muslihûne - ıslâh ediciler, ıslâh edenler

  
Abdulbaki Gölpınarlı Onlara, yeryüzünde fesat çıkarmayın dendi mi, derler ki: Biz ıslâh edicileriz.
Abdullah Parlıyan Onlara “Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın” dendiği zaman: “Biz sadece düzelticileriz” diye cevap verirler.
Adem Uğur Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler.
Ahmed Hulusi Onlara, arzda (yeryüzünde ve bedende) fesat çıkarmayın (varoluş amacına uygun olmayan şekilde hareket etmeyin), denildiğinde: "Biz ıslahçılarız (yerli yerinde kullananlarız)" dediler.
Ahmet Tekin Onlara:'Yeryüzünde, ülkede nifak çıkararak, kâfirlerle işbirliği yaparak, mü’minleri bölerek fesat çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın' denildiği zaman;'Biz düzen sağlayıcılarız, ıslah edicileriz, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkileri düzgün yaşayanlarız' derler.
Ahmet Varol Bu kimselere: 'Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın' denildiği zaman: 'Biz yalnızca düzeltenleriz' derler.
Ali Bulaç Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: "Biz sadece ıslah edicileriz" derler.
Ali Fikri Yavuz Onlara: Yeryüzünde (küfür ve günah işleyerek, müminleri aldatarak) fesad çıkarmayın, denildiği zaman: “-Bizim işimiz, ıslâh etmektir.” derler.
Ali Ünal (Hasta kalbleri ve ardı arkası kesilmez yalanlarıyla çıkarmaya çalıştıkları fitneler dolayısıyla) ne zaman kendilerine (mü’minlere düşen bir vazife olarak) “Memlekette bozgunculuk çıkarıp (bütün bir topluma zarar vermeyin!”) dense, “Ne münasebet! Biz, sadece ıslah edici, sulh ü salâhı temin edici insanlarız.” mukabelesinde bulunurlar.
Bayraktar Bayraklı Onlara, “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edici kimseleriz” derler.
Bekir Sadak Kendilerine: «Yeryuzunde bozgunculuk yapmayin» dendigi zaman, «Bizler sadece islah edicileriz» derler.
Celal Yıldırım Hem onlara : «Yeryüzünde fesad çıkarmayın» denildiğinde, «biz ancak ıslâh edicileriz» derler.
Cemal Külünkoğlu Onlara: “Yeryüzünde yozlaşmaya ve bozgunculuğa yol açmayın” denildiğinde: “Biz sadece iyileştirmeye çalışıyoruz” derler.
Diyanet İşleri (eski) Kendilerine: 'Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın' dendiği zaman, 'Bizler sadece ıslah edicileriz' derler.
Diyanet Vakfi Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, «Biz ancak ıslah edicileriz» derler.
Edip Yüksel Kendilerine, “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın“ denildiğinde “Bizler sadece düzeltenleriz“ derler.
Elmalılı Hamdi Yazır Hem bunlara yer yüzünü fesada vermeyin denildiği zaman biz ancak ıslahcılarız derler
Erhan Aktaş Onlara, “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” denildiğinde, “Biz ancak düzelticileriz.” derler.
Gültekin Onan Kendilerine "yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın" denildiğinde "bizler sadece düzeltenleriz / islah edicileriz" derler.
Hakkı Yılmaz Onlara, “Yeryüzünde kargaşa çıkarmayın” denildiğinde de, “Biz ancak düzelten kişileriz” derler.
Harun Yıldırım Onlara:“Yeryüzünde fesat çıkarmayın!” denildiğinde onlar: “Biz ancak ıslah edicileriz” derler.
Hasan Basri Çantay Kendilerine «Yer (yüzün) de fesâd yapmayın» denildiği zaman «Biz ancak islâh edicileriz» derler.
Hayrat Neşriyat Onlara: 'Yeryüzünde fesad çıkarmayın!' denildiği zaman ise: 'Biz ancak ıslâh edici kimseleriz' derler.
İbni Kesir Kendilerine: yeryüzünde bozgun çıkarmayın, denildiğinde, biz ancak ıslah edicileriz, derler.
İskender Evrenosoğlu Onlara (Allah'a ulaşmayı dilemedikleri için, kalpleri engelli ve başkalarını hidayetten men ettikleri için Allah'ın hastalıklarını artırdığı insanlara): “Yeryüzünde fesat çıkarmayın (başkalarını Allah'ın yolundan men etmeyin)!” denildiği zaman: “Biz sadece ıslâh ediciyiz.” dediler.
Kadri Çelik Kendilerine, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiği zaman, “Bizler sadece ıslah edicileriz” derler.
Mehmet Ali Eroğlu Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiği zamanlar; Ancak onlar: "Biz sadece ıslah edici kimseleriz" diye cevap verirler.
Mehmet Okuyan Onlara “Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın!” dendiği zaman, “Biz ancak ıslah edicileriz.” derler.
Muhammed Celal Şems Kendilerine, yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiğinde, derler ki: “Şüphesiz bizler, ancak ıslah edenleriz.”
Muhammed Esed Onlara "Yeryüzünde yozlaşmaya ve çürümeye yol açmayın!" dediklerinde "Biz sadece düzeltmeye ve iyileştirmeye çalışıyoruz!" diye cevap verirler.
Mustafa Çevik 8-16 Öyle kimseler de vardır ki, gerçekten inanmadıkları halde Allah’a, Rab ve ilah olarak inanıp Âhiret Günü’ne de iman ettiklerini söylerler. Böylece hem Allah’ı hem de mü’minleri aldattıklarını zannederler. Oysa onlar sadece kendilerini aldatırlar fakat bunun farkında değiller. Onların ikiyüzlülükleri sebebi ile kalplerine fitne ve nifak hastalığı yerleşmiştir. Yürekten inanıp teslim olmadıkları için Allah da onların o hastalıklarını artırmıştır. Cehennem azabı onları beklemektedir. Böyle kimselere “Yeryüzünde yozlaşmaya, çürümeye, bozgunculuğa sebep olacak işler yapmayın”, denildiğinde, “Biz bozguncu, yozlaştırıcı değil yapıcı, iyileştirici, ıslah edici kimseleriz.” derler. Hâlbuki onlar kesinlikle fesat çıkarmanın, insanları Allah’ın daveti olan hayat nizamını yaşamaktan uzaklaştırmanın peşindeler fakat yaptıklarının da doğru olduğuna inanırlar. Onlara: “Gelin siz de yürekten iman eden mü’minler gibi dosdoğru kimselerden olun, ikiyüzlü tavırlarınızdan vazgeçin.” denildiğinde ise; “Ne yani, biz de şu beyinsizlerin inandığı gibi mi inanalım?” derler. Fakat gerçek şu ki asıl ahmak ve beyinsiz olan kendileridir ama bunun farkında değiller. Bunlar dünyevi çıkarlarının söz konusu olduğu yerlerde, mü’minlerle karşı karşıya geldiklerinde, “Biz de sizin gibi inanıyoruz.” demekten de geri durmazlar. Fakat işleri bitip de kendileri gibi olan şeytanın dostlarıyla bir araya gelince de, “Aslında bizim sizden olduğumuzu biliyorsunuz, biz onlarla alay etmek, işimizi gördürmek için bir araya geliyoruz.” derler. Allah şimdilik onların ikiyüzlü tavırları ve azgınlıkları için de bir süre daha bataklıklarında debelenmelerine izin vermekte. Günü gelince de hak ettikleri azap ile cezalandıracaktır. İşte bunlar Allah’ın daveti olan hidayete karşı, delaleti satın alanlardır ve bu ticaretin onlara hiçbir kârı olmamıştır. Zira bunlar fıtratlarına tek uygun olan hayat nizamının değerini kavramaya yanaşmadılar.
Mustafa İslamoğlu Kendilerine "Yeryüzünde fesat çıkarmayın!" denildiğinde, "Biz sadece ıslahatçılarız" derler.
Ömer Nasuhi Bilmen Onlara, «Yeryüzünde fesatta bulunmayınız,» denilince onlar, «Biz ancak ıslah edici kimseleriz,» derler.
Ömer Öngüt Kendilerine: “Yeryüzünde fesat çıkarmayın!” denildiği zaman, “Biz ancak ıslah edicileriz. ” derler.
Şaban Piriş Onlara: -Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın, dendiği zaman: -Bizler sadece ıslah edicileriz, derler.
Sadık Türkmen Onlara: “Yeryüzünde fesat/terör çıkarmayın” denildiği zaman; “Bizler ancak ıslah edicileriz/düzelticileriz” derler.
Seyyid Kutub Onlara «yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın» denildiği vakit «Biz yapıcı, düzeltici kimseleriz» derler.
Suat Yıldırım Ne zaman onlara: "Yeryüzüne fesat saçmayın!" denilse "Biz sadece barışçıyız, ortalığı düzeltmekten başka işimiz yok!" derler.
Süleyman Ateş Onlara: "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın," dendiği zaman: "Biz sadece düzelticileriz," derler.
Süleymaniye Vakfı Onlara: “Tabii düzeni bozmayın!” [*] denince, “Biz sadece düzeni sağlayan kimseleriz.” derler.

[*] Her varlık Allah’ın âyetidir. Şu âyette yer alan din tanımı, yaratılan âyetlere göredir: “Yüzünü dosdoğru bu dine, Allah’ın fıtratına (doğal düzenine) çevir. İnsanlarda oluşturduğu fıtrat  da aynıdır. Allah’ın yarattığının yerini tutacak bir şey yoktur. Doğru din budur, ama çoğu insan bunu bilmez. ” (Rum 30/30). Fıtrat, tabiatta geçerli kanun ve kurallar bütünüdür.

Tefhim-ul Kuran Kendilerine: «Yeryüzünde fesat çıkarmayın» denildiğinde: «Biz yalnızca ıslah edicileriz» derler.
Ümit Şimşek Onlara 'Yeryüzünde bozgunculuk etmeyin' dendiğinde, 'Biz ancak düzeltiyoruz' derler.
Yaşar Nuri Öztürk Onlara, "Yeryüzünde bozgun çıkartmayın" dendiğinde, "Tam tersine, bizler barış ve esenlik getirenleriz" demişlerdir.