| Abdulbaki Gölpınarlı |
Bu da, delillerimizi inkâr edip kemik haline geldikten, toz olup gittikten sonra mı yeniden yaratılacağız da dirileceğiz demelerinin karşılığı.
|
| Abdullah Parlıyan |
Bu onların mesajlarımızı inkâr edip ve “Demek biz kemiğe, toza, toprağa dönüştükten sonra, gerçekten yepyeni bir yaratma biçimiyle diriltileceğiz, öyle mi?” demelerinden dolayıdır.
|
| Adem Uğur |
Cezaları işte budur! Çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr etmişler ve: "Sahi bizler, bir kemik yığını ve kokuşmuş toprak olduktan sonra yeni bir yaratılışla diriltilmiş mi olacağız?" demişlerdir.
|
| Ahmed Hulusi |
İşte bu onların yaptıklarının sonucudur! Çünkü onlar kendilerindeki işaretlerimizi, hakikat bilgisini inkâr edenlerdi ve: "Biz kemik yığını ve toz toprak olduğumuzda mı, gerçekten yepyeni bir yaradılış ile bâ'solunacaklarız?" dediler.
|
| Ahmet Tekin |
Âyetlerimizi, kâinattaki kudretimizi, birliğimizi gösteren açık delilleri inkârda ısrar edip küfre saplanmaları, 'Sahi bizler, bir kemik yığını ve kokuşmuş toz toprak olduktan sonra mı, yepyeni bir yaratılışla mı, yeniden diriltileceğiz?' demeleri sebebiyle cezaları budur.
|
| Ahmet Varol |
Bu, ayetlerimizi inkar etmelerine ve: 'Kemikler ve ufalanmış toz haline geldikten sonra mı, biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?' demelerine karşılık onların cezalarıdır.
|
| Ali Bulaç |
Bu, şüphesiz, onların ayetlerimizi inkar etmelerine ve: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" demelerine karşılık cezalarıdır.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Bu, onların cezasıdır; çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr ettiler ve şöyle dediler: “- Biz, bir yığın kemik ve ufalanmış toz olduğumuz zaman mı, gerçekten yeni bir yaratılışla diriltileceğiz!...”
|
| Ali Ünal |
Budur onların cezası! Çünkü âyetlerimizi, serdettiğimiz onca delilleri bile bile ve nefsaniyetlerine mağlûp olarak inkâr ediyorlar ve “Kupkuru kemik yığını ve toz zerrecikleri haline geldiğimiz zaman mı, yani biz o halde iken mi yeniden yaratılıp diriltileceğiz?” diye, inkârlarına güya gerekçe ileri sürüyorlardı.
|
| Bayraktar Bayraklı |
İşte onların bu cezası, âyetlerimizi inkâr etmiş olmalarından ve “Biz kemik ve ufalanmış toprak olduğumuz zaman da mı, yeniden yaratılarak dirileceğiz?” demelerindendir.
|
| Bekir Sadak |
Bu, ayetlerimizi inkar etmelerinin ve: «Kemik ve ufalanmis toprak oldugumuzda mi yeniden dirilecegiz?» demelerinin cezasidir.
|
| Celal Yıldırım |
Bu, onların âyetlerimizi inkâr etmeleri ve «biz kemikler ve ufalıp toz-toprak haline geldikten sonra mı yeni bir yaratık olarak dirilip kaldırılacağız ?» demelerine karşılık cezalarıdır.
|
| Cemal Külünkoğlu |
İşte onların cezaları budur. Çünkü ayetlerimizi yalanladılar ve “Biz kemik ve toz haline dönüştükten sonra diriltilerek yaratılışın yeni bir aşamasına mı geçeceğiz?” dediler.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Bu, ayetlerimizi inkar etmelerinin ve: 'Kemik ve ufalanmış toprak olduğumuzda mı yeniden dirileceğiz?' demelerinin cezasıdır.
|
| Diyanet Vakfi |
Cezaları işte budur! Çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr etmişler ve: «Sahi bizler, bir kemik yığını ve kokuşmuş toprak olduktan sonra yeni bir yaratılışla diriltilmiş mi olacağız?» demişlerdir.
|
| Edip Yüksel |
Ayetlerimizi yalanladıkları, “Kemik ve ufalanmış toprak olduktan sonra biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz!“ dedikleri için cezaları budur.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
O onların cezalarıdır, çünkü onlar âyetlerimize küfrettiler de: ya biz bir yığın kemik olduğumuz ve ufalanıp tozduğumuz vakıt mı, biz mi cidden yeni bir hılkatle ba'solunacağız? dediler.
|
| Erhan Aktaş |
Onların, cezalandırılmalarının nedeni, ayetlerimizi inkâr etmelerinden ve “Biz bir yığın kemik ve ufalanmış toz haline geldikten sonra mı yeni bir yaratılışla diriltilecekmişiz?” diye alay etmeleridir.
|
| Gültekin Onan |
Bu, şüphesiz, onların ayetlerimize küfretmelerine ve: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" demelerine karşılık cezalarıdır.
|
| Hakkı Yılmaz |
(97,98) Ve Allah kime kılavuz olursa, işte o doğru yolu bulmuş olandır. Kimi de saptırırsa, artık bunlar için Allah'ın astlarından hiçbir yardımcı, koruyucu, yol gösterici yakın kimse bulamazsın. Ve Biz, onları kıyâmet günü kör, dilsiz ve sağır oldukları hâlde, yüzleri üstü toplayacağız. Onların varacakları yer cehennemdir. Ne zaman ki cehennem dindi, onlara ateşi arttırırız. İşte bu, onların, âyetlerimizi/ alâmetlerimizi/ göstergelerimizi örtbas etmiş olmaları ve “Bizler, bir yığın kemik ve ufalanmış toz olduğumuz zaman mı, biz yeni bir oluşturuluşla kesinlikle diriltilmiş mi olacağız?” demiş olmaları nedeniyle onların cezasıdır.
|
| Harun Yıldırım |
Cezaları işte budur! Çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr etmişler ve: "Sahi bizler, bir kemik yığını ve kokuşmuş toprak olduktan sonra yeni bir yaratılışla diriltilmiş mi olacağız?" demişlerdir.
|
| Hasan Basri Çantay |
Bu, onların cezasıdır. Çünkü, onlar âyetlerimizi tanımayarak kâfir oldular, «Bir yığın kemik ve kırıntı olunca mı, hakıykaten biz mi yeni bir yaratılışla diriltilecekmişiz?» dediler.
|
| Hayrat Neşriyat |
İşte bu, onların cezâsıdır; çünki onlar, âyetlerimizi inkâr ettiler ve: '(Biz) bir kemik yığını ve ufalanmış bir toprak hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltilecek kimseleriz?' dediler.
|
| İbni Kesir |
Bu, onların cezasıdır. Çünkü onlar; ayetlerimize küfrettiler ve: Kemik, ufalanmış toprak olduğumuzdan sonra mı, biz mi, yeniden bir yaratılışla diriltileceğiz? dediler.
|
| İskender Evrenosoğlu |
İşte bu, onların âyetlerimizi inkâr etmelerinden ve “Biz kemik ve toz haline gelmiş (toprak) olduğumuz zaman mı? Biz mi gerçekten yeni (bir) yaratılışla mutlaka beas edileceğiz (diriltileceğiz)?” demeleri sebebiyle onların cezasıdır.
|
| Kadri Çelik |
Şüphesiz bu; onların ayetlerimizi inkâr etmelerine ve “Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra, gerçekten biz yeni bir yaratılışla mı diriltileceğiz?” demelerine karşılık cezadır.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Ayetlerimizi inkar etmelerine ve: "Biz mi diriltileceğiz tekrar? İşte kemikler dağılıp, toz toprak haline gelip dağıldıktan Sonra" demelerine karşılık böylesidir cezası onların.
|
| Mehmet Okuyan |
Ayetlerimizi inkâr etmeleri ve “Biz kemik ve ufalanmış toprak olmuşken mi yepyeni bir varlık olarak mı diriltilecekmişiz?” demeleri nedeniyle cezaları işte budur.
|
| Muhammed Celal Şems |
Bu onların cezasıdır. Çünkü onlar ayetlerimizi inkâr ettiler ve dediler ki: “Biz kemik olarak kaldığımızda ve kırıntılar haline geldiğimizde, gerçekten yeni bir yaratılış olarak mı kaldırılacağız?”
|
| Muhammed Esed |
Bu, onların mesajlarımızı inkar ederek ve "Demek, biz kemiğe, toza toprağa dönüştükten sonra gerçekten yepyeni bir yaratma eylemiyle diriltileceğiz, öyle mi?" diyerek hak ettikleri bir karşılık olacak.
|
| Mustafa Çevik |
97-98 Ancak, Allah’ın davetine iman edip, ona uygun yaşamak uğrunda ellerinden gelen çabayı gösterenler, doğru yolu bulmuşlardır. Bundan sonra başka bir yolu ısrarla ve inatla hayat tarzı olarak seçenleri de, Allah tercih ettikleri bataklıklarında kendi hallerine bırakır ve onlara yardım da etmez. Kıyamet Gününde onları körler, sağırlar ve dilsizler olarak toplayıp yüzükoyun süründürerek cehenneme sürükler, cehennemin ateşi de ne zaman zayıflamaya başlarsa tekrar harlı alevler halinde tutuşturulup güçlendirilir. Bu ceza, onların Kur’an ile bildirilenleri kabul etmemeleri ve “Demek biz ölüp toprağa karıştıktan sonra yeniden mi diriltilecekmişiz.” diyerek âhiretle alay etmeleri sebebi ile hak ettikleri cezalarıdır.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Bu onların, Bizim ayetlerimizi inkarda ısrar etmelerinin ve "Ne yani, şimdi biz kemiğe, toza-toprağa karıştıktan sonra yepyeni bir yaratılışla tekrar mı diriltileceğiz?" demelerinin bir karşılığı olacak.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Bu onların cezasıdır. Çünkü onlar Bizim âyetlerimizi inkar ettiler ve dediler ki, «Biz birtakım kemikler ve parçalanmış nesneler olduğumuz vakit mi, biz mi yeni bir yaratılmış olarak diriltileceğiz?»
|
| Ömer Öngüt |
Onların cezaları işte budur! Çünkü onlar âyetlerimizi inkâr ettiler ve: “Biz bir yığın kemik ve ufalanmış toprak olduktan sonra mı, biz mi yeni bir yaratılışla diriltilmiş olacağız?” dediler.
|
| Şaban Piriş |
Bu, ayetlerimizi inkar etmeleri ve “Kemik haline gelip, ufalanıp toprak olduktan sonra yeni bir yaratılışla tekrar mı diriltileceğiz?” demeleri sebebiyle onların cezasıdır.
|
| Sadık Türkmen |
Onların cezaları işte budur! Çünkü onlar, ayetlerimizi inkâr ettiler ve dediler ki: “Kemik yığını ve ufalanmış toprak olduktan sonra mı?!.. Gerçekten biz mi?!.. Yepyeni bir yaratılışla diriltileceğiz?!..”
|
| Seyyid Kutub |
Onların cezaları budur. Çünkü ayetlerimizi yalanlamışlar ve «Biz kemik ve toz haline dönüştükten sonra diriltilerek yaratılışın yeni bir aşamasına mı geçeceğiz?» demişlerdi
|
| Suat Yıldırım |
İşte onların cezaları budur! Çünkü onlar âyetlerimizi inkâr ediyorlar ve:"Bir kemik yığını ve ufalanan kırıntı haline geldikten sonra mı biz diriltilip yeniden yaratılacağız!" diye dinle alay ediyorlardı.
|
| Süleyman Ateş |
İşte cezâları budur. Çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr ettiler ve: "Biz kemikler ve ufalanmış toprak haline geldikten sonra mı, biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" dediler.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Ayetlerimizi görmezlikten gelmelerine karşılık onlara verilen ceza budur. Bir de şöyle demişlerdi: “Kemikler haline gelmiş ve param parça olmuşken mi? Yani o durumdayken gerçekten biz yeni bir yaratılışla ayağa mı kalkacağız?”
|
| Tefhim-ul Kuran |
Bu, şüphesiz, onların ayetlerimizi inkâr etmelerine ve: «Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?» demelerine karşılık cezalandırır.
|
| Ümit Şimşek |
Bu onların cezasıdır; çünkü onlar âyetlerimizi inkâr etmişler ve 'Biz kemik olup toza toprağa karıştıktan sonra mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?' demişlerdi.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Cezaları işte budur. Çünkü ayetlerimizi inkâr ettiler ve şöyle dediler: "Biz, bir kemik yığını olduktan, unufak hale geldikten sonra mı, sahi bundan sonra mı, yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"
|