| Abdulbaki Gölpınarlı |
Onlar, Allah'ın doğru yola sevkettiği kimselerdir, sen de onların yoluna uy. De ki: Ben, yaptığıma karşılık sizden bir ücret istemiyorum, bu, ancak âlemlere bir öğüt.
|
| Abdullah Parlıyan |
O peygamberler, Allah'ın doğru yola ulaştırdığı insanlardır. O halde sen de, onların gittiği doğru yola uy. De ki: Ben peygamberlik görevine karşılık, sizden bir ücret istemiyorum. Unutmayın ki, o Kur'ân bütün insanlığa bir öğütten ibarettir.
|
| Adem Uğur |
İşte o peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur'an) âlemler için ancak bir öğüttür.
|
| Ahmed Hulusi |
İşte bunlar, Allâh'ın hidâyet ettiği kimselerdir. . . Sen de onların gerçekliğine uy! De ki: "Ona (tebliğ etmeye) karşılık sizden bir ecir istemiyorum. . . O sadece insanlara (âlemlere) hatırlatmadır!"
|
| Ahmet Tekin |
İşte o peygamberler de, Allah’ın hidâyet rehberiyle doğru yolu gösterdiği kimselerdir. Sen de onların ümmetlerine gösterdiği doğru yolu, tek hak dini, din ve tevhid anlayışını, sana vahyedilen kitapta ibka edilen şeriatlarını ümmetine anlatarak, öğreterek onların takipçisi ol.'Ben Kur’ân’a ve tebliğ görevime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu Kuran âlemler için, insanlar ve cinler için kesinlikle bir öğüttür.' de.
|
| Ahmet Varol |
Bunlar Allah'ın doğru yola eriştirdikleridir ki sen de onların doğru yollarına uy. De ki: 'Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Bu sadece alemlere bir hatırlatmadır.'
|
| Ali Bulaç |
İşte Allah'ın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu hidayetlerine uy. De ki: "Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur'an), alemlere bir 'öğüt ve hatırlatmadan' başkası değildir."
|
| Ali Fikri Yavuz |
O Peygamberler, Allah’ın hidayetine eriştirdiği kimselerdir. Sen de onların gittiği yoldan yürü. (Onların tevhid yolunda bulun.) De ki: “-sizi bu tevhide (Kur’an’a) çağırmama sizden bir ücret istemem. O Kur’an, âlemler için (insan ve cinleri irşad için) ancak bir öğüddür.
|
| Ali Ünal |
Bu seçkin zatlar, Allah’ın her bakımdan doğru yola erdirdiği kimselerdir ve (ey Rasûlüm), sen de (Allah’ın onları kendisine ilettiği) aynı doğru yolu takip et ve de ki: “Ben, (risalet vazifemi yerine getirme) karşılığında sizden hiçbir karşılık beklemiyorum. Bu Kitabı tebliğ etmekteki maksadım, akıl sahibi bütün varlıklar için bir hatırlatma ve bir öğütten ibarettir.”
|
| Bayraktar Bayraklı |
İşte o peygamberler, Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy! De ki: “Ben buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu, âlemler için sadece bir öğüttür.”
|
| Bekir Sadak |
Iste bunlar Allah'in dogru yola eristirdikleridir, onlarin yoluna uy, «Sizden buna karsilik bir ucret istemem, bu sadece herkes icin bir hatirlatmadir» de. *
|
| Celal Yıldırım |
İşte bunlar Allah'ın doğru yola eriştirdiği kimselerdir; sen de onların yoluna uy. De ki: Buna karşılık sizden bir mükâfat istemem. O (Kur'ân) âlemler için ancak bir öğüt, bir hatırlatmadır.
|
| Cemal Külünkoğlu |
İşte onlar Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. (Ey Muhammed!) Sen de onların yolunu izle ve de ki: “Ben bu tebliğ karşılığında sizden hiçbir ücret istemiyorum. Bu (Kur'an) bütün âlemler için ancak bir öğüttür.”
|
| Diyanet İşleri (eski) |
İşte bunlar Allah'ın doğru yola eriştirdikleridir, onların yoluna uy, 'Sizden buna karşılık bir ücret istemem, bu sadece herkes için bir hatırlatmadır' de.
|
| Diyanet Vakfi |
İşte o peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur'an) âlemler için ancak bir öğüttür.
|
| Edip Yüksel |
Bunlar, ALLAH’ın doğru yola ulaştırdıklarıdır. Onların yoluna uy. De ki: “Ben buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu, sadece tüm halklara bir mesajdır.”
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
İşte o Peygamberler Allahın hidayetine iriştirdiği kimseler, sen de onların gittiği yoldan yürü, ben, de: Buna karşı sizden bir ecr istemem, o mahzâ âlemîni irşad için ilâhî bir yadigârdır
|
| Erhan Aktaş |
İşte bunlar, Allah’ın hidayet ettikleridir. Onların yoluna uy. De ki: “Ben, buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu ancak, âlemler için bir öğüttür.”
|
| Gültekin Onan |
İşte Tanrı'nın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu hidayetlerine uy. De ki: "Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kuran), alemlere bir 'öğüt ve hatırlatmadan' başkası değildir."
|
| Hakkı Yılmaz |
İşte bunlar, Allah'ın kılavuz olduğu kimselerdir. Artık sen de onların kılavuzuna/vahye uy. De ki: “Ben ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O, sadece âlemlere bir öğüttür.”
|
| Harun Yıldırım |
İşte bunlar Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir. O halde sen de onların doğru yoluna uy. De ki: “Ben bunun için bir ücret istemiyorum. O ancak alemler için öğüttür.”
|
| Hasan Basri Çantay |
Onlar (o peygamberler) Allahın hidâyet etdiği kimselerdir. O halde sen de onların gitdiği doğru yolu tutub ona uy. De ki: «Ben buna karşı (bu risâlet vazifesini ifâ etmeme mukaabil) sizden hiç bir ücret istemiyorum. O (Kur'an), âlemler için öğüdden başka bir şey değildir».
|
| Hayrat Neşriyat |
İşte onlar (o peygamberler), Allah’ın hidâyete erdirdiği kimselerdir; (Habîbim, yâ Muhammed!) Artık (sen de) onların hidâyetine tâbi' ol! De ki: '(Ben) ona (Kur’ân’a) karşı sizden bir ücret istemiyorum! O, ancak âlemler (ve bütün asırlar) için bir nasîhattir.'
|
| İbni Kesir |
İşte bunlar; Allah'ın hidayet ettikleridir. Öyleyse sen de onların hidayetine uy. De ki: Ben bunlara karşı sizden hiçbir ücret istemem. Bu, ancak alemler için bir öğüttür.
|
| İskender Evrenosoğlu |
İşte onlar, Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. Öyleyse onların hidayetine tâbî ol! “Ben, ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O ancak âlemler için bir zikirdir.” de.
|
| Kadri Çelik |
İşte bunlar, Allah'ın, hidayetiyle hidayete eriştirdikleridir; öyleyse sen de onların hidayetlerine uy. De ki: “Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur'an), âlemlere bir hatırlatmadan başkası değildir.”
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Muhakkak ki işte bunlar Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. Elbet sen de onların yoluna uy! De ki: "Ben sizden ücret istemiyor Nitekim beklentim de yoktur bu yaptığıma karşılık. Sadece alemlere öğüttür"
|
| Mehmet Okuyan |
İşte onlar (peygamberler), Allah’ın doğru yola ulaştırdığı kişilerdir. Sen de onların yoluna uy! De ki: “Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Bu (Kur’an), âlemler için ancak bir hatırla(t)madır.”
|
| Muhammed Celal Şems |
İşte Allah’ın doğru yola ilettikleri bunlardır. Sen (de) onların yolunu izle. De ki: “Bunun için ben sizden bir karşılık istemiyorum. Bu, ancak bütün âlemler için bir öğüttür.”
|
| Muhammed Esed |
Allahın doğru yola ulaştırdığı insanlara. Öyleyse onların rehberliğine uy (ve) de ki: "Sizden bu (hakikat bilgisi) için hiçbir karşılık istemiyorum. Unutmayın ki o bütün insanlığa bir öğütten ibarettir!"
|
| Mustafa Çevik |
Ey Peygamber! Sen de, peygamberlik bahşedip doğru yola rehberlikle görevlendirdiğimiz elçilerimizin yolunu izle ve de ki: “Ben Allah adına Kur’an ile yapmakta olduğum davet için sizden hiçbir karşılık beklemiyorum. Hiç şüphesiz bu Kur’an, bütün insanlık için ilahi bir uyarı, öğüt, şeref ve onur kaynağıdır.”
|
| Mustafa İslamoğlu |
işte şu Allah'ın doğru yolu gösterdiği insanları... O halde sen de onların rehberliğine uy! (Ve) de ki: "Sizden bunun için bir karşılık beklemiyorum. Unutmayın ki o, bütün insanlığa bir öğütten ibarettir!
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
İşte onlar, Allah Teâlâ'nın hidâyet ettiği zâtlardır. Sen de onların bu tarik-i hidayetini takip et. De ki: «Sizden bunun üzerine bir ücret istemem, o âlemler için bir mev'izeden başka değildir.»
|
| Ömer Öngüt |
O peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. O halde sen de onların gittiği doğru yolu tutup onlara uy, o yoldan yürü. De ki: “Ben buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. ” Bu, âlemler için ancak bir öğüttür.
|
| Şaban Piriş |
Onlar, Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir. Bu nedenle sen de onların yoluna tabi ol ve “Ben, sizden bir ücret istemiyorum” de, “bu sadece, toplumlar için bir uyarı/öğüttür."
|
| Sadık Türkmen |
İşte bunlar, Allah’ın hidayet (vahy)ettiği kimselerdir. Sen onların doğru yoluna uy. De ki: “Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Bu, yalnızca âlemler için bir öğüttür.”
|
| Seyyid Kutub |
İşte onlar Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Sen de onların yolunu izle ve de ki; «Ben bu Kur'an'a karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum, o bütün alemlere yönelik bir hatırlatmadan başka bir şey değildir.»
|
| Suat Yıldırım |
İşte onlar Allah’ın hidâyet verdiği kimselerdir. Sen de onların yolundan yürü ve de ki: "Ben risaleti tebliğden dolayı sizden bir ücret beklemiyorum. O, bütün milletler için bir öğütten, irşaddan ibarettir."
|
| Süleyman Ateş |
İşte onlar, Allâh'ın hidâyet ettiği kimselerdir. Onların yoluna uy ve de ki: "Ben ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O, sadece âlemlere bir öğüttür."
|
| Süleymaniye Vakfı |
Allah'ın kendilerine rehber (kitap) verdiği kimseler onlardır; sen de onların rehberine (kitaplarına) uy[*]. De ki "Ben yaptığım bu iş için sizden bir karşılık beklemiyorum. O, herkes için sadece bir öğüt ve doğru bilgidir, o kadar!"
[*] Bu, Nebimize verilmiş emirdir. Kendine indirilmemiş konularda Tevrat’a ve İncil’e uymak zorunda olduğu için Mekke’de ve Medine’de namaz kılarken Kudüs’e doğru dönmüştür. Maide 3. âyetin inmesiyle birlikte dinin tamamlandığı, artık Kur'an'da olan hükümlere uyulması gerektiği bildirilmiştir.
|
| Tefhim-ul Kuran |
İşte Allah'ın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu hidayetlerine uy. De ki: «Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur'an), alemlere bir 'öğüt ve hatırlatmadan' başkası değildir.»
|
| Ümit Şimşek |
Onlar, Allah'ın hidayet verdiği kimselerdir; sen de onların yolundan yürü. De ki: Tebliğime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu Kur'ân, bütün çağlara ve bütün milletlere bir öğüttür.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
İşte böyleleri, Allah'ın yol gösterdiği kimselerdir. Sen de onların yolunu izle ve şöyle söyle: "Ben şu yaptığıma karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O sadece âlemlere bir öğüttür."
|