| Abdulbaki Gölpınarlı |
Andolsun ki onlar, uğramışlardır kötü bir yağmur yağdırılan o şehre, onu olsun görmüyorlar mı? Görüyorlar, fakat onlar, ölümden sonra dirileceklerini ummuyorlar.
|
| Abdullah Parlıyan |
Andolsun ki, onlar afet yağmuruna tutulan, üzerlerine taş yağdırılan, Lût toplumunun memleketlerine varmışlardır. Peki orada olup biteni farketmediler mi? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi asla beklemiyorlar.
|
| Adem Uğur |
(Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler), belâ ve felâket yağmuruna tutulmuş olan o beldeye uğramışlardır. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.
|
| Ahmed Hulusi |
Andolsun ki belâ yağmuruna tutulmuş o şehre (Lût kavminin helâk olduğu yere) uğradılar. . . Acaba onu görmediler mi? Hayır! Onlar ölüm sonrasında dirilişi, aslına dönüşü ummuyorlardı!
|
| Ahmet Tekin |
Andolsun ki, bu Kur’ân’ı inkâr edenler, belâ ve felâket yağmuruna, taş yağmuruna tutulmuş olan beldeye, Sodom ve Gomore’ye uğramışlardır. Orada olanları görmüyorlar mı? Aksine görüyorlar da, onlar öldükten sonra, ölümden önceki vasıflarla diriltilmeyi ummuyorlar.
|
| Ahmet Varol |
Andolsun onlar üzerine felaket yağmuru yağdırılan kasabaya uğramışlardı. Yine de onu görmüyorlar mıydı? Hayır onlar yeniden dirilişi ummuyorlardı.
|
| Ali Bulaç |
Andolsun, onlar, üstüne felaket yağmuru yağdırılmış bulunan o ülkeye uğramışlardır; yine de onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilmeyi ummuyorlardı.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Yemin olsun ki, (Kureyş kâfirleri ticaret için Şam’a giderken) fenalık (taş) yağmuruna tutulmuş olan o beldeye (Lut kavminin Sedûm şehrine) defalarca uğradılar; onu görüyor değiller miydi? (düşünüb te ibret almazlar, imana gelmezler mi?) Doğrusu onlar, öldükten sonra dirileceklerini ummazlar.
|
| Ali Ünal |
Şu Kureyş müşrikleri, üzerlerine belâ yağmuru yağdırılan memlekete de uğradılar. Peki, hiç orada olup bitene dikkat etmediler mi? Hayır hayır, onlar (inkârları sebebiyle) öldükten sonra dirilmeyi beklemedikleri (için, herhangi bir hadiseden ibret alacakları yok).
|
| Bayraktar Bayraklı |
Andolsun müşrikler, felâket yağmurunun helâk ettiği o ülkeye uğradılar. Orayı görmediler mi? Doğrusu onlar, öldükten sonra dirileceklerini beklemiyorlardı.
|
| Bekir Sadak |
Bu putperestler and olsun ki, bela yagmuruna tutulmus olan kasabaya ugramislardi. Onu gormediler mi? Hayir: Tekrar dirilmeyi ummuyorlardi.
|
| Celal Yıldırım |
And olsun ki onlar (inkarcı sapıklar) âfet yağmuruna tutulup (yok edilen) kasabaya varmışlardı, onu görmediler mi ? Hayır, yeniden dirilip kalkmayı ummazlar.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Andolsun ki, (Kureyş müşrikleri ticaret için Şam'a giderken) belâ yağmuruna tutulan (Lut kavminin Sodom) şehrine de uğramışlardı. Peki, orada olup biteni (ibret için) fark etmediler mi? Doğrusu onlar öldükten sonra diriltileceklerini hiç düşünmezler.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Bu putperestler and olsun ki, bela yağmuruna tutulmuş olan kasabaya uğramışlardı. Onu görmediler mi? Hayır; tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.
|
| Diyanet Vakfi |
(Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler), belâ ve felâket yağmuruna tutulmuş olan o beldeye uğramışlardır. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.
|
| Edip Yüksel |
Felaket yağmuruna tutulmuş bulunan ülkenin (Sodom) yanından geçmiş bulunuyorlar. Onu görmediler mi? Aslında onlar yeniden dirilmey gerçeğini onaylamıyorlardı.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Celâlim hakkı için o fenalık yağmuruna tutulan karyeye de vardılar, artık onu görüyor değiller miydi? Doğrusu nüşur arzu etmiyorlar, uyanmak istemiyorlardı
|
| Erhan Aktaş |
Ve ant olsun ki onlar, felaket yağmuru yağdırılmış olan beldeye vardılar. Peki, onu da mı görmediler? Aksine onlar, öldükten sonra dirilmeyi beklemiyorlar.
|
| Gültekin Onan |
Andolsun, onlar, üstüne felaket yağmuru yağdırılmış bulunan o ülkeye uğramışlardır; yine de onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilmeyi ummuyorlardı.
|
| Hakkı Yılmaz |
Ve andolsun bunlar, belâ ve fenalık yağmuruna tutulmuş olan beldeye gittiler. Peki, onu da görmüyorlar mıydı? Tam tersi, bunlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktaydılar.
|
| Harun Yıldırım |
(Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler), belâ ve felâket yağmuruna tutulmuş olan o beldeye uğramışlardır. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.
|
| Hasan Basri Çantay |
Andolsun ki onlar (Mekkeliler) belâ (ve felâket) yağmuruna tutulan o beldeye uğramışlardır. (Peki) onu da görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar (öldükden sonra tekrar) dirilmeyi ummazlar.
|
| Hayrat Neşriyat |
(Ey Resûlüm!) And olsun ki (bu müşrikler), belâ yağmuruna (taşa) tutulan o şehreuğradılar. Peki onu (oradaki helâk alâmetlerini) görmüyorlar mıydı? Hayır! (Onlar) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.
|
| İbni Kesir |
Andolsun ki; onlar, bela yağmuruna tutulmuş olan kasabaya uğramışlardır. Onu görmediler mi? Hayır, onlar tekrar dirileceklerini ummazlar.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve andolsun ki onlar, felâket yağmuru yağdırılmış olan kasabaya geldiler. Onu görmediler mi? Hayır, onlar yeniden dirilmeyi ümit etmiyorlardı.
|
| Kadri Çelik |
Şüphesiz onlar, üstüne felâket yağmuru yağdırılmış bulunan o kasabaya (Lut'un kasabasına) uğradılar. Peki onu görüyor değiller mi? Hayır, onlar (aslında) dirilmeyi ummaz olmuşlardır.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(Resulüm) andolsun ki, onlar (bela) taş yağan yağmura tutulan şehre uğramışlardır. Kesinlikle görmüyorlar mıydı? Hayır, görürler ama dirilmeyi ve hesabı ummuyorlar.
|
| Mehmet Okuyan |
Yemin olsun ki (müşrikler) bela yağmuruna tutulmuş olan o şehre (Sodom’a) elbette uğramışlardır. Orayı (orada olup biteni) hiç mi görmediler? Hayır! Onlar diriltilmeyi ummuyorlar.
|
| Muhammed Celal Şems |
(Bu Mekkeli kâfirler,) üstüne kötü bir yağmur yağdırılan yerleşimden mutlaka geçmişlerdir. Bunlar, o (kalıntıları) görmüyorlar mı? Aslında onlar, tekrar diriltilerek kaldırılmayı hiç ummazlardı.
|
| Muhammed Esed |
Bu (Bizim mesajlarımızı inkar edenler) o cezalandırıcı yağmura tutulan şehri görmüş olmalılar; peki orada olup biteni fark etmediler mi? Hayır, bunlar ölümden sonra kalkışı beklemiyorlar!
|
| Mustafa Çevik |
Kur’an’ın ilk muhatapları da cezaya çarptırdığımız kavimlerin toprakları üzerinden gelip geçmekte, onların hak ettikleri azabın izlerini de görmekteler. Buna rağmen akıllarını kullanıp gerçeği kabullenmiyor, öldükten sonra diriltilip hesaba çekilmeyi içlerine sindiremiyor, yalan sayıyorlar.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Doğrusu bu (vahyin muhatapları), bela sağanağına yakalanan kente uğramış olmalılar. Şimdi orada olup biteni(n iç yüzünü) görmediler, öyle mi? Yoo! Onlar asıl öldükten sonra yeniden dirilerek (hesap vermekten) hazzetmiyorlar.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve andolsun ki, felaket yağmuruna tutulmuş olan karyeye varmışlardı. Artık onu görür olmamışlar mı idi? Hayır, öldükten sonra dirilip kalkmayı ummaz olmuşlardır.
|
| Ömer Öngüt |
Resulüm! Andolsun ki onlar, belâ yağmuruna tutulan o memlekete uğramışlardır. Onlar onu görmüyorlar mıydı? Hayır! Onlar tekrar dirileceklerini ummuyorlardı.
|
| Şaban Piriş |
Onlar, üzerine bela yağmuru yağdırılmış bir beldeye de uğramışlardı, onu görmediler mi? Hayır, onlar yeniden dirilişi düşünmüyorlar!
|
| Sadık Türkmen |
Ant olsun onlar; belâ yağmuruna tutulup yok edilen o kente uğramışlardı. Onu görmüyorlar mıydı? Aksine onlar, tekrar dirilmeyi ummuyorlardı!
|
| Seyyid Kutub |
Ey Muhammed, senin hemşehrilerin, bela yağmuruna tutulmuş olan o kente uğradılar. Acaba orayı görmüyorlar mıydı? Hayır, aslında onlar yeniden dirileceklerini beklemiyorlardı.
|
| Suat Yıldırım |
Şu Kureyş müşrikleri, belâ yağmuruna tutulan, üstüne taş yağdırılan şehire de vardılar. Peki, orada olup biteni fark etmediler mi? Doğrusu onlar öldükten sonra diriltileceklerini hiç düşünmezler.
|
| Süleyman Ateş |
(Şu Kureyş müşrikleri) belâ yağmuruna tutulan, (üstüne taş yağdırılan) kente vardılar. Onun durumunu görmüyorlar mıydı (ki ibret alsınlar)? Hayır, onlar (öldükten sonra) tekrar dirilip kalkmayı ummuyorlar.
|
| Süleymaniye Vakfı |
(Mekkeliler,)[1*] Felâket yağdırılmış o yerlere elbette uğramışlardır. Şimdiye kadar oraları hiç mi görmediler[2*]? Aslında bunlar, tekrar dirilmeyi beklemiyorlar.
[1*] Cümlenin gizli öznesi nebilerin hitap ettiği o kimseler, dolayısla Mekke ve civarındakilerdir.
[2*] Önceki milletlerin helak edilmelerine ait kanıtlar bugün bile görülebilmektedir. Volkanik patlamalara ve büyük depremler gibi olaylara ait bu kanıtlar gerek turistik gerek bilimsel yöntemlerle gözlemlenebilmektedir.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Andolsun, onlar üstüne felâket yağmuru yağdırılmış bulunan o ülkeye uğramışlardır; yine de onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilmeyi ummuyorlardı.
|
| Ümit Şimşek |
Doğrusu, onlar azap yağmuruna tutulmuş beldeye de uğramışlardı. Onun halini görmediler mi? Aslında onlar tekrar diriltileceklerine ihtimal vermiyorlar.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Yemin olsun, onlar o kötülük yağmuruna tutulan kente vardılar. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilip hesap vermeyi ummuyorlardı.
|