| Abdulbaki Gölpınarlı |
Andolsun gün battıktan sonraki kızıllığa.
|
| Abdullah Parlıyan |
Yoo, andolsun akşamın alaca karanlığına,
|
| Adem Uğur |
Hayır! Şafağa, yemin ederim ki,
|
| Ahmed Hulusi |
Şafağa kasem ederim,
|
| Ahmet Tekin |
Başka söze gerek yok. Şafak vaktine yemin ederim.
|
| Ahmet Varol |
Hayır. Yemin ederim şafağa,
|
| Ali Bulaç |
Yoo, şafak vaktine yemin ederim,
|
| Ali Fikri Yavuz |
Artık kasem ederim şafak’a,
|
| Ali Ünal |
Yemin ederim günbatımı vaktine,
|
| Bayraktar Bayraklı |
(16-19) Hayır! Şafağa, geceye ve onun topladığı şeylere, dolunay şeklini alan Ay'a yemin ederim ki siz halden hale geçersiniz.
|
| Bekir Sadak |
Aksamin alaca karanligina and olsun;
|
| Celal Yıldırım |
Hayır, şafak'a (Güneş battıktan sonra ufukta beliren kızıllık veya ondan bir süre sonra beliren sarılık) yemin ederim.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(16-19) Hayır (boşuna yaratıldığınızı zannetmeyin)! Yemin ederim akşamın alaca karanlığına, geceye ve gecenin içinde barındırdığına, dolunay hâlindeki aya ki, muhakkak siz bir durumdan diğerine uğratılacaksınız (tabakadan tabakaya bineceksiniz).
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Akşamın alaca karanlığına and olsun;
|
| Diyanet Vakfi |
(16-19) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz.
|
| Edip Yüksel |
Andolsun akşamın kızıllığına,
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
İmdi kasem ederim o şefaka
|
| Erhan Aktaş |
Şafak vaktine yemin ederim;
|
| Gültekin Onan |
Yoo, şafak vaktine yemin ederim,
|
| Hakkı Yılmaz |
(16-19) O hâlde, o şafak, gece ve içinde barındırdığı şeyler derlendiği zaman o ay kanıttır ki, siz kesinlikle hâlden hâle biniyorsunuz [sürekli değişeceksiniz, asla yok olup gitmeyeceksiniz].
|
| Harun Yıldırım |
Şafağa yemin ederim,
|
| Hasan Basri Çantay |
Demek (hakıykat onun zannetdiği gibi değildir). Andederim o şafaka.
|
| Hayrat Neşriyat |
(16-18) Yemîn ederim o şafağa (akşamın kızıllığına)! Geceye ve (karanlığında)topladığı şeylere! (Nûrunu) topla(yıp dolunay hâline gel)diği zaman, aya!
|
| İbni Kesir |
And ederim o şafağa;
|
| İskender Evrenosoğlu |
Bundan sonra hayır, şafak vaktine yemin ederim.
|
| Kadri Çelik |
Yooo! Yemin ederim şafak vaktine.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
İşte gerçek, onun sandığı gibi değildir. Şafak vaktine kasem olsun.
|
| Mehmet Okuyan |
Hayır! Yemin ederim: Akşamın alaca karanlığına,
|
| Muhammed Celal Şems |
(16-18) (Düşüncelerinin yanlışlığını ispatlamak için) Ben, alacakaranlığı, geceyi ve onun kuşattıklarını ve (de) nur ile dolmuş ayı şahit olarak gösteriyorum.
|
| Muhammed Esed |
Yok yok! Hayır! Akşamın (geçip giden) alacakaranlığını tanıklığa çağırırım.
|
| Mustafa Çevik |
16-22 Şafak vaktine, gece karanlığının örtüp bürüdüğü her şeye, dolunay halindeki Ay’a andolsun ki siz, ey insanlar! Bir halden başka bir hale, dünya hayatınızdan âhiret hayatınıza geçirileceksiniz. Gerçek bu kadar açık bildirilmişken, nasıl oluyor da insanların bir kısmı Allah’la birlikte başka ilahlar edinip, O’nun davetinden yüz çevirerek müşrik olmayı tercih edebiliyorlar? Ve nasıl oluyor da, Kur’an ile yaratılışlarının amacı kendilerine okunduğu halde, teslimiyetlerini gösterip, Rableri olan Allah’a secde etmek yerine Kur’an’ı yalanlıyorlar.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Ötesi yok! İşte şafak vaktini Ben şahit tutuyorum!
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Artık kasem ederim şafaka.
|
| Ömer Öngüt |
Andolsun şafak vaktine!
|
| Şaban Piriş |
Andolsun şafağa.
|
| Sadık Türkmen |
ARTIK yemin ederim o şafak vaktine,
|
| Seyyid Kutub |
Akşamın alaca karanlığına,
|
| Suat Yıldırım |
Demek, gerçek onun sandığı gibi değildir. Şafak hakkı için!
|
| Süleyman Ateş |
Yoo, and içerim; akşamın alaca karanlığına,
|
| Süleymaniye Vakfı |
Akşamın alaca karanlığı,
|
| Tefhim-ul Kuran |
Yoo, şafak vaktine yemin ederim,
|
| Ümit Şimşek |
Yemin ederim akşamın alacakaranlığına,
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
İş, sandıkları gibi değil! Yemin ederim akşamın kızıllığına,
|