İsmail Mutlu, Şaban Döğen Mealleri

A Â B E F H İ K L M N R S Ş T Y Z Hepsini göster
 
Bakara
 
  
18 Sağır, dilsiz ve kördürler: gece karanlığında bir ses işitmez, kimseye bir şey işittiremez, bağırsalar da yardıma gelen olmaz, yollarını bulamazlar. Çabaladıkça batar, o musibetten kurtulup geri dönemezler.
27 O fasıklar ki, Allah'a verdikleri sözü bozar, Allah'ın akrabalar ve mu'minler arasında riayet edilmesini emrettiği bağları keser ve yeryüzünde fesat çıkarırlar. İşte onlar hüsrana düşmüş olanların ta kendileridir.
46 Onlar Rahmetine kavuşacaklarına ve O'nun huzuruna döneceklerine inanan kimselerdir.
120 Dinlerine tabi olmadıkça ne Yahudiler, ne de Hiristiyanlar senden hoşnut olmazlar. De ki: Allah'ın gösterdiği yol, doğru yolun ta kendisidir. Sana gelen ilimden sonra eğer onların heveslerine uyacak olursan, seni Allah'ın azabından kurtaracak ne bir dostun olur ne de bir yardımcın.
156 O sabredenler ki, başlarına bir musibet geldiğinde "Biz Allah'ın kullarıyız; sonunda yine O'na döneceğiz" derler.
157 İşte Rablerinin mağfiret ve rahmeti onların uzerinedir. Doğru yola ermiş olanlar da onlardır.
213 İnsanlar tek bir ümmet idi. Sonra ihtilafa düşüp haktan ayrılınca, Allah onlara, rahmetiyle müjdeleyip azabından sakındıran peygamberler gönderdi. Bir de, insanlar arasında, ihtilafa düştükleri hususlarda onunla hükmetsin diye, o peygamberlerle beraber hak kitap indirdi. Halbuki kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, aralarındaki haset ve ihtiras yüzünden ayrılığa düşenler, kendilerine kitap verilenlerden başkası değildir. Sonra Allah iman edenleri, Kendi izin ve iradesiyle, onların ihtilaf ettikleri hakka ulaştırdı. Allah dilediğini doğru yola iletir.
Âl-i İmrân
Nisâ
Mâide
En’âm
A’râf
Yûnus
Yûsuf
Ra’d
Nahl
İsrâ
Kehf
Tâ-Hâ
Hac
Mü’minûn
Nûr
Furkân
Şu’arâ
Kasas
Ankebût
Rûm
Lokman
Secde
Ahzâb
Sebe’
Fâtır
Sâd
Zümer
Mü’min
Fussilet
Şûrâ
Zuhruf
Muhammed
Kâf
Zâriyât
Me’âric