Abdulbaki Gölpınarlı
|
Andolsun ki onlar, bundan önce de fitne ve fesat peşinde koşmuşlar, işini gevşetmeye uğraşıp aleyhine düzenler kurmuşlardı da sonucu gerçek olan yardım vaadi gelip çatmış ve Allah'ın dîni, onların zoruna gitse de meydana çıkmıştı.
|
Abdullah Parlıyan
|
Aslında o münafıklar, bundan önce de fitne çıkarmaya çalışmışlar ve sana karşı, birtakım entrikalar çevirmişlerdi. Nihayet gerçek din olan İslâm geldi de, onlar istemedikleri halde Allah'ın emri, yani İslâm dini üstünlük sağladı.
|
Adem Uğur
|
Andolsun onlar önceden de fitne çıkarmak istemişler ve sana nice işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın emri yerini buldu.
|
Ahmed Hulusi
|
Andolsun ki, daha önce de fitne aradılar ve işleri senin için tersine çevirdiler. . . Nihayet Hak geldi ve onlar hoşlanmasa da Allâh'ın hükmü açığa çıktı.
|
Ahmet Tekin
|
Bunlar daha önce de fitne çıkarmak, bozgunculuk yapmak, mü’minler arasında ihtilâflar doğurmak, düşmanlarla gözünüzü korkutmak istediler. Sana karşı türlü türlü dümenler çevirip işlerini, planlarını, kurduğun düzeni altüst etmek istediler. Nihayet ilâhî yardım ve zafer müyesser oldu. Onlar istemese de, Allah’ın planı gerçekleşti, dini, düzeni hâkim hâle geldi.
|
Ahmet Varol
|
Onlar daha önce de fitne çıkarmaya çalışmış ve sana karşı birtakım işler çevirmişlerdi. Sonunda onlar istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri üstünlük sağladı.
|
Ali Bulaç
|
Andolsun, daha önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım işler çevirmişlerdi. Sonunda onlar, istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri ortaya çıkıp üstünlük sağladı.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Doğrusu bunlar, daha önce (Uhud savaşında) fitne çıkarmak istemişler ve sana türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet onlar istemedikleri halde, zafer geldi ve Allah’ın dini üstün çıktı.
|
Ali Ünal
|
Bundan önce de aranızda fitne çıkarmaya yeltenmişler ve (ey Rasûlüm,) nice planlar içine girip, senin için türlü türlü entrikalar çevirmişlerdi. Ama onlar hiçbir zaman hoşlanmasalar da, hak gelip yerine oturdu ve Allah neye hükmettiyse o oldu.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Aslında onlar, daha önce de karışıklık çıkarmak istemişlerdi; sana karşı birtakım işler çeviriyorlardı. Sonunda gerçek ortaya çıktı ve beğenmedikleri halde Allah'ın buyruğu üstün geldi.
|
Bekir Sadak
|
And olsun ki, daha once de fitne koparmak istemislerdi. Sana karsi bir takim isler ceviriyorlardi, sonunda onlar istemedekleri halde hak ortaya cikti, Allah'in emri ustun geldi.
|
Celal Yıldırım
|
And olsun ki, onlar bundan önce de fitne çıkarmak istemişlerdi, sana karşı birtakım entrikalar çevirmişlerdi. Hoşlanmadıkları halde hak geldi ve Allah'ın emri üstünlük sağladı.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Gerçekten onlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler, sana karşı çeşitli entrikalar çevirmişlerdi. Nihayet hak yerini buldu ve Allah'ın emri onların zoruna gitmesine rağmen açığa çıktı.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
And olsun ki, daha önce de fitne koparmak istemişlerdi. Sana karşı bir takım işler çeviriyorlardı, sonunda onlar istemedikleri halde hak ortaya çıktı, Allah'ın emri üstün geldi.
|
Diyanet Vakfi
|
Andolsun onlar önceden de fitne çıkarmak istemişler ve sana nice işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın emri yerini buldu.
|
Edip Yüksel
|
Daha önce de kargaşalık çıkarmayı arzulamışlardı ve senin işlerini tersine çevirmişlerdi. Nihayet gerçek geldi ve ALLAH’ın yasası, onlara rağmen egemen oldu.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Filhakıka bunlar fitneyi daha evvel çıkarmak istediler ve sana türlü işler çevirdiler nihayet onların rağmına hak, yerine geldi ve Allahın emri galebe çaldı
|
Erhan Aktaş
|
Daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet, hakk geldi ve onlar istemedikleri halde, Allah’ın emri gerçekleşti.
|
Gültekin Onan
|
Andolsun, daha önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım / nice buyrukları (tersine) çevirmişlerdi (kallebu). Sonunda onlar, istemedikleri halde gerçek geldi ve Tanrı'nın buyruğu ortaya çıktı.
|
Hakkı Yılmaz
|
Andolsun ki onlar, bundan önce de insanları dinden çıkarmak istediler ve sana türlü işler çevirdiler. Sonunda hak geldi ve onlar istemedikleri hâlde Allah'ın emri açığa çıktı.
|
Harun Yıldırım
|
Andolsun ki onlar bundan önce de fitne aramışlar, sana karşı da bir takım işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah’ın emri üstün geldi.
|
Hasan Basri Çantay
|
Andolsun ki onlar bundan evvel de fitne (ve fesâd) aramışlar, senin hakkında bir takım işler (dolablar) çevirmişlerdi. Nihayet Hak (nusret ve te'yîd-i ilâhî) geldi. Allahın emri (dîni), onların fenalarına gitmesine rağmen, zuhur ve galebe etdi.
|
Hayrat Neşriyat
|
And olsun ki (onlar) daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana birtakım işler çevirmişlerdi; nihâyet hak geldi ve onlar (bundan) hoşlanmayan kimseler oldukları hâlde Allah’ın emri galib geldi.
|
İbni Kesir
|
Andolsun ki, onlar daha önce de fitne aramışlar ve sana karşı bir takım işler çevirmişlerdi. Nihayet Hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın emri zahir oldu.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Andolsun ki; daha önce de fitne çıkarmak istediler ve hak gelinceye kadar sana (birtakım) işler çevirdiler. Ve onlar, kârihûn (kerih görenler) olmalarına rağmen (istememelerine rağmen) Allah'ın emri zahir oldu (açığa çıktı, belli oldu).
|
Kadri Çelik
|
Hiç şüphesiz daha önce de fitne koparmak istemişlerdi. Sana karşı bir takım işler çeviriyorlardı da sonunda onlar istemedikleri halde hak ortaya çıktı ve Allah'ın emri üstün geldi.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Bunlar aslında daha önce de fitne çıkarmak için bozgunculuk peşinde koşmuşlar. Elbet sana karşı bir takım işler çevirmişlerdi. Nihayet istemedikleri hak gelmiştir. Tam olarak, onların üstüne Allah planı gerçekleşip üstünlük sağlamıştır.
|
Mehmet Okuyan
|
Şüphesiz ki onlar (Tebük’ten) önce de fitne çıkarmak (huzur bozmak) istemişler ve sana (karşı) nice işler çevirmişlerdi. Sonunda gerçek gelmiş ve onlar istemedikleri hâlde Allah’ın emri ortaya çıkmıştı (yerini bulmuştu).
|
Muhammed Celal Şems
|
Onlar daha önce (de) fesat (çıkarmak) istemişler, sana nice işleri ters aktarmışlardı. Nihayet hak geldi ve onlar hoşlanmasalar da, Allah’ın kararı belli oldu.
|
Muhammed Esed
|
Aslında onlar bundan önce de fitne çıkarmaya çalışmışlar ve sana karşı (ey Peygamber) türlü türlü düzenler kuragelmişlerdi, ta ki onların hiç hoşuna gitmese de hak vahyedilip Allahın yargı ve iradesi kendini gösterinceye kadar.
|
Mustafa Çevik
|
43-49 Allah seni affetsin ey Peygamber! Kimlerin doğru, kimlerin yalan söylediklerini iyice araştırmadan savaşa katılmak istemeyenlere neden müsaade ettin? Allah’ın davetine ve Âhiret Günü’ne yürekten inanıp iman edenler savaşa malları ve canlarıyla katılırlar, geride kalmak için senden izin istemezler. Allah, imanlarının gereklerini yerine getirmek için elinden geleni yapanları çok iyi bilmektedir. Allah’a ve âhirete iman konusunda kalplerindeki şüphe hastalığına yenik düşenler, Allah yolunda savaşmaktan kaçmanın yollarını arayıp bahaneler uydurur ve kararsızlık içinde bocalayıp dururlar. Kalplerinde hastalık olan bu kimseler hiçbir zaman göründükleri, söyledikleri gibi samimi olmadılar. Allah yolunda savaşmak için ne içten bir istek duydular ne de bir gayret gösterdiler. Allah da bu tutumlarını bildiği için onları savaştan alıkoydu ve âdeta “Kadınlar ve çocuklar gibi evlerinizde oturun” denildi. Şayet onlar sizinle birlikte savaşa katılmış olsalardı mutlaka aranızda fitne ve kargaşa çıkarmaktan başka hiçbir iş de yapmaz, ayrıca düşman hesabına da casusluk yaparlardı. Allah bu ikiyüzlü zalimleri çok iyi bilmektedir. Ey Peygamber! Onlar daha önce de mü’minler arasında fitne fesat çıkarmaya ve sana karşı da tuzaklar kurmaya çalışmışlardı. Onlar istemese de gerçekleşecek olan Allah’ın hükümleridir. Bu münafıklardan bir kısmı savaşa katılmamak için akla hayale gelmeyen bahaneler uyduruyorlardı. Tıpkı “Ben kendimi kontrol edemeyen biriyim, savaş sırasında kontrolümü kaybedip günaha girebilirim” diyenler gibi... Bunların hepsi kaypak, korkak, fitneci ve ikiyüzlü tutumları sebebiyle baştan aşağı küfre saplanmış, cehennemin yolunu tutmuşlardır.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Zaten onlar daha önce de fitne çıkarmaya çalışmışlar ve sana karşı epey işler çevirmişlerdi; ta ki hak tecelli edinceye ve Allah'ın yasası onların hoşuna gitmeyecek bir biçimde gerçekleşinceye dek.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Muhakkak ki onlar daha evvel fitne çıkarmak istemişlerdi ve sana işleri altüst etmişlerdi. Tâ ki, hak geldi ve onların kerih görmüş olmalarına rağmen Allah Teâlâ'nın emri zahir oldu.
|
Ömer Öngüt
|
Andolsun ki daha önce de fitne koparmak istemişler ve sana nice işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın emri galip geldi.
|
Şaban Piriş
|
Daha önce de fitne koparmak istemişlerdi. Sana karşı bir takım işler çeviriyorlardı. Sonunda hak geldi, onların istememesine rağmen Allah’ın emri üstün oldu.
|
Sadık Türkmen
|
Andolsun bunlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah’ın dini galip geldi.
|
Seyyid Kutub
|
Onlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler, sana karşı çeşitli entrikalar çevirmişlerdi. Sonunda gerçek geldi ve onların istememesine rağmen, Allah'ın emri üstün çıktı.
|
Suat Yıldırım
|
Gerçekten bunlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve işleri tersyüz ederek seni yanıltmaya çalışmışlardı. Nihayet, onlar hoşlanmasa da hakikat ortaya çıkmış ve Allah’ın emri galebe çalmıştı.
|
Süleyman Ateş
|
(Onlar) önceden de fitne çıkarmak istediler ve sana nice işleri ters çevirdiler. Nihâyet hak geldi, onlar istemedikleri halde Allâh'ın emri galebe çaldı.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Bunlar daha önce de fitne çıkarmaya çalışmış ve senden dolayı işleri altüst etmişlerdi. Onlar hoşlanmasalar da sonunda hak yerini buldu ve Allah’ın buyruğu üstün geldi.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Andolsun, daha önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım işler çevirmişlerdi. Sonunda onlar, istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri ortaya çıkıp üstünlük sağladı.
|
Ümit Şimşek
|
Bundan önce de onlar fitne çıkarmak istemiş ve senin işlerini alt üst etmeye çalışmışlardı. Nihayet hak gelmiş, onlar hoşlanmadığı halde Allah'ın emri gerçekleşmişti.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Yemin olsun ki, onlar önceden de fitne çıkarmak istemiş ve nice işleri sana, olduğundan başka türlü göstermişlerdi. Nihayet hak geldi, onların istememesine rağmen Allah'ın emri galebe çaldı.
|