Abdulbaki Gölpınarlı
|
Dinlerini bir oyundan, bir eğlenceden ibâret sayan ve dünyâ yaşayışına aldanan kişileri bırak kendi hallerine. Sen, ancak Kur'ân'la öğüt ver de hiç kimse, kazandığı suçlar yüzünden helâk olmasın. Ona, Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne bir şefaatçi. Suçlu, varını-yoğunu, kurtuluşu için fedâ etse kabul edilmez. Kazançları yüzünden helâk olanlar, inkârlarından dolayı kaynar su içeceklerdir ve pek acı bir azap vardır onlara.
|
Abdullah Parlıyan
|
Bu dünya hayatının rahatına dalarak, eğlenceyi ve geçici zevkleri din haline getiren kimseleri, kendi hallerine bırak; ama bu durumda onlara hatırlat ki, ahirette her insan yaptığı yanlışlardan ve haksızlıklardan dolayı, mutlaka rehin tutulacak ve kendisini ne Allah'a karşı koruyacak, ne de kayırıp kollayacak bir kimse bulacaktır. Kendisi için bütün fidyeleri vermeye gayret etse bile, bu kendisinden asla kabul edilmeyecektir. İşte yaptıkları yanlışlardan dolayı, rehin tutulacak olanlar bu gibi insanlardır. Onlar için Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmelerine karşılık, kaynar sudan bir içecek ve acı bir azap vardır.
|
Adem Uğur
|
Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçı. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.
|
Ahmed Hulusi
|
Dinlerini bir oyun ve eğlence edinmiş, kendilerini dünya hayatının aldatmış olduğu kimseleri, kendi hâllerine bırak. Ancak bununla beraber hatırlat ki; bir nefs, yaptıkları sonucu helâke düşmesin! Onun Allâh dûnundan ne bir Veliyy'i ve ne de bir şefaatçisi olmaz. . . Her fidyeyi verse de, ondan alınmaz! İşte bunlar yaptıklarının getirisi yüzünden rehin tutulacak olanlardır. . . Onlar için yakıcı bir içecek ve hakikat bilgisini inkâr etmeleri nedeniyle de acı bir azap vardır.
|
Ahmet Tekin
|
Dinlerini, şeriatlarını, medeniyetlerini bir oyun ve bir eğlence konusu yapan; oyunları ve eğlenceleri dinleri haline getiren ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bir tarafa bırak.Kur’ân’ı onlara tebliğ et, Kur’ân ile onlara öğüt ver:Hiçbir kimse, işlediği ameller sebebiyle felâkete dûçar olmasın; Allah’ın dışında, kulları durumundakilerden bir veli, bir koruyucu, bir otorite, bir dost ve şefaatçinin olmadığını herkes bilsin.O azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, fidye karşılığı azaptan kurtulamaz. Onlar işledikleri ameller, yüklendikleri günahlar yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda devam etmeleri, küfre saplanmaları sebebiyle kaynar bir içecek ve can yakıp inleten müthiş bir azap vardır.
|
Ahmet Varol
|
Dinlerini oyun ve eğlenceye alan ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Ancak onunla (Kur'an'la) uyar ki, bir kimse kazandığından dolayı helake gitmesin. Aksi halde Allah'tan başka ne bir dostu ne de bir şefaatçisi olur. Her türlü fidyeyi verse de kabul edilmez. İşte bu duruma düşenler kazandıklarından dolayı helake sürüklenenlerdir. Onlara inkar etmelerine karşılık kızgın bir içecek ve acıklı bir azap vardır.
|
Ali Bulaç
|
Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur'an'la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah'tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır.
|
Ali Fikri Yavuz
|
(Ey Rasûlüm), bırak o dinlerini bir oyuncak ve eğlence edinip de dünya hayatı kendilerini aldatmış bulunan kimseleri!... Kur’an’la hatırlat ki, bir nefis yaptığı günah yüzünden bir defa helâke düşmesin. O vakit Allah’dan başka, ona, ne bir dost, ne de bir şefaatçi yoktur. Azabı kaldırmak için ne kadar fidye verse alınmaz. Onlar, dünyada kazandıkları günahlar yüzünden helâke düşürülmüşlerdir. Yaptıkları küfür sebebiyle onlara kaynar su ve acıklı bir azab vardır.
|
Ali Ünal
|
Dinlerini bir oyun ve eğlence edinip onunla diledikleri gibi oynayan ve dünya hayatı kendilerini aldatmış bulunanlarla uğraşma! Sen sadece, kimse (Allah’a şirk koşma gibi) günahlar işleyerek helâke sürüklenmesin diye Kur’ân’ı anlat, onunla nasihatta bulun. Her fert bilsin ki, onun için Allah’tan başka ne bir sahip ve yardımcı ne de bir şefaatçi vardır. (Allah’a karşı şefaatçim olur, beni sahiplenir gibi düşüncelerle O’na şirk koşan herhangi bir kimse şirk koşmasının) karşılığında (Âhiret’te cezadan kurtulmak için) kendince her türlü fidyeyi denkleştirse bile, bu ondan kesinlikle kabul edilmez. Öyleleri, bizzat işleyip de kazandıkları (günahlar) sebebiyle her türlü hayırdan mahrum kalıp helâke sürüklenmiş olanlardır. Sürekli küfür içinde bulunmalarından dolayı onların hakkı, ancak kaynar sudan bir içecek ve pek acı bir azaptır.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur'ân ile öğüt ver! O kimse için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçi. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları günahlar yüzünden helâke sürüklenmişlerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.
|
Bekir Sadak
|
Dinlerini oyun ve eglenceye alanlari, dunya hayatinin aldattigi kimseleri birak. Kuran ile ogut ver ki, bir kimse kazandigiyla helake dusmeye gorsun, o takdirde Allah'dan baska ona ne bir yardimci, ne de bir kurtarici bulunur; her turlu fidyeyi de verse kabul olunmaz. KazandÙklarÙndan tr yok olanlar i_te bunlardÙr. kar etmelerinden dolayÙ kÙzgÙn i ecek ve can yakÙcÙ azap onlaradÙr. *
|
Celal Yıldırım
|
Dinlerini oyuncak ve eğlence edinenleri, dünya hayatının aldattığı kimseleri (kendi hallerine) bırak (da bocalayıp dursunlar). Ve Kur'ân ile şunu hatırlat ki, bir kimse kendi kazandığı ile kendini mahvetmeye görsün, (o takdirde) onun için Allah'tan başka ne bir yakın dost, ne de bir şefaatçi vardır. Her türlü fidyeyi de verse kendisinden alınmaz. Kazandıklarına karşılık mahvolanlar işte bunlardır. (Evet) bunlar için inkârlarına karşılık çok kaynar bir içki ve elem verici bir azâb vardır.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Dünya hayatının rahatına dalarak eğlenceyi ve geçici zevkleri dinleri haline getiren kimseleri (kendi hallerine) bırak. O Kur'an ile şunu hatırlat ki; bir kimse kazandığı (günah)tan dolayı felakete düşmeye görsün; artık onun için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. O, (kurtulmak için) bütün varlığını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden felakete sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Dinlerini oyun ve eğlenceye alanları, dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Kuran ile öğüt ver ki, bir kimse kazandığıyla helake düşmeye görsün, o takdirde Allah'dan başka ona ne bir yardımcı, ne de bir kurtarıcı bulunur; her türlü fidyeyi de verse kabul olunmaz. Kazandıklarından ötürü yok olanlar işte bunlardır. İnkar etmelerinden dolayı kızgın içecek ve can yakıcı azab onlaradır.
|
Diyanet Vakfi
|
Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçı. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.
|
Edip Yüksel
|
Dinlerini oyun eğlenceye alanları ve dünya hayatına aldananları bırak. Sen bununla hatırlat ki, bir kişi kazandığının felaketli sonucunu çekmesin. Onun ALLAH’tan başka bir sahibi ve şefaatçisi yoktur. Her türlü fidyeyi verse bile kendisinden kabul edilmez. Bunlar, kazandıklarından dolayı felaketli sonuca uğrayanlardır; inkârları yüzünden kaynar sudan bir içkiyi ve acı verici bir azabı hak etmişlerdir.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Bırak o dinlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayatı kendilerini aldatmış bulunan kimseleri de bu vesiyle ile şunu ıhtar et ki bir nefis kendi kesbiyle besalet kabzasına düşmeye görsün o vakıt Allahın huzurı celâlinde ona başka ne bir sahabet eden bulunur ne bir şefaat, her dürlü fidyeyi denkleştirse bile kabul edilmez, onlar azâbın kabzai besaletine teslim olunmuş kimselerdir, nankörlük ettiklerinden dolayı onlara sâde hamîmden bir şerab ve elîm bir azâb vardır
|
Erhan Aktaş
|
Dinlerini oyun ve eğlence edinen, dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Hiçbir kimsenin kazandığı şeyle bir felaket yaşamaması için onunla1 uyar. O kimse için Allah’tan başka ne bir veli ne de bir şefaatçi vardır. O, bütün varlığını fidye olarak verse de ondan kabul edilmez. Onlar, kazandıklarından dolayı mahvolan kimselerdir. Gerçeği yalanlayarak nankörlük etmelerinden dolayı onlar için kaynar sudan bir içecek ve can yakıcı bir azap vardır.
1- Kur’an.
|
Gültekin Onan
|
Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kuran'la) hatırlat ki, bir nefs kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Tanrı'dan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfretmelerinden dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır.
|
Hakkı Yılmaz
|
Ve dinlerini oyun ve eğlence edinmiş/ oyun ve eğlenceyi kendilerine din edinmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olan kimseleri bırak ve Kur’ân ile hatırlat/öğüt ver: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığıyla değişim ve yıkıma düşerse, onun için Allah'ın astlarından bir yardım eden, yol, gösteren koruyan bir yakın kimse ve destekçi, kayırıcı söz konusu olmaz. Suçuna karşı her türlü bedeli ödemeyi istese de ondan alınmaz. İşte bunlar, kazandıkları ile değişime/yıkıma uğrayan kimselerdir. İyilikbilmezlik ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içecek ve can yakıcı bir azap vardır.
|
Harun Yıldırım
|
Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinenleri ve dünya hayatının aldatmış olduğu kimseleri bırak. Onunla hatırlat ki bir nefis kendi kazandıklarıyla helake düşmesin. O taktirde onun Allah’tan başka ne bir velisi vardır ne de şefaatçisi. Her türlü fidyeyi verse de kabul edilmez. İşte onlar, kazandıkları sebebiyle helake uğrayanlardır. İnkâr ettikleri için onlara kaynar sudan bir içecek ve can yakıcı bir azap vardır.
|
Hasan Basri Çantay
|
Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen, kendilerini dünyâ hayaatı aldatmış bulunan kimseleri (öylece haaline) bırak. Sen yalınız onunla (Kur'an ile) va'z et ki hiç bir kimse kazandığı (günâh) yüzünden helake sürüklenib atılmasın. Ona Allahdan ne bir yâr, ne de bir şefaatçi yokdur. O, bütün varını fidye olarak verse yine ondan alın (ıb kabul olun) maz. Onlar (dünyâda) kazandıkları (günâhlar) yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir. Küfr-ü inkâr etmekde oldukları (hakıykatler) den dolayı kaynar su ve acıklı azâb onlar içindir.
|
Hayrat Neşriyat
|
O hâlde dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve dünya hayâtı kendilerini aldatan kimseleri bırak; hem (sen) onunla (o Kur’ân ile) nasîhat et ki, bir kimse kazandığı(günahlar) yüzünden helâke düşürülmesin! Ona Allah’dan başka ne bir dost, ne de bir şefâatçi vardır. (Azâbı kendinden men' etmek için) her türlü fidyeyi fedâ edecek de olsa, ondan alınmaz.
|
İbni Kesir
|
Bırak o dinlerini oyun ve eğlence edinenleri; dünya hayatının aldattığı kimseleri. Sen, onunla öğüy ver ki Allah'tan başka dostu ve şefaatçısı olmayan bir kimse; kazandığından ötürü yok olmasın. O, bütün varını fidye olarak verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıklarından ötürü yok olanlardır. Küfür edegeldiklerinden dolayı onlara, kaynar sudan içecek ve elim bir azab vardır.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Kendilerinin dînini bir oyun ve bir eğlence edinenleri bırak. Ve onları dünya hayatı aldattı. Ve de kazandıklarından (kazandıkları nâkıs derecelerden) dolayı nefsin helâk olacağını, onunla hatırlat. Onun için Allah'tan başka bir dost ve bir şefaatçi yoktur. O, bütün fidyeleri verse de ondan alınmaz (kabul edilmez). İşte onlar kazandıklarından dolayı helâk olmuş kimselerdir. İnkâr etmiş oldukları şeylerden dolayı, onlar için kaynar sudan bir içecek ve elîm bir azap vardır.
|
Kadri Çelik
|
Dinlerini oyun ve oyalanmaya alanları ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Kur'an ile öğüt ver ki, bir kimse kazandığıyla helake düşmeye görsün! O takdirde Allah'tan başka ona ne bir yardımcı, ne de bir şefaatçi bulunur ve her türlü fidyeyi de verse kabul olunmaz. Kazandıklarından ötürü (rahmetten) mahrum kalmış kimseler işte bunlardır. Küfre sapmalarından dolayı kızgın içecek ve can yakıcı azap onlaradır.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Artık dinlerini bir oyun ve eğlenceden ibaret sayan, dünya için yaşayanlar Mağrur olanları bırak kendi hallerine. Sen sadece Kur'an'la öğüt ver. En sonunda hiç kimse kazandıkları yüzünden helake düşmesin. Nitekim, Allah'tan başka ne bir velisi ne de bir dostu vardır onun. Artık suçlu olan varını, yoğunu feda etse de kabul edilmeyecektir. Muhakkak ki onlar işledikleri suçlardan dolayı helake uğrayanlardır Elbette küfre saptıklarından dolayı, onlar kaynar su içeceklerdir. Nasıl da acıklı, can yakıcı, elem verici şiddetli bir azap vardır.
|
Mehmet Okuyan
|
Dinlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kişileri terk et! (Yine de) kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin (mahşerde) alıkonmaması için onunla (Kur’an’la) gerçeği hatırlat! O (inkârcı her nefis) için Allah’tan başka hiçbir dost ve şefaatçı yoktur. (Her nefis), bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar, kazandıkları (günahlar) yüzünden (mahşerde) alıkonulmuş olacaklardır. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.
|
Muhammed Celal Şems
|
Dinlerini oyun ve eğlence yapanları ve dünya hayatının aldattığı kimseleri terk et. Biri, yaptıkları yüzünden mahvolmasın diye, kendisine bu (İlâhî kelâmla) öğüt ver. Onun Allah’tan başka ne bir dostu, ne (de) bir şefaatçisi olur. Böyle bir kimse (azaptan kurtulmak için) tastamam bir karşılık verse (de,) ondan kabul edilmeyecektir. Yaptıklarından dolayı mahvedilenler (de,) işte bunlardır. İnkâr etmeleri sebebiyle, onlara içecek olarak kaynar su (verilecek) ve (de) acı azap olacaktır.
|
Muhammed Esed
|
Dünya hayatının rahatına dalarak eğlenceyi ve geçici zevkleri dinleri haline getiren kimseleri kendi haline bırak; ama bu durumda (onlara) hatırlat ki (ahirette) her insan yaptığı yanlışlardan (ve haksızlıklardan) dolayı rehin tutulacak ve kendisini ne Allaha karşı koruyacak, ne de kayırıp kollayacak bir kimse bulunmayacaktır. Ve düşünülebilecek her türlü fidyeyi vermek istese bile bu kendisinden kabul edilmeyecektir. İşte yaptıkları yanlışlardan dolayı rehin tutulacak olanlar bu (gibi insan)lardır; onlar için (ahirette) yakıcı bir ümitsizlik iksiri vardır ve onları, hakikati inatla inkar ettikleri için şiddetli bir azap beklemektedir.
|
Mustafa Çevik
|
Ey Peygamber! Sen bu dünya hayatının geçici zevklerine, kendini tamamen kaptırıp da, bunu hayat tarzı haline getiren ve Allah’ın davetine sırtını dönüp, onu oyun eğlence konusu yapanları Kur’an’la uyarıp başlarına gelecekleri de hatırlattıktan sonra kendi hallerine bırak. Şunu iyi bilsinler ki, şirkleri, küfürleri ve zulümleri sebebi ile Allah’ın azabını hak ettiklerinde, kendilerini Allah’a karşı koruyabilecek bir dost ve şefaatçi bulamazlar, Allah’ın azabından hiçbir güç onları kurtaramaz, orada fidye kabul edilmez. Bunlar yapıp ettiklerinin ve yapmaları gerekirken de yapmadıklarının hesabını, azabın pençesine düşerek verecekler. Onlara cehennemde kaynar sudan bir içecek vardır. Allah’a nankörlük edip, şirk koşmanın cezası pek şiddetlidir.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Dünya hayatına dalarak eğlenceyi ve geçici zevklerini din haline getiren kimseleri kendi haline bırak. Fakat şunu da onlara hatırlat ki, her insan işlediklerine karşılık ipotek altına alınacak, ve ne kendisini Allah'a karşı koruyacak, ne de kayıracak kimsesi olacaktır. Ve kendisi için en yüksek fidyeyi verse bile, bu ondan asla kabul edilmeyecektir. İşte bunlardır işlediklerine karşılık ipotek edilecekler; ısrarlı inkarları sebebiyle onlar (gelecek için) yakıp kavurucu bir (umutsuzluk) zehiri içecekler, (geçmiş için) şiddetli bir azap çekecekler.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence ittihaz eden ve kendilerini dünya hayatı mağrur etmiş bulunan kimseleri bırak. Ve onunla öğüt ver ki, hiçbir kimse kazandığı şey sebebiyle helâke düşmesin, onun için Allah Teâlâ'dan başka ne bir dost ve ne de bir şefaatcı yoktur. Ve o bütün fidyeyi feda edecek olsa ondan alınmaz. Onlar o kimselerdir ki, kazanmış oldukları şeyler sebebiyle azaba maruz kalmışlardır. Onlar için küfrettikleri şey sebebiyle pek sıcak sudan bir içki ve pek incitici bir azap vardır.
|
Ömer Öngüt
|
Dinlerini oyun ve eğlenceye alanları, dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Sen o (Kur'an'la) öğüt ver ki, kişi kazandığı amel sebebiyle helâke uğramasın. O kimse için Allah'tan başka ne bir dost, ne de şefaatçı vardır. O bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan alınmaz. Onlar kendi kazandıkları yüzünden helâka sürüklenmiş kimselerdir. Onlar için kaynar sudan bir içki ve inkârlarından dolayı da acıklı bir azap vardır.
|
Şaban Piriş
|
Dinlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak; sen Kur’an ile, kişinin, kendi kazancı yüzünden, Allah’tan başka bir dost ve şefaatçinin bulunmadığı ahirette tehlikeye düşmemesi için öğüt ver. Zira o kişi, bütün varlığını fidye olarak verse bile, kendisinden alınıp kabul edilmez. İşte bunlar, kendi kazandıkları yüzünden tehlikeye girmiş kimselerdir. Kafir olmaları dolayısıyla onlar için kaynar bir içecek ve acı bir azap vardır.
|
Sadık Türkmen
|
Dinlerini bir oyun ve eğlence edinen; dünya hayatında aldanan kimseleri kendi haline bırak! Sen bununla şöyle hatırlat: Bir kişi kazandığı şeylerin eline teslim edilmeye görsün, onun Allah’tan başka ne bir dostu, ne de bir şefaatçisi vardır. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez! İşte onlar kazandıkları şeylere teslim edilmiş kimselerdir! Onlar için kaynar sudan bir içki ve inkâr etmiş olmaları yüzünden can yakıcı bir azap vardır!
|
Seyyid Kutub
|
Dinlerini oyun- eğlence konusu yapan ve dünya hayatına aldanan kimseleri bırak da Kur'an aracılığı ile şunu hatırlat ki, eğri davranışlarının, günahlarının tutsağı olan kimse ne Allah dışında bir yardım edici ve ne de bir aracı bulabilir. Eğer o bütün varını fidye olarak ortaya koysa kabul edilmez.
|
Suat Yıldırım
|
Dinlerini bir oyuncak ve eğlence haline getiren, kendilerini dünya hayatı aldatmış olan kimseleri kendi hallerine bırak!Sen yalnız Kur’ân ile va’z et ki, Allah’tan başka yardımcısı ve şefaatçisi bulunmayan hiçbir nefis, işlediği günahlar yüzünden helâke teslim edilmesin. O, her türlü fidyeyi denkleştirse bile, yine ondan kabul edilmez. İşledikleri günahları yüzünden helâke sürüklenenler, mahvolanlar, işte bunlardır. İnkârlarından dolayı onlara kaynar sudan bir içecek ve acı veren bir azap vardır.
|
Süleyman Ateş
|
Bırak o dinlerini oyun, eğlence yerine koyan ve dünyâ hayâtının aldattığı kimseleri de, sen o (Kur'ân) ile (şunu) hatırlat ki, bir kişi, yaptığı işin eline teslim edilmeye görsün, (yoksa) Allah'tan başka onun ne bir dostu, ne de bir yardımcısı olmaz. (Amelinin elinden kurtulmak için) her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte onlar, kazandıklarının eline teslim edilmişlerdir. Onlar için kaynar sudan bir içki ve inkârlarından dolayı da acı bir azâb vardır!
|
Süleymaniye Vakfı
|
Dünya hayatına aldanıp oyun ve eğlenceyi kendine din edinenleri bırak[*] ve onlara Kur'an'dan şunu bildir: Kimsenin yapıp ettiği yakasını bırakmayacak, Allah ile arasına girecek dostu da şefaatçisi de olmayacak, bedel olarak ne verse kabul edilmeyecektir. Ayetleri görmezlikte direnmelerine karşılık bunların kurtulamayacakları şey, kaynar sudan bir içecek ve acıklı bir cezadır.
[*] “Dünya hayatına aldanıp dinlerini oyun ve eğlence haline getirenleri bırak” şeklinde de anlam verilebilir. Bkz: Maturidi Tevilat
|
Tefhim-ul Kuran
|
Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur'an'la) hatırlat ki, bir nefis,kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah'tan başka ne bir velisi, ne de bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır.
|
Ümit Şimşek
|
Dinlerini oyun ve eğlence edinen, dünya hayatına aldanmış kimseleri bırak. Fakat sen Kur'ân ile öğüt ver ki, kimse kazandığı günahlarla helâke sürüklenmesin. O zaman kişinin Allah'tan başka ne bir dostu olur, ne bir şefaatçisi. Her türlü fidyeyi verse de yine kabul edilmez. İşte onlar, kazandıkları günahlarla helâke düşmüş olanlardır. İnkâr edip durmaları yüzünden onlara kaynar sudan bir içecek ve acı bir azap vardır.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Dinlerini oyun ve eğlence haline getirmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak da o Kur'an ile şunu hatırlat: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığına teslim edilirse onun, Allah dışında ne bir dostu kalır ne de şefaatçısı. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte bunlar, kazandıklarına teslim edilmişlerdir. Nankörlük ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve korkunç bir azap vardır.
|