Abdulbaki Gölpınarlı
|
Kadınlarınızın mehirlerini bir bağış olarak verin, ama onlar, gönül hoşluğuyla mehirlerinin bir miktarını size bağışlarlarsa o vakit de onu içinize sindire sindire ve âfiyetle yiyin.
|
Abdullah Parlıyan
|
Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğu ile bir hak olarak verin. Eğer kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bırakırlarsa, ondan gönül hoşluğuyla faydalanın.
|
Adem Uğur
|
Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile (cömertçe) verin; eğer gönül hoşluğu ile o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa onu da afiyetle yeyin.
|
Ahmed Hulusi
|
Kadınlara mehrlerini (evlilik bağışı - hediyesi) severek bağışlayın. Şayet gönül hoşluğuyla bağışladığınızdan bir kısmını geri verirlerse, onu da içinize sinerek yeyin.
|
Ahmet Tekin
|
Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğu ile cömertçe verin. Eğer onlar gönül rızasıyla size bir şey bağışlarlarsa, onu âfiyetle yiyin.
|
Ahmet Varol
|
Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğu ile verin. Eğer kendileri bizzat gönül hoşnutluğu ile (mehirlerinden) size bir şey bağışlarlarsa o zaman onu afiyetle ve huzurla yiyin.
|
Ali Bulaç
|
Kadınlara mehirlerini gönülden isteyerek (ve bir hak olarak) verin, fakat onlar, gönül hoşluğuyla size ondan bir şeyi bağışlarlarsa, onu da afiyetle, iç huzuruyla yiyin.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Nikâh ettiğiniz kadınların mehirlerini (nikâh paralarını) seve seve verin. Şayet ondan bir kısmını gönül hoşluğu ile kendileri size bağışlarsa, onu âfiyetle, rahatça yiyin.
|
Ali Ünal
|
Evleneceğiniz kadınlara mehirlerini gönül hoşluğu ile verin. Eğer mehrin bir kısmını gönül rızası ile size bağışlarlarsa, onu içinize sine sine ve afiyetle yiyebilirsiniz.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Kadınlara mehirlerini hiçbir karşılık beklemeden veriniz; ama eğer onlar, kendi rızâlarıyla bir kısmını size bırakırlarsa, ondan hoşnutluk ve gönül rahatlığıyla faydalanınız.
|
Bekir Sadak
|
Kadinlara mehirlerini comertce verin, eger ondan gonul hoslugu ile size bir sey bagislarlarsa onu afiyetle yiyin.
|
Celal Yıldırım
|
(Evlendiğiniz) kadınlara mehirlerini güçlük çıkarmadan gönül rızasıyla verin. Eğer onun bir kısmını kendi arzularıyla size bağışlarlarsa, onu rahatlıkla, içinize sinerek yeyin.
|
Cemal Külünkoğlu
|
(Nikâhladığınız) kadınların mehirlerini (nikâh bedellerini) gönül rızası ile verin. Şayet (nikahladığınız kadınlar) ondan bir kısmını gönül hoşluğu ile kendileri size bağışlarsa, onu da afiyetle yiyin.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
Kadınlara mehirlerini cömertçe verin, eğer ondan gönül hoşluğu ile size bir şey bağışlarlarsa onu afiyetle yiyin.
|
Diyanet Vakfi
|
Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile (cömertçe) verin; eğer gönül hoşluğu ile o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa onu da afiyetle yeyin.
|
Edip Yüksel
|
Kadınlara mehirlerini tam verin. Kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa onu gönül huzuruyla yiyebilirsiniz.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
ve aldığınız kadınlara mihirlerini efendicesine verin, şayed ondan birazını kendileri gönül hoşluğile bağışlarlarsa onu da içinize sine sine yeyin
|
Erhan Aktaş
|
O kadınlara, mehirlerini seve seve verin. Eğer isteyerek o mehirden bir kısmını size verirlerse, o zaman onu dilediğiniz gibi yiyin.
|
Gültekin Onan
|
Kadınlara mehirlerini gönülden isteyerek (ve bir hak olarak) verin, fakat onlar, gönül hoşluğuyla size ondan bir şeyi bağışlarlarsa, onu da afiyetle, iç huzuruyla yiyin.
|
Hakkı Yılmaz
|
Ve yetimlerin kadınlarına mehirlerini 365 seve seve veriniz. Artık kendileri alacaklarından bir kısmını size hoş ederlerse/ikramda bulunurlarsa da onu afiyetle, çekinmeden yiyiniz.
|
Harun Yıldırım
|
Kadınlara mehirlerini bir hak olarak verin. Bununla beraber gönül hoşluğu ile ondan bir şey size bağışlar)larsa, onu da afiyet ve kolaylıkla yiyin.
|
Hasan Basri Çantay
|
(Aldığınız) kadınların mehirlerini yürekden isteyerek ve (Allahın) bir atiyye (si) olarak verin. Bununla beraber eğer ondan birazını gönül hoşluğu ile size bağışlamış olurlarsa onu da içinize sine sine yeyin.
|
Hayrat Neşriyat
|
Kadınlara mehirlerini gönül rızâsı ile verin! Fakat size ondan birazını kendi gönlüyle bağışlarlarsa, artık onu âfiyetle, rahatça yiyin!
|
İbni Kesir
|
Kadınların mehirlerini seve seve verin. Şayet ondan bir kısmını gönül hoşluğu ile size bağışlar iseler, onu afiyetle yiyin.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Ve kadınlara, mehirlerini seve seve verin. Fakat kendi istekleri ile ondan (mehirden) bir kısmını size bağış olarak verirlerse o taktirde onu afiyetle rahatça yiyin.
|
Kadri Çelik
|
Kadınlara mehirlerini bir hediye olarak veriniz. Eğer ondan gönül hoşluğu ile size bir şey bağışlarlarsa, onu afiyetle yiyin.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Siz hanımlara mehirlerini gönül hoşluğu ile verin fakat onlar mehirlerini eğer Açık gönül hoşluğu ile size bağışlarlarsa onu afiyetle iç huzuruyla yiyin sizler.
|
Mehmet Okuyan
|
Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile (cömertçe) verin! Ondan (verdiğiniz mehirden) bir kısmını (gönül hoşluğu ile) size bağışlarlarsa onu da afiyetle yiyin!
|
Muhammed Celal Şems
|
Hanımlara mehirlerini, gönül rızasıyla verin. Eğer kendileri hoşnutlukla ondan size bir şey bağışlarlarsa, iyi olduğunu bilerek, onu gönül rahatlığı ile kullanın.
|
Muhammed Esed
|
Kadınlara mehirlerini hiçbir karşılık beklemeden verin; ama eğer onlar, kendi rızalarıyla bir kısmını size bırakırlarsa ondan hoşnutluk ve gönül rahatlığıyla faydalanın.
|
Mustafa Çevik
|
Evlendiğiniz kadınların mehirlerini gönül rahatlığı ile ve hiçbir karşılık beklemeden verin, ama onlar kendi rızaları ile mehirlerinin bir kısmından vazgeçerlerse, onu da öylece kabul edebilirsiniz.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Kadınlarınıza mehirlerini, gönül rızasıyla karşılık beklemeksizin verin! Ve fakat, kendi rızalarıyla bir kısmını size bırakırlarsa, onu da afiyetle yiyin!
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Kadınlara mihirlerini bir atiyye olarak veriniz. Şâyet size ondan bir miktarını gönül hoşluğu ile bağışlar iseler onu da afiyetle, kolaylıkla yiyiniz.
|
Ömer Öngüt
|
(Nikâhınıza aldığınız) kadınların mehirlerini bir hak olarak seve seve verin. Bununla beraber eğer mehirlerinin bir kısmını kendiliklerinden gönül hoşnutluğu ile size bağışlarlarsa onu da âfiyetle yiyin.
|
Şaban Piriş
|
Kadınlara mehirlerini seve seve verin. Eğer, kendi istekleriyle mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa, onu da afiyetle yiyin.
|
Sadık Türkmen
|
Kadınlara mehirlerini (evlilik hediyelerini) verin, (ve geçimliklerini) gönül hoşluğuyla sağlayın. Eğer kendi istekleriyle o mehrin (hediye edilenin) bir kısmını, sizinle paylaşırlarsa onu da (geçim için) güzelce harcayın.
|
Seyyid Kutub
|
Kadınların mehirlerini gönül hoşnutluğu ile veriniz. Fakat eğer onlar mehirlerinin bir bölümünü gönüllü olarak size bağışlarlar ise bunu afiyetle yiyiniz.
|
Suat Yıldırım
|
Evleneceğiniz kadınlara mehirlerini gönül hoşluğu ile verin. Eğer mehrin bir kısmını gönül rızasıyla size bağışlarlarsa onu içinize sine sine afiyetle yeyin.
|
Süleyman Ateş
|
Kadınlara mehirlerini bir hak olarak (gönül hoşluğuyla) verin; eğer kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa, onu da âfiyetle yeyin.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Kadınlara mehirlerini cömertçe verin. Ondan bir şeyi gönül hoşluğu ile size bağışlarlarsa onu da içiniz rahat olarak afiyetle yiyin.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Kadınlara mehirlerini gönülden isteyerek (ve bir hak olarak) verin, fakat onlar, gönül hoşluğuyla size ondan bir şeyi bağışlarlarsa, onu da afiyetle, iç huzuruyla yiyin.
|
Ümit Şimşek
|
Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğu ile verin. Eğer onlar kendiliklerinden mehirlerinin bir kısmını size bağışlayacak olurlarsa, onu da âfiyetle yersiniz.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Kadınlara mehirlerini nazik ve cömert bir şekilde örf ve çevrenin kabullerine uygun olarak verin. Eğer ondan birazını kendileri kişisel istekleriyle size sunmuşlarsa artık onu içinize sine sine yiyin.
|