veliyyu-kum(u) - sizin veliniz, dostunuz

  
Abdulbaki Gölpınarlı Sizin dostunuz, sahibiniz, ancak Allah'tır ve Peygamberidir ve inananlar, namaz kılanlar ve rükû ederken zekât verenlerdir.
Abdullah Parlıyan Unutmayın ki, sizin dost ve yardımcınız sadece Allah, elçisi ve iman edenlerdir. O iman edenler ki, namazlarında devamlı ve dikkatlidirler, arındırıcı mali yükümlülükleri olan zekâtı da verirler ve Allah'ın karşısında da boyun eğerler.
Adem Uğur Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır, Resulüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekâtı verirler.
Ahmed Hulusi Sizin Veliyy'niz sadece Allâh'tır, "HÛ"nun Rasûlüdür ve (şu) iman edenlerdir ki, onlar salâtı ikame ederler ve rükû hâlinde zekâtı verirler.
Ahmet Tekin Sizin veliniz, dostunuz, koruyucunuz, emrinde olduğunuz otorite yalnız Allah’tır, Rasulüdür, iman edenlerdir. Onlar namazı âdâbına riâyet ederek, aksatmadan âşikâre kılanlar, cemaatle namaza muntazam bir şekilde devam ederek, saygıyla Allah’ın emirlerine itaat edip, İslâmî faaliyetlere-kamu hizmetine katılarak, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenlerdir.
Ahmet Varol Sizin dostunuz ancak Allah, Peygamberi ve namaz kılan, zekat veren, rüku eden mü'minlerdir.
Ali Bulaç Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O'nun elçisi, rüku' ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren mü'minlerdir.
Ali Fikri Yavuz Sizin veliniz ve yardımcınız ancak Allah’la onun peygamberidir; bir de iman edenlerdir ki, onlar, Allah’ın emirlerine boyun eğerek namaza devam ederler ve zekât verirler.
Ali Ünal Sizin işlerinizi kendisine havale edeceğiniz hakikî dostunuz ve koruyucunuz ancak (ve öncelikle) Allah’tır, (sonra) O’nun Rasûlü’dür ve (sonra) iman etmiş olup, Allah’a tam boyun eğmişlik içinde namazlarını bütün şartlarına riayet ederek vaktinde ve aksatmadan kılan ve zekâtlarını her dönem hakkıyla verenlerdir.
Bayraktar Bayraklı Sizin dostunuz, ancak Allah'tır, peygamberdir ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılıp zekâtı veren, iman edenlerdir.
Bekir Sadak Sizin dostunuz ancak Alah, O'nun peygamberi ve namaz kilan, zekat veren ve ruku eden mu'minlerdir.
Celal Yıldırım Sizin dostlarınız ancak Allah'tır, O'nun Peygamberidir ve namazı dosdoğru kılıp rükû'u yerine getirerek zekât veren mü'minlerdir.
Cemal Külünkoğlu (Ey inananlar!) Sizin gerçek dostunuz ve yardımcınız ancak Allah'tır ve O'nun Resulüdür, bir de Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı dosdoğru ifa eden ve zekâtı veren mü'minlerdir.
Diyanet İşleri (eski) Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun Peygamberi ve namaz kılan, zekat veren ve rüku eden müminlerdir.
Diyanet Vakfi Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır, Resûlüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekâtı verirler.
Edip Yüksel Gerçek dostlarınız, ALLAH, elçisi ve namazı gözetip alçak gönüllü olarak zekâtı veren müminlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır Sizin veliniz evvel Allah, sonra Resulü, sonra o iyman etmiş olanlardır ki namaza devam ederler ve rükû' halinde zekât verirler
Erhan Aktaş Sizin veliniz1; ancak Allah, O’nun Rasul’ü ve “salatı ikame edip ruku halinde zekât veren”2 mü’minlerdir.

1- Yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş. Kur’an’da yer alan, “veli” ve velinin çoğulu olan “evliya” dost, dostlar olarak çeviriye konu edilmektedir. Oysaki bu sözcükler, etik anlamda dostluğu değil; siyasi bağlamda, yönetmeyi, korumayı, gözetilmeyi ifade etmektedir. 2- Bu cümleye, literal/lafız olarak diğer çevirilerde, ‘namaz kılan, zekât veren ve ruku eden” şeklinde yanlış anlam verilmektedir. Oysaki ayette, sözcük anlamı itibariyle ‘salatı ikame edip ruku halinde zekât veren’ demek olan bu terkip; Şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmek, O’na kulluk etmek ve bunu, Allah’a bağlılığı ortaya koyarak, buyruklarına içtenlikle teslim olarak; arınmış, temizlenmiş bir benlikle yapmak demektir.
Gültekin Onan Sizin dostunuz (veliniz) ancak Tanrı, O'nun elçisi, rüku ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren inananlardır.
Hakkı Yılmaz Sizin yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınınız, sadece Allah'tır, O'nun Elçisi'dir, bir de Allah'ı birleyerek salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan, ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren iman etmiş kimselerdir.
Harun Yıldırım Sizin veliniz ancak Allah’tır. O’nun Rasulü’dür ve iman edenlerdir ki namazı dosdoğru kılarlar ve rüku edici olarak zekâtı verirler.
Hasan Basri Çantay Sizin yâriniz ancak Allahdır, Onun peygamberidir, Allahın emîrlerine boyun eğici olarak namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren o mü minlerdir.
Hayrat Neşriyat Sizin dostunuz ancak Allah’dır, O’nun Resûlüdür ve (Allah’ın emrine) boyun eğen kimseler olarak namazı hakkıyla edâ eden ve zekâtı veren mü’minlerdir.
İbni Kesir Sizin dostunuz yalnız Allah, O'nun Rasulü ve namaz kılan, zekat veren, rüku edenlerdir.
İskender Evrenosoğlu Sizin velîniz (dostunuz) sadece Allah ve O'nun Resûl'ü ve âmenû olup namazı kılan, zekâtı veren kimselerdir ve onlar rükû edenlerdir.
Kadri Çelik Sizin veliniz ancak Allah, O'nun peygamberi ve namaz kılıp rükû halinde zekât (sadaka) veren müminlerdir.
Mehmet Ali Eroğlu Dostunuz, veliniz ancak Allah'tır, O'nun Peygamberleridir, O'na inanlardır. Elbette O'na Rüku edenler olarak namaz kılanlardır, zekat veren müminlerdir.
Mehmet Okuyan Sizin dostunuz yalnızca Allah, Elçisi ve boyun eğerek namazı kılan ve zekâtı veren müminlerdir.
Muhammed Celal Şems Sizin dostunuz yalnız Allah, O’nun Peygamberi ve (Allah’a) boyun eğerek namaz kılan, zekât veren müminlerdir.
Muhammed Esed Unutmayın ki sizin yardımcılarınız sadece Allah ve Elçisi ve imana erenler olacaktır; (yani) namazlarında devamlı ve dikkatli olanlar, arındırıcı (mali) yükümlülüklerini yerine getirenler ve (Allahın karşısında) boyun eğenler:
Mustafa Çevik 55-56 Ey iman edenler! Sizin gerçek veliniz ve dostunuz yalnızca Allah’tır, O’nun elçisi ve O’na yürekten iman edip teslim olmuş, namazı bilinçle ve titizlikle kılan, zekâtı severek verenlerdir. Kim böylece Allah’ı, elçisini ve mü’minleri dost edinirse, işte onlar Allah’ın tarafında olanlardır ve mutlaka galip gelecek olanlar da onlardır.
Mustafa İslamoğlu Yalnızca Allah, O'nun Elçi'si ve inananlardır sizin müttefikiniz. O inananlar ki, namazı hakkını vererek kılarlar, zekatı gönülden gelerek verirler; çünkü onlar Allah'a boyun eğerler.
Ömer Nasuhi Bilmen Sizin velîniz ancak Allah Teâlâ'dır. Ve O'nun peygamberidir ve imân etmiş olanlardır. O imân edenler ki, namazı dosdoğru kılarlar ve zekâtı verirler ve onlar rükua varanlardır.
Ömer Öngüt Sizin dostunuz ancak Allah'tır, onun Peygamber'idir ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazlarını kılan, zekâtlarını veren müminlerdir.
Şaban Piriş Sizin veliniz ancak Allah, O’nun Peygamberi, namaz kılan, boyun eğerek zekat veren müminlerdir.
Sadık Türkmen Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Rasûlüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı gereği gibi kılan, zekâtı veren müminlerdir.
Seyyid Kutub Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun peygamberi ve namaz kılan, zekat veren rükua varan müminlerdir.
Suat Yıldırım Sizin dostunuz ancak Allah’tır, O’nun Resulüdür ve Allah’a tam boyun eğerek namazlarını hakkıyla ifa eden, zekâtlarını veren müminlerdir.
Süleyman Ateş Sizin veliniz, ancak Allâh, Elçisi ve namazlarını kılan, zekâtlarını veren, rükû'a varan mü'minlerdir.
Süleymaniye Vakfı Sizin yakın dostunuz (veliniz) sadece Allah ve Elçisidir; bir de namazını tam kılan ve saygıyla zekatını veren müminlerdir.
Tefhim-ul Kuran Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O'nun Resulü, rükû' ediciler olarak namaz kılan ve zekâtı veren mü'minlerdir.
Ümit Şimşek Sizin veliniz ancak Allah'tır, Resulüdür, bir de namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, Allah huzurunda eğilen mü'minlerdir.
Yaşar Nuri Öztürk Sizin gönül dostunuz Allah'tır, O'nun resulüdür, bir de rükû eder bir halde namazı kılıp zekâtı vererek iman edenlerdir.