ve izâ unzilet - ve indirildiği zaman

  
Abdulbaki Gölpınarlı Allah'a inanın ve Peygamberinin maiyetinde savaşın diye bir sûre indirilince içlerinden malı, kudreti olanlar, senden izin isterler ve bırak bizi de oturanlarla kalalım derler.
Abdullah Parlıyan Allah'a iman edin ve peygamberiyle birlikte savaşın, diyen bir sûre indiği zaman, onlardan servet sahipleri, senden izin isterler. Bizi bırak ta, savaştan geri kalanlarla birlikte kalalım derler.
Adem Uğur Allah'a inanın, Resûlü ile beraber cihad edin diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve: Bizi bırak (evlerinde) oturanlarla beraber olalım, dediler.
Ahmed Hulusi "Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'a iman edin ve Rasûlü ile beraber mücahede edin" diye bir sûre inzâl edildiğinde, içlerinden zengin olanlar (cihada çıkmamak için) senden izin istediler ve "bırak bizi, evlerinde oturanlarla beraber olalım" dediler.
Ahmet Tekin 'Allah’a iman edin, Rasûlüyle birlikte hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edin, savaşın' diye bir sûre indirildiği zaman onlardan savaşa katılmaya güçleri yetebilecek olanlar senden izin istediler.'Bırak bizi, savaşa giden orduya katılma mükellefiyetleri olmayan, sakatlar, düşkünler, hastalar, mazeret sahipleri ve çoluk çocukla beraber biz de burada kalalım' dediler.
Ahmet Varol 'Allah'a iman edin ve Peygamberiyle birlikte cihad edin' diye bir sure indirildiğinde, onlardan varlık sahibi olanlar senden izin istediler ve: 'Bizi bırak, oturanlarla birlikte olalım' dediler.
Ali Bulaç "Allah'a iman edin, O'nun elçisi ile cihada çıkın" diye bir sûre indirildiği zaman onlardan servet sahibi olanlar, senden izin isteyip: "Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım" dediler.
Ali Fikri Yavuz “Allah’a iman edin ve Rasûlünün maiyyetinde cihada gidin” diye bir süre indirildiği zaman, içlerinde servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve : “- Bırak bizi oturanlarla beraber olalım” dediler.
Ali Ünal (Onlar, gerçekten kâfirdir ve hiçbir zaman cihada çıkmak da istemezler.) Ne zaman bir sûre inip, “Allah’a iman edin ve O’ nun Rasûlü’yle beraber cihada çıkın!” diye buyrulsa, içlerinden servet ve imkân sahibi kimseler hemen senden izin istemeye bakar ve “Bırak bizi, şu evlerinde oturan (kadın ve çocuklarla beraber) oturalım!” derler.
Bayraktar Bayraklı “Allah'a inanınız ve Peygamberinin yanında savaşınız” diye bir sûre indirildiği zaman, onların güçlüleri savaşa gitmemek için senden izin isterler ve “Bizi bırak, oturanlarla beraber kalalım” derler.
Bekir Sadak «Allah'a inanin ve peygamberinin yaninda savasin» diye bir sure inmis olsa, onlarin gucu yetenleri sizden izin isterler ve «Bizi birak oturanlarla beraber kalalim» derler.
Celal Yıldırım Allah'a imân edin ve Peygamberiyle beraber savaşın, diye bir sûre indiği zaman, onlardan servet sahipleri senden izin isterler: «Bizi bırak da (evlerinde) oturan (kadın)larla birlikte olalım» derler.
Cemal Külünkoğlu “Allah'a inanınız ve peygamberi ile birlikte cihad ediniz” direktifini içeren bir sure indiğinde onların içindeki servet sahipleri senden izin isteyerek: “Bizi bırak evlerinde oturanlarla birlikte olalım” dediler.
Diyanet İşleri (eski) 'Allah'a inanın ve Peygamberinin yanında savaşın' diye bir sure inmiş olsa, onların gücü yetenleri sizden izin isterler ve 'Bizi bırak oturanlarla beraber kalalım' derler.
Diyanet Vakfi «Allah'a inanın, Resûlü ile beraber cihad edin» diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve: Bizi bırak (evlerinde) oturanlarla beraber olalım, dediler.
Edip Yüksel “ALLAH’ı onaylayın, elçisiyle birlikte cihat edin“ diye bir sure indiği zaman, onların güçlü ve varlıklı olanları bile senden izin istediler ve “Bizi bırak oturanlarla beraber olalım“ dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır Allaha iyman edin ve Resulünün maiyyetinde cihada gidin diye bir sûre indirildiği zaman içlerinde servet sahibi olanlar senden izin istediler ve «bırak bizi oturanlarla beraber olalım» dediler
Erhan Aktaş “Allah’a iman edin, Rasulü ile birlikte cihat edin.” diye bir sure indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler: “Bırak bizi oturanlarla beraber oturalım.” dediler.
Gültekin Onan "Tanrı'ya inanın, O'nun elçisi ile cihada çıkın" diye bir sure indirildiği zaman onlardan servet sahibi olanlar senden izin isteyip: "Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım" dediler.
Hakkı Yılmaz (86,87) Ve “Allah'a iman edin ve Elçisi ile birlikte çaba harcayın” diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan güç [mal, mülk, evlat] sahibi olanlar senden izin istediler ve “Bırak bizi oturanlarla beraber olalım” dediler. Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Onların kalpleri de damgalandı/ mühürlendi. Artık onlar iyice kavrayıp anlamazlar.
Harun Yıldırım “Allah’a iman edin, Rasulü ile birlikte cihad edin.” diye bir sûre indirildiği zaman, içlerinden güç yetirenler senden izin isteyip: “Bizi bırak da oturanlarla birlikte kalalım.” derler.
Hasan Basri Çantay «Allaha îman edin, Resulünün maiyyetinde cihâda gidin» diye bir sûre indirildiği zaman içlerinden servet saahibi olanlar senden izin isteyib: «Bırak bizi, (harbe gidemeyib) oturanlarla beraber olalım» dediler.
Hayrat Neşriyat 'Allah’a îmân edin ve Resûlü ile berâber cihâd edin!' diye bir sûre indirildiğinde, içlerinden servet sâhibi olanlar, senden izin istedi ve: 'Bizi bırak, (evlerinde) oturan(kadın)larla berâber olalım!' dediler.
İbni Kesir Allah'a iman edin, Rasulü ile birlikte cihad edin, diye bir sure indirildiğinde; içlerinden gücü yetenler senden izin isteyip: Bizi bırak da oturanlarla birlikte kalalım, derler.
İskender Evrenosoğlu Ve Allah'a âmenû olmak (Allah'a ulaşmayı dilemek) ve O'nun Resûl'ü ile beraber cihad etmek (için) bir sure indirildiği zaman onlardan servet sahipleri senden izin istediler. Ve (şöyle) dediler: “Bizi bırak, kalanlarla (oturanlarla) beraber olalım.”
Kadri Çelik “Allah'a iman edin ve peygamberi ile birlikte cihad edin” diye bir sure inmiş olsa, onların gücü yetenleri sizden izin isterler ve “Bizi bırak da oturanlarla beraber kalalım” derler.
Mehmet Ali Eroğlu "Elçisiyle birlikte cihada çıkın, Allah'a iman edin" diye bir sure indirildiğinde, Tavır takınıp onlardan varlık sahibi olanlar, senden izin isterler Eziklik içinde: "Bizi bırakıver de oturanlarla birlikte olalım" dediler.
Mehmet Okuyan (Onlara) “Allah’a inanın, Elçisi ile birlikte cihad edin (fedakârlık yapın)!” diye bir sure indirildiği zaman, içlerinden servet sahibi olanlar senden izin istemişler ve “Bizi bırak; (evlerinde) oturanlarla birlikte olalım.” demişlerdi.
Muhammed Celal Şems “Allah'a inanın ve Peygamberi’yle birlikte cihat edin,” (emri ile) bir sûre nazil olduğunda, onlar arasından zenginler, senden izin isterler ve “Bizi bırak ki, biz (de) geride oturanlarla beraber olalım,” derler.
Muhammed Esed (Gerçekten de hakkı inkar ediyor onlar:) çünkü vahiy yoluyla: "Allaha inanın ve Onun Elçisiyle beraber (Onun yolunda savaşın" diye çağrıldıklarında, onlardan (savaşa katılmaya) pekala güç yetirebilecek durumda olanlar (bile), "bizi bırak, evde kalanlarla birlikte kalalım" diyerek senden izin istediler.
Mustafa Çevik 86-87 Ne zaman “Allah’ın daveti yolunda, Peygamber’le birlikte omuz omuza vererek müşrik ve kâfirlerle savaşın” diye bir âyet gelip de savaşa çağırılsalar, münafıklardan gücü kuvveti yerinde olup malları, mülkleri de olan ve savaşa katılmalarının, maddi destekte bulunmalarının önünde hiçbir engeli olmayanlar, uydurdukları bahanelerle evde kalanlarla birlikte savaşa katılmamanın yollarını ararlar. Allah, kadın ve çocuklarla birlikte evlerinde oturmayı tercih eden böylelerinin kalplerini mühürler, böylece onlar da gerçek imanın zevkini tadıp mü’min olarak yaşamanın ve mü’min olarak ölmenin değerini kavrayamazlar.
Mustafa İslamoğlu Hem, ne zaman "Allah'a güvenip iman edin ve Elçisi'yle birlikte cihad edin!" diyen bir pasaj indirilse; içlerinden durumu gayet müsait olanlar (bile) senden izin isteyerek derler ki: "Bırak bizi, oturanlarla birlikte oturalım!"
Ömer Nasuhi Bilmen Allah Teâlâ'ya imân edin ve peygamberinin mâiyetinde cihadda bulunun diye bir sûre indiği zaman, onlardan kudret ve servet sahipleri senden izin dilediler ve, «Bizi bırak, oturanlar ile beraber olalım,» dediler.
Ömer Öngüt “Allah'a inanın, Resul'ü ile beraber cihad edin!” diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve: “Bizi bırak! Oturanlarla beraber olalım. ” dediler.
Şaban Piriş Allah’a iman edin ve O’nun Resulü’nün yanında cihad edin! diye bir sûre indirilse; onlardan gücü yetenler: ‘Bizi bırak, oturanlarla beraber olalım!’ diyerek senden izin isterler.
Sadık Türkmen “ALLAH’a iman edin ve Rasûlü ile birlikte cihat edin” diye bir Sûre indirildiğinde, onlardan servet sahibi olanlar senden izin istediler ve “Bizi bırak da oturup kalanlarla birlikte olalım” dediler.
Seyyid Kutub Allah'a inanınız ve peygamberi ile birlikte cihad ediniz direktifini içeren bir sure indiğinde onların içindeki zenginler senden izin isteyerek «Bizi bırak evlerinde oturanlarla birlikte olalım» derler.
Suat Yıldırım "Allah’a iman edin ve Resulü ile birlikte cihada gidin." diye bir sûre indiği zaman,onlardan servet ve imkân sahibi kimseler senden sefere katılmamak için izin istediler ve "Bırak, biz de evlerinde oturan kadınlar ve özürlülerle birlikte oturalım" dediler.
Süleyman Ateş "Allah'a inanın, Elçisiyle beraber cihâdedin!" diye bir sûre indirildiği zaman içlerinden servet sâhibi olanlar, senden izin istediler: "Bizi bırak, oturanlarla beraber oturalım." dediler.
Süleymaniye Vakfı Allah’a inanıp güvenin, elçisiyle beraber mücadele (cihad) edin” diye bir sure indirilse onların varlıklı olanları hemen senden izin ister ve “Bırak da oturanlarla birlikte biz de kalalım” derler.
Tefhim-ul Kuran «Allah'a iman edin, O'nun Resulü ile cihada çıkın» diye bir sure indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin isteyip: «Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım» dediler.
Ümit Şimşek 'Allah'a iman edin ve Onun Resulüyle birlikte cihad edin' diye bir sûre indirildiğinde, onlardan gücü ve imkânı yerinde olanlar senden izin istediler ve 'Bizi bırak da evlerinde oturanlarla birlikte kalalım' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk "Allah'a inanın, O'nun resulüyle beraber savaşa çıkın" anlamında bir sure indirildiği zaman, onların imkân ve servet sahibi olanları, senden izin isteyerek şöyle demişlerdi: "Bırak bizi, oturanlarla beraber olalım."