Abdulbaki Gölpınarlı
|
Biz nice şehirler helâk etmişiz ki azâbımız gelip çattığı zaman ya geceydi; halk, uykuya dalmıştı, yahut da gündüzdü, öğle uykusundaydı, dinlenmedeydi.
|
Abdullah Parlıyan
|
Bize ve elçilerimize baş kaldıran topluluklardan nicesini, gece vakti veya güpegündüz dinlenirken, ansızın gelip çatan cezamızla yok etmişizdir.
|
Adem Uğur
|
Nice memleketler var ki biz onları helâk ettik. Azabımız onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geldi.
|
Ahmed Hulusi
|
Nice şehirlerdeki toplulukları helâk ettik; gece veya gündüz uykusu içindeyken, azabımız onlara geldi!
|
Ahmet Tekin
|
Nice memleketler helâk ettik. Azâbımız onlara, geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken, uyurlarken geldi.
|
Ahmet Varol
|
Biz nice kasabaları helak ettik. Onlara azabımız ya gece vakti veya gündüz uykusuna yattıkları sırada ulaştı.
|
Ali Bulaç
|
Biz nice ülkeleri yıkıma uğrattık. Geceleri uyurlarken ya da gündüzün dinlenirlerken bizim zorlu azabımız onlara geliverdi.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Biz nice memleketler halkını helâk ettik ki, onlara azâbımız, gece yatarlarken, yahut gündüz istirahat ederlerken gelmişti.
|
Ali Ünal
|
(Uyarılara kulak asmayan) nice memleketleri helâk ettik ve zorlu baskınımız, onların başında (en gafil oldukları anlarda) ya gece uykusu ya da gündüz uykusu esnasında birden patlayıverdi.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Nice memleketler var ki biz onları helâk ettik. Azabımız onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geldi.
|
Bekir Sadak
|
Biz nice kasabalari yok etmisizdir; geceleyin veya gunduz uykularinda iken baskinimiza ugramislardir.
|
Celal Yıldırım
|
Nice kasabaları bitik hale getirip yok etmişizdir ki, kahredici azabımız geceleyin veya öğle sıcağında dinlenirlerken onlara gelivermiştir.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Biz nice kentleri (yaptıkları yüzünden) yok ettik. Azabımız, onları, ya (Lut kavminde olduğu gibi) geceleyin ya da (Şuayip kavmindeki gibi) öğle uykuları sırasında yakalayıverdi.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Biz nice kentleri yok etmişizdir; geceleyin veya gündüz uykularında iken baskınımıza uğramışlardır.
|
Diyanet Vakfi
|
Nice memleketler var ki biz onları helâk ettik. Azabımız onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geldi.
|
Edip Yüksel
|
Yok ettiğimiz nice topluluklar, uyurlarken yahut gündüzün işlerine dalmış haldeyken azabımız kendilerine ulaştı.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Biz nice memleket helâk etmişizdir ki gece yatarlarken yâhud gündüz uyurlarken baskınımız ona gelivermiştir
|
Erhan Aktaş
|
Biz, nice kentleri yok ettik. Gece uyurlarken veya gündüz uykusundayken1 onlara azabımız gelip çattı.
1- Öğlen uykusu.
|
Gültekin Onan
|
Biz nice ülkeleri (veya toplulukları) yıkıma uğrattık. Gece uyurlarken ya da gündüz dinlenirlerken bizim zorlu azabımız onlara geliverdi.
|
Hakkı Yılmaz
|
Ve Biz nice kentleri değişime, yıkıma uğrattık. Azabımız onlar gece uyurlarken yahut gündüz dinlenirlerken onlara gelivermişti.
|
Harun Yıldırım
|
Biz nice yurtları helak etmişizdir ki, geceleyin ya da onlar gündüz uyurlarken azabımız onlara geliverdi.
|
Hasan Basri Çantay
|
Biz nice memleketler (ehâlîsin) i helak etdik. Öyle ki (kâh) geceleyin, kâh onlar kaylûle ederlerken azabımız gelib çatdı onlara.
|
Hayrat Neşriyat
|
Hâlbuki nice şehirler var ki onları helâk ettik de azâbımız kendilerine geceleyin veya onlar (o memleketin halkı) kaylûlede (gündüz uykusunda) olan kimseler iken gelivermiştir.
|
İbni Kesir
|
Nice kasabalar vardır ki; Biz, onları helak etmişizdir. Geceleyin uyurken, öğleyin dinlenirken, baskınımız gelip çattı onlara.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Ülkelerden nicesini (kaç tanesini) helâk ettik. Artık azabımız onlara geceleyin veya onlar öğle uykusu uyurken geldi.
|
Kadri Çelik
|
Biz nice ülkeleri yok etmişizdir; azabımız onlara, geceleyin ya da öğlen vakti uyurlarken geliverdi.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Azabımız onlara gece uyurken veya gündüz istirahatte yakalayıvermiştir Rahat halleri devam ederken nice ülkeleri helak edip yok etmişizdir.
|
Mehmet Okuyan
|
Nice şehirler vardı ki biz onları helak etmiştik. Azabımız onlara gece veya gündüz uyurlarken gelmişti.
|
Muhammed Celal Şems
|
Biz nice yerleşimleri helâk ettik. Azabımız, geceleyin veya öğleyin uykularındayken, onlara gelip (çattı.)
|
Muhammed Esed
|
Biz (baş kaldıran) topluluklardan nicesini, gece vakti ya da güpegündüz dinlenirken ansızın gelip çatan cezamızla yok etmişizdir.
|
Mustafa Çevik
|
Biz uyarılarımızı ve öğütlerimizi dikkate almayan nice toplulukları gazabı mızla helak ettik. Azabımız onlardan bazılarına gecenin bazılarına da gündüzün bir vaktinde gelip çatmıştır.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Biz nice (asi) toplulukları helak etmişizdir; kahredici gazabımız bir gece vakti ya da gün ortasında dinlenirken gelip çatıvermiştir.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Bir nice ülkeyi helâk ettik ki, onlara azabımız gece yatarlarken veya gündüzün ortasında uyurlarken gelip çatmıştır.
|
Ömer Öngüt
|
Nice memleketler var ki biz onları helâk ettik. Azabımız onlara geceleyin veya gündüz uykularında iken geldi.
|
Şaban Piriş
|
Nice memleketler helak ettik. Kahredici azabımız, onlara gece ya da öğle vakti uyurlarken gelip çattı.
|
Sadık Türkmen
|
BİZ kentlerden nicelerini helâk ettik! Azabımız onları gece yatarlarken/uyurlarken veya gündüz daldıkları an yakalayıverdi!
|
Seyyid Kutub
|
Biz nice kentleri yokettik. Azabımız, onları, ya geceleyin ya da öğle uykuları sırasında yakalayıverdi.
|
Suat Yıldırım
|
Biz nice ülkeler imha ettik ki ya gece uyurlarken, yahut gündüz yatarlarken baskınımız onlara gelivermişti.
|
Süleyman Ateş
|
Nice kent(ler)i helâk ettik; gece yatarlarken, yahut gündüz uyurlarken, azâbımız onlara geliverdi.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Biz nice kentleri etkisiz (yaşanmaz) hale getirdik. Baskınımız onlara, ya geceleyin ya da gündüz uykusunda[*] iken gelmiştir.
[*] Bkz: Yunus 10/50
|
Tefhim-ul Kuran
|
Biz nice ülkeleri yıkıma uğrattık. Geceleri uyurlarken ya da gündüzün dinlenirlerken bizim zorlu azabımız onlara geliverdi.
|
Ümit Şimşek
|
Biz nice beldeler helâk ettik ki, azabımız onlara gece yatarlarken veya gündüz uykusunda iken ansızın gelivermişti.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Nice yurtları ve medeniyetleri yere batırdık biz. Öyle ki, geceleyin yahut öğle uykusu uyumakta oldukları bir sırada azabımız tepelerine iniverdi.
|