| Abdulbaki Gölpınarlı |
De ki: Bilgi, ancak Allah katındadır ve ben, ancak apaçık bir korkutucuyum.
|
| Abdullah Parlıyan |
Onlara de ki ey peygamber! “Onun bilgisi yalnız Allah katındadır. Ben size sadece bir uyarıcıyım.”
|
| Adem Uğur |
De ki: O bilgi, ancak Allah'a mahsustur. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.
|
| Ahmed Hulusi |
De ki: "O'nun bilgisi Allâh indîndedir! Şüphesiz ki ben apaçık uyarıcıyım!"
|
| Ahmet Tekin |
'Bununla ilgili bilgi yalnız Allah katındadır. Ben sadece, sorumluluk, hesap ve cezanın varlığını açıklayan apaçık bir uyarıcıyım.' de.
|
| Ahmet Varol |
De ki: '(Onunla ilgili) bilgi ancak Allah katındadır. Ben yalnızca apaçık bir uyarıcıyım.'
|
| Ali Bulaç |
De ki: "(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
|
| Ali Fikri Yavuz |
(Onlara) de ki: “- O (azaba dair) ilim, ancak Allah katındadır. Ben, sadece açık anlatan (azabla korkutucu) bir peygamberim.”
|
| Ali Ünal |
De ki: “İlmin tamamı ancak Allah katındadır; (sorduğunuz konuyla ilgili kesin bilgi de yine O’na aittir). Ben ancak, apaçık bir uyarıcıyım.”
|
| Bayraktar Bayraklı |
De ki: “O bilgi yalnızca Allah'a mahsustur. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.”
|
| Bekir Sadak |
De ki: «Onu bilmek ancak Allah'a mahsustur. Ben sadece apacik bir uyariciyim.»
|
| Celal Yıldırım |
De ki: Bunun bilgisi ancak Allah katındadır. Ben sadece açık bir uyarıcıyım.
|
| Cemal Külünkoğlu |
De ki: “Onu bilmek ancak Allah'a mahsustur. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım!”
|
| Diyanet İşleri (eski) |
De ki: 'Onu bilmek ancak Allah'a mahsustur. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.'
|
| Diyanet Vakfi |
De ki: O bilgi, ancak Allah'a mahsustur. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.
|
| Edip Yüksel |
De ki: “Bu bilgi ALLAH’ın katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.”
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
De ki, o ılim ancak Allahın ındindedir, ben sade açık anlatan bir nezîr (kocundurucu bir Peygamber)im.
|
| Erhan Aktaş |
De ki: “Bunu yalnızca Allah bilmektedir. Ben, sadece apaçık bir uyarıcıyım.”
|
| Gültekin Onan |
De ki: "(Bununla ilgili) Bilgi ancak Tanrı'nın katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
|
| Hakkı Yılmaz |
De ki: “Kesinlikle bu tehdidin bilgisi, Allah'ın yanındadır. Ben ise yalnızca apaçık bir uyarıcıyım.”
|
| Harun Yıldırım |
De ki: “Bilgi ancak Allah’ın katındadır. Ben, sadece apaçık bir uyarıcıyım.”
|
| Hasan Basri Çantay |
De ki: O (nun vaktına âid) bilgi ancak Allahın nezdindedir. Ben sâdece Allahın azabını apaçık haber veren (bir peygamber) im».
|
| Hayrat Neşriyat |
De ki: 'O bilgi, yalnız Allah katındadır. Ben ise ancak (O’nun azâbını haber veren)apaçık bir korkutucuyum!'
|
| İbni Kesir |
De ki: Bilgi; ancak Allah katındadır. Ve ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.
|
| İskender Evrenosoğlu |
De ki: “Bu ilim ancak Allah'ın indindedir. Ve ben sadece (Allah'ın azabını) açıkça bildiren bir nezirim (uyarıcıyım).”
|
| Kadri Çelik |
De ki: “(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıp korkutucuyum.”
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
"Lahuti bilgi onun katındadır. Ben size ancak sadece bir uyarıcıyım" de.
|
| Mehmet Okuyan |
De ki: “O bilgi yalnızca Allah katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.”
|
| Muhammed Celal Şems |
De ki: “Onun (kesin) bilgisi, ancak Allah Katındadır. Ben, yalnız apaçık bir uyarıcıyım.”
|
| Muhammed Esed |
Onlara de ki (ey Peygamber): "Onun bilgisi yalnız Allah katındadır; ben ise sadece bir uyarıcıyım".
|
| Mustafa Çevik |
23-27 De ki: “Sizi yoktan var edip, işitecek kulaklar, görecek gözler, hissedecek gönüller, akıl ve idrak bahşeden Allah’a karşı sorumluluk ve minnet duyup da davetine yönelmeyecek misiniz? Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O’dur, sonunda yine O’na döndürülüp, davetine karşı tutumunuzdan hesaba çekileceksiniz.” Bütün bu gerçeklere rağmen inkârcılar Allah’ın davetine iman eden mü’minlere, “Eğer doğru söylüyorsanız söyleyin bakalım, şu bizi tehdit ettiğiniz vaat edilen Kıyamet ve Hesap Günü ne zaman gelecek.” diyorlar. Sen onlara de ki: “O Günün ne zaman geleceğini yalnız Allah bilir, ben yalnızca O Günün geleceği ile sizi uyarıyorum.” Hesap Günü onların azapla karşılaştıklarında yüzleri korkudan kapkara kesilecek ve onlara “İşte alay ederek ne zaman gelecekmiş, gelsin de görelim dediğiniz azap budur.” denilecek.
|
| Mustafa İslamoğlu |
De ki: "Onun bilgisi sadece Allah katındadır! Ben ise, yalnızca onu olduğu gibi ileten bir uyarıcıyım."
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
De ki: «Şüphe yok, ona ait bilgi ancak Allah'ın indindedir ve ben muhakkak ki ancak açıkça bildiren bir korkutucu peygamberim.»
|
| Ömer Öngüt |
Resulüm! De ki: "O bilgi ancak Allah katındadır. Ben ise apaçık bir uyarıcıyım. "
|
| Şaban Piriş |
De ki: - Bunun bilgisi yalnız Allah’tadır. Ben sadece bir uyarıcıyım.
|
| Sadık Türkmen |
De ki: “O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben sadece, apaçık bir uyarıcıyım.”
|
| Seyyid Kutub |
De ki: «O bilgi ancak Allah'a mahsustur. Ben ise sadece açık sözlü bir uyarıcıyım.»
|
| Suat Yıldırım |
De ki: "Bunu yalnız Allah bilir. Ben ise sadece açık ve kesin bir tarzda uyarırım."
|
| Süleyman Ateş |
De ki: (Ona âit) Bilgi, Allâh'ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
|
| Süleymaniye Vakfı |
De ki “O bilgi, Allah katındadır. Ben, sadece doğruları açıklayan bir uyarıcıyım.”
|
| Tefhim-ul Kuran |
De ki: «(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben ancak apaçık olan bir uyarıcı-korkutucuyum.»
|
| Ümit Şimşek |
Sen de ki: Onun bilgisi Allah katındadır; ben ise apaçık bir uyarıcıyım.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
De ki: "Bilgi Allah'ın katındadır. Bana gelince, ben ancak açıkça uyaran biriyim."
|