| Abdulbaki Gölpınarlı |
İşte bugün birbirinize ne bir faydanız dokunabilir, ne bir zararınız ve zulmedenlere, tadın yalanladığınız ateşin azâbını deriz.
|
| Abdullah Parlıyan |
Allah da şöyle diyecek: “Siz yaratılmışlardan hiçbiri, bu gün başkasına fayda veya zarar verecek güce sahip değilsiniz.” Ve o gün, yaratılış gayesi dışında yaşayanlara denecek ki: “Yalanladığınız ateşin azabını şimdi tadın bakalım!”
|
| Adem Uğur |
Bugün birbirinize ne fayda, ne de zarar vermeye gücünüz yeter. Biz zalim olanlara, yalanlamakta olduğunuz ateş azabını tadın! diyeceğiz.
|
| Ahmed Hulusi |
İşte o süreçte, kimse kimseye ne bir fayda ve ne de bir zarar verebilir. . . (Nefsine) zulmedenlere: "Kendisini yalanladığınız o yanışın azabını tadın!" deriz.
|
| Ahmet Tekin |
İşte bu gün birbirinize ne fayda sağlamaya, ne zarar vermeye gücünüz yeter. Biz, inkâr ile, isyan ile, baskı, zulüm, işkence ve İslâm aleyhinde propaganda yapan zâlimlere, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen güç ve iktidar sahiplerine, hakka riayet etmeyenlere:'Yalanlamakta olduğunuz ateşte yanma cezasını tadın' diyeceğiz.
|
| Ahmet Varol |
Bugün birbirinize fayda veya zarar vermeye gücünüz yetmez. Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın.
|
| Ali Bulaç |
Artık bugün, bir kısmınızın bir kısmınıza yarar ve zarar sağlamaya gücü yetmez. Biz de o zulmedenlere deriz ki: "Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın."
|
| Ali Fikri Yavuz |
İşte o gün (kıyamette) birbirinize ne bir fayda vermeğe, ne de bir zarar etmeğe gücünüz yetmez. O kâfirlere (nefislerine zulmedenlere) diyeceğiz ki:” - (Dünyada) inkâr edip durduğunuz ateşin azabını tadın bakalım.”
|
| Ali Ünal |
Bugün (artık her şey ortada); birbiriniz üzerinde, karşılıklı olarak birbirinize yardım edebilecek veya zarar verebilecek ne gücünüz var ne de yetkiniz.” (Allah’a ortaklar tanımakla en büyük zulmü işlemiş bulunan) o zalimlere, “Tadın (dünyada iken) sürekli yalanladığınız Ateş azabını!” deriz.
|
| Bayraktar Bayraklı |
O gün, bir kısmınız bir kısmınıza ne bir fayda sağlar ne de zarar verebilir. Biz, zâlimlere, “Tadın yalanlamakta olduğunuz azabı!” deriz.
|
| Bekir Sadak |
Zalimlere: «Yalanladiginiz atesin azibini tadin, bugun birbirinize ne fayda ve ne de zarar verebilirsiniz» deriz.
|
| Celal Yıldırım |
Bugün kiminizin kiminize ne yarar, ne de zarar vermeye gücü yeter; zulmedenlere de deriz ki: Yalanlayıp durduğunuz ateşin azabını tadın !
|
| Cemal Külünkoğlu |
İşte o zaman zalimlere deriz ki: “Bugün birbirinize ne faydalı olabilirsiniz ve ne de zarar verebilirsiniz. Vaktiyle inkâr ettiğiniz cehennem ateşinin azabını şimdi tadınız bakalım!”
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Zalimlere: 'Yalanladığınız ateşin azabını tadın, bugün birbirinize ne fayda ve ne de zarar verebilirsiniz' deriz.
|
| Diyanet Vakfi |
Bugün birbirinize ne fayda, ne de zarar vermeye gücünüz yeter. Biz zalim olanlara, yalanlamakta olduğunuz ateş azabını tadın! diyeceğiz.
|
| Edip Yüksel |
O gün birbirinize yarar ve zarar veremezsiniz. Zalimlere, “Yalanlamakta olduğunuz ateş azabını tadın“ deriz.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
İşte o gün ba'zınız ba'zınıza ne bir menfeate, ne de bir zarara mâlik olamaz ve o zulmedenlere deriz: tadın bakalım o yalan deyip durduğunuz ateşin azâbını
|
| Erhan Aktaş |
Artık bugün birbirinize ne yarar ne de zarar vermeye gücünüz yeter. Zulmedenlere1: “Yalanlamış olduğunuz ateşin azabını tadın.” diyeceğiz.
1- Müşriklere.
|
| Gültekin Onan |
Artık bugün bir kısmınızın bir kısmınıza yarar ve zarar sağlamaya gücü yetmez. Biz de o zulmedenlere deriz ki: "Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın."
|
| Hakkı Yılmaz |
Artık bu gün bazınız bazınıza yarar ve zarara malik olmaz. Ve Biz, ortak koşma inancına batmış o kişilere: “Tadın bakalım o kendisini yalanlayıp durduğunuz ateşin azabını!” deriz.
|
| Harun Yıldırım |
Bugün birbirinize ne fayda, ne de zarar vermeye gücünüz yeter. Biz zalim olanlara, yalanlamakta olduğunuz ateş azabını tadın! diyeceğiz.
|
| Hasan Basri Çantay |
İşte bu gün birbirinize ne bir fâide, ne de bir zarar yapmıya gücünüz yetmez. O zaalimlere biz: «Tekzîb edegeldiğiniz ateşin azabını tadın» diyeceğiz.
|
| Hayrat Neşriyat |
İşte o gün, bazınız bazınıza ne bir fayda ne de bir zarara mâlik olur! Ve (biz de) o zulmedenlere: 'Tadın, kendisini yalanlamakta olduğunuz ateşin azâbını!' deriz.
|
| İbni Kesir |
İşte bugün; bir kısmınız, bir kısmınız için ne bir fayda, ne de bir zarar verebilir. Zulmetmiş olanlara da deriz ki: Yalanladığınız ateşin azabını tadın.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Artık o gün bir kısmınız diğerlerine fayda ve zarar vermeye malik olamaz (gücü yetmez). Zulmedenlere: "Tekzip etmiş (yalanlamış) olduğunuz ateşin azabını tadın." diyeceğiz.
|
| Kadri Çelik |
Artık bugün, bir kısmınızın bir kısmınıza yarar ve zarar sağlamaya gücü yetmez. Biz de o zulmetmekte olanlara deriz ki: “Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın.”
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Sizin artık bugün; bir kısmınızın diğerine fayda veya zarar vermeye gücünüz yetmeyecektir. Eh biz de zulmedenlere deriz ki: "Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın artık sizler!"
|
| Mehmet Okuyan |
Bugün birbirinize yarar da zarar da vermeye gücünüz yetmez. Haksızlık edenlere “(Dünyada) yalanlamış olduğunuz ateş azabını tadın!” diyeceğiz.
|
| Muhammed Celal Şems |
(Onlara,) “Bugün birbirinize ne yarar ne (de) zarar verebilirsiniz,” (denilecek.) Zulmetmiş olanlara (da,) “Yalanladığınız Cehennem azabını tadın!” diyeceğiz.
|
| Muhammed Esed |
Ve (o Gün Allah şöyle seslenecektir): "Siz (yaratılmışlar)dan hiç biri bugün bir başkasına fayda veya zarar verecek güce sahip değildir!" Ve (o Gün) haksızlık yapanlara: "Yalanladığınız ateşin azabını (şimdi) tadın bakalım!" diyeceğiz.
|
| Mustafa Çevik |
40-43 Hesap Günü Allah dünya hayatlarında meleklerin yardımına sığınanlarla melekleri bir araya getirecek ve onlardan soracak, “Sizleri Allah’la birlikte ilah edinip yardım talep ederek Allah’a ortak koşanlar bunlar mıydı?” Melekler ise şöyle cevap verecekler: “Hâşâ! Bizim asla onların bizden beklediklerini yapmaya gücümüz yetmez. Onlar bizim dostumuz da olamazlar, bizim dostumuz Sensin. Onlar şeytanın vesvesesine kapılıp, körcesine onun tuzağına düşüp oyununa alet oldular.” Bunun üzerine müşrik ve kâfirlere Allah şöyle diyecek: “Siz yaratılmış olanlardan hiçbiriniz, bir diğerinize ne bir fayda verebilir ne de gelecek bir zararı önlemeye güç yetirebilirsiniz. Şimdi inanmak istemediğiniz cehennem azabını tadın bakalım!” Bunlar Allah adına apaçık âyetlerle kendilerini davet eden Peygamber’e: “Bu adam bizleri atalarımızın hayat nizamından koparmak, onun yerine başka bir nizam kurmak isteyen biri, söyledikleri de kendi uydurduklarından başka bir şey değil. Kur’an’da Allah’a isnat ettiği büyüleyici sözlerden ibaret bir düzmece.” diyerek karşı çıkmışlardı.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Derken (Allah şöyle buyuracaktır): "Sizin hiçbiriniz bir diğerine bugün ne yarar, ne de zarar verecek güce asla sahip değilsiniz!" Ve o gün haddini bilmezlere şöyle sesleniriz: "Kendisini yalanlayıp durduğunuz ateşin azabını tadın bakayım!"
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Artık bugün bazınız bazınıza ne bir fâideye ve ne de bir zarara mâlik olamaz ve zulmetmiş olanlara deriz ki: «O ateşin azabını tadınız ki, siz onu inkâr eder olmuştunuz.»
|
| Ömer Öngüt |
Bugün birinizin diğerine bir fayda veya zarar vermeye gücü yetmez. Biz zâlimlere: "Yalanlayıp geldiğiniz ateş azabını tadın!" deriz.
|
| Şaban Piriş |
O gün, birbirinize fayda da zarar da veremezsiniz. Zalimlere şöyle deriz: -Yalanlamış olduğunuz ateş azabını tadın!
|
| Sadık Türkmen |
Artık bugün bir kısmınızın bir kısmınıza fayda sağlamaya ve zarar vermeye gücü yetmez. Zulmedenlere: “Yalanlamış olduğunuz ateş azabını tadın!” deriz.
|
| Seyyid Kutub |
O zaman zalimlere deriz ki; «Bu gün biribirinize ne faydalı olabilirsiniz ve ne de zarar verebilirsiniz. Vaktiyle inkâr ettiğiniz cehennem ateşinin azabını şimdi tadınız bakalım.»
|
| Suat Yıldırım |
İşte bugün kiminiz kiminize ne fayda, ne de zarar vermeye güç yetiremezsiniz. O kâfirlere de diyeceğiz ki: "Yalan saydığınız o ateş azabını tadın da yalan mıymış gerçek miymiş söyleyin bakalım!"
|
| Süleyman Ateş |
O gün birinizin, diğerine ne bir fayda, ne de zarar vermeğe gücü yeter. Biz zulmedenlere: "Yalanlamakta olduğunuz ateş azâbını tadın!" deriz.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Allah diyecek ki, "bugün birinizin diğerine ne fayda sağlamaya, ne de zarar vermeye gücü yeter.” Yanlış yapanlara deriz ki; “Yalan saydığınız bu ateşin azabını tadın, bakalım.”
|
| Tefhim-ul Kuran |
Artık bugün, bir kısmınızın bir kısmınıza yarar ve zarar sağlamaya gücü yetmez. Biz de o zulmetmekte olanlara deriz ki: «Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın.»
|
| Ümit Şimşek |
O gün birbirinize ne bir yararınız dokunur, ne bir zararınız. Zulmedenlere ise 'Yalanlayıp durduğunuz ateş azabını tadın' buyururuz.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Artık o gün, birinizin diğerine yarar sağlamaya da zarar vermeye de gücü yetmez. Zulme sapanlara şöyle deriz: "O kendisini yalanlayıp durduğunuz ateş azabını tadın!"
|