| Abdulbaki Gölpınarlı |
Kavmin, Kur'ân'ı yalan saymada, halbuki o, gerçektir. De ki: Ben, sizi koruyucu değilim.
|
| Abdullah Parlıyan |
Tüm bu gerçekler ve Kur'ân, hak olarak ortadayken, senin toplumun bütün bunları yalanladı. De ki: “Ben sizin davranışlarınızdan sorumlu değilim.”
|
| Adem Uğur |
Kur'an hak olduğu halde kavmin onu yalanladı. De ki: Ben size vekil (kefil) değilim.
|
| Ahmed Hulusi |
Toplumun onu yalanladı; (oysa) "HÛ"; Hak'tır! De ki: "Ben sizin vekîliniz değilim (iman etmezseniz sonucuna katlanırsınız)!"
|
| Ahmet Tekin |
Kur’ân hak bir kitap olduğu, hakça bir düzen getirdiği halde, kavmin Kur’ân’ı yalanladı. Sen onlara:'Ben sizin adınıza Allah’a karşı savunmanızı yapamam. Allah adına da, sizin üzerinizde zor kullanamam.' de.
|
| Ahmet Varol |
Gerçek olduğu halde senin toplumun onu (Kur'an-ı kerim'i) inkar etti. De ki: 'Ben sizin üzerinize vekil değilim.' [6]
|
| Ali Bulaç |
Senin kavmin, O (Kur'an) hak iken onu yalanladı. De ki: "Ben, üzerinize bir vekil değilim."
|
| Ali Fikri Yavuz |
Kur’an hak olduğu halde, senin kavmin onu yalanladı. Onlara şöyle de: “- Ben, sizin üzerinize gönderilmiş vekil değilim.”
|
| Ali Ünal |
Fakat senin kavmin, gerçeğin ta kendisi olduğu halde onu (Kur’ân’ı) yalanladı. De ki: “Ben, başınızda yaptıklarınızın sorumluluğunu üzerine almış bir yetkili değilim.”
|
| Bayraktar Bayraklı |
Kur'ân hak olduğu halde, kavmin onu yalanladı. De ki: “Ben size vekil değilim.”
|
| Bekir Sadak |
Gercekten, senin milletin Kuran'i yalanladi. «Cezanizi ben verecek degilim» de.
|
| Celal Yıldırım |
Kavmin Onu (Kur'ân'ı) yalan saydı. Halbuki O haktır. De ki: Üzerinize vekîl değilim, (benim görevim açık tebliğdir. Azâb ve mükâfat verme Allah'ın kudreti dahilindedir.)
|
| Cemal Külünkoğlu |
O (Kur'an) hak olduğu halde, kavmin onu yalanladı. Onlara şöyle de: “Ben, sizin davranışınızdan sorumlu değilim.”
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Gerçekten, senin milletin Kuran'ı yalanladı. 'Cezanızı ben verecek değilim' de.
|
| Diyanet Vakfi |
Kur'an hak olduğu halde kavmin onu yalanladı. De ki: Ben size vekil (kefil) değilim.
|
| Edip Yüksel |
Gerçek olmasına rağmen senin halkın bunu yalanladı. De ki: “Ben üzerinizde gözetici değilim.”
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Bu böyle hakk iken kavmin buna yalan dedi, de ki üzerinize vekil değilim
|
| Erhan Aktaş |
O hakk olduğu halde halkın onu yalanladı. “Ben üzerinize vekil değilim.” de.
|
| Gültekin Onan |
Senin kavmin, O (Kuran) hak iken onu yalanladı. De ki: "Ben üzerinize bir vekil değilim."
|
| Hakkı Yılmaz |
Senin toplumun ise, azap/ Kur’ân/ âyetlerin iyice açıklanması, hak olmasına rağmen onu yalanladı. De ki: “Ben sizin üzerinize, işleri belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan” biri değilim.
|
| Harun Yıldırım |
Kavmin de onu yalanladı. Halbuki o haktır. De ki: “Ben sizin üerinize vekil değilim.”
|
| Hasan Basri Çantay |
O (Kur'an) hak iken kavmin onu yalan saydı. De ki: «Ben sizin üzerinize (gönderilmiş) bir vekîl değilim».
|
| Hayrat Neşriyat |
Hâlbuki o (Kur’ân), hak olduğu hâlde kavmin onu yalanladı. De ki: 'Ben sizin üzerinize bir vekil değilim!'
|
| İbni Kesir |
Kavmin onu yalanladı. Halbuki o, haktır. De ki: Ben, sizin üzerinize vekil değilim.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve o hak olduğu halde, senin kavmin onu yalanladı. "Ben sizin üzerinize vekil değilim.” de.
|
| Kadri Çelik |
Gerçekten senin kavmin hak olduğu halde onu (Kur'an'ı) yalanladı. “Ben sizin üzerinize vekil olmuş değilim” de.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Nasıl ki senin kavmin onu yalanladı, halbuki O bir gerçektir. Açıkça sen de ki: "Ben sizin üzerinize koruyucu değilimdir"
|
| Mehmet Okuyan |
(Kur’an) gerçek olduğu hâlde kavmin onu yalanladı. De ki: “Ben size asla vekil (güven kaynağı) değilim.”
|
| Muhammed Celal Şems |
Senin kavmin (mesajını) yalanladı. Oysa asıl hak odur. Onlara, “Ben sizin üzerinizde bir gözetici değilim,” de.
|
| Muhammed Esed |
Oysa senin hitap ettiğin toplum, bütün bunların hakikat olduğu ortadayken, yine de bunları yalanlıyor. (O zaman) de ki, "Ben sizin davranışınızdan sorumlu değilim."
|
| Mustafa Çevik |
66-67 Ey Peygamber! Senin kavmin Kur’an ile bildirilen gerçekleri yalanladı. Sen onlara de ki: “Ben sizi Allah’tan gelecek olan bir azaba karşı koruma gücüne sahip değilim. Unutmayın ki Allah’ın bildirdiği her haberin bir gerçekleşme zamanı vardır, zamanı geldiğinde siz de bunu öğreneceksiniz.”
|
| Mustafa İslamoğlu |
O hakikatin ta kendisi olduğu halde, senin hitap ettiğin toplum bunu yalanlıyor. De ki: "Ben size korumalık yapmakla yükümlü değilim."
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Kavmin O'nu (Kur'an-ı kerîm'i) yalan saydı. Halbuki, o bir hakikattır. De ki: «Ben sizin üzerinize vekil olmuş değilim.»
|
| Ömer Öngüt |
O (Kur'an) hak olduğu halde senin kavmin onu yalanladı. De ki: “Ben sizin üzerinize vekil değilim. ”
|
| Şaban Piriş |
Senin toplumun da hak olmasına rağmen, onu yalanladı. “Ben, sizin üzerinize vekil değilim” de!
|
| Sadık Türkmen |
O gerçek iken kavmin onu yalanladı. De ki: “Ben üzerinize bir vekil/gözetleyici değilim!”
|
| Seyyid Kutub |
Kur'an gerçek olduğu halde, senin kavmin onu yalanladı. Onlara de ki; «Ben sizin (akıbetinizi yönlendirmekle yükümlü) vekiliniz değilim.»
|
| Suat Yıldırım |
(66-67) Bu, hakikatin ta kendisi olduğu halde, senin halkın onu yalan saydı. De ki: "Ben sizden sorumlu değilim. Her haberin kararlaştırılmış bir zamanı vardır; Siz de yakında öğrenirsiniz."
|
| Süleyman Ateş |
O, gerçek iken kavmin onu yalanladı. De ki: "Ben size vekil değilim!"
|
| Süleymaniye Vakfı |
Senin halkın, Kur’an karşısında yalan yanlış şeylere sarıldı. Oysa o, gerçeğin kendisidir. De ki “Ben sizin üzerinize vekil değilim (sizin yaptıklarınızdan sorumlu değilim).”
|
| Tefhim-ul Kuran |
Senin kavmin, O (Kur'an), hak iken onu yalanladı. De ki: «Ben, üzerinize bir vekil değilim.»
|
| Ümit Şimşek |
Kavmin, hakkın tâ kendisi olduğu halde Kur'ân'ı da yalanladı. De ki: Ben sizden sorumlu bir vekil değilim.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
O, hak olduğu halde senin toplumun onu yalanladı. De ki: "Ben size vekil değilim."
|