1 |
Andolsun burçları bulunan göğe.
|
4 |
Kahrolsun yerde hendekler kazıp ateşler yakanlar.
|
5 |
Öylesine ateş ki odunları var.
|
6 |
O sırada kendileri de kıyısında oturmuşlar.
|
7 |
İnananlara yaptıklarını seyrediyor onlar.
|
8 |
Ve ancak üstün ve hamde lâyık Allah'a inandıkları için onları azaplandırmadalar.
|
9 |
O mâbut ki onundur saltanatı ve tedbîri göklerin ve yeryüzünün ve Allah her şeye tanıktır.
|
10 |
Kadın ve erkek, inananları azaplandıranlar, sonra da tövbe etmeyenler yok mu, onlaradır cehennem azâbı ve onlaradır yakıp kavuran azap.
|
11 |
İnananlara ve iyi işlerde bulunanlara gelince: Onlaradır kıyılarından ırmaklar akan cennetler ve buysa pek büyük bir kurtuluştur, bu kutluluk ve murâda eriş.
|
12 |
Şüphe yok ki Rabbinin, tutup helâk edişi, pek çetindir.
|
13 |
Şüphe yok ki o, ilk defa var eder ve ölümden sonra gene de yaratır.
|
14 |
Ve odur suçları örten ve çok çok seven.
|
17 |
Sana, ordulara âit olan söz gelmedi mi.
|
18 |
Firavun'a ve Semûd'a âid olan?
|
19 |
Kâfir olanlar, zâten de yalanlamaya dalmışlardır.
|
20 |
Ve Allah'sa yaptıkları işin ardından onları kavramış, kuşatmıştır.
|
21 |
Hayır, o şerefli Kur'ân'dır.
|