el fâsikûne - fasıklar, îmân ettikten sonra küfre (fıska) düşenler

  
Abdulbaki Gölpınarlı Andolsun ki sana apaçık âyetler indirdik. Onlara, ancak kötü işlerde bulunanlar kâfir olur.
Abdullah Parlıyan Gerçekten biz sana apaçık mesajlar indirdik ve onların gerçekliğini yoldan çıkmış olanlardan başkası örtbas etmez.
Adem Uğur Andolsun ki sana apaçık âyetler indirdik. (Ey Muhammed!) Onları ancak fasıklar inkâr eder.
Ahmed Hulusi Andolsun ki biz sana apaçık deliller verdik; onları, orijindeki sâfiyeti (şartlanmalarıyla) bozulmuş olanlardan başkası inkâr etmez.
Ahmet Tekin Şanım hakkı için, sana hak peygamber olduğun ile ilgili çok açık âyetler, mûcizeler indirdik. Yalnızca doğru ve mantıklı düşünmeyi terkedenler, fâsıklar, günahkârlar, âsiler bunları inkâr eder.
Ahmet Varol Şüphesiz sana apaçık ayetler indirdik. Onları fasıklardan başkası inkar etmez.
Ali Bulaç Andolsun biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları fasıklardan başkası inkâr etmez.
Ali Fikri Yavuz Biz, sana, ahkâmı açıklayan âyetler indirdik. Onları fasıklardan (kâfirlerden) başkaları inkâr etmez.
Ali Ünal (Onların küfr ü inkârlarına üzülme!) Şurası bir gerçek ki sana, (senin risaletini, Kur’ân’ın Allah katından bir kitap olduğunu güneş gibi gösteren, güneş gibi kendi kendilerine delil olan) apaçık âyetler, parlak deliller indirdik. Bütün bu âyet ve delilleri, ancak (hâl, düşünce, bakış açısı ve yaşayışlarıyla) Sıratı Müstakîm’den sapmış ve apaçık günah işlemekten çekinmeyenler (fasıklar) görmezlikten, duymazlıktan gelir ve inkâr eder.
Bayraktar Bayraklı Andolsun ki, sana apaçık âyetler indirdik. Onları fâsıklardan başka kimse inkâr etmez.
Bekir Sadak And olsun ki, sana apacik ayetler indirdik. Onlari sadece yoldan cikmislar inkar eder.
Celal Yıldırım (Ey Peygamber!) And olsun ki. Biz sana (dünya nizamını, toplum düzenini sağlayan, hakkı bütün açıklığıyla yansıtan) apaçık âyetler indirdik. Onları ancak yoldan çıkan sapıklar inkâr eder.
Cemal Külünkoğlu Biz sana apaçık ayetler indirdik. Yoldan çıkmış olanlardan başkası onları inkâr etmez.
Diyanet İşleri (eski) And olsun ki, sana apaçık ayetler indirdik. Onları sadece yoldan çıkmışlar inkar eder.
Diyanet Vakfi Andolsun ki sana apaçık âyetler indirdik. (Ey Muhammed!) Onları ancak fasıklar inkâr eder.
Edip Yüksel Sana apaçık ayetler indirdik. Yoldan çıkmış olanlardan başkası onları inkâr etmez.
Elmalılı Hamdi Yazır Şanım hakkı için sana çok açık âyetler: parlak mu'cizeler indirdik öyle ki iman sahasından uzaklaşmış fasıklardan başkası onlara kâfirlik etmez
Erhan Aktaş Ant olsun, Biz, sana apaçık ayetler indirdik. Ancak, onları, fasık olanlar inkâr ederler.
Gültekin Onan Andolsun sana apaçık ayetler indirdik. Fasıklardan başkası bunlara küfretmez.
Hakkı Yılmaz Ve andolsun ki Biz, sana açık açık âyetler indirdik. Bunları da hak yoldan çıkanlardan başkası bilerek reddedip görmezlikten gelmez.
Harun Yıldırım Andolsun sana apaçık âyetler indirdik. Onları fasıklardan başkası inkâr etmez!
Hasan Basri Çantay Andolsun, biz sana apaçık âyetler indirdik. Onları faasıklardan başkası inkâr etmez.
Hayrat Neşriyat Celâlim hakkı için, sana apaçık âyetler indirdik! Hâlbuki onları fâsıklardan başkası inkâr etmez.
İbni Kesir And olsun ki; biz sana apaçık ayetler indirdik. Onları fasıklardan başkası inkar etmez.
İskender Evrenosoğlu Ve andolsun ki sana apaçık âyetler indirdik. Ve bunları fâsıklardan başka kimse inkâr etmez.
Kadri Çelik Hiç şüphesiz sana apaçık ayetler indirdik. Onları sadece fasıklar inkâr eder.
Mehmet Ali Eroğlu Resmen sana apaçık ayetler indirdik andolsun. Bunları ancak fasıklar, Ancak yoldan çıkıp kötü işler yapanlardan başka inkar edecek yoktur.
Mehmet Okuyan Yemin olsun ki sana apaçık ayetler indirdik. Onları yoldan çıkanlardan başkası inkâr etmez.
Muhammed Celal Şems Şüphesiz Biz, sana apaçık ayetler indirdik. Bunları yoldan çıkmış olanlardan başka, hiç kimse inkâr etmez.
Muhammed Esed Gerçekten Biz sana apaçık mesajlar indirdik ve onların gerçekliğini yoldan çıkmış olanlardan başkası inkar etmez.
Mustafa Çevik 99-103 Ey Peygamber! Biz sana, insanları yaratılışlarının sebebi olan hayat nizamı ile yaşamaya davet eden âyetler indirdik, bunları müşrik ve kâfir olarak yaşamaya kendini şartlandırmış olanlardan başkası inkâr etmez. Geçmişte olduğu gibi, Yahudilerden birçoğu Allah’ın davetine uyacaklarına dair söz vermelerine rağmen sözlerinden dönerler. Aslında onlar inanıp iman etmek istemeyenlerdir. Bu Yahudilere ellerinde bulunan kitapta kalmış olan, Allah’ın âyetlerini onaylayan Peygamber ve Kur’an gelip de, elleriyle bozmuş olduklarının yerine buna uymaları söylenince, sanki Kur’an’ın Allah kelamı olduğunun farkında değillermiş gibi içlerinden çoğu davetten yüz çevirirler ve tıpkı Süleyman’ın hükümdarlığı döneminde şeytanın fısıltılarının, kışkırtmalarının peşine takılan, şeytan tabiatlı kimselerin Süleyman’a iftira atıp sihirbaz dedikleri gibi, şimdi aynı yalan ve iftirayı senin için de söylüyorlar. Hâlbuki Süleyman Rabbine asla nankörlük etmedi ve batıla sapıp sihirbazlık da yapmadı. Fakat şeytana yoldaş olan bir kısım Yahudiler, Rablerine nankörlük edip sihire yöneldiler. Gerçeği, asıl bağlamından kopararak ters yüz edip sihirbazlık yapmaya kalkıştılar. Şimdi bu Yahudiler de vaktiyle Babil’deki soydaşları olan ve sihirbazların meliki (kralı) diye anılan iki kişiye (Harut ve Marut’a) indirilene uyduklarını söylüyorlar. Oysa onlara herhangi bir bilgi de indirilmemişti. Zaten Harut ile Marut da insanlara sihirbazlığın bir göz boyama sanatı, bir imtihan aracı olduğunu ve bunun kötüye kullanılması halinde insanı şirke ve küfre götüreceğini söylemeden hiç kimseye bir şey de öğretmiyorlardı. Fakat müşrik ve kâfirliğe kendilerini şartlandırmış, şeytan tabiatlı olmayı kişilik haline getirmiş kimseler, Harut ve Marut’tan, kadın ile kocasının arasını açıp bundan da çıkar elde etmeye, toplumun yapısını yozlaştırmaya yönelik tuzaklar/planlar öğrenmenin peşine düşmüşlerdi. Gerçek olan şu ki, Allah’ın izni olmadan hiç kimse hiçbir şekilde sihir ve büyü gibi yollara başvurarak bir başkasına zarar veremez. Bu gibi yolları iş edinenlerin ve onlara uyanların, âhiretin güzelliklerinden nasibi yoktur. Bunlar kendi elleriyle cehennemi satın almaktalar; keşke bunu anlayabilselerdi. Oysa Allah’ın peygamberleri ve kitapları ile daveti olan ilâhî nizamın ahlakı ile yaşamaya çalışsalardı, Allah katında kazanacakları mükâfat elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.
Mustafa İslamoğlu Doğrusu biz sana hakikatin apaçık belgelerini indirdik: yoldan sapmış olanlardan başkası bunları inkar edemez.
Ömer Nasuhi Bilmen Şan-ı Akdesim hakkı için sana çok açık âyetler indirdik. Onları fâsıklardan başka bir kimse inkâr etmez.
Ömer Öngüt Resulüm! Andolsun ki biz sana apaçık âyetler indirdik. Onları fâsıklardan başkası inkâr etmez.
Şaban Piriş Andolsun biz, sana apaçık ayetler indirdik. Onları fasıklardan başkası inkar etmez.
Sadık Türkmen Andolsun, Biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları ancak fasıklar (yoldan sapmışlar) inkâr eder.
Seyyid Kutub Biz sana öyle gerçekler, açıklayıcı ayetler indirdik ki, onları sadece fasıklar inkâr eder.
Suat Yıldırım Biz sana apaçık âyetler indirdik. Onları yoldan çıkan sapıklardan başkası inkâr etmez.
Süleyman Ateş Andolsun, sana apaçık âyetler indirdik, onları yoldan çıkmışlardan başkası inkâr etmez.
Süleymaniye Vakfı Sana, birbirini açıklayan âyetler[*] indirdik. Yoldan çıkmışlar dışında hiç kimse onları görmezlik edemez.

[*] Kur’ân âyetleri, birbirini açıklar. Allah Teâlâ şöyle demiştir: “ELİF! LÂM! RÂ! Bu öyle bir kitaptır ki âyetleri hem muhkem kılınmış hem de doğru kararlar veren ve her şeyin iç yüzünü bilen Allah tarafından açıklanmıştır.” (Hûd 11/1) Muhkem, bir konuda özet hüküm bildiren ayettir. Muhkem, kendisiyle benzeşen yani müteşabih olan âyetlerle açıklanmıştır. 

Tefhim-ul Kuran Andolsun (Ey Muhammed), biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları fasık olanlardan başkası inkâr etmez.
Ümit Şimşek Biz sana apaçık âyetler indirdik; yoldan çıkmış olanlardan başkası onları inkâr etmez.
Yaşar Nuri Öztürk And olsun, biz sana açık-seçik ayetler indirdik. Onları, pislik ve sapıklığa bulaşmış olanlardan başkası inkâr etmez.