benden önce bu dünyadan bunca insan gelip geçmiş ve hiçbiri de diriltilmemişken, siz bana öldükten sonra diriltilip hesaba çekileceğimi söylüyorsunuz ve böylece aklınız sıra beni uyarıyorsunuz öyle mi?” Buna rağmen anne ve babası bir yandan Allah’a dua edip evlatlarının gerçeği görmesini isterlerken, bir yandan da evlatlarına, “Allah’ın vaadi haktır ve mutlaka gerçekleşecektir; nankörlük edip de davetinden yüz çevirme.” demeye devam ederler. Fakat hayırsız evlat bu defa da anasına babasına dönüp, “Bu sizin söyledikleriniz eskilerin masallarından başka bir şey değil.” deyiverir. İşte böyleleri kendilerinden önce gelip geçmiş ve haklarında azap hükmü kesinleşmiş insanlar ve cinler topluluğuna dahil edilerek, hüsrana uğramayı hak etmişlerdir.
|
| Mustafa İslamoğlu |
İşte onlar, haklarında ilahi yasanın gerçekleştiği kimselerdir; kendilerinden önce geçip gitmiş görünür görünmez-bilinir bilinmez iradeli varlıklara dahil olmuşlardır: Şüphesiz kaybeden de onlar olacaktır.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(18-19) İşte bunlar izi kendilerinden önce gelip geçen cin ve insten ümmetler arasında bulunan kimselerdir ki, üzerlerine söz hak olmuştur. Muhakkak ki onlar hüsrâna uğramış oldular. Ve herkes için yapmış olduklarından (dolayı) dereceler vardır ve onlara amellerini tamamen ödemek için ve onlar zulmolunmazlar.
|
| Ömer Öngüt |
İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde, aleyhlerinde söz hak olmuş (azap gerçekleşmiş) kimselerdir. Doğrusu onlar hüsrana uğrayanlardır.
|
| Şaban Piriş |
İşte onlar, cinlerden ve insanlardan, kendilerinden önce gelip geçmiş toplumlar arasında haklarında (azap) hükmü gerçekleşmiş olanlardır. Onlar, hüsrana uğrayanlardır.
|
| Sadık Türkmen |
İşte bunlar; cinlerden ve insanlardan, kendilerinden önce geçen topluluklar içinde, azabı hak etmiş kimselerdir. Gerçekten onlar, zarara uğrayanlardır.
|
| Seyyid Kutub |
İşte onlar da kendilerine azab sözü gerekli olmuş kimselerdir. Kendilerinden önce geçen cin ve insan toplulukları arasında azab içinde bulunacaklardır. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır.
|
| Suat Yıldırım |
İşte onlar, kendilerinden önce insanlardan ve cinlerden gelmiş geçmiş topluluklar içinde, haklarında azap hükmü kesinleşmiş olanlardır. Çünkü onlar hüsrana uğramış kimselerdir.
|
| Süleyman Ateş |
İşte onlar da kendilerine (azâb) söz(ü) gerekli olmuş kimselerdir. Kendilerinden önce geçen cin ve insan toplulukları arasında (azâbın içinde) bulunacaklardır. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Bu gibiler, daha önce gelip geçmiş insan ve cin toplumları içinden şu sözü hak edenlerdir: “Onlar kaybetmişlerdir.”
|
| Tefhim-ul Kuran |
İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip geçmiş ümmetler içinde, (azab) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.
|
| Ümit Şimşek |
Onlar, kendilerinden önceki cin ve insan toplulukları içinde azabı hak etmiş kimselerdir. Gerçekten de onlar hüsrana uğramışlardır.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
İşte bunlar, kendilerinden önce gelip geçmiş cin ve insan ümmetleri içinde, üzerlerine azap hak olanlardır. Hiç kuşkusuz onlar, hüsrana uğrayanlardır.
|