| Abdulbaki Gölpınarlı |
Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
|
| Abdullah Parlıyan |
Biz kalbini açıp ferahlatmadık mı?
|
| Adem Uğur |
Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
|
| Ahmed Hulusi |
Senin göğsünü açmadık mı (darlığını genişletmedik mi)?
|
| Ahmet Tekin |
Biz senin iyiliğin için göğsünü İslâm’a, ilme, hikmete, sabra, tahammüle açmadık mı, gönlünü ferahlatmadık mı?
|
| Ahmet Varol |
Biz senin göğsünü açmadık mı?
|
| Ali Bulaç |
Biz, senin göğsünü yarıp genişletmedik mi?
|
| Ali Fikri Yavuz |
(Ey Rasûlüm), senin saadetin için, göğsünü (hikmetle doldurub) genişletmedik mi?
|
| Ali Ünal |
Biz, sana bir rahmet ve nimet olarak göksünü açıp genişletmedik mi?
|
| Bayraktar Bayraklı |
(1-3) Biz senin için göğsünü açmadık mı? Senin sırtını çatırdatan yükünü atmadık mı?
|
| Bekir Sadak |
Senin gonlunu acmadik mi?
|
| Celal Yıldırım |
Senin göğsünü açıp genişletmedik mi ?
|
| Cemal Külünkoğlu |
(Ey Muhammed!) Senin saadetin için, göğsünü (hikmetle doldurmak suretiyle) genişletmedik mi?
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Senin gönlünü açmadık mı?
|
| Diyanet Vakfi |
Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
|
| Edip Yüksel |
Göğsünü genişletip seni sakinleştirmedik mi?
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Şerh etmedik mi senin içün bağrını?
|
| Erhan Aktaş |
Senin için göğsünü açmadık mı?1
1- Sıkıntılarına, kara kara düşünmene, ne yapacağını bilmemene son vermedik mi? Seni rahatlatmadık mı?
|
| Gültekin Onan |
Biz, senin göğsünü yarıp genişletmedik mi?
|
| Hakkı Yılmaz |
1-4 Biz, senin için, senin göğsünü açmadık mı? Senden ağır yükünü indirmedik mi? –Ki o, senin belini çatırdatmıştı.– Senin şanını da senin için yüceltmedik mi?
|
| Harun Yıldırım |
Biz senin göğsünü açmadık mı?
|
| Hasan Basri Çantay |
(Habîbim) göğsünü senin (fâiden) için (açıb da) genişletmedik mi? (Genişletdik).
|
| Hayrat Neşriyat |
Göğsüne senin için (ilim ve hikmetle) inşirâh vermedik mi (genişletmedik mi)?
|
| İbni Kesir |
Senin göğsünü açmadık mı?
|
| İskender Evrenosoğlu |
Göğsünü senin için şerhetmedik mi (yarıp genişletmedik mi)?
|
| Kadri Çelik |
Biz, senin göğsünü (ilahi nur ve huzur ile) genişletmedik mi?
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
İncinen senin göğsünü, biz açıp genişletmedik mi?
|
| Mehmet Okuyan |
Senin için göğsünü ferahlatmadık mı?
|
| Muhammed Celal Şems |
Senin için, göğsünü açmadık mı?
|
| Muhammed Esed |
Biz kalbini aç(ıp ferahlat)madık mı,
|
| Mustafa Çevik |
1-3 Ey Peygamber! Sen içinde yaşadığın toplumun şirk ve küfür batağından nasıl
çıkacağını bilmez halde şaşırıp bunalmış, göğsün daralmışken kâinatın ve insanın
nasıl ve niçin yaratıldığının cevabını arayıp bulamamanın ağır yükü altında belin
çatırdayıp bükülmüşken, Biz âyetlerimizle göğsündeki düğümü açıp seni ferahlattık,
cevabını bulamadığın sorularını cevaplandırıp, yükünden kurtardık.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Göğsünü açıp seni ferahlatmadık mı?
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Senin için göğsünü açıp genişletmedik mi?
|
| Ömer Öngüt |
Biz senin göğsünü açmadık mı?
|
| Şaban Piriş |
Senin göğsünü ferahlatıp, genişletmedik mi?
|
| Sadık Türkmen |
SENİN sadrını/zihnini (Kur’an ile) rahatlatmadık mı?
|
| Seyyid Kutub |
Ey Muhammed! Senin göğsünü açmadık mı?
|
| Suat Yıldırım |
Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
|
| Süleyman Ateş |
Biz senin (bunalan) göğsünü açmadık mı (ondaki bunalımları, sıkıntıları giderip, onu ilim, hikmet ve huzur ile genişletmedik mi)?
|
| Süleymaniye Vakfı |
Senin içini açtık değil mi?
|
| Tefhim-ul Kuran |
Biz, senin göğsünü yarıp genişletmedik mi?
|
| Ümit Şimşek |
Biz senin gönlünü ferahlatmadık mı?
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Açıp genişletmedik mi senin göğsünü!
|