45 - Câsiye suresi 18. âyet meali

ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلَى شَرِيعَةٍ مِّنَ الْأَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاء الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ
Summe cealnâke alâ şerîatin minel emri fettebi’ hâ ve lâ tettebi’ ehvâellezîne lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
  
summe sonra
cealnâ-ke seni kıldık, yaptık
alâ şerîatin şeriat üzere
min el emri emirden, işten
fe o zaman, böylece
ittebi'-hâ ona tâbî ol
ve lâ tettebi' ve tâbi olma, uyma
ehvâ hevesler
ellezîne ki onlar
lâ ya'lemûne bilmiyorlar, bilmezler
   
Abdulbaki Gölpınarlı Sonra seni, dîne âit bir şerîata sâhip ettik, artık uy ona ve bilmeyenlerin dileklerine uyma.
Abdullah Parlıyan Sonra da ey Muhammed! Seni her türlü iş ve yönetimde bir yol ve hakhukuk düzeni üzere görevlendirdik. Artık sen de o düzene uy, gerçekleri bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma.
Adem Uğur Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.
Ahmed Hulusi Sonra biz seni, hükmümüzle oluşmuş şartlarla meydana getirdik! Ona uy, (Hakikati, Dini) bilmeyenlerin hevâlarına (bedensellikten kaynaklanan heves ve düşüncelerine) tâbi olma!
Ahmet Tekin Bir de, seni, din, devlet, ekonomi, sosyal ve ferdî hayat ile ilgili bir şeriatı öğretmeye, yaşamaya, uygulamaya, benimsetmeye memur olarak hazırlayıp görevlendirdik. Bilmeyenlerin, bilgi toplumu olmayanların şahsî arzu ve ihtiraslarına, bâtıla uyma.
Ahmet Varol Sonra seni de bu işte bir şeriat üzere kıldık. Ona uy ve bilmeyenlerin arzularına uyma.
Ali Bulaç Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.
Ali Fikri Yavuz Sonra (Ey Rasûlüm), seni dinden bir yol (şeriat) üzere görevli kıldık. Onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmıyanların arzu ve isteklerine tabi olma.
Ali Ünal Bunların ardından şimdi de seni Din’den kaynaklanan bir şeriat üzerine yerleştirdik, dolayısıyla sen ona tâbi ol ve (İlâhî hidayet nedir) bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.
Bayraktar Bayraklı Sonra sana da emrimizden bir yasa belirledik; artık ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma!
Bekir Sadak Sonra seni de din konusunda bir seriat sahibi kildik, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Celal Yıldırım Sonra da (din ve dünya) işinde seni ayrı bir şeriat üzere görevlendirdik. Artık sen o şeriata uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma !.
Cemal Külünkoğlu Sonra (Ey Muhammed!) Sana da insanların uyacakları bir hayat sistemi (şeriat) verdik. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma!
Diyanet İşleri (eski) Sonra seni de din konusunda bir şeriat sahibi kıldık, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Diyanet Vakfi Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.
Edip Yüksel Sonra sana da din konusunda bir yasa verdik; sen ona uymalısın, bilmeyenlerin keyfine uyma.
Elmalılı Hamdi Yazır Sonra emirden bir şerîat üzere seni me'mur kıldık, onun için sen o şerîate ittiba' eyle de ılmi olmıyanların hevalarına uyma
Erhan Aktaş Sonra da seni buyruklardan apaçık bir şeriat1 sahibi yaptık. Öyleyse ona uy! Bilmeyenlerin2 arzularına uyma.

1- Yol, yöntem, yasa. 2- Gerçeği kavramamış olanların.
Gültekin Onan Sonra seni de bu buyruktan bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.
Hakkı Yılmaz Sonra da seni Allah'ın Kendine özgü işlerinden apaçık bir yol haritası/ toplu yaşam ilkeleri sahibi yaptık. Artık sen, ona uy, bilmeyen kimselerin boş-iğreti arzularına uyma.
Harun Yıldırım Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen onlara uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.
Hasan Basri Çantay Sonra (Habîbim) seni de (dîn) emr (in) den bir şeriatın üstüne me'mur kıldık. O halde sen ona tâbi' ol. Bilmezlerin hevâ (ve heves) lerine uyma.
Hayrat Neşriyat Sonra da seni o emir hakkında (din husûsunda) bir şeriat (bir yol ve usûl) üzerinde kıldık. Artık (sen) ona tâbi' ol; ve bilmeyenlerin (nefsânî) arzularına uyma!
İbni Kesir Sonra seni de emirden bir şeriat üzere kıldık. Öyleyse sen; ona uy, sakın bilmeyenlerin heveslerine uyma.
İskender Evrenosoğlu Sonra seni, emirde (Allah'ın emrinde) şeriat üzere kıldık. Öyleyse ona (o şeriate) tâbî ol! Ve bilmeyenlerin hevalarına uyma!
Kadri Çelik Sonra seni de bu emirden (dinden) bir şeriat üzerinde kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.
Mehmet Ali Eroğlu Amel olarak din işinde seni ayrı bir şeriat yoluna koyduk. Bu tabi olunacak yoldur. Sen ona tabi ol! gerçeği bilmeyenlerin keyiflerine uyma. Senin yolun gerçektir.
Mehmet Okuyan Sonra da seni iş (din) konusunda bir şeriat (kanun) sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma!
Muhammed Celal Şems Ardından Biz, seni din konusunda (çok açık) bir yola koyduk. Onun için ona tabi ol ve bilgi sahibi olmayanların isteklerine uyma.
Muhammed Esed Ve son olarak (ey Muhammed,) seni (imanın) hedefini gerçekleştireceğin bir yola koyduk. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma.
Mustafa Çevik 18-19 Ey Muhammed! Biz, sana da tüm insanların yaratılış sebeplerini ve ona uygun yaşanması gereken hayat nizamını açıklayan Kur’an’ı vahyettik. Sen de vahyettiklerimize uy ve insanları da buna uymaya davet et. Sakın daveti kabul etmek istemeyen, Rabbini ve kendini layıkıyla bilmeyenlerin heva ve heveslerine meyletme. Onlara meyledenleri Allah’ın azabından hiç kimse kurtaramaz. Ancak böyleleri birbirlerine dost olabilirler. Allah ise takva sahiplerinin dostudur.
Mustafa İslamoğlu Son olarak, seni de bu görevi (hakkıyla ifa edeceğin) bir yol ve yönteme kavuşturduk: o yolu izle, sakın ha (kendini) bilmezlerin keyfi yargılarına uyma!
Ömer Nasuhi Bilmen Sonra seni (din) emrinden bir şeriat üzerine (memur) kıldık. Artık sen ona tâbi ol, bilmezler olanların hevâlarına tâbi olma.
Ömer Öngüt Resulüm! Seni de din hususunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Şaban Piriş Sonra sana da, emrimiz ile bir yol gösterdik. Ona uy. Bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Sadık Türkmen Sonra seni de emirlerimiz bulunan bir yol üzere kıldık. Öyleyse sen ona (Kur’an’a) uy! Bilmeyenlerin hevalarına/tutkularına uyma!
Seyyid Kutub Sonra ey Muhammed! Sana da insanların uyacakları bir hayat sistemi (şeriat) verdik. Sen ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma.
Suat Yıldırım Sonra din işinde, seni ayrı bir şeriat yoluna koyduk. Sen ona tâbi ol, gerçeği bilmeyenlerin keyiflerine uyma.
Süleyman Ateş Sonra seni de buyruk(umuz)dan bir şeriate (bir hukuk düzenine) koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin keyiflerine uyma.
Süleymaniye Vakfı Sonra seni bir kurala (şeriata) göre görevlendirdik; sen ona uy; kendini bilmezlerin arzularına uyma.
Tefhim-ul Kuran Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerinde kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.
Ümit Şimşek Biz seni dinde geniş bir yol üzere kıldık. Artık ona tâbi ol; bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Yaşar Nuri Öztürk Daha sonra seni, iş ve yönetimde bir şerîat/bir yol, yöntem üzerine koyduk. Artık ona uy! Bilmeyenlerin keyifleri ardınca gitme!

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.