| Abdulbaki Gölpınarlı |
Öyle kişilerdir onlar ki zekât vermezler ve onlar, âhirete inanmayanların da ta kendileridir.
|
| Abdullah Parlıyan |
Onlar ki, zekat vermezler, ahiret gerçeğini de örtbas etmek suretiyle inkâr ederler.
|
| Adem Uğur |
Onlar zekâtı vermezler; ahireti inkâr edenler de onlardır.
|
| Ahmed Hulusi |
Onlar (o şirk koşanlar) ki Allâh için karşılıksız bağışlamazlar; onlar sonsuz gelecek yaşamlarını da inkâr ederler.
|
| Ahmet Tekin |
Müşrikler vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı vermeyenlerdir. Onlar özellikle âhireti, ebedî yurdu inkâr edenlerdir.
|
| Ahmet Varol |
Onlar ki, zekatı vermezler ve onlar ahireti inkar ederler.
|
| Ali Bulaç |
Ki onlar, zekatı vermeyenler ve ahireti inkâr edenlerdir.
|
| Ali Fikri Yavuz |
O müşrikler ki, zekâtı vermezler ve onlar ahireti de inkâr ederler...
|
| Ali Ünal |
Onlar ki, mallarından muhtaca verip, arınma yoluna gitmezler ve Âhiret’i de bütün bütün inkâr içindedirler.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Onlar zekâtı vermezler ve âhireti de inkâr ederler.
|
| Bekir Sadak |
Onlar zekat vermezler; ahireti inkar edenler de yalniz onlardir.
|
| Celal Yıldırım |
Onlar ki zekâtı vermezler; onlar, evet onlar, Âhireti de tanımazlar.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Onlar zekâtı vermezler. Onlar ahireti de inkâr ederler.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Onlar zekat vermezler; ahireti inkar edenler de yalnız onlardır.
|
| Diyanet Vakfi |
Onlar zekâtı vermezler; ahireti inkâr edenler de onlardır.
|
| Edip Yüksel |
“Ki zekatı vermezler ve onlar ahireti de inkâr ederler.”
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ki zekâtı vermezler ve Âhırete onlar kâfirdirler
|
| Erhan Aktaş |
Onlar zekât1 vermezler. Ahireti inkâr ederler.
1- Zekât sözcüğü, burada “mali yükümlülük” anlamında değil, sözcüğün diğer anlamları olan “arınma, eş koşmaksızın Allah’a yönelme, benliğin her türlü kötülükten arınması, temizlenmesi, arı duru hale gelmesi.” anlamına gelmektedir. Zira bu ayet indiğinde mali yardım anlamında zekât henüz farz kılınmamıştı. Onlardan kasıt da müşriklerdir zaten.
|
| Gültekin Onan |
Ki onlar, zekatı vermeyenler ve ahirete küfredenlerdir.
|
| Hakkı Yılmaz |
(6,7) De ki: “Ben sadece sizin gibi bir beşerim. Bana, ‘Sizin ilâhınızın bir tek ilâh olduğu’ vahyediliyor. O nedenle O'na dosdoğru yönelin ve O'ndan bağışlanma dileyin.” Ve zekâtı/vergiyi vermeyen ve âhireti bilerek reddeden o kimselerin/ inanmayanların ta kendileri olan ortak koşanların vay haline!
|
| Harun Yıldırım |
Onlar zekâtı vermezler; ahireti inkâr edenler de onlardır.
|
| Hasan Basri Çantay |
Ki onlar zekât vermezler. Onlar âhireti (inkâr ile) kâfir olanların ta kendileridir.
|
| Hayrat Neşriyat |
Onlar ki zekâtı vermezler ve onlar âhireti inkâr edenlerin ta kendileridir.
|
| İbni Kesir |
Onlar ki; zekat vermezler. Ve onlar; ahireti inkar edenlerdir.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Onlar zekât vermezler. Ve onlar, onlar ahireti (ruhun hayattayken Allah'a ulaştırılmasını) inkâr edenlerdir.
|
| Kadri Çelik |
Onlar, zekât vermeyenler ve onlar ahireti inkâr edenlerdir.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Fedakarlık yoksunu ki onlar, zekat vermeyenler ve ahiretin varlığını inkar edenlerdir.
|
| Mehmet Okuyan |
Onlar zekâtı vermezler; ahireti inkâr edenler de işte onlardır.
|
| Muhammed Celal Şems |
Onlar zekât vermezler. Ahireti inkâr edenler (ise,) ancak onlardır.
|
| Muhammed Esed |
(vay haline) karşılıksız harcamadan kaçınanların!; işte böyleleridir ahireti inkar edenler!
|
| Mustafa Çevik |
1-7 Hâ. Mim. İnsanı konuşmak, okumak ve yazmak kabiliyetleri ile yaratan Allah, ona doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilmesi için kendi dilinin harflerinden oluşan sözlerle açıklanmış olan Kur’an’ı göndermiştir. Bu Kitap insana yaratılış sebebini bildiren, ona davet eden, davete uyulması konusunda insanı uyaran ve uyarıya iman edip sorumluluklarını yerine getirenleri müjdeleyen ilahi bir kitaptır. Fakat insanların çoğu Kur’an’ın âyetleri üzerinde yeterince düşünmeden ondan yüz çevirmekte, davetine karşı çıkmaktalar. Böyleleri bir de derler ki: “Ey Muhammed! Senin Kur’an ile bizi çağırdığın hayat tarzı aklımıza da, gönlümüze de yatmıyor; söylediğin hiçbir şeyi de duymak istemiyoruz. Bizim hayat nizamımızı reddetmen sebebi ile seninle aramızda aşılması imkânsız setler oluşmuş durumda. Sen bizim hayat tarzımızı değiştirmek için elinden geleni yaparken, biz de seni engellemek için elimizden geleni yapacağız.” Ey Peygamber! Sen onlara de ki: “Ben de sizin gibi ölümlü bir insanım ve bugüne kadar da içinizde yaşadım. Fakat artık bana Allah’tan başka gerçek ilahın olmadığı vahyolunuyor. Gelin hep birlikte, yalnız Allah’ı ilah edinerek, O’nun daveti olan hayat nizamını yaşamaya yönelip O’ndan bağışlanma dileyin; aksi takdirde Allah’la birlikte başka ilahlar edinerek davetinden yüz çevirenlerin vay haline.” Böyleleri, hakikati yaşamanın gerektirdiği maddi-manevi bedeli ödeyip de arınmayı göze alamazlar. Çünkü onlar, âhirete inanmazlar.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Onlar ki, arınmak için ödenmesi gereken bedeli gönüllü olarak ödemezler; işte onlar, evet onlardır ahireti inkar edenler.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
«O müşrik kimseler ki, zekâtı vermez ve onlar ahireti münkirdirler, onlar.»
|
| Ömer Öngüt |
O müşrikler ki, zekâtlarını vermezler ve ahireti inkâr edenler de onlardır.
|
| Şaban Piriş |
Ahireti inkar ederek zekat vermeyenlerin...
|
| Sadık Türkmen |
Ki onlar/müşrikler zekât vermezler, ahireti de inkâr edenlerdir.
|
| Seyyid Kutub |
Onlar zekat vermezler ve ahireti de inkar ederler.
|
| Suat Yıldırım |
O müşrikler ki zekât vermez, âhireti de inkâr ederler.
|
| Süleyman Ateş |
Onlar ki zekât vermezler ve onlar âhireti de inkâr ederler.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Onlar zekat vermez, öbür dünyayı görmezlikten gelirler.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Ki onlar, zekâtı vermeyenler ve onlar ahireti inkâr edenlerdir.
|
| Ümit Şimşek |
Onlar zekât vermezler; âhireti de zaten inkâr etmektedirler.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Onlar zekâtı vermezler. Ölüm sonrası hayatı inkâr edenler de onlardır.
|