Ahmet Davudoğlu Mealleri

A Â B E F H İ K L M N R S Ş T Y Z Hepsini göster
 
Bakara
 
  
18 Sağırdırlar; dilsizdirler, kördürler. Bu sebeple (onlar, doğru yola) dönmezler.
27 O (fâsıklar) ki Allah'a verdikleri sözü sağlama bağladıktan sonra bozarlar. Ve Allah'ın eklenmesini emir buyurduğu şeyi (peygambere îmânı ve akrabaya yardımı) keserler; yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte bunlar zarar uğrayanların tâ kendileridir.
46 Onlar öyle kimselerdir ki, Rabblerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini bilirler.
120 Dinlerine tabi olmadıkça, senden ne Yaûdiler, ne de Hristiyanlar aslâ râzı olmazlar. De ki: “Gerçek yol ancak Allah'ın yoludur”. Sana gelen bunca ilimden sonra onların hevalarına tâbi olacak olursan bir daha Allah'dan sana hiçbir dost ve yardımcı yoktur.
156 Ki onlar başlarına bir belâ geldiği zaman: “Biz Allah'ın (dünyada takdirine teslim olmuş kulları)yız ve biz (ahirette de) yine O'na döneceğiz.” derler.
157 İşte onlara Rabblerinden mağfiret ve rahmet vardır. Ve işte onlar hidayete erenlerin ta kendileridir.
213 İnsanlar tek bir ümmet idi; sonra Allah, rahmetinin müjdecisi ve azabının habercisi olmak üzere, peygamberleri gönderdi. Ve insanların aralarında; ihtilafa düştükleri şeylerde, hükmetmek için, o peygamberlere kitab(lar) da indirdi. Ancak ehl-i kitap kendilerine açık mucizeler geldikten sonra, aralarındaki ihtiras yüzünden, onda ihtilafa düştüler. Bunun üzerine Allah, onların ihtilâf ettikleri Hakk'a, Allah'ın izniyle îmân edenleri doğrudan doğruya muvaffak kıldı. Allah dilediğini doğru yola çıkarır.
Âl-i İmrân
Nisâ
Mâide
En’âm
A’râf
Yûnus
Yûsuf
Ra’d
Nahl
İsrâ
Kehf
Tâ-Hâ
Hac
Mü’minûn
Nûr
Furkân
Şu’arâ
Kasas
Ankebût
Rûm
Lokman
Secde
Ahzâb
Sebe’
Fâtır
Sâd
Zümer
Mü’min
Fussilet
Şûrâ
Zuhruf
Muhammed
Kâf
Zâriyât
Me’âric