|
| |
Abdulbaki Gölpınarlı
|
Onlara azâp edersen şüphe yok ki onlar, senin kullarındır ve eğer yarlıgarsan şüphe yok ki sensin üstün olan, hüküm ve hikmet sahibi bulunan.
|
Abdullah Parlıyan
|
Şayet onları azaba çarptırırsan, şüphesiz onlar senin kullarındır. Ve eğer onları bağışlarsan, doğrusu sen çok güçlü ve üstün olansın. Yaptığın herşeyi yerli yerince yapansın.”
|
Adem Uğur
|
Eğer kendilerine azap edersen şüphesiz onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın). Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin" dedi.
|
Ahmed Hulusi
|
"Eğer onları azaplandırırsan, elbette onlar senin kullarındır! Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sensin Aziyz, Hakiym olan, sen!"
|
Ahmet Tekin
|
'Eğer onlara ceza verirsen, onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan Sen, sadece Sen, kudretli, hikmet sahibi ve hükümransın.'
|
Ahmet Varol
|
Eğer onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Şayet kendilerini bağışlarsan, şüphe yok ki sen yücesin, hakimsin.'
|
Ali Bulaç
|
Eğer onları azablandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz aziz olan, hakim olan Sen'sin Sen."
|
Ali Fikri Yavuz
|
Eğer onlara azab edersen, şüphe yok ki, onlar senin kullarındır; ve eğer kendilerini bağışlarsan yine şüphe yok ki, sen, mutlak galibsin ve hükmünde hikmet sahibisin” der.
|
Ali Ünal
|
“Eğer onlara azap edersen, ne diyeyim onlar Sen’in kulların. Eğer onları bağışlayacak olursan, yine ne diyeyim, şüphesiz ki Sen, Azîz (izzet ve ululuk sahibi, her işte üstün ve mutlak galip)sin; Hakîm (her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunan) sın.”
|
Bayraktar Bayraklı
|
“Eğer kendilerine azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin.”
|
Bekir Sadak
|
«nlara azabedersen, dogrusu onlar Senin kullarindir; onlari bagislarsan, Guclu olan, Hakim olan suphesiz ancak Sensin.»
|
Celal Yıldırım
|
Eğer onlara azâb edersen, şüphesiz ki onlar senin kullarındır; bağışlarsan, doğrusu sen çok güçlüsün, çok üstünsün, hem de yegâne hikmet sahibisin.
|
Cemal Külünkoğlu
|
“Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki, onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın) ve eğer kendilerini bağışlarsan yine şüphe yok ki sen, mutlak galipsin ve hükmünde hikmet sahibisin.”
|
Diyanet İşleri (eski)
|
'Onlara azabedersen, doğrusu onlar Senin kullarındır; onları bağışlarsan, Güçlü olan, Hakim olan şüphesiz ancak Sensin.'
|
Diyanet Vakfi
|
Eğer kendilerine azap edersen şüphesiz onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın). Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin» dedi.
|
Edip Yüksel
|
“Onları cezalandırırsan, onlar senin kullarındır. Onları bağışlarsan, kuşkusuz sen Üstünsün, Bilgesin.”
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
eğer onlara azab edersen şüphe yok ki senin kullarındırlar ve eğer kendilerine mağfiret kılarsan yine şübhe yok ki sen o azîz, hakîmsin
|
Erhan Aktaş
|
Eğer onlara azap edersen onlar Sen’in kullarındır. Ve eğer onları bağışlarsan, Mutlak Üstün Olan ve En İyi Hüküm Veren Sen’sin.”
|
Gültekin Onan
|
"Eğer onları azablandırırsan, şüphesiz onlar senin kullarındır; eğer onları bağışlarsan, şüphesiz aziz olan, hakim olan sensin, sen."
|
Hakkı Yılmaz
|
(116-118) Ve hani Allah demişti ki: “Ey Meryem oğlu Îsâ! Sen mi insanlara: ‘Beni ve annemi,
Allah'ın astlarından iki tanrı edinin’ dedin?” Îsâ: “Sen arınıksın, benim için gerçek olmayan bir şeyi
söylemem bana yakışmaz. Eğer ben onu demiş olsam, Sen, bunu kesinlikle bilmiştin. Sen, benim
içimde/özümde olanı bilirsin, ben ise Senin zatında olanı bilmem. Şüphesiz Sen; görülmeyeni,
duyulmayanı, sezilmeyeni, geçmişi, geleceği en iyi bilenin ta kendisisin! Ben, onlara sadece, Senin
bana emrettiklerini; ‘Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin’ dedim. Ve ben, içlerinde
olduğum müddetçe onlar üzerine tanıktım. Ne zaman ki Sen, beni vefat ettirdin; geçmişte
yaptıklarımı ve yapmam gerekirken yapmadıklarımı bir bir hatırlattırdın/ beni öldürdün, Sen, onları
gözetleyenin ta kendisi oldun. Ve şüphesiz Sen, her şeye en iyi tanık olansın. Eğer onlara azap
edersen, şüphesiz onlar, senin kullarındır ve eğer onları bağışlarsan, şüphesiz Sen, en üstün, en
güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, en iyi yasa koyan,
bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapanın ta kendisisin” dedi.
|
Harun Yıldırım
|
“Onları azaplandırırsan muhakkak ki onlar senin kullarındır, onları bağışlarsan muhakkak ki sen Aziz’sin, Hakîm’sin.”
|
Hasan Basri Çantay
|
«Eğer kendilerine azâb edersen şübhe yok ki onlar Senin kullarındır. Eğer onları yarlığarsan mutlak gaalib (ve) yegâne hüküm ve hikmet saahibi olan da hakıykaten Sensin Sen».
|
Hayrat Neşriyat
|
'Eğer onlara azâb edersen, artık şübhesiz ki onlar, senin kullarındır. Eğer onlara mağfiret edersen, yine şübhe yok ki Azîz (kudreti dâimâ galib gelen), Hakîm (her işi hikmetli olan) ancak sensin!'
|
İbni Kesir
|
Eğer onlara azab edersen; şüphesiz onlar Senin kullarındır. Şayet bağışlarsan; muhakkak ki Sensin Sen; Aziz, Hakim.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Eğer onlara azap edersen, artık muhakkak ki onlar, Senin kullarındır. Ve eğer onları bağışlarsan, o taktirde muhakkak ki Sen, Sen Azîz'sin (üstünsün) Hakîm'sin (hüküm ve hikmet sahibisin).
|
Kadri Çelik
|
“Onlara azap edersen, doğrusu onlar senin kullarındır; onları bağışlarsan, şüphesiz güçlü ve hikmet sahibi olan ancak sensin.”
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Muhtemel ki, Sen onları azaplandırırsan şüphesiz onlar senin kulların. Azaplandırmayıp bağışlarsan eğer, şüphesiz aziz olan ve hakim olan Sensin
|
Mehmet Okuyan
|
Onlara azap edersen şüphesiz ki onlar, senin kullarındır (dilediğini yaparsın). Onları bağışlarsan şüphesiz ki güçlü ve doğru hüküm veren yalnızca sensin.”
|
Muhammed Celal Şems
|
“Onlara azap edersen, şüphesiz onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, şüphesiz ancak Sen, her şeyden üstünsün, hikmet sahibisin.”
|
Muhammed Esed
|
Şayet onları azaba çarptırırsan şüphesiz onlar Senin kullarındır; ve eğer onları bağışlarsan şüphesiz yalnız Sensin kudret sahibi, hikmet sahibi!"
|
Mustafa Çevik
|
116-118 Allah, Hesap Günü İsa’ya verdiği nimetleri hatırlattıktan sonra, ona şunu soracak: “Ey Meryemoğlu İsa! Sen dünya hayatında insanlara, Allah’la birlikte beni ve annemi de ilah edinin dedin mi?” İsa da bu soruya karşılık şöyle cevap verecek: “Hâşâ Rabbim, hakkım olmayan bir şeyi ben nasıl söylerim! Sen mutlak, yüce ve tek ilahsın! Aksine bir şey söylemiş olsaydım, elbette Sen bunu bilirdin. Sen benim düşündüklerimi, söylediklerimi ve yaptıklarımı da bilirsin ama ben bana bildirdiklerin dışında olanları bilemem. Ben onları Senin bana vahyedip öğrettiklerinle emrinin gereği olarak, yalnız Seni Rab ve ilah edinerek yaratılış sebepleri olan Allah merkezli bir hayatı yaşamaya davet ettim ve ancak böyle yaşanılarak Allah’a kulluk edilebileceğini bildirdim. Onların aralarında yaşadığım sürece yaptıklarını görüyor, biliyor ve şahitlik ediyordum. Sen benim canımı aldıktan sonrasını ben bilmem. Onları görüp gözetleyen, her şeyden haberi olan ve her şeyin aslını bilen yalnız Sensin. Onların neyi hak ettiklerini ve neye layık olduklarını bilen ve karar verecek olan da Sensin. Ey Rabbim! Onlar Senin kulların ve üzerlerinde hak sahibi olan, dilediğini ödüllendirmek, dilediğini cezalandırmak, dilediğini bağışlamak yetkisi yalnız Sana aittir, hüküm, hikmet ve kudret sahibi olan Sensin.”
|
Mustafa İslamoğlu
|
Eğer onlara azab edersen, şüphe yok ki onlar Senin kullarındır; yok eğer onları bağışlarsan, hiç şüphesiz her işinde mükemmel olan tek Sensin, her hükmünde tam isabet eden de yalnız Sen!"
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
«Eğer onları muazzep kılarsan şüphe yok ki, onlar senin kullarındır. Ve eğer onları yarlığarsan yine şüphesiz ki, azîz olan, hakîm olan ancak Sen'sin.»
|
Ömer Öngüt
|
“Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, şüphesiz ki sen Azîz'sin, hükmünde hikmet sahibisin. ”
|
Şaban Piriş
|
Eğer onlara azap edersen, onlar, şüphesiz senin kullarındır. Şayet onları bağışlarsan, şüphesiz sen aziz ve hakimsin.
|
Sadık Türkmen
|
“Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, yine şüphe yok ki Sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”
|
Seyyid Kutub
|
Eğer onları azaba çarptırırsan, onlar senin kullarındır, eğer günahlarını affedersen kuşku yok ki Sen üstün iradeli ve hikmet sahibisin.
|
Suat Yıldırım
|
(116-118) Hem Allah Teâlâ: "Ey Meryem oğlu İsa!" Sen mi insanlara "Beni ve annemi Allah’tan başka iki tanrı edinin" dedin? sorguladığı vakit o şöyle diyecek: "Hâşa! Sen şerikden ve her noksandan münezzehsin Ya Rabbî! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem doğru olmaz, bana yakışmaz." "Hem söylediysem malûmundur elbet. Benim varlığımda olan her şeyi Sen bilirsin, ama ben Sen’in Zatında olanı bilemem. Bütün gaybleri hakkıyla bilen ancak Sen’sin." "Sen ne emrettinse ben onlara, bundan başka bir şey söylemedim. Dediğim hep şu idi: "Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin." "Ya Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe onları kolladım. Fakat vakta ki Sen beni aralarından tutup aldın, onları görüp denetleyen yalnız Sen kaldın. Sen gerçekten her zaman, her şeye hakkıyla şahitsin. Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Sen’in kullarındır. Onları affedersen, aziz-u hakîm (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibi) ancak Sen’sin."
|
Süleyman Ateş
|
"Eğer onlara azâbedersen, onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın); eğer onları bağışlarsan, şüphesiz sen dâimâ üstünsün, hüküm ve hikmet sâhibisin!"
|
Süleymaniye Vakfı
|
Eğer azap edersen onlar senin kullarındır. Ama bağışlarsan üstün olan sen, doğru kararlar veren sensin.”
|
Tefhim-ul Kuran
|
Eğer onları azablandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz aziz olan, hakîm olan da Sen'sin Sen.»
|
Ümit Şimşek
|
'Onlara azap edersen, onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, şüphesiz ki Sen kudreti herşeye üstün olan sonsuz hikmet sahibisin.'
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
"Onlara azap edersen, onlar senin kullarındır. Ama onları bağışlarsan hiç kuşkusuz, sen tüm gücün sahibi, tüm hikmetlerin sahibisin."
|
|