| 1 |
Bütün inceden inceye alay eden kovucuların vay hallerine.
|
| 2 |
Öylesine ki mal yığar ve onu sayar durur.
|
| 3 |
Sanır ki gerçekten de malı, onu ebedîleştirir.
|
| 4 |
İş öyle değil, andolsun ki o, kırıp döken, silip süpüren cehenneme atılır.
|
| 5 |
Ve ne bildirdi sana, o kırıp döken, silip süpüren cehennem nedir?
|
| 6 |
Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir.
|
| 7 |
Öylesine ateş ki yürekleri sarar, kaplar.
|
| 8 |
Şüphe yok ki üstlerine kapıları kapanmıştır.
|
| 9 |
Upuzun uzatılmış direklerle.
|