| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve onlara, çeşitli yerlerden bölük bölük, birbiri ardınca kuşlar göndermedi mi?
|
| Abdullah Parlıyan |
Onların üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi de,
|
| Adem Uğur |
Onların üstüne ebâbil kuşlarını gönderdi.
|
| Ahmed Hulusi |
İrsâl etti üzerlerine tayrân ebabil'i (Ebabil kuşları).
|
| Ahmet Tekin |
Kalabalık sürüler halinde taş taşıyarak, üzerlerinde uçuşan görevli kuşlar gönderdi.
|
| Ahmet Varol |
Üzerlerine sürü sürü kuşları gönderdi.
|
| Ali Bulaç |
Onların üzerine ebabil (sürü sürü) kuşlarını gönderdi.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Üzerlerine sürü sürü kuşlar salıverdi,
|
| Ali Ünal |
Üzerlerine (sürü sürü, renk renk) ebabil kuşları gönderdi;
|
| Bayraktar Bayraklı |
Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.
|
| Bekir Sadak |
(3-4) Onlarin uzerine, sert taslar atan surulerle kuslar gonderdi.
|
| Celal Yıldırım |
Üzerlerine balçıktan yapılan sert taşlar atan Ebabil kuşlarını gönderdi de,
|
| Cemal Külünkoğlu |
(3-4) Üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar atan sürü sürü kuşlar gönderdi.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(3-4) Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi.
|
| Diyanet Vakfi |
Onların üstüne sürü sürü kuşlar gönderdi.
|
| Edip Yüksel |
Onların üstüne kuş sürüleri gönderdi.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Saldı da üzerlerine sürü sürü kuşlar (Ebâbil)
|
| Erhan Aktaş |
Onların üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi;
|
| Gültekin Onan |
Onların üzerine ebabil (sürü sürü) kuşlarını gönderdi.
|
| Hakkı Yılmaz |
3-5 Ve onların üzerlerine, onlara pişmiş taşlar ile birlikte iri taneli yağmur yağdıran öbek öbek bulutlar; boran gönderdi de onları bir yenik bitki yaprağı gibi yapıverdi.
|
| Harun Yıldırım |
Ve üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.
|
| Hasan Basri Çantay |
O, bunların üzerine sürü sürü kuş (lar) gönderdi,
|
| Hayrat Neşriyat |
Hem üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.
|
| İbni Kesir |
O; bunların üzerine sürülerle kuşlar gönderdi.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve onların üzerine ebabil kuşlarını gönderdi (veya uçan ebabilleri gönderdi).
|
| Kadri Çelik |
Onların üzerine, sürü sürü kuşlar gönderdi.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Lahuti alemden sevk edilen ebabil kuşları onlara salıverildi.
|
| Mehmet Okuyan |
Üzerlerine sürü sürü kuşlar göndermişti.
|
| Muhammed Celal Şems |
Üzerlerine sürüler halinde kuşlar salmadı mı?
|
| Muhammed Esed |
Üzerlerine kalabalık sürüler halinde uçan varlıklar saldı,
|
| Mustafa Çevik |
1-5 Fillerden oluşturduğu ordusu ile gücüne güvenerek, yakıp yıkmaya, istediğini yapmaya gelen orduya, Rabbinizin sürüler halinde gönderdiği kuşların fırlattığı taşlarla neler yaptığını bir düşünün.
Gücüne güvenip Allah’ı hesaba katmayan bu hain ve zalimlerin planlarını Allah boşa çıkarıp, onları fırlatılan taşlarla helak edip, çiğnenmiş ekin tarlasına döndürdü.
Dilediğini yapmaya güç yetiren yalnızca Allah’tır.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Onların üzerine katar katar bilinmeyen nitelikte uçan taşıyıcı varlıklar saldı;
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve onların üzerlerine bölük bölük kuşlar gönderdi.
|
| Ömer Öngüt |
Üzerlerine sürü sürü Ebabil kuşları gönderdi.
|
| Şaban Piriş |
(3-4) Onların üzerine damgalanmış taşlar atan ebâbil kuşlarını gönderdi.
|
| Sadık Türkmen |
Üzerlerine yoğun bir şekilde uçuşan şeyler gönderdi.
|
| Seyyid Kutub |
Onların üzerine sürülerle kuşlar gönderdi.
|
| Suat Yıldırım |
Üzerlerine ebabili, sürü sürü kuşları salıverdi.
|
| Süleyman Ateş |
Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi,
|
| Süleymaniye Vakfı |
Uçuşan yoğun bulut kütlelerini[*] üzerlerine göndermişti,
[*] طَيْر (tayr) çoğul anlamı taşıyan isimdir; tekili طائر (tâir) dir. Kenarı olup havada yüzen her şeye tâir denir (Müfredat). Kuşa da iki kanadıyla uçan tâirdir. (En’âm 6/38) Kuşlar anlamında tamlamasız olan طَيْر (tayr), elif lam’lı olarak الطَيْر (et-tayr) şeklinde kullanılır. Bu âyette طَيْر (tayr), elif lamsızdır. Çünkü burada uçuşanlar kuş değil, lav bulutlarıdır. أبابيل, “arka arkaya, yığın yığın” demektir (el-Ayn). Zeccâc’a göre طير أَبابيل (tayrun ebâbîl) “şuradan buradan yığınlar halinde tayr” anlamındadır. “Ard arda kümeler halinde tayr” diyenler de olmuştur (Lisan’ul-Arab).
أبابيل (ebâbîl), ibil ile aynı köktendir. İbil’in kök anlamı, öbek öbek olma, ağır olma ve kapsamadır (Mekâyîs’il-luğa). Bu üç anlamı bir arada bulunduran deve sürüsüne ibil denir. Yani ibil develer anlamındadır. Kümeler halindeki develere ibilun muebbele = إبل مؤبّلة denir (el-Ayn). Ebu Hatim’e göre “şu kişinin ibili var” demek 100 devesi var demek olur (Mekâyîs’il-luğa). Buna göre ve ersele aleyhim tayren ebâbîl = وأرسل عليهم طيرا أبابيل anlamı şu olur: “üzerlerine deve toplulukları gibi küme küme uçuşan nesneler gönderdi (Müfredat).
İbil, yağmur yüklü bulut anlamına da gelir (el-Kâmûs). Arap dili bilginlerinden el-Müberrid; “Hiç bakmazlar mı, ibil nasıl yaratılmış?” (Ğaşiye 88/17) âyetindeki ibil’e “büyük bulut kütleleri” anlamı vermiştir (Şevkânî, Feth’ul-Kadîr). أبابيل (ebâbîl), ibil ile aynı kökten olduğu için Müberred’in tanımını dikkate alırsak ona, tayran ebâbîl’e, arka arkaya uçuşan kalın bulut kütleleri veya yanardağdan çıkan lav ve kül bulutları demek gerekir. Zemahşerî, Arap şiirinde bulutların sıklıkla ibil’e (deve sürüsüne) benzetilmesi sebebiyle mecaz olarak bulutlara ibil dendiğini ifade etmiştir (Keşşaf )
|
| Tefhim-ul Kuran |
Onların üzerine ebabil (sürü sürü) kuşlarını gönderdi.
|
| Ümit Şimşek |
Üzerlerine bölük bölük kuşlar gönderdi.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Gönderdi üzerlerine sürüler halinde kuş,
|