| Abdulbaki Gölpınarlı |
Zırhlar yap dedik ve onları ne ince, ne kalın, tam münâsip bir metânette ör ve iyi işlerde bulunun; şüphe yok ki ben ne yaparsanız hepsini görürüm.
|
| Abdullah Parlıyan |
Geniş zırhlar yap dedik. Zırh örerken halkaları ölçülü biçimde kullan. Ey Davud hanedanı! İyi işler yapın, çünkü ben bütün yaptıklarınızı görürüm.
|
| Adem Uğur |
Geniş zırhlar imal et, dokumasını ölçülü yap. (Ey Davud hanedanı!) İyi işler yapın. Kuşkusuz ben, yaptıklarınızı görmekteyim, diye (vahyettik).
|
| Ahmed Hulusi |
"Zırh gibi koruyucu mükemmel bir düşünce sistemi oluştur; ve imanınızın gereğini uygulayın! Doğrusu ben yaptıklarınızı Basıyr'im. "
|
| Ahmet Tekin |
'Bütün bedeni koruyacak geniş ve uzun zırhlar imal et. Zırh parçalarını ve halkalarını üretirken, birbirine eklerken, plana, ölçüye, hesaba riayet et, zırh imalâtındaki çalışma süreni de belirleyecek bir program yap' dedik.'Siz de ey Muhammed ümmeti, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirin, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayın, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olun, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyin. Ben sizin yaptıklarınızı biliyor, görüyor, takip ediyorum.'
|
| Ahmet Varol |
'Geniş zırhlar yap, dokumasını ölçülü biçimde yap ve (hepiniz) salih ameller işleyin. Şüphesiz ben sizin yaptıklarınızı görmekteyim' diye (bildirdik).
|
| Ali Bulaç |
"Geniş zırhlar yap, (onları) düzenli bir biçime sok ve hepiniz salih ameller yapın. Gerçekten ben, sizin yaptıklarınızı görenim" (diye vahyettik).
|
| Ali Fikri Yavuz |
Geniş zırhlar yap ve dokuma hususunda ölçü kullan diye, kendisine emrettik. Siz de ey Davud ailesi! Salih amel işleyin; çünkü ben bütün yaptıklarınızı görürüm.
|
| Ali Ünal |
(Ve şöyle emrettik:) “Vücudun gerekli yerlerini örtecek ve koruyacak büyüklükte zırhlar yap ve onların yeterli ölçü ve sağlamlıkta olmasına dikkat et; ve (siz ey Davud ailesi ve O’nun ashabı)! Daima yerinde, meşrû, sağlam ve ıslaha yönelik işler yapın. Muhakkak ki Ben, yaptığınız her şeyi çok iyi görmekteyim.
|
| Bayraktar Bayraklı |
“Geniş zırhlar imal et, dokumasını ölçülü yap! Ey Dâvûd hanedanı, iyi işler yapınız. Şüphesiz ben yaptıklarınızı görmekteyim” dedik.
|
| Bekir Sadak |
(10-11) «Ey daglar ve kuslar! Davud tesbih ettikce siz de onu tekrarlayin» diyerek and olsun ki, ona katimizdan lutufta bulunduk; «genis zirhlar yap, dokumasini saglam tut» diye ona demiri yumusak kildik. Ey insanlar! Yararli is isleyin; dogrusu Ben yaptiklarinizi grenim.
|
| Celal Yıldırım |
«Uzunca, genişçe zırhlar yap: (halkalarının) işlenmesini düzenli biçimde tut; iyi-yararlı amelde bulun. Şüphesiz ki, ben sizin yaptıklarınızı görenim» (diye vahyettik).
|
| Cemal Külünkoğlu |
Ona: “İnsan vücudunu iyice saracak geniş zırhlar yap ve zırhların parçalarını biribirine ölçülü biçimde tak” dedik. “(Ey Davut hanedanı!) İyi işler yapın! Çünkü ben yaptıklarınızı görüyorum” diye (vahyettik).
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(10-11) 'Ey dağlar ve kuşlar! Davud tesbih ettikçe siz de onu tekrarlayın' diyerek and olsun ki, ona katımızdan lütufta bulunduk; 'geniş zırhlar yap, dokumasını sağlam tut' diye ona demiri yumuşak kıldık. Yararlı iş işleyin; doğrusu Ben yaptıklarınızı görenim.
|
| Diyanet Vakfi |
Geniş zırhlar imal et, dokumasını ölçülü yap. (Ey Davud hanedanı!) İyi işler yapın. Kuşkusuz ben, yaptıklarınızı görmekteyim, diye (vahyettik).
|
| Edip Yüksel |
“Ölçüsü ve dokumasıyla kusursuz zırhlar yap. Erdemli davranın. Ben, yaptığınız her şeyi Görenim.”
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Bol bol zırhlar yap ve iyi biçime yatır diye. Siz de salâh ile çalışın, daha iyi işler yapın, çünkü ben her yapacağınızı gözetiyorum
|
| Erhan Aktaş |
Bedeni örten zırhlar yap. Bağlantılarını güzel şekilde tasarla. Salihatı1 yapın. Ben, yaptıklarınızı bütün gerçeğiyle görenim.
1- Bozuk olan şeyi düzeltmeye çalışmak, düzeltici olmak, yapıcı olmak, iyi olmak, düzeltmeye teşvik etmek, iyiye yönlendirmek.
|
| Gültekin Onan |
"Geniş zırhlar yap, (onları) düzenli bir biçime sok ve hepiniz salih ameller yapın. Gerçekten ben, sizin yaptıklarınızı görenim" diye (vahyettik).
|
| Hakkı Yılmaz |
(10,11) Ve andolsun ki Biz Dâvûd'a tarafımızdan bir fazlalık ve kuşları verdik; “Ey dağlar! Onunla beraber dönün!” Ve o'nun için demiri yumuşattık: Bol bol zırhlar yap ve biçimlemede ölçülendir. –Siz de sâlihi işleyin. Kesinlikle Ben yaptıklarınızı en iyi görenim.–
|
| Harun Yıldırım |
Geniş zırhlar imal et, dokumasını ölçülü yap. (Ey Davud hanedanı!) İyi işler yapın. Kuşkusuz ben, yaptıklarınızı görmekteyim, diye (vahyettik).
|
| Hasan Basri Çantay |
«(Bütün bedeni örtecek) uzun zırhlar yap, (onları) dokumada intizaamı gözet» diye (buyurduk). «(Ey Dâvuud haanedânı) iyi amel (ve hareketler) de bulunun. Çünkü hakıykat ben, ne yaparsanız tastamam görenim».
|
| Hayrat Neşriyat |
(10-11) Şânım hakkı için, Dâvûd’a tarafımızdan bir üstünlük verdik. 'Ey dağlar ve kuşlar! Onunla berâber tesbîh edin!' (dedik). Ve 'Geniş zırhlar yap!' diye demiri ona yumuşattık. 'Hem dokumasında ölçüyü gözet (güzel ve yeteri kadar yap) ve (ehlinle birlikte) sâlih amel işleyin! Çünki ben ne yaparsanız hakkıyla görenim' (diye vahyettik).
|
| İbni Kesir |
Geniş zırhlar yap ve dokumasını sağlam tut, diye. Ve salih ameller işleyin. Muhakkak ki Ben; yapmakta olduğunuz şeyi görenim.
|
| İskender Evrenosoğlu |
(Bedeni örten) uzun (geniş) zırhlar yap. Ve onu örgü (iç içe halkalar) şeklinde dizayn et. Ve salih amel (zikirle nefs tezkiyesi) yapın! Muhakkak ki Ben, yaptıklarınızı görenim.
|
| Kadri Çelik |
“Geniş zırhlar yap, dokumasını ölçülü kıl ve hepiniz salih amellerde bulunun. Gerçekten ben, sizin yapmakta olduklarınızı görenim.”
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
En geniş zırhlar yap. Düzenli hale sokun ve salih ameller yapın. Yaptığınızı görmem gerçektir.
|
| Mehmet Okuyan |
“Geniş zırhlar yap; dokumasında ölçülü davran!” diye ( vahyetmiştik). (Siz de) iyi işler yapın! Şüphesiz ki ben yaptıklarınızı görenim.
|
| Muhammed Celal Şems |
“Tam boy zırhlar yapın. Halkalarını (da) ufak yapın. Hepiniz (yerli yerinde) iyi amellerde bulunun, çünkü Ben yaptıklarınızı görüyorum,” (demiştik.)
|
| Muhammed Esed |
(ve o'na şu telkinde bulunduk:) "Güzel işleri çokça, hiçbir sınır gözetmeden yap ve onların düzenli akışına derin bir anlam kazandır". Ve (böylece ey müminler, hepiniz) doğru ve yararlı işler yapınız, çünkü Ben bütün yaptıklarınızı görürüm!
|
| Mustafa Çevik |
7-11 Gerçeğin üstünü örtmeye kendilerini şartlandırmış olanlar da birbirlerine alaylı bir biçimde, “Ölüp parçalara ayrılıp, un ufak olduktan sonra yeniden diriltilip hesaba çekileceğinizi söyleyen şu adama bakın, kim bilir daha buna benzer neler söyleyecek.” derler. Arkasından da şöyle demeye devam ederler: “Bu adam, ya kendi uydurduklarını Allah’a isnat eden bir yalancı yahut aklını oynatmış bir deli.” Hayır gerçek hiç de onların dediği gibi değil, aslında o Âhiret Günü’ne inanmak istemeyenler, Hesap Günü ile karşılaşmak istemedikleri için, saplandıkları bataklıkları içinde debelenip durmakta, gerçeği duymak istememektedirler. Bunlar kendilerini çepeçevre kuşatan göğün, yerin ve her ikisinin arasında bulunanlara, kurduğumuz nizamla onlara nasıl hükmettiğimize bakıp da hiç düşünmüyorlar mı? Şayet Biz dilersek onları yerin dibine batırır ya da başlarına gökten taş yağdırırız. Aklını kullanıp düşünenlerin ve Allah’ı layıkıyla kavrayanların bu âyetlerden çıkaracağı dersler vardır. Gökyüzünde ve yeryüzünde yarattıklarımıza nasıl hükmettiğimizi görüp düşünen Davud, Rabbinin ilim ve kudretinin yüceliğini kavrayıp, O’nun davetine yürekten sarılınca Biz de ona peygamberlik ve hükümdarlık bahşettik. Dağların ve kuşların Rablerinin kendileri için oluşturduğu nizam ve yasalara teslim olarak yaşayışları, âdeta Davud’un teslimiyetine de ilham kaynağı olup onu teşvik ediyordu. Biz Davud’a demiri eritip, ona hükmetmeyi de öğrettik ve ona insan vücudunu koruyacak ne ince ne de kalın olmak üzere zırh yapmasını bellettik. Sonra da, yaptıklarını ve yapacaklarını Allah’ın rızası doğrultusunda kullanmasını bildirdik. Ey mü’minler! Ne yaparsanız yapın, Allah’ın sizin yaptıklarınızdan haberdar olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
|
| Mustafa İslamoğlu |
"İşleri en güzel, en ideal bir şekilde hakkını vererek yap ve onlar arasındaki ölçü ve uyumu gözet!" Ve hepiniz Allah'ı razı edecek işler yapın! Çünkü Ben, yaptığınız her işi görmekteyim.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Geniş, uzun zırhlar yap ve zırh halkalarını güzelce tanzim et ve iyi amel işleyin. Şüphe yok ki, Ben ne yapar olduklarınızı görücüyüm.
|
| Ömer Öngüt |
"Uzunca genişce zırhlar yap! Dokumasını sağlam tut!" Sâlih ameller işleyin! Çünkü ben sizin yaptıklarınızı görmekteyim.
|
| Şaban Piriş |
Geniş zırhlar yap, dokumasını da sağlam tut; diye. İyi çalışın, çünkü ben yaptıklarınızı görürüm.
|
| Sadık Türkmen |
“Geniş zırhlar yap; titiz, biçimli ve ölçülü yap. Ve hepiniz yararlı bir iş yapın. Şüphesiz Ben, yaptıklarınızı görmekteyim.”
|
| Seyyid Kutub |
Ona «İnsan vücudunu iyice saracak geniş zırhlar yap ve zırhların parçalarını biribirine ölçülü biçimde tak» dedik. Ey Davudoğulları, iyi ameller işleyiniz. Çünkü ben yaptıklarınızı görüyorum.
|
| Suat Yıldırım |
(10-11) Biz Davud’a tarafımızdan bir imtiyaz verdik: "Ey dağlar! Ey kuşlar! Onunla beraber tesbih edin, şevke gelip Allah’ın yüceliğini terennüm edin." dedik. Ayrıca demiri ona yumuşattık (demiri şekillendirme kudreti verdik) "Bütün bedeni örtecek uzun zırhlar yap, onları dokumada intizama dikkat et ve siz de ey Davud ailesi! Hepiniz faydalı ve makbul işler yapınız, çünkü Ben yaptıklarınızı görüyorum." buyurduk.
|
| Süleyman Ateş |
"Geniş zırhlar yap, dokumasını ölçülü yap ve (hepiniz) iyi işler yapın. Çünkü ben yaptıklarınızı görmekteyim." diye (vahyettik).
|
| Süleymaniye Vakfı |
"Vücudu tümüyle örten zırhlar yap, dokumasını sağlam tut" dedik. Ey insanlar! Siz de iyi işler yapın. Ben ne yaptığınızı görürüm.
|
| Tefhim-ul Kuran |
«Geniş zırhlar yap, (onları) düzenli bir biçime sok; ve hepiniz salih ameller yapın. Gerçekten ben, sizin yapmakta olduklarınızı görenim» (diye vahyettik).
|
| Ümit Şimşek |
'Dokusu düzenli, bol zırhlar yap,' dedik. 'Güzel işler yapmaya bakın; çünkü Ben sizin yaptıklarınızı görüyorum.'
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Geniş ve uzun zırhlar yap! Dokumasında titiz davran! Siz de hayra ve barışa yönelik iş yapın. Kuşkusuz, ben, yaptıklarınızı görüyorum.
|