| Abdulbaki Gölpınarlı |
Şüphe yok ki biziz sana kevseri veren.
|
| Abdullah Parlıyan |
Ey Muhammed! gerçekten biz sana dünyada pek çok hayırlar verdik. Ahirette de cennet ve cennetteki kevser havuzu ve ırmağını vereceğiz.
|
| Adem Uğur |
(Resûlüm!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik.
|
| Ahmed Hulusi |
Muhakkak ki biz verdik sana O Kevser'i!
|
| Ahmet Tekin |
Biz Kevser’i, peygamberliği, Kur’ân’ı, hayrı ilke edinen bir ümmeti, dünya hâkimiyetini, âhiret saadetini, lütfumuz ve ihsanımızla sana verdik.
|
| Ahmet Varol |
Şüphesiz biz sana Kevser'i verdik.
|
| Ali Bulaç |
Şüphesiz, biz sana Kevser'i verdik.
|
| Ali Fikri Yavuz |
(Ey Rasûlüm), gerçekten biz sana (cennetdeki Havz-ı) Kevseri = pek çok hayırları verdik.
|
| Ali Ünal |
Hiç şüphesiz sana bol ve kesilmez hayır verdik.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Biz sana çok hayır/Kevser'i verdik.
|
| Bekir Sadak |
Dogrusu sana pek cok nimet vermisizdir.
|
| Celal Yıldırım |
ki biz sana Kevser'i verdik.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Muhakkak ki biz, sana Kevser'i (iyilik, bereket, mutluluk, güzellik gibi bol nimet) verdik.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Doğrusu sana pek çok nimet vermişizdir.
|
| Diyanet Vakfi |
(1-3) (Resûlüm!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes. Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.
|
| Edip Yüksel |
Biz sana bolca nimetler verdik.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Biz verdik sana hakikatte kevser
|
| Erhan Aktaş |
Kuşkusuz Biz1 sana kevseri2 verdik.
1- Kur’an’daki “Biz” sözcükleri çokluğu değil, “yüceliği”, “gücü”, “büyüklüğü” ifade etmektedir. Bütün dillerde gücü elinde bulunduran kimseler, kendi “güç ve üstünlüklerinden” söz ederken, açıklamalarında ve buyruklarında “biz” zamirini kullanmaktadırlar. Allah’ın, kendisini ve ilahlık niteliklerini konu edinen ayetlerin tamamında “ene/ben”, “inni/beni, bana” zamirleri gibi tekil şahıs zamirleri kullanılmaktadır. 2- Pek çok hayırlı ve güzel nimetleri, Kur’an’ı. Kevser, sözcük olarak çokluk demektir. Bu çokluk, “sayısal” şeyler için olabileceği gibi; değerli olma, önemli olma gibi şeyler için de olabilir.
|
| Gültekin Onan |
Süphesiz, biz sana Kevser'i verdik.
|
| Hakkı Yılmaz |
Şüphesiz Biz sana bol nimet verdik.
|
| Harun Yıldırım |
Şüphesiz, biz sana Kevser’i verdik.
|
| Hasan Basri Çantay |
(Habîbim) hakikat, biz sana, Kevseri verdik.
|
| Hayrat Neşriyat |
(Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhesiz ki biz sana Kevser’i verdik.
|
| İbni Kesir |
Gerçekten Biz; sana, Kevser'i verdik.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Muhakkak ki Biz, sana Kevser'i verdik.
|
| Kadri Çelik |
Şüphesiz biz sana Kevser'i verdik.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Kesinkes bilesin ki; biz sana içi dolu kevseri verdik.
|
| Mehmet Okuyan |
Şüphesiz ki sana Kevser’i (bol nimet) verdik.
|
| Muhammed Celal Şems |
Şüphesiz Biz, sana Kevser verdik. ( Kevser, her şeyin bolluğu anlamındadır. Aynı şekilde, eli açık olana da Kevser denir.)
|
| Muhammed Esed |
Bak, Biz sana bol nimet verdik:
|
| Mustafa Çevik |
Ey Peygamber! Biz sana insanın yaratılış sebebini ve o sebebe uygun yaşanması gereken hayatın bilgisini kapsayan Kevser’i (Kur’an’ı) verdik.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Gerçek şu ki, Biziz sana her hayrı cömertçe bahşeden:
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Şüphe yok ki, Biz sana Kevser'i verdik.
|
| Ömer Öngüt |
Resulüm! Gerçekten biz sana tükenmeyen pek çok nimet vermişizdir.
|
| Şaban Piriş |
Biz sana sayısız nimetler verdik.
|
| Sadık Türkmen |
ŞÜPHESİZ, Biz sana çok şey verdik.
|
| Seyyid Kutub |
Ey muhammed! Doğrusu biz sana pek çok nimet vermişizdir.
|
| Suat Yıldırım |
Biz gerçekten sana verdik kevser.
|
| Süleyman Ateş |
Biz sana Kevser'i (bol ni'met, ilim ve büyük şeref) verdik.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Sana çok önemli olan şeyi verdik[*].
[*] Nebimize verilen ve içinde her türlü hayrı barındıran şey Kur’an’dır. Allah Teala şöyle buyurur: “Bu Kitabı sana, her şeyi açıklasın; bir rehber, bir ikram ve tam teslim olanlara müjdeler versin diye indirdik.” (Nahl 16/89)
|
| Tefhim-ul Kuran |
Şüphesiz, biz sana Kevser'i verdik.
|
| Ümit Şimşek |
Biz sana Kevser'i verdik.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Hiç kuşkusuz, biz verdik sana Kevser'i/iyilik, bereket, mutluluk, güzellik, soy ve aydınlığın tükenmezini.
|