| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve sonradan olacak işe âit de apaçık deliller gösterdik onlara; derken, o hususta kendilerine bir bilgi geldikten sonradır ki ancak aralarındaki hırs ve haset yüzünden ayrılığa düştüler; şüphe yok ki Rabbin, kıyâmet gününde, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında, aralarında hüküm verecek.
|
| Abdullah Parlıyan |
Ve onlara din işinde veya seni peygamber yapacağımız hakkında, açık deliller verdik. Onlar kendilerine bu bilgilerin verilmesinden sonra, sadece aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin ayrılığa düştükleri her konuda, onlar arasında hüküm verecektir.
|
| Adem Uğur |
Din konusunda onlara açık deliller verdik. Ama onlar kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
|
| Ahmed Hulusi |
Onlara hükmümüzden apaçık deliller (Sünnetullâh bilgileri) de verdik. . . (Onlar) kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık (benlik duygusu) yüzünden ayrılığa düştüler! Rabbin, ihtilafa düştükleri hususta kıyamet sürecinde aralarında hüküm verecektir.
|
| Ahmet Tekin |
Dinî konularda, Hâtemü’l-enbiyâ’nın hak peygamber olduğu konusunda, devlet, millet, ekonomik hayat ve ümmet hayatı ile, kamu düzeni ile ilgili konularda onlara açık deliller, hükümler verdik. Ama onlar kendilerine doğru bilgiler geldikten sonra, liderliği ve hâkimiyeti hep kendi uhdelerinde tutma hırsları, hasetleri, haksızlıkları, şer’î kurallara karşı çıkmaları ve bozgunculukları sebebiyle ayrı baş çekerek ihtilâf çıkardılar. Şüphesiz Rabbin, ayrılık çıkarmaya devam ettikleri konularda, onları sorguya çekecek, cezayı hak edenlerin hükmünü icra edecektir.
|
| Ahmet Varol |
Onlara bu işte açık deliller verdik. Onlar ancak kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki kinden dolayı ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin kıyamet günü, ayrılığa düştükleri hususlarda aralarında hüküm verir.
|
| Ali Bulaç |
Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'hakka tecavüz ve azgınlıktan' dolayı ihtilafa düştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Onlara din işinden açık deliller (ayet ve mucizeler) de vermiştik. Şimdi (bu din işinde) ayrılığa düşmeleri, sırf kendilerine (gerçeğe dair) ilim geldikten sonra azgınlırk ve ihtirastan dolayıdır. Muhakkak ki Rabbin, onların ayrılığa düştükleri şeyde, kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir.
|
| Ali Ünal |
Onlara, ayrıca, din ve diyanetleri konusunda apaçık deliller, mucizeler lütfettik. Bununla birlikte onlar, ancak kendilerine gerçeğin ilmi geldikten sonra sadece bağy (birbirlerinin haklarına haset ve rekabetten kaynaklanan tecavüzler) sebebiyle ihtilâfa düştüler. Şüphe yok ki Rabbin, ihtilâf edegeldikleri konularda Kıyamet Günü aralarındaki hükmünü verecektir.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Onlara din işinde açık kanıtlar verdik. Onlar kendilerine bilgi geldikten sonra sadece aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, kıyamet günü, ayrılığa düştükleri şeylerde onlar arasında hüküm verecektir.
|
| Bekir Sadak |
Din konusunda, onlara belgeler verdik; ancak, kendilerine ilim geldikten sonra biribirini cekememezlikten ayriliga dustuler. Rabbin kiyamet gunu, ayriliga dustukleri seyler hakkinda suphesiz aralarinda hukmedecektir.
|
| Celal Yıldırım |
Onlara (din ve dünya) işinde açık belgeler; deliller verdik. Kendilerine ancak ilim (son Kitap ve son Peygamber) geldikten sonra aralarındaki haklara tecâvüz ve ihtirastan dolayı görüş ayrılığına düştüler. Şüphesiz ki, Rabbin, görüş ayrılığına düştükleri hususlar hakkında Kıyamet günü aralarında hükmedecektir.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Din hususunda onlara apaçık deliller verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki çekememezlik ve düşmanlık yüzünden ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri şeylerde, kıyamet günü aralarında hükmedecektir.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Din konusunda, onlara belgeler verdik; ancak, kendilerine ilim geldikten sonra birbirini çekememezlikten ayrılığa düştüler. Rabbin kıyamet günü, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında şüphesiz aralarında hükmedecektir.
|
| Diyanet Vakfi |
Din konusunda onlara açık deliller verdik. Ama onlar kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
|
| Edip Yüksel |
Onlara apaçık emirler verdik. Kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki çekememezlikten ötürü ayrılığa düştüler. Diriliş Günü senin Efendin, ayrılığa düştükleri konularda onların arasında yargı verecektir.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Bu emirden onlara beyyineler de vermiştik, imdi ıhtilâf etmeleri sırf kendilerine ılim geldikten sonra aralarında bagy-ü ıhtırastan dolayıdır, muhakkak ki rabbın onların ıhtilâf edip durdukları şeyde Kıyamet günü beynlerinde hukmünü verecektir.
|
| Erhan Aktaş |
Onlara, buyruklardan, apaçık, açıklayıcı bilgiler verdik. Sonra onlar, kendilerine ilim geldikten sonra hırslarına kapılarak ayrılığa düştüler. Rabb’in, ayrılığa düştükleri konularda Kıyamet Günü hüküm verecektir.
|
| Gültekin Onan |
Ve onlara bu buyruktan açık belgeler verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'hakka tecavüz ve azgınlıktan' dolayı ihtilafa düştüler. Şüphesiz rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
|
| Hakkı Yılmaz |
Ve onlara Allah'ın Kendine özgü işlerine dair apaçık deliller verdik. Sonra onlar, yalnızca, kendilerine bilgi geldikten sonra aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri şeylerde kıyâmet günü aralarında karar verecektir.
|
| Harun Yıldırım |
Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki hakka tecavüz ve azgınlıktan dolayı ihtilafa düştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
|
| Hasan Basri Çantay |
Onlara (dîn) emr (in) den açık açık deliller de vermişdik. Şimdi onların (bu emr hakkında) ihtilâfa düşmeleri (başka sebeble değil) ancak kendilerine (hakıykat-ı haale dâir) bilgi geldikden sonra aralarındaki ihtirasdan dolayıdır. Şübhesiz Rabbin onların ihtilâf etmekde oldukları şeyler hakkındaki hükmünü kıyaamet günü aralarında verecekdir.
|
| Hayrat Neşriyat |
Hem onlara bu emir hakkında (din husûsunda) açık deliller verdik. Fakat (onlar), ancak kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki azgınlıktan (ve hasedden) dolayı ihtilâfa düştüler. Şübhesiz ki Rabbin, üzerinde ihtilâfa düşegeldikleri şeyler hakkında kıyâmet günü aralarında hüküm verecektir.
|
| İbni Kesir |
Ve onlara emirden burhanlar verdik. Ama onlar, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki çekememezlikten dolayı ayrılığa düştüler. Elbette Rabbın; ayrılığa düştükleri şeyler hakkında kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve onlara emirden (Allah'ın emrinden) beyyineler (deliller) verdik. Fakat onlara ilim geldikten sonra onlar, aralarında azgınlık ederek ihtilâfa düştüler. Muhakkak ki senin Rabbin, kıyâmet günü, ihtilâf etmiş oldukları şeylerde, onların arasında hüküm verecektir.
|
| Kadri Çelik |
Ve onlara (dini) emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ihtirastan kaynaklanan azgınlık yüzünden ihtilafa düştüler. Şüphesiz senin Rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
İman konusunda onlara parlak deliller, mucizeler verdik. Şimdi onlar - Yaşadıkları din konusunda ihtilaf ettiler. Onların bu halleri ihtiras tan dolayıdır. En gerçeğe dair ilim, kendilerine geldikten sonra haset ve ihtirasa düşmüşlerdir. Cenab-ı Rabbin kıyamet günü, ayrılığa düştükleri şeyde hükmünü verecektir.
|
| Mehmet Okuyan |
İş(lerle) ilgili onlara apaçık deliller vermiştik. (Ancak) onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düşmüşlerdi. Şüphesiz ki Rabbin, anlaşmazlığa düştüğü şeyler hakkında kıyamet günü aralarında hükmedecektir.
|
| Muhammed Celal Şems |
Biz, onlara şeriatın apaçık talimatını verdik. Ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarında azgınlık (ederek) onun hakkında görüş ayrılığına düştüler. Şüphesiz Rabbin Kıyamet günü onlar arasında, ihtilâf ettikleri (konular) hakkında hüküm verecektir.
|
| Muhammed Esed |
Ve onlara (imanın) amacı konusunda açık işaretler verdik; onlar, bütün bu bilgilerin kendilerine tevdi edilmesinden sonradır ki, aralarındaki kıskançlıktan dolayı farklı görüşlere sarıldılar; (ama) ihtilafa düştükleri her konuda Kıyamet Günü Rabbin onlar arasında bir hüküm verecektir.
|
| Mustafa Çevik |
16-17 Biz sizlere olduğu gibi, geçmişte de İsrailoğullarına peygamber ve kitap gönderip Allah’ın hükümlerini hayata uygulama gücü bahşettik, temiz ve helal rızıklar ikram ettik. Kendi zamanlarındaki toplumlardan da üstün bir konuma getirdik. Fakat apaçık bilgilere rağmen bir müddet sonra kibirlenmeleri ve aralarındaki kıskançlıkları sebebi ile gerçeğe uymak yerine farklı farklı hiziplere bölünüp doğru yoldan ayrıldılar. Şüphesiz Rabbin onların bu tutumlarının hesabını sorup hak ettikleri cezalarını verecektir.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Dahası onlara (tevdi edilen) görevden dolayı açık işaretler vermiştik. Ne ki onlar durdular durdular da, kendilerine bilgi geldikten sonra -sırf aralarındaki kıskançlık yüzünden- ayrılığa düştüler: Şu kesin ki, Rabbin Kıyamet Günü ayrılığa düştükleri her konuda onlar arasında hüküm verecektir.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve onlara o emirden açık emirler vermiştik, artık ihtilafta bulunmadılar, ancak kendilerine bilgi geldikten sonra bir azgınlık olarak (ihtilâfa, düştüler). Şüphe yok ki, senin Rabbin Kıyamet günü onların aralarında kendisinde ihtilaf eder oldukları şeyler hakkında hüküm verecektir.
|
| Ömer Öngüt |
Onlara din hususunda apaçık deliller verdik. Onlar kendilerine ilim geldikten sonra birbirini çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Şüphesiz ki Rabbin ayrılığa düştükleri şeyler hakkında kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
|
| Şaban Piriş |
Onlara emrimizi bildiren belgeler vermiştik. Kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki “bağy” yüzünden anlaşmazlığa düşmüşlerdi. Rabb’in, kıyamet günü, aralarında anlaşmazlığa düştükleri konuda hüküm verecektir.
|
| Sadık Türkmen |
Ve onlara dinlerinde/işlerinde açık deliller verdik. Ancak onlara ilim geldikten sonra, aralarındaki ihtiras/çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, kıyamet günü aralarında ihtilâf ettikleri şeyler hakkında hüküm/karar verecektir.
|
| Seyyid Kutub |
Din konusunda onlara açık deliller verdik. Onlar kendilerine bilgi geldikten sonra sadece aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Şüphesiz, Rabbin kıyamet günü, ayrılığa düştükleri şeylerde onlar arasında hüküm verecektir.
|
| Suat Yıldırım |
Onlara din işinde parlak deliller, mûcizeler verdik. Şimdi onların din konusunda ihtilaf etmeleri, sırf kendilerine gerçeğe dair ilim geldikten sonra haset ve ihtirastan dolayıdır. Senin Rabbin kıyamet günü, ayrılığa düştükleri hususlarda aralarında hükmünü verecektir.
|
| Süleyman Ateş |
Ve onlara bu (din) iş(in)de açık deliller verdik. Onlar kendilerine bilgi geldikten sonra sadece aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Şüphesiz, Rabbin kıyâmet günü, ayrılığa düştükleri şeylerde onlar arasında hüküm verecektir.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Onlara, görevlerini açıklayan belgeler verdik. İhtilafa düşmeleri, kendilerine bu bilgi[*] geldikten sonra aralarında çıkan kıskançlıktan dolayı oldu. Senin Rabbin (Sahibin), onların ihtilaf ettikleri konularda (mezardan) kalkış günü kararını verecektir.
[*] O bilgi (ilim), Kur’an bilgisidir. Aynı kelimenin kullanıldığı ve bir kitap olarak Kur’an’dan bahseden benzer ayetleri incelediğimizde bu bilginin, Kur’an’nın ayetleri ayetler ile açıklayan kendi iç bağlamı (tevili) olduğu anlaşılmaktadır. Son nebinin geleceğini bilen ve onu bekleyen İsrailoğulları, Kur’an’nın Allah’ın kitabı olduğunu bu bilgi sayesinde idrak etmişler ancak hemen sonrasında kıskançlıkla ihtilafa düşmüşlerdir. Çünkü önceki kitapların ehli (ustaları) hangi topluma bir kitap, hikmet ve nebi gelirse onların çağdaşlarına üstün geleceğini gayet iyi bilmektedirler. Dolayısıyla gelecek nebiye inanmak sorumluluğu ile mevcut üstünlüklerini devam ettirmek arasında tercih yapmaya mecbur kalmışlardır. Bu oldukça zorlu bir imtihandır. Bkz. Al-i İmran 3/7 ile Bakara 2/286 ve dipnotları
|
| Tefhim-ul Kuran |
Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'hakka tecavüz ve azgınlıktan' dolayı ihtilafa düştüler. Şüphesiz senin Rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
|
| Ümit Şimşek |
Onlara din konusunda apaçık deliller de vermiştik. Fakat onlar, kendilerine bilgi ulaştıktan sonra, sırf aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Rabbin, onların ihtilâf ettikleri şey hakkında kıyamet günü aralarındaki hükmünü verecektir.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Onlara, iş ve yönetime ilişkin açık seçik belgeler verdik. Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık ve kıskançlık yüzünden ihtilafa düştüler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, onlar arasında, tartışıp durdukları şeyle ilgili olarak kıyamet günü hüküm verecektir.
|