kemâ ya'rifûne - ...gibi tanırlar

  
Abdulbaki Gölpınarlı Kendilerine kitap verdiklerimiz, Peygamberi, oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar, fakat kendilerine zarar verenlerdir inanmayanlar.
Abdullah Parlıyan Kendilerine kitap verdiğimiz Yahudi ve Hıristiyanlar, O hak peygamberi kendi oğullarını nasıl tanıyorlarsa, öylece tanırlar; ama onlar arasında, kendilerine yazık edenler var ya işte onlardır inanmayanlar.
Adem Uğur Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Resûlullah'ı) kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyan edenler var ya, işte onlar inanmazlar.
Ahmed Hulusi O kendilerine hakikat bilgisi verdiklerimiz var ya, O'nu (Hz. Rasûlullah'ı), kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. . . Nefslerini hüsrana uğratanlar, işte onlar, iman etmezler.
Ahmet Tekin Kendilerine kutsal kitaplar verdiğimiz kimseler, peygamberi, Muhammed’i, öz oğullarını bildikleri gibi, kitaplarında zikredilen özellikleri sebebiyle bilirler, tanırlar. Kendilerini, birbirlerini hüsrana uğratanlar, işte onlar iman etmeyecekler.
Ahmet Varol Kendilerine kitap vermiş olduklarımız onu (Peygamberi) kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanımaktadırlar. Kendilerini zarara sokanlar işte onlar iman etmezler.
Ali Bulaç Bizim kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu, çocuklarını tanır gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlar; işte onlar inanmayanlardır.
Ali Fikri Yavuz Kendilerine kitap verdiğimiz ümmetlerin bilginleri, o Peygamberi (Hazreti Muhammed Aleyhisselâmı), oğullarını tanıdıkları gibi bilir ve tanırlar. Küfre varmakla nefislerine ziyan edenler, işte onlar iman etmezler...
Ali Ünal Kendilerine Kitap verilenler, öz oğullarından nasıl şüphe etmeyip onları tanırlarsa, (Allah Rasûlü’nü bütün peygamberlik alâmetleriyle) aynı kesinlikte tanırlar. Fakat (buna rağmen, nefislerine ve nefsanîliklerine mağlûp olarak bu gerçeği gizleyen ve böylece) kendilerini en büyük ziyana uğratanlardır ki, işte onlar iman etmezler.
Bayraktar Bayraklı Kendilerine kitap verdiklerimiz, Peygamberi kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyan edenler var ya, işte onlar inanmazlar.
Bekir Sadak Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi) cocuklarini tanidiklari gibi tanirlar; fakat kendilerine yazik ettiler, cunku onlar inanmazlar. *
Celal Yıldırım Kendilerine kitap verdiğimiz (ümmetler), Onu (Peygamber Muhammed'i) öz çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerine yazık edenler (var ya) onlardır ki inanmazlar.
Cemal Külünkoğlu Kendilerine kitap verdiğimiz (Yahudi ve Hıristiyanlar), o (Muhammed')i öz çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar/bilirler. (Aklını kullanmayarak) kendilerini hüsrana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar.
Diyanet İşleri (eski) Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi) çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar; fakat kendilerine yazık ettiler, çünkü onlar inanmazlar.
Diyanet Vakfi Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Resûlullah'ı) kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyan edenler var ya, işte onlar inanmazlar.
Edip Yüksel Kendilerine kitap verdiklerimiz, çocuklarını tanır gibi bunu tanır. Kişiliklerini yitirenler onaylamayanlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır Kendilerine kitâb verdiğimiz ümmetlerin uleması o Peygamberi kendi oğullarını bilir gibi bilirler, kendilerine yazık edenlerdir ki ancak iyman getirmezler
Erhan Aktaş Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu çocuklarını tanır gibi tanırlar. O kimseler, kendi nefislerine hüsran1 ettiler, işte onlar iman etmezler.

1- İnsanın, ömrünü boş şeyler uğruna tüketip, ebedi kayba uğraması.
Gültekin Onan Bizim kendilerine kitap verdiklerimiz, onu çocuklarını tanır gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlar; işte onlar inanmayanlardır.
Hakkı Yılmaz Kendilerine Kitap verdiğimiz şu kimseler, Peygamber'i, kendi oğullarını bildikleri gibi bilirler. Kendi nefislerini kayba uğratan şu kimseler, işte onlar iman etmezler.
Harun Yıldırım Kendilerine kitap verdiklerimiz öz oğullarını tanır gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlar... işte onlar iman etmezler.
Hasan Basri Çantay Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler onu (o hak peygamberi) öz oğullarını nasıl tanıyorlarsa öyle tanırlar. Nefislerini hüsrana uğratanlar (yok mu?) işte onlardır ki (peygambere) inanmazlar.
Hayrat Neşriyat Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler, onu (kitablarında alâmetlerini gördükleri o âhir zaman peygamberini) kendi oğullarını tanımakta oldukları gibi tanırlar. Kendilerini hüsrâna uğratan o kimseler yok mu, işte onlar îmân etmezler.
İbni Kesir Kendilerine kitab verdiklerimiz; onu, öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Nefislerini ziyana uğratanlar, işte onlar inanmazlar.
İskender Evrenosoğlu Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onu kendi oğullarını tanır gibi tanırlar. Artık mü'min olmayanlar, nefslerini hüsrana düşürdüler.
Kadri Çelik Kendilerine kitab verdiklerimiz, onu (peygamberi) çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlar (var ya), işte onlar iman etmezler.
Mehmet Ali Eroğlu Aşikar ki, kendilerine kitap verdiğimiz kimseler onu oğulları gibi tanırlar Maalesef, kendilerini zarara sokan kimseler işte ona iman etmeyenlerdir.
Mehmet Okuyan Kendilerine kitap verdiklerimiz onu kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerine yazık edenler var ya işte onlar inanmazlar.
Muhammed Celal Şems Kendilerine Kitap verdiğimiz kimseler, oğullarını tanıdıkları gibi bu (gerçeği) tanırlar. Ancak kendilerini hüsrana uğratanlar var ya, inanmayanlar (da,) işte onlardır.
Muhammed Esed Daha önce vahiy verdiklerimiz, bunu, kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar; ama (onlar arasından) kendilerine yazık edenler (var ya), işte onlardır inanmayı reddedenler.
Mustafa Çevik Kendilerine daha önce kitap verdiklerimiz kendi kitaplarında kalmış olan gerçeklerle, Kur’an’ın ilahi bir kitap olduğunu kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanıyıp bilirler fakat birçoğu zararlarına olmasına rağmen yine de yüz çevirip inanmazlar.
Mustafa İslamoğlu Daha önce vahye muhatap kıldıklarımıza gelince: onlar onu kendi çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini kaybeden kimseler var ya: işte onlardır inanmaya yanaşmayanlar.
Ömer Nasuhi Bilmen Kendilerine kitap vermiş olduğumuz kimseler, O'nu kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanır bilirler. O kimseler ki nefislerini hüsrâna uğratmışlardır, işte onlar imân etmezler.
Ömer Öngüt Kendilerine kitap verdiklerimiz (Peygamber'i), kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana uğratanlara gelince, onlar iman etmezler.
Şaban Piriş Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler Resûlü, oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini hüsrana atanlar, işte onlar iman etmezler.
Sadık Türkmen Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, oğullarını tanıdıkları gibi onu tanırlar. Ama, onlardan kendilerine yazık eden kimseler var ya, onlar inanmıyorlar.
Seyyid Kutub Kendilerine kitap verdiklerimiz, Peygamberi ve Kur'an'ı tıpkı çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Fakat kendilerine kıyanlar var ya, onlar asla inanmazlar.
Suat Yıldırım Kendilerine kitap verdiğimiz ümmetlerin bilginleri o Peygamberi, kendi öz evlatlarını tanıdıkları gibi tanırlar. Ama kendilerine acımayıp kendi kendilerini en büyük hüsrana uğratanlardır ki iman etmezler.
Süleyman Ateş Kendilerine Kitap verdiklerimiz, oğullarını tanıdıkları gibi onu tanırlar (onun Allâh tarafından vahyedildiğini bilirler), ama kendilerini ziyana sokanlar inanmazlar.
Süleymaniye Vakfı Kitap verdiğimiz kimseler onu (Allah’tan başka ilah olmadığını),[*] kendi oğullarını bildikleri gibi bilirler. Kendilerine yazık edenler, ona inanıp güvenecek değillerdir.

[*] Önceki ayette, “Allah’tan başka ilah olmadığı” vurgulandığı için anlam bu şekilde verilmiştir.

 
Tefhim-ul Kuran Bizim kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu, çocuklarını tanır gibi tanırlar kendilerini hüsrana uğratanlar işte onlar inanmayanlardır.
Ümit Şimşek Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu, oğullarını tanır gibi tanıyorlar. Kendilerini hüsrana sokanlar ise iman etmezler.
Yaşar Nuri Öztürk O kendilerine kitap verdiklerimiz var ya, onu, öz oğullarını tanıdıkları gibi tanıyıp bilirler. Ama öz benliklerini hüsrana uğratan bunlar, iman etmezler.